SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Neler Oluyor? (78)

A- A+ PAYLAŞ

MALATYASPOR.. MALATYA’NIN “ÇAKTIĞI” SINAV!..

Malatyaspor, Malatya’nın bir markası, ortak değeri-ydi-. Sporun ve tabi bizim ülkemizde futbolun; sahiplenme, mensubiyet oluşturma-yaşatma vs. gibi duygulara hitabı nedeniyle hayli önemli olduğu, bir gerçek.

 

Malatyaspor da, bu açıdan ortak paydamız. İlgisiz kalamıyoruz. Ama çok ilgiliyiz, ama az ilgiliyiz!

 

Malatyaspor’un bir de, Malatya için çok önemli “özel” fonksiyonu var. O da; bu ilin, şehrin problem çözebilme yeteneğinin sürekli test edilebildiği bir alan olmasıdır.

 

Ve Malatyaspor, son yıllarda göstermiştir ki; Malatya’nın, yöneticisiyle, siyasetiçiyle, sivil toplum örgütleriyle, zenginiyle- yoksuluyla, hülasa çözüm iradesi ve yeteneği açısından çok ciddi sorunu vardır. Malatyaspor örneğinden hareket ederseniz, Malatya’nın sorun çözebilme yetenekleriyle ilgili nerede olduğunu görürsünüz. Sonuç hiç de olumlu değildir!

 

Malatyaspor’un bugün geldiği nokta, kendilerine kulüp teslim edilen zattan çok, ona bu kulübü teslim edenlerin eseridir.

 

Malatyaspor’un geçtiğimiz Pazar günkü mağlubiyetten sonra istifa ettiği belirtilen yönetimi ve özellikle de yönetimin başındaki kişi, 3 yıllık süreçte, onlarca kere bu kulübü yönetemediğini, yönetemeyeceğini göstermiştir.

 

Kurumların, başındakilerce “iyi yönetilmesi” gereğini işaret eden yönetici yeteneği için, yasalar “Basiretli tüccar gibi hareket etmek” tanımını getirmiştir. Malatyaspor Karadağ yönetimlerince basiretle yönetilememiş, sorunları katlandıkça katlanmıştır. Aksine “en basiretsiz yönetim” tanımlaması yapılabilecek aymazlıkta bir yönetim tarzı benimsenmiştir. Piyasa değeri 1 olan futbolcuya 3 vermek, kulübü maliyeye ihbar etmek, ek faturalar çıkarmak, kulüp saygınlığını yerlerde süründürmek, hiçbir sözün arkasında durmamak, kovulanları “hiçbir şey olmamış gibi” yeniden, bu kez kurtarıcı gibi getirmek, eleştiren ya da “tehdit” olarak görülen herkese küfür, hakaret ve iftira.. vsvs. Basiretsiz yönetimin ilk akla gelen icraatlarıdır.

 

Bugün Malatyaspor’un bulunduğu nokta, 2. lige düşmesi kesinleşmiş gibi bir kulüp olması ve de yaklaşık 25 trilyonluk borcu bulunmasıdır.  Bu tablo, gelecek için de umutsuzluğun nedenidir.

 

Dönemlik rahatlamalar için yüzeysel müdahalelerle sorunu çözdüğünü sananlar, bugün gelinen noktanın sorumluları arasındadır. Haşim Karadağ’ın (üstteki fotoğrafta), bu kulübün başına gelmesine neden olan, eski belediye başkanı Cemal Akın (alttaki fotoğrafta) ve ona bu tercihi yaptıranlar, en çok vebali olanlardır. Vali Halil İbrahim Daşöz ve özellikle iktidar milletvekilleri vebaldedirler.

 

Haşim Karadağ’ın bu sezonun ilk yarısında “gitmelerine” göz yumup, yerlerine takviye yapamadığı, bunların yerine bulabildiği “3. lig topçularını” getirdiği sürece seyirci kalanlar ligden düşmenin sorumlularındandır.

 

Haşim Karadağ’ın, köylüsünden dostundan ahbabından takviyelerle baskı kurduğu kongrelerde yönetimlere adeta “el koymasına”, ortaya çıkan çıkabilecek adayları kaçıracak her türlü yolu yöntemi denemesine seyirci kalanlar sorumludur.

 

Haşim Karadağ’ın, her kongrede, ağzını açtığında hedef aldığı, hakarete varan konuşmalarla saldırdığı dönemlerde, doğruyu yazanlara söyleyenlere sahip çıkmayan, destek vermeyen, onu gülerek, keyifle izleyen yetkili ve taraftarların yanı sıra  bunları basın organlarında keyifle yayınlayanlar da bugünkü tablodan sorumludur.

 

Malatyaspor’un 2. yarı kadrosu, sanki “küme düşmek” üzere kurgulanmış, oluşturulmuş bir kadrodur. Bu takımın yetenekleri ve neler yapabilecekleri konusunda taraftarları beklentiye sokanlar, geçtiğimiz Pazar günü Sakaryaspor karşısında “oynayamayan” değil “özellikle oynamayan”  kimi futbolcularla doldurulmuş kadroyu umut diye yutturanlar, sorumludur.

 

 

* * *

 

BELEDİYE VAZİYETLERİ..

Yerel seçimler geride kaldı. Kazananlar mutlu, kaybedenlerin kimi mutsuz, kimi ‘’Önümüzdeki maça bakacağız’’ diyerek umutlarını sonraki seçimlere taşıdığını ifade ediyor. Kimi de var ki, seçime kazanmak için değil, birilerine kazandırmak için girdiğini ifade etmekten çekinmiyor ve ‘’Kendisi kazanmış kadar mutlu’’ olduğunu duyuruyor kamuoyuna. ‘’Kendisi kazanmış kadar mutlu’’ olmasına mutlu ama, partisini taşeronlaştırdığının farkında mı değil mi işte o belli değil.

 

Evet, seçimler geride kaldı, seçim kulisleri, yerini tayin-terfi totoya bıraktı. Şimdi bütün gözler Malatya Belediyesi’nde. Kulislerde Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın kadrosunu kurmak için gerçekleştireceği görevden alma ve atamalara ilişkin çeşitli iddialar ileri sürülüyor, beklenti ve tahminler dile getiriliyor.

 

Ahmet Çakır, görevi devraldığı gün Cemal Akın kadrosundan ilk olarak, 5 yıl aralıksız Malatya Belediyesi Özel Kalem Müdürü olarak görev yapan Mehmet Yıldırım ve Başkanlık Sekreteri İhsan Akın’ı mevcut görevlerinden alarak belediyenin değişik birimlerinde görevlendirdi.

 

Başkan Ahmet Çakır’ın gelecekteki yönetim tarzına, hedeflerine ve amaçlarına dair önemli ipuçları verecek atamalar ise dün ve bugün gerçekleşti.

 

Çakır, bu atamaları yapmadan önce Cemal Akın döneminin başkan yardımcıları ile görüşerek, ‘’Bugüne kadarki çalışmalarınız için teşekkür ederiz. Yeni dönemde sizinle çalışmayı düşünmüyoruz’’ dedi.

 

Her dönemin adamı olma özellikleri taşıyan bazı başkan yardımcıları ise, mevcut pozisyonlarını yeni dönemde de korumak için başkan Çakır’a hatırlı dostları aracılığı ile ricada bulundu, ancak bu ricalar kabul görmedi.

 

Peki, yeni dönemde eski başkan yardımcıları ile çalışmayacağını muhataplarını ileten Başkan Ahmet Çakır kadrosunu kimlerden oluşturuyor?

 

Çok ilginç ve irdelenmeye muhtaç ilk ve önemli atama, Cemal Akın’ın İstanbul’dan Muharrem Çamurlu referansı ile getirdiği ve Malatya’nın suyunun özelleştirilmesi, içme suyu imtiyaz hakkının özel şirketlere satılması projesi ile kamuoyu tarafından tanınan Abuzer Kabakaş’ın teknik işlerden sorumlu başkan yardımcılığına getirilmesi ile gerçekleşti. Belediyedeki en önemli ve en kritik görevlerden biri olan teknik işlerden sorumlu başkan yardımcılığına getirilen Kabakaş, Trakya Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü mezunu!

 

ARA BİLGİ :

ZOOTEKNİ NEDİR: Zootekni, hayvan türlerine göre en ucuz, en kolay, en bol üretim tekniğinin nasıl gerçekleştirileceği, değerlendirileceği ve devam ettirileceğine yönelik bilim dalı. Veteriner fakültelerinde ve ziraat fakültelerinin zootekni bölümlerinde Zootekni I (Genel Zootekni, koyun yetiştiriciliği, sığır yetiştiriciliği), Zootekni II (atçılık ve kanatlı hayvan yetiştiriciliği), laboratuvar hayvanları yetiştiriciliği, hayvan davranışları, hayvan psikolojisi, arıcılık, kürk hayvanları yetiştiriciliği, kedi-köpek yetiştiriciliği, hayvan ıslahı, biyoistatistik, genetik gibi dersler verilmektedir.

 

Abuzer Kabakaş’ın başkan yardımcılığı görevine getirilmesini irdelenmeye değer kılan temel unsurlar ise, yukarıda da değindiğimiz Malatya içme suyunun özelleştirilmesi projesinin müelliflerinden ve son 1.5 yılda Cemal Akın’a en yakın isimlerden biri olması görünüyor. Kabakaş’ın altyapısını hazırladığı ileri sürülen içme suyunun özel şirketlere satılması projesi, benzer bir projenin Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi’yi hapishaneye düşürmesi nedeniyle aniden gündemden çıkarılmış, Abuzer Kabakaş, dönemin belediye başkanı Cemal Akın’ın fen işleri müdürlüğüne bağlı olarak ihdas ettiği ihale biriminin, kendilerinin başkanlık dediği, şef düzeyindeki görevine getirilmişti.

 

Malatya Belediyesi’ne geldikten itibaren sürekli tartışmalı konuların aktörlerinden biri haline gelen Abuzer Kabakaş, yeni belediye binasının tefrişat ihalesinde, ihaleye katılan bazı firmalar tarafından çeşitli nedenlerle suçlanmış, hatta Ankara’da DMO binasında yapılan ihalede firma temsilcileri ile Kabakaş arasında kaba kuvvete bir adım kala sert tartışmalar yaşanmıştı. www.malatyahaber.com’un bu konudaki gelişmeleri aktaran ‘’Tefrişat İşleri’’ başlıklı yazısının bir bölümü şöyleydi : ‘’ Bu arada, ihalenin 17 Ekim Cuma günü yapılmasından ve ihaleye katılan 9 firmanın verdiği rakamların ortaya çıkmasından hemen sonra ise, bazı firma temsilcilerinin ihalede Malatya Belediyesi’ni temsil eden Abuzer Kabakaş’ın üzerine yürüyerek ‘’Aldınız elinize katalogu, birilerine göre hazırladınız ihaleyi’’ şeklinde bağırdığı, Kabakaş’ın ise ‘’Ben hazırlamadım’’ dediği ve ihale ile hiç ilgisi olmayan bazı belediye çalışanlarının ismini verdiği ileri sürülüyor’’

 

Ahmet Çakır’ın ‘’5 Yıldızlı Malatya’’ hedefi için oluşturacağı A Takımı’nın en önemli isminin Abuzer Kabakaş olmasının anlamının ileride daha iyi anlaşılacağını ve Çakır’ın bu atama ile yönetim kalitesi (!) konusunda şimdiden önemli bir işaret fişeği attığını belirtelim ve Malatya Belediyesi’ndeki diğer gelişmelere bakalım isterseniz:

 

Yaklaşık 2 haftadan bu yana tayin-terfi-görevden alma-görevlendirme konusunda sıkı kulislerin yapıldığı Malatya Belediyesi’nde diğer belediye başkan yardımcılıklarına Alican Bozkurt ve Ertan Mumcu getirildi. Mehmet Yaşar Çerçi döneminde Zabıta Müdürü iken Cemal Akın tarafından görevden alınan ve daha sonra İstanbul Fatih Belediyesi’ne geçen Alican Bozkurt’un Darende kontenjanından, Ertan Mumcu’nun ise belediye meclisi kontenjanından belediye başkan yardımcılığı görevine atandıkları ifade ediliyor. Ertan Mumcu Sırrı Günaydın’ın, Alican Bozkurt ise Yusuf İzzettin Cengiz’in sorumluluk alanları ile yetkilendirildi. Atanması beklenen bir başka isim ise Ahmet Ceyhan. Bir cemaatin kontenjanından başkan yardımcılığına getirileceği ileri sürülen Ceyhan, planlama müdürü olarak görev yapıyordu. ABD'ye şöyle bir uğrayıp, sonra belediyedeki yeni görevine başlayacağı öne sürülüyor! Belediye Meclis Üyesi olan, sonra da encümene seçilen Ahmet Ergül de başkan yardımcılığı görevine getirilecek isimler arasında anılıyor.

 

Bu arada Konya Belediyesi’nde görevli Malatyalı bir mühendisin başkan yardımcısı veya Fen İşleri Müdürü olarak Malatya Belediyesi’ne transfer edilmek istendiği, ancak yapılan görüşmelerden sonra Abuzer ön adlı bu mühendisin Malatya’ya gelmekten vazgeçtiği belirtiliyor.

 

Çakır’ın görevden aldığı Cemal Akın döneminin en tartışmalı başkan yardımcısı Sırrı Günaydın ve Cemal Akın yönetiminde kısa süre çalıştıktan sonra İstanbul’da bir ilçe belediyesine geçen, daha sonra yeniden Malatya Belediyesi’ne dönen Nurettin Sevim,  belediye teşkilat şemasında var olan ancak herhangi bir çalışma yaptığı bugüne kadar duyulmayan APK Birimi’ne danışman olarak atandı.

 

Belediye başkan yardımcılığı düzeyinde bunlar yaşanırken daire müdürlüklerinde neler oluyor peki?

 

Münir Erkal döneminden bu yana Malatya Belediyesi Basın Yayın Müdürü olarak görev yapan Cemal Aslan  Belediye Başkan Danışmanlığı’na atandı. Cemal Aslan’ın yerine ise henüz bir görevlendirme yapılmadı. Bu göreve gelmek isteyen bazı medya mensuplarının, günlerdir belediyeye karargah kurduğu gözleniyor.

 

Abuzer Kabakaş’ın başkan yardımcılığına atandığı aşamada, Doğan Tarakçı’nın İller Bankası’na geçmesi nedeniyle Fen İşleri Müdürlüğü’ne vekalet eden Ramazan Toy’un Kabakaş ile çalışamayacağını ifade ederek başka bir birimde görevlendirilmesini talep ettiği, Toy’un bu talep üzerine Çevre Müdürlüğü’nde görevlendirildiği belirtiliyor. Belediyenin en önemli birimlerinden biri olan Fen İşleri Müdürlüğü’ne İmar Müdürlüğü Ruhsat ve Denetim Birimi’nde görevli inşaat mühendisi Mehmet Fırat atanırken, MASKİ Müdürlüğü’ne Temizlik İşleri Müdürü Zafer Akıncı’nın atanacağı öğrenildi. İhale Birimi Yetkilisi Mehmet Keser’in de bir başka birimde görevlendirildiği gelen bilgiler arasında. Bu arada başkan yardımcılığı veya müdürlük bekleyen Ahmet Kurdoğlu'na Fen İşleri Müdür Yardımcılığının teklif edildiği ancak onun kabul etmediği konuşuluyor.

 

Şirketlerde Durum

Malatya Belediyesi’ne bağlı şirketlerin üst düzey yönetimlerine ilişkin ilk tasarruf Fuarcılık A.Ş.’de yapıldı ve Cemal Akın döneminin 3. genel müdürü olan Ahmet Özbildirici 14 Nisan Salı itibariyle görevinden uzaklaştırıldı. Şirketin Mayıs ayında yapılacak genel kuruluna kadar İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Ünver vekaleten bu görevi yürütecek. Başta Esenlik Ltd. Şti. olmak üzere diğer şirketlere yönelik çalışmaların devam ettiği, şirketlerin mevcut yöneticileri ile görüşen Başkan Ahmet Çakır’ın karar vermek için bazı temaslarda bulunduğu öğrenildi.

 

Çakır Atama Kararlarını Tek Başına Mı Alıyor ?

Yukarıdaki sorunun cevabı: Hayır. Başta Ömer Faruk Öz olmak üzere bazı AKP Malatya milletvekilleri fena halde işin içinde ve oldukça etkili. Başkan Çakır’ın yeni kadroyu oluştururken milletvekilleri ve AKP İl Örgütü’nün görüşünü mutlaka aldığı, birçok ismin de bizzat milletvekilleri ve AKP örgütü tarafından dikte ettirildiği iddia ediliyor.

 

Ahmet Çakır Müfettiş İstedi mi?

Ahmet Çakır’ın Cemal Akın’dan nasıl bir belediye devraldığını öğrenmek, önceki dönemin hesap ve işlemlerini inceletmek için İçişleri Bakanlığı’ndan müfettiş istediği ve belediye bünyesindeki maliye kökenli denetmenleri harekete geçirdiği ileri sürülüyor. Bu bir iddia, gerçekliği konusunda yapılmış resmi bir açıklama yok. Ama, Çakır’ın yakın çevresine Cemal Akın dönemine ilişkin çok önemli iddialar içeren konuşmalar yaptığı ve gece 24.00’e kadar belediye binasında kalarak önceki dönemin hesap ve işlemleri hakkında bilgi ve fikir sahibi olmaya çalıştığı ifade ediliyor.

 

* * *

 

ÖZNUR ÇALIK YOLCU!

AKP İktidarı ile birlikte kamuda görevli bürokratların ve siyasilerin umre ziyaretlerinin bir hayli yükseliş gösterdiği bilinen bir gerçek. Türkiye’nin giderek muhafazakârlaştığı yolundaki sosyal ve siyasal içerikli iddialar tartışıladursun, AKP Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın da kalabalık bir aile grubuyla önümüzdeki günlerde kutsal umre ziyaretine çıkacağı öğrenildi. Çalık’ın İstanbul’dan Suudi Arabistan’a uçacağı bildirildi.

 

* * *

 

ÖZEL İDARE’DEKİ KRİZİN ANLAMI NE?

Özel idare müdürlüklerinin genel sekreterlik statüsüne kavuşturulmasından sonra bu makamlar siyasiler tarafından ele geçirilmesi elzem kurumlar olarak algılanmaya başladı. Malatya’nın ilk Özel İdare Genel Sekreteri Ali Kazgan’ın atanmasında AKP Malatya Milletvekili Fuat Ölmeztoprak, Kazgan’ın görevden alınıp mevcut genel sekreter Sami Er’in atanmasında ise yine AKP Milletvekili Ömer Faruk Öz’ün etkili olduğu biliniyor. Sami Er’in Fatih Belediyesi’nde belediye başkan yardımcısı iken Eylül 2008’de Özel İdare Genel Sekreterliği görevine atanması beraberinde çeşitli spekülasyonlar da üretmiş, siyasi kulislerde belediye başkan adayı yapılmak amacıyla Malatya’ya getirildiği yönünde iddialar seslendirilmişti. Sami Er de kulislerdeki bu iddiaları doğrularcasına, ‘’Böyle bir niyetim yok ama görev verilirse de en iyi şeklide yapacağıma inanıyorum’’ şeklinde politik ve yuvarlak konuşmalar yapıyordu.

 

Zaman geldi ve geçti, Sami Er belediye başkan adaylığı için gerekli politik ortamın oluşmadığını anlamış olsa gerek, belediye başkan aday adaylığı için başvuruda bulunmadı ve görevine devam etti. Ancak bu süreçte ilginç bir kriz patladı Özel İdare Genel Sekreterliği’nde. Genel Sekreter Sami Er, bir anda idari işlerden sorumlu yardımcısı Mehmet Çolak’ın tüm yetkilerini herhangi bir gerekçe göstermeden iptal etti ve Çolak’ın emekliye ayrılmasını istedi.

 

Mehmet Çolak, Malatya bürokrasisine 30 yıldan bu yana başarıyla hizmet veren Malatyalı bir isim. Çok sayıda vali ile çalıştı ve her vali özel idare müdüründen çok Mehmet Çolak ile muhatap oldu. Çolak sadece bürokraside değil, Malatya halkı tarafından da yakından tanınan, dürüstlüğü, çalışkanlığı ve yetkinliği herkesçe takdir edilen emektar bir bürokrat. Üstelik, yıllarca dışarıda çalışıp siyasete girmek için Malatya’yı basamak olarak kullanmak üzere Malatya’ya dönen isimlerden biri değil. 30 yıldır Malatya’da hizmet veriyor.

 

Genel Sekreter Sami Er’in kendisi gibi Malatyalı olan yardımcısı Mehmet Çolak’ı emekli ettirmek başta olmak üzere kurumdan uzaklaştırma çabalarının arka planında nasıl bir amaç ve hedefin bulunduğu ise henüz anlaşılmış değil. Çünkü Sami Er, ne kendisini o makama oturtan milletvekillerine ne de kamuoyuna geçerli ve mantıklı bir açıklama yapmış değil. Özel idarede yönetim krizi olarak değerlendirilen ve yaklaşık 20 günden bu yana kamuoyunu da meşgul eden gelişmelere siyasilerin de müdahil olduğunu belirtelim.

 

Çolak’ı yerinden etmeye yönelik “her türlü formül”ün faturası, öncelikle milletvekillerine, sonra da İstanbul’a yeniden dönmeyi düşündüğü ifade edilen, bu arada kendisinin ardından geleceklerin kadrolaşmasına zemin sağlamaya çalıştığı öne sürülen Sami Er’e kesilecektir.

 

* * *

 

GAZETECİYE SALDIRI!

Yaşar Karaaslan.. Ses getiren haberlerini zaman zaman malatyahaber.com’da da okuyorsunuz. Bir Malatya fanatiği, gerçek anlamda bir basın emekçisi.. Gazeteci.. “Basıncılık” mesleğine bir şekilde bulaşmış bir sürü alakasız adam, “gazeteci” forsundan geçiniyorsa, mesleğin o imajına katkı sağlamakla belki de memlekete kötülük yapan gerçek basın emekçisi, gazetecilerden biri, o. Haberin ne olduğunu bilen, türlü tehlike ve tehditlere rağmen her konunun üzerine giden, yılmayan, cüssesi hafif, yüreği dağ adamlardan biri. Sosyal yönüyle, kente ayrıca katkı sunmaya çalışan bir Malatya sevdalısı, kültür adamı.

 

İşte bu Yaşar Karaaslan, katıldığı bir basın toplantısından sonra, kendisini meslekten sayan bir emekli memurun fiili ve sözlü saldırısına uğramış. Bir resmi kuruluştan emekli olduktan sonra, sermayesine katkıda bulunup, kendisi gibi basınla uzaktan yakından ilgisi olmayan patronlar arasına katılan ve kendisini bir anda “basıncı” olarak vitrine koyan, bir meslek derneğinin de hiçbir fotoğrafından eksik olmayan bu emekli memur arkadaş, Yaşar’a saldırmış. Bu sırada Yaşar’ın gazeteciliğine dair laflar etmiş!..

 

Yaşar’ın gazeteciliğine laf eden, ona saldıranın, memuriyetten tekaüt olduktan sonra sermaye katkısıyla sürtüldüğü basın işinde ne yaptığını, hangi haberlere imza attığını, hangi yorumlarıyla Malatya’ya katkı sunduğunu hatırlamaya çalıştık.. Yok.. Hiçbir şey yok!.

 

Yaşar mı? Trilyonlarca liralık avantayı engelleyen, yolsuzlukları ortaya çıkaran, usulsüzlükleri kamuoyuna duyuran bir sürü haberi var, kendi gazetesinin arşivinde, bizim arşivimizde.. Para bulabildiğinde çıkarabildiği bir YORUM Gazetesi olan, onu da son aylarda “maddi” nedenlerle çıkaramayan bir gazete patronu! Ama buna rağmen haber peşinde koşan, başta malatyahaber.com ve ondan yararlanan basın kuruluşları olmak üzere Malatya’ya gazeteci katkısı sunmaya devam etmeye çalışan biri. Malatya’da olan birçok olaydan Yaşar sayesinde haberdar oldu, Malatya kamuoyu.. Hırsızın, uğursuzun, yolsuzluk yapanın en çekindiği habercilerden biri bu Yaşar.

 

Aradaki fark bu.

 

Ama, öteki, Yaşar’a, hem de gazetecilik adına laflar ederek saldırıyor!

 

Yaşar gibilerden çok fazla yok ama, ötekilerin sayısı her geçen gün artıyor. Kaybeden Malatya oluyor. Bu da, Malatya’nın “kronik” dertlerinden sadece bir tanesi..

 

* * *

 

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?


  • -Cemal Akın’ın, hiçbir mantıklı gerekçesi olmadan giderayak yıktırdığı belediye binasının yerinin beklendiği gibi “çadır kent” görünümü kazandığını, yaklaşık 2 aylık sürede şehrin en merkezi yerindeki bu alanın çeşitli amaçlarla kurulan çadırlı faaliyetlere mekan olduğunu ve kent görüntü kalitesine “kasaba meydanı” katkısı sağladığını, bu arada binayı yıkanların ve onlara göz yumanların da sık sık muhabbetle (!) anılmasına neden olduğunu,
  • -Sümerbank Fabrikası’nın yerine iş merkezi yapan grubun ortaklarından birinin, fabrika ve alanı gerçek değerinin çok altında satın alındığı için kamuoyunun bir bölümünden gelen eleştiri ve tepkilerin ardından, ilin sosyal ve kültürel konularına katkıyı düşünürken, kent merkezine 5 bin kişilik cami yaptırma kararını açıkladıklarını, bu cami için nereyi talep edecekleri merakla beklenirken, bu girişimin gerisinde, Sümerbank Fabrikası’ndan kalan ve iş merkezi alanının kampus bütünlüğünü bozduğu öne sürülen Sümer Camii’ni yıkıp iş merkezinin cephe manzarasının önündeki engelin kaldırılma amacının bulunduğunun iddia edildiğini,
  • -ABD Başkanı Obama’nın Türkiye ziyareti sırasında, Türkiye’nin AB’ye kayısı satması yönündeki sözlerini, “Niye ABD’ye almıyor da, AB’yi gösteriyor?” sorusuna cevap arama yerine, kayısı reklamı olarak alıp, Obama’yı yere göğe sığdıramayan Malatya’nın bir kısım kamu yöneticilerinin, GÜNKURUSU kayısıyı esmerliğinden ötürü APRICOBAMA diye adlandırıp, ABD başkanına muhabbet kampanyaları şehrin her yerine asılmış kayısılı OBAMA afişleriyle zirveye tırmandırılırken, kentin bir başka yerel yöneticisi olan Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın, partisinin ABD’nin proje ortağı olduğunu unutup, Irak ve Afganistan işgaliyle ilgili olarak ağır şekilde suçlaması, “kafası karışık” Malatya’nın bu yönünü ortaya koyan en belirgin göstergelerden biri olduğunu,
  • -Malatya’ya bir İhracatçı Birliği kurulmasına ilişkin olarak siyasilerin çaba gösterdiği belirtilirken, bu konuyu daha önce gündeme getiren muhalefet milletvekili Mevlüt Aslanoğlu’na, ilgili bakanlık yöneticilerinin, yıllık 1.2-1.5 trilyon lira arasındaki maliyetin mahalden karşılanması halinde hemen ertesi gün birliği kurabilecekleri yanıtını verdiklerini, ancak bu şekilde kurulabilecek bir birliğin ihracatçıya maliyetinin, örneğin işlemleri çok daha yoğun olduğu için birim maliyeti düşük Mersin İhracatçı Birliği’nin çok üstünde olabileceği, bu nedenle bir süre sonra tercih edilmeyeceği iddialarının konuşulduğunu,
  • -Malatya’nın yerel yöneticilerinin, kentin gerçek sorunlarını gündemlerine almalarının sabırla beklendiğini, birkaç aydır gündemde olan, DSİ’nin kent merkezinde, Derme Kanalı etrafı başta olmak üzere birçok yerde sulamaya katkı için su sondajı yapmasına Jeoloji mühendislerinin gecikmeli de olsa tepki göstermesine rağmen, yerel yöneticilerin konuya duyarsız kaldıklarını, sondaj yoluyla yer altı suları çekildiği için Obruk denilen büyük toprak zemin çöküntülerinin görüldüğü Konya’daki gibi sorunların ilerde yaşanmaması için, yapılaşmanın yoğun olduğu kent merkezinde böylesine sondajlar açılmasının tehlikesi konusunda DSİ’yi engellemeye yönelik hiçbir girişimin olmamasının dikkat çektiğini,  

  • -Malatyaspor’un kümede kalması konusunda çok büyük önem taşıyan ancak özellikle bazı futbolcularının çok kötü futbolu nedeniyle 3-1 mağlup olduğu rakibi Sakaryaspor’u Malatya’dan uçakla ayrılacağı havaalanına götüren otobüsün, havaalanından önce bir lokantada yemek molası verdiğini, bu sırada lokantaya gelen ve “özgün tipiyle” çok belirgin tanımı olan bir Malatyaspor yöneticisinin, konuk takımın yöneticisiyle görüştüğünü, daha sonra bu yöneticiyle birlikte ayrılıp havaalanına gittiklerinin konuşulduğunu, genellikle rakip takımların yöneticilerine yönelik saldırgan davranışlarıyla sık sık gündeme gelen bu yöneticinin, mağlup olunan bu en kritik maç sonrasında sergilediği “sevecen” tutumun dikkat çektiğini,  bu tutumun sebeb-i hikmetinin merak konusu olduğunu,
  • -Malatya’nın aynı zamanda Başbakanlık da yapmış olan iki Cumhurbaşkanı çıkarmakla övündüğünü, “gerçek” Malatyalı’nın ve “Malatya” markalı kurumların, siyaseten farklı düşünseler de İsmet İnönü ve Turgut Özal’ı başlarının üstünde ayrı bir yere yerleştirdiklerini, il dışında Malatya ve Malatyalılarla ilgili herhangi bir kuruluşta bu ikilinin fotoğraflarının bir arada bulundurulmasının vazgeçilmez bir görüntü olduğunu, ancak bu duruma Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nda sadece Özal’ın fotoğrafının asılıp, İnönü’nün görmezden gelinmesiyle siyasal bir duruş yorumu getirildiğini, Malatya'nın her değerine sahip çıkması gereken TSO'daki bu görüntünün başkanına iletilmesine rağmen, belki Malatyalı olmayan bazı yöneticilerinin etkisiyle, TSO'nun bu eksikliği bir türlü gidermediğini, ayrıca eski belediye binasının meclis salonunda ikilinin fotoğraflarının yer almasına rağmen, yeni belediye binası meclis salonunda her ikisinin de fotoğrafının bulunmadığını ve böylece “Malatya Markalarına” sahip çıkılmadığı görüntüsünün verildiğini, bu arada İnönü Kapalı Çarşısı’nın onarımının ardından iki giriş kapısı üzerinde sökülen levhaların yerine yenilerinin de takılmayıp, çarşının isimsiz bırakıldığının dikkatlerden kaçmadığını, belediyeyi ilgilendiren bu iki durumun çeşitli yorumlara neden olduğunu,

 


  • -Malatya Belediyesi’nde Basın Müdürü olarak görev alan Cemal Aslan’ın, başta belediye başkanları olmak üzere amirleri konumundaki insanlara “yalakalık” yaparak yerinde tutunmak isteyenlerden olmadığının bilindiğini, bugüne kadar birbirlerinden farklı düşüncelere sahip Münir Erkal, Mehmet Yaşar Çerçi ve Cemal Akın’la sorunsuz çalışan, çalıştığı her başkana da doğruları ve gerçekleri söyleyerek doğru duruşlu bir “basın müdürü” katkısı sunan Aslan’ın, Ahmet Çakır’ın göreve başlamasından kısa bir süre sonra görevden alınmasının, Çakır’ın kaybı olarak değerlendirildiğini,

 

DERLEYEN: İsmet YALVAÇ

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız