SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Ne Gördük Biliyor musunuz?"

0
Güncellendi - 2015-12-27 13:40:25
A- A+ PAYLAŞ
 
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, ''Kuvvetler ayrımı prensibi, denetimin daha başarılı bir şekilde yürütülmesi gibi bir çok artıları olan başkanlık sisteminin bilinerek karar verilmesini önemsediğimiz için 'bu konu tartışılsın' diyoruz'' dedi.
     
Kapusuz, Malatya'da bir restoranda düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu belirtti. 
     
Yeni anayasayı milletin yapacağını ifade eden Kapusuz, ''Eğer burada bir boşluk, bir sıkıntı oluşacak olursa, milletimiz bu işi önemsemez, bu işe ihmal gösterirse, siyasiler de buradan kaçmak isteyebilirler. Medyamız, sivil toplumumuz, vatandaşlarımız, başta AK Parti olarak bizlere, bütün siyasi partilere, 'Arkadaşlar, biz size oy verdik. Seçimlerde siz bize vaat ettiniz. Yeni anayasamızı istiyoruz' demeli'' diye konuştu. 
     
Türkiye'de, geçmiş yıllarda çok sık iktidar değişiklikleri yaşandığını ve her 10 yılda bir de darbe olduğunu dile getiren Kapusuz, böyle bir ülkede yatırım, üretim ve istihdamın gelişmesinin mümkün olmadığını vurguladı. 
     
Darbecilerin bilerek veya bilmeyerek bu ülkeye en büyük kötülüğü yaptığını dile getiren Kapusuz, şunları kaydetti: 
     
''1980'de ihtilal oluyor. ABD'de bir diplomat başkana bilgi verirken 'bizim çocuklar, yönetime el koydular' diyor. Türk Silahlı Kuvvetleri ne zamandan beri Amerikalıların çocukları oldu. Elbette Türk Silahlı Kuvvetleri değil, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bünyesinde İttihat ve Terakki'den günümüze gelen darbeciler, cuntacılar bu sıkıntıların sebebi oldu. Yoksa, koskoca Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hedef olarak böyle bir yanlışın içerisine girmesi düşünülemez. Ama onun içerisinde oluşan adacıklar, onun içinde olan maalesef darbeci anlayışlar, bu ülkeye çok büyük bedeller ödetti.'' 
     
''Türkiye son 10 yılda yakalamış olduğu istikrar ve güvenin tabi bir sonucu olarak, vatanına ve milletine bağlı bir kadro tarafından hakikaten canhıraşane gayretleri sonucu buraya geldi'' diyen Kapusuz, bunda da en büyük amilin bu milletin feraseti olduğunu kaydetti. 
     
Kapusuz, şunları aktardı: 
     
''Bu millet 2002 seçimlerinde eğer o duruşu, o sağlıklı kararı almamış olsaydı, korkarım ki Türkiye bugün bunları konuşmak yerine bölünüp bölünmemenin şartlarını yaşardı. İktidara geldiğimizde yanımızda bir savaş tehlikesi, tehdidi vardı. O tehlike, tehdit karşısındaki pozisyon. Ne gördük biliyor musunuz- Bizden önceki hükümet, Ecevit hükümeti ABD ile müzakerelere başlamış. Neyin müzakeresine- Bütün limanlarınızı istiyorlar. Bütün hava alanlarınızı istiyorlar. Tüm üslerinizi istiyorlar. Türkiye'de 70-80 bin asker konuşlandırmak istiyorlar. Şöyle bir bakarsanız, bunun işgalden başka bir mantığı olabilir mi- Bütün bunların tabi sonucu olarak gelinen noktaya bakılacak olursa, Türkiye büyük bir badireyi geride bıraktı.'' 
     
-Başkanlık sistemi- 
     
Salih Kapusuz, bir gazetecinin başkanlık sistemiyle ilgili sorusu üzerine, şöyle konuştu:
     
''Başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistem. Bu konunun geçmişte tartışıldığı gibi günümüzde de tartışılması söz konusudur. Biz bunun tartışılmasını önemsiyoruz. AK Parti olarak illa başkanlık veyahut da yarı başkanlık sistemine geçelim değil, bu modelin konuşulması, tanınması ve bilinmesini istiyoruz. Kuvvetler ayrımı prensibi, denetimin daha başarılı bir şekilde yürütülmesi gibi bir çok artıları olan başkanlık sisteminin bilinerek karar verilmesini önemsediğimiz için 'bu konu tartışılsın' diyoruz.'' 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız