SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Müslümanları Kışkırttılar"

0
Güncellendi - 2015-12-27 13:03:52
A- A+ PAYLAŞ
 
Türkiye Bilimsel Teknik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) düzenlediği yarışmaya katılan öğrencilerin "Malatya ve Yöresinde Ermenilerin Sebep Olduğu Olaylar" projesiyle Ermenilerin yıllar önce Müslümanlara yapmadığının kalmadığı, derviş kılığına dahi girip Müslümanları kışkırttıkları ortaya çıktı. 
 
TÜBİTAK tarafından ortaöğretim öğrencileri arasında düzenlenen araştırma projeleri yarışması sonucunda sergilenmeye değer 70 proje arasında yer alan "Malatya ve Yöresinde Ermenilerin Sebep Olduğu Olaylar " projesi Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen bölge sergisinde yer aldı. Sergilenmeye değer projeler arasında yer alan "Malatya ve Yöresinde Ermenilerin Sebep Olduğu Olaylar " konusunda araştırma yapan Özel Turgut Özal Anadolu Lisesi öğrencilerinden Hatice Bilge Cöhce, "17 yıldır Malatya'da yaşıyorum ve Malatya ile Ermeniler arasında geçmişte neler yaşanmış, onu araştırmak istedim. Malatya'da ilk Ermeni harekatı 6 Ekim 1895 tarihinde başladı. Daha sonra 4 Kasım'da Malatya, 7 Kasımda Harput'ta ve 9 Kasım'da Arapgir'de isyanlar çıkmıştır. Arşiv vesikalarından toplanan bilgilere göre bu olaylara intişaş deniliyor. Ermeniler çıkardıkları isyanların daha etkili olması için ve Türk İslam alemini zor durumda bırakmak için Diyarbakır olaylarının başladığı tarih 1 Kasım Cuma gününü seçmişlerdir. Söz konusu günde Cuma namazı sonrası hükümet konağı civarındaki 4-5 dükkan hariç tüm dükkanlarını kapatan Ermeniler Müslüman halkı tedirgin edecek şekilde cami etrafında dolaşmaya başlamışlardır. Fakat Türk İslam alimlerinin yerinde aldığı tedbirlerle asayişi bozacak hiçbir davranışlarda bulunamamışlardır. Cuma günü yaşanan tedirginliğin ardından cumartesi ve Pazar günleri mahalle etkileri ermeni ve ruhani reisleriyle görüşerek kapalı dükkanların açılması ve Ermenilerin Müslüman halkı tedirgin edecek davranışlardan kaçınılmasını istemişlerdir. Ancak komitelere bağlı Ermeniler huzursuzluğun bozulması için ellerinden gelen her şeyi yapmışlardır. Ve 4 Kasım 1895 günü bir Hemo adlı Müslüman Ermeni Serkis tarafından öldürülmüştür. Halkın tepkisi, olayın faili Serkis'e karşı olmuştur. Ancak Ermeniler bunu bütün şehre yaymak için ellerinden geleni yapmışlar. Daha sonra da Malatya olaylarının hepsinin Nisa Çetirgan isimli rahip tarafından planlanıp yürütüldüğünü bizzat Ermeni kaynaklarından öğrendik. Ermeni kaynakları çeviren Azmi Süslü ve Esat Ural'dır. Ben bunların kaynaklarından elde ettim. Bu rahibin, Malatya'da devlet otoritelerinin ortadan kaldırmak istediği anlaşılmaktadır. Malatya Ermenileri 5 bin 500 civarındaki askeri topluluk ile karşı karşıya gelmiştir. Güvenlik kuvvetleri birçok el bombası ve resmi belge ele geçirmiştir. Belgelerde, Malatya ve yöresinin Türk İslam ahalisinin Malatya yöresinden yok edilmek istendiği anlaşılmaktadır. " 
 
Malatya'nın Arapgir ilçesinde yaşayan Ermenilerin durumlarını da araştırdıklarını söyleyen Cöhce, "Arapgir Ermeleri, 9 Kasım 1895 günü bin 500 kişilik silahlı bir çete ile Müslüman halka karşı saldırıya geçmişlerdir. Müslümanlar her durumdan mağdurdu. Silahları yoktu. Kendilerini savunamıyorlardı. Çevreden yapılan asker takviyesiyle Ermeniler kayıp vermeye başladı. Burada Ermenilerden 200, Müslümanlardan 70 kişi hayatını kaybetmişti. Arapgir Ermeni Kilisesi'nde yapılan aramada birçok silah ve cephane ele geçirilmişti. Ayrıca 2 tane derviş kıyafeti ele geçirilmişti. Daha sonra olaylardan Adıyaman'da etkilenmiş. Adıyaman'da bir Müslüman Ermeniler tarafından öldürüldü. İnfiala kapılan Müslümanlar iki Ermeni'yi öldürmüştü. " 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız