SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Necati Çetinkaya.. Elini Çek!'

A- A+ PAYLAŞ

Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Meclisinin Mayıs ayı olağan toplantısı TSO Meclis Başkanı Sami Payza ve üyelerin katılımı ile yapıldı. Toplantıya Meclis üyelerinin; “Sarı Oda olmak istemiyoruz” ve “Bankalara yaptırım” temennileri damgasını vurdu.

Başkan Payza'nın “Artık bu terörün bitmesini istiyoruz. Ne gerekiyorsa yapılsın. Hakkari’de şehit edilen askerlerimiz yüreğimizi dağladı. İnşallah bu son olur” dileğiyle başlayan toplantı, geçen ayın karar özetleri ve bilânçolarının ayrı ayrı okunup oylanması ve kabul edilmesi ile devam etti.

"HAYVANCILIK GERİYE GİTTİ.."
TSO’nun Mayı ayı çalışmaları hakkında bilgiler veren Oda başkanı Hasan Erkoç özetle; "Bu terör olayı son olur. Ülkenin bölünmez bütünlüğüne uzanan ellerde gereken cezasını alır diye düşünüyorum. Bir ülkede istikrar ve güven yoksa, huzur yoksa, orada ticaretten bahsetmemiz mümkün değildir. Yıllardır bu ülkede toplanan vergiler terör olaylarında kullanılıyor. Oda olarak Mayıs ayını yoğun bir tempo da geçirdik” dedikten sonra "Toptancı-gıda ve Bayilerimizin üye olduğu 5. grup ile 15. Meslek grupları ile mesleki sorunları ve Bayilerin İl dışına gidişlerini önlemek gibi konuları konusunda ortak çalışmalar yaptık. Ayrıca sigortacılık sektöründe yeni gelişmeler doğrultusunda eğitim seminerlerimiz sürdü.

100 bin hayvan varlığımıza karşılık ilimizde besicilik sektörü son yıllarda geriye gitti. Hayvancılığa yönelik organize sanayi bölgesinin kurulması için Akçadağ ilçesindeki Sultansuyu Tarım İşletmesi'nin yanındaki 10 bin dönümlük alanın Besicilik OSB’si olarak değerlendirilmesi için çalışmalarımız sürüyor. Sanayinin gelişmesini istiyorsak Tarım sektörünü göz ardı edemeyiz” diye konuştu.

"ESNAFIN DURUMU İYİ DEĞİL.."
Erkoç, “TOBB önderliğinde başlatılan ‘Evde oturma alışverişe çık” kampanyası öncesinde küçük esnafın durumu iyi değil. Emekli kesimin durumu hiç iyi değil. Emekli kesimin maaşlarını düzeltmeden onları pazara çekmek mümkün değildir. Son 3-4 yıldır emeklinin maaşında en ufak bir iyileşme olmadı ve iç piyasada da ciddi bir daralma var ve bunların durumu iyileştirilmeden kampanyanın başarılı olması beklenemez diye çekincelerimizi bildirmiştik. İç piyasayı rahatlatmaya yönelik olarak 4 aşamalı planlanan kampanyanın ilk etabını gerçekleştirdik. Burada hedef iç piyasada psikolojik rahatlık sağlamaktır.

KAYISI VE KALKINMA AJANSI..
AB fonları kapsamında hazırlanan ve kabul edilen Kayısı Paketleme Projesi çerçevesi içerisinde yer alan Kayısı Paketleme makinemiz geldi. Artık kaysılarımızı 30-40 kiloluk paketler halinde hijyenik ortamlarda koruyabileceğiz” dedi.

Başkan Erkoç 26 ilde kurulacak Kalkınma Ajansları ile ilgili olarak da “ Malatya, Bölge illeri içerisinde sanayisi en gelişmiş ildir. Kalkınma Ajansının İlimizde kurulması gereklidir. Bu Malatya’nın hakkıdır. Malatya’ya kurulması için başta siyasiler olmak üzere hemen herkesin kendi alanında çalışması gereklidir” diyerek konuşmasını bitirdi.

"ÇETİNKAYA, ELİNİ ÇEK!.."
Meclis Başkanı Sami Payza’da “Kalkınma Ajanları konusunda duyumlar aldığı belirterek başladığı konuşmasını “Duyumlara göre Elazığ Milletvekili Necati Çetinkaya siyasi nüfuzunu da kullanarak Ajansı Elazığ’a götürmek istiyor. Buradan Çetinkaya’ya sesleniyorum, Sayın Çetinkaya böyle bir şeye tevessül etme ve elini çek. Çünkü Kalkınma Ajansı Malatya’nın hakkı" diye konuştu.

"ALTIN KAYISIYA TALİP OLALIM"
Gündemin Dilek Temenniler bölümünde söz alan üyeler ise;
5.Meslek grubu temsilci Ömer Yıldız; sektörümüzde büyük sorunlar var. Odamızın sektörün bütününü bir araya getirmesi ve sorunlarını masaya yatırmaları istiyoruz” dedi ve “2 Haziran’da satışa çıkarılacak olan Altın Kayısı Oteline, Oda olarak talip olunmasını istedi.

"SARI ODA OLMAK İSTEMİYORUZ.."
Meclis üyesi Hasan Dündar ise özetle: Kriz varsa çözüm vardır kampanyasına değinerek başladığı konuşmasına "Soğuk savaş dönemlerinde Sarı Sendika kavramı vardı. İşçinin hakkını korumak için kurulan sendikalar işçilerle değil işverenlerin çıkarına göre hareket ediyordu. Bizler de Sarı Oda olmak istemiyoruz. Hükümet taraftarı olabiliriz. Ama Oda olarak üyelerimizi düşünmek zorundayız. İşadamının- esnafın durumu hiç de iyi değil. Ağabeyimiz de olsa uyarılarımızı yapmamız lazım.” diye konuştu.

"BANKALAR ŞIMARIK ÇOCUK GİBİ.."
Meclis üyesi Ömer Dinç’de TOBB’un büyük bir güç olduğunu fakat bu gücü Bankalara karşı üyelerini korumak için kullanmadığını söyleyerek başladığı konuşmasını özetle “Bankalar, ailenin şımarık çocuğu gibi oldular. İşadamı ve esnaflara çok yüksek faizlerle kredi veriyorlar. Alacakları konusunda faizleri bazen yüzde 111 gibi rakamlara çıkıyorlar. İşadamını- esnafı Bankalara karşı koruyucu önlemlerin alınması gerekir. Devletin bile bunların keyfi diyebilecek uygulamalarına karşı yaptırım gücü yok” diye konuştu. Şemsettin Alkan ise “Oda olarak bankalara karşı bu uygulamadan vazgeçmeleri konusunda bir meclis kararı alalım diye önerisinde bulundu.

Bu öneri ile Meclis hareketlendi. Karşılıklı konuşmalarda Bankaların işadamları ve esnaflara yönelik keyfi ve işadamını bitirici uygulamalarından örnekler verildi ve bankaları savunan konuşmalar bazı meclis üyelerince de dillendirildi.

Şemsettin Alkan’ın önerisi önümüzdeki meclis toplantısının gündemine alınması kararlaştırıldı.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve milletvekili Öznur Çalık’ın okul yaptırma sözlerinin hangi aşamada olduğunu soran bir üyeye de Oda Başkanı Erkoç “ İTO Meclisinde ilimize okul yapımı için karar çıkmadı. Onun için okul yapım işi olmadı. Sayın Çalık’ın da öyle bir sözü olduğunu sanmıyorum” diye yanıtladı.

HABER-FOTO: Yaşar KARAASLAN

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız