SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Nüfusunuzu 10 Bin Artırın!.'

A- A+ PAYLAŞ

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı taşıyan uçak saat 18.17'de Erhaç Havaalanı'na indi. Başbakan ve beraberindekiler daha sonra bir polis helikopterinin havadan koruma yaptığı araç konvoyuyla il merkezine hareket ettiler.

Başbakanın bulunduğu konvoy, saat 18.55'de miting alanına intikal etti.

Başbakanın miting alanındakileri selamlamasından sonra; Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut, Malatya Milletvekilleri Mahmut Mücahit Fındıklı, Öznur Çalık, İhsan Koca, Fuat Ölmeztoprak, Mehmet Şahin, Ömer Faruk Öz, adaylar Mustafa Şahin, Hüseyin Cemal Akın, Dr.Şanal Tosun, Alparslan Türkeş’in oğlu Kutalmış Türkeş, AKP MKYK Üyesi Çiğdem Soykaya, İstanbul Milletvekili Güldal Akşit, Gençlik Kolları Genel Başkanı İsmail Karaosmanoğlu, Belediye Başkanı Ahmet Çakır platforma çağrıldı. İki dönem AKP'den milletvekili seçilen, 12 Haziran için de aday adayı olan ancak listeye konulmayan Fuat Ölmeztoprak, platforma çıkmadı ve mitinge de gelmediği öğrenildi.

Saat 19.07'de Başbakan konuşmasına başladı.

Başbakanın konuşması şöyle:

"Malatya’nın saygıdeğer güzel insanları. Sevgili kardeşlerim, sizleri bir kez daha hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Buradan bütün Malatya, Akçadağ, Arapgir, Arguvan, Battalgazi, Darende, Doğanşehir, Doğanyol, Hekimhan, Kale, Kuluncak, Pütürge, Yazıhan ve Yeşilyurt’a, oralarda yaşayan kardeşlerime selamlarımı sevgilerimi yolluyorum.

Malatya Malatya bulunmaz eşin. Gönülleri coşturur ayla güneşin. Biz size sevdalıyız be. Biz bu millete sevdalıyız. İşte şu coşku bize yeter. Şu heyecan bize yeter. Malatya Allah’ına gurban, desin bu bize yeter.

Başbakan olarak bu benim Malatya’ya 11. gelişim. Her seferinde bizi bağrınıza bastınız. Her seferinde coşkuyla karşıladınız. Ama bugün bir başka güzelsiniz, coşkulusunuz. Bizden hayır dualarınızı eksik etmediniz, sevdamız, muhabbetimiz daim olsun. Allah muhabbetimizi eksiltmesin.Diyor ya Malatyalı Niyazi Mısri, Derman arardım derdime, Derdim bana derman imiş... İşte asıl sizsiniz, Burhan sizsiniz, yolumuzu aydınlatan sizsiniz. Malatyalı Niyazi Mısri kadar, Battal Gazi kadar, Turgut Özal kadar adalet, özgürlük, demokrasi aşığı bir şehirdir. En son 12 Eylül oylamasında yüzde 75 gibi çok yüksek bir oyla demokrasiye evet dediniz. Her birinize tek tek şükran sunuyorum. Malatya’dan, Turgut Özal’ın memleketinden başka bir sonuç beklenmezdi.

Samimiyetle söylüyorum, çetelere karşı göğsümüzü siper ediyorsak, milletimizden aldığımız yetki sebebiyledir. Bugün dünyanın her yerinde hakkı hukuku mazlumları savunuyorsak, sizin hayır dualarınız sayesinde. Bugün Mecnun gibi çöllere düştüysek, Ferhat gibi dağları deliyorsak, 81 vilayete efendi değil hizmetkar oluyorsak, sizin sayenizdedir. Siz bize yetki verdiniz. 3 Kasım’da, 22 Temmuz’da bize emanet verdiniz. Emanetinizi namus, şeref, kutsal bildik, onurla taşıdık.

Şundan emin olun, sizden büyük bir tarihin, medeniyetin olduğu kadar, çok büyük bir ülkenin vatandaşlarısınız. Sizin pasaportunuz dünyada itibar görüyor, paranız değer görüyor. Ay yıldızlı bayrağımız asılı olduğu her yerde gururla dalgalanıyor. Unutmayın Afganistan Kabil çocukları size bakıyor. Bingazi’nin, Trablus’un, Gazze’nin, Kudüs’ün Ramallah’ın çocukları size bakıyor. Şu anda Ortadoğu sokaklarında sizin adınız anılıyor, Türkiye nidaları yeri göğü inletiyor. Çünkü siz hakkı savunan, mazlumun yanında yeralan büyük bir milletin evladısınız. Artık dünyada hiçbir eksen Türkiye’siz kurulmuyor, hiçbir meselede Türkiye göz ardı edilmiyor. Bölgemizde Türkiye’nin görüşü alınmadan adım atılmıyor. Barış, istikrar, kardeşlik çağrılarımız Asya’dan Avrupa’ya Amerika’ya kadar yansıyor.

Biz Battal Gazi gibi bir kahramanın, gönül insanının çocuklarıyız. Biz tarihte yaptık, Allah’ın izniyle. Özgüvenle, samimiyetle, inançla yine yaparız. Biz kimsenin derisinin rengine bakmadık, bakmayız. Kimseyi diliyle, inancıyla, mezhebiyle, etnik kökeniyle değerlendirmiyoruz,. Malatyalı Ahmet Kaya vatanına hasretle gözlerini yumdu. Benim ülkemde hiç kimse, üstadın ifadesiyle öz vatanında garip, parya olmayacak. Dışlanmayacak, ayrımcılığa uğramayacak, ötekileştirilmeyecek. 8.5 yıl boyunca huzur, istikrar, barış dedik. Yine aynısını söyleyeceğiz.

Kardeşlik diyoruz. Bundan rahatsız olanlar var. Varsın rahatsız olsunlar. Bizi tehdit ediyorlar. Varsın etsinler. Saldırıyorlar, saldırsınlar. Ne dedi Malatyalı Turgut Özal, Allah’ın verdiği ömrü onun izninden başka alacak yoktur. Ne dedi Menderes. Biz bu yola kefenizimi giyerek çıktık. Biz de diyoruz ki, bu yola beyaz gömleğimizi giyerek çıktık. Çetelere geçit vermeyeceğiz. Malatyalının zekası ortada. Bak ne diyor. 12 Haziran’da yalan rüzgarı sinemalarda diyor. Fitneye fesada, Türkiye’yi geriye götürmek isteyenlere, demokrasi, özgürlük düşmanları ve kardeşlik düşmanı teröristlere asla geçit vermeyeceğiz. Malatya arkamızda mısın, bize destek veriyor musun? 12 Haziran’da bir kez daha demokrasi diyor mu, çetelerle mücadelede yanımızda mısınız? İstikrar sürsün, Malatya 6-0’a evet mi? Siz derseniz yaparsınız, ben size inanıyorum. Gözlerinizde bu parıltıyı görüyorum. Evvel Allah bu iş bitmiştir. Millet kararını vermiş., Malatya 6-0’la bu işi bitiriyor.

12 Haziran seçimleri öncesinde Türkiye’de kirli oyunlar oynanıyor. AK Partiye, çizgisine tezgahları olanlar, gelip yanlış yollarla devireceklerini sanıyorlar. İnanıyorum ki siz bunlara meydan vermeyeceksiniz, meydan bunu gösteriyor. Türkiye hiçbir dönemde böyle bir çirkin tezgah görmedi. Önce CHP’yi şekillendirdiler. CHP’nin bir kaset mağduru genel başkanı var, biliyorsunuz. Ardından bir kaset mamulu genel başkan geldi. Bunlar biz Silivri’nin avukatıyız diyorlardı. Terfi ettirdiler, çetelerin sığınağı yaptılar CHP’yi. 50 yılını CHP karşıtlığıyla, mücadelesiyle geçiren, doğrusu öyle gösteren 87 yaşında bir zatı CHP’nin ikinci milli şefi yaptılar. Şu anda kaset mamulu genel başkan kırıp dökerek, yalan üstüne yalan söyleyerek bir yere varacağını sanıyor. Her gün yalan söylüyor. Yandaş medyası, yazarları var. Onlar da her gün CHP genel başkanının arkasını topluyor. Yalanlarını, yanlışlarını, çark etmelerini örtbas için kalem oynatıyorlar. Ama mızrak çuvala sığmıyor.

29 Mart seçimlerinde Antalya’da CHP belediye başkan adayı neler vaat ediyordu?. Elektriği bedava yapacaklar, faturasını tarihe kavuşturacaklar. Geçen Antalya’daydım, var mı böyle bir şey? Nerde dediler, çatır çatır parasını alıyorlar. Elektrik malum TEDAŞ’la alakalı konu. Elde var sıfır. Suyu bedava yapacağız dediler, sulu şaka yapmışlar, suya zam yaptılar. 10 bin kadına, 5 bin gence iş vereceklerdi, sonuç sıfır. Bütün çocuklara süt dağıtacaklarını vaat ettiler, sonuç sıfır. 500-600 okula süt, 4 ana okuluna da meyve suyuyla poğaça, bu. CHP’lilere hatırlattığımızda, ne dedi; Elimde sihirli değnek yok!. Bunları vaat ederken elinde değnek olmadığını bilmiyor muydun? Niye vaat ettin? Genel başkanı ne ki, belediye başkanı da o olsun.

Peki bunların akıl hocası ne diyordu, böyle zamanlarda. Dün dündür, bugün bugündür diyordu. Nasıl genel başkanı bol keseden atıyorsa, Antalya belediye başkanı da bol keseden atıyor.

Sayın Kılıçdaroğlu Antalya’ya bak kendine gel. Yalanları, gafları, acemilikleri, artık manşetlerle, köşe yazılarıyla bile örtülmüyor. Sayın Kılıçdoroğlu hani sen aleviydim, alevi kültüründen geliyordun. Buradan Malatyalı canlara soruyorum. Kahramanmaraş, Çorum, Kanlı 1 Mayıs olaylarının faili olarak suçlanan bir zatla CHP’nin kol kola girmesi reva mıdır? Bu kırıcı uslüp CHP’nin gönüldaşlarında var mıdır? Siirt’e gidiyor, Allah’ın adını son derece nezaketsiz bir üslupla kullanıyor. Özür dilemek yerine, Malatya’nın iman ifade eden Allah’ına kurban sözünü kendine mazeret gösteriyor. Ya bununla bu birbirine benzer mi? Bir milletvekili adayları, bir profesör bayan çıkıyor, Zincirlikuyu mezarlığının kitabesinde her nefis ölümü tadacaktır, diyor ki, sinir bozucu. CHP bu. Profesörmüş. Profesör olsan ne yazar, olmuşsun ama irfan sahibi olmak çok önemli. İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilmezsen ya nice okumak. Halbuki kapıda gördüğünü İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın sözü zannetti. Halbuki ayet. Profesörde öldüğünde o tabuda konulduğunda, üstündeki örtüde her nefis ölümü tadacaktır yazıyor. Bu bir ayet, farkında değil. Öğren ondan sonra konuş. Sıkıntı burada.

Bu ülkede CHP zulmü, endişesi, duyarsızlığı her zaman olmuş, öyle görünüyor ki, her zaman olacaktır. İnananlar bu endişeyi her zaman taşıdılar, taşımaya devam edecekler.

MHP’de çetelerin sığınağı haline geldi. CHP, MHP, BDP, terör örgütü biraraya getirdi. MHP genel başkan yardımcısını PKK terör örgütüne .. gönderiyor. Dindar, demokrat geçinenler, BDP çatısı altında siyasete giriyor. CHP, BDP’nin, terör örgütünün kepenk kapatma eylemine destek veriyor. BDP milletvekilleri, terör örgütüyle sınırda çatışmaya giren askerimize tavır alıyor. Aslında mevcut çatışma Kuzey Irak’tan sınırlarımıza giren teröristlerle olan çatışma. Oradan girmek suretiyle, kimbilir nerede ne tür eylem yapacaklar. Askerin görevi bu tür girişleri engellemek. Askerler bu görevi yapmışlar. Neticesinde ölmüşler, sen git bunlarla biraraya gel. Aralarında kimler var, BDP’li milletvekilleri. Demokrasi, özgürlük mücadelesi bu mu? Gel AK Parti’nin seçim bürolarını bombala. Şu ana kadar 100ü buldu. Sizin demokrasi mücadeleniz bu mu, gücünüzü bu Molotof kokteyllerinden mi alıyorsunuz? Silopi’de karakol basıp 2 polisi şehit edeceksin. Bu özgürlük mücadelesi mi? O polisimin kanı yerde kalmayacak. Sonuna kadar mücadelesi verilecek. Nasıl bir oyun oynandığını görüyorsunuz. Bunlara gereken cevabı 12 Haziran’da sandıktan gümbür gümbür AK partiyi çıkararak vereceksiniz.

Hakkari’de, Diyarbakır’da, Şırnak’ta yas ilan etmişler. Dükkanları tehdit ediyorlar. Açmışsa zabıta ceza yazıyor. Esnaf korkuyor, çekiniyor, kepenk indiriyor. Bu mu adalet? Ne verdiniz bu ülkeye, bundan sonra ne vereceksiniz. Bunların zaten şehirlerimizin, halkın sıkıntılarını gidermek gibi bir derdi yok. Bunlar sadece ideoloji.. Başka bir şey yok Bizim derdimiz başka. Biz milletin hizmetkarıyız. Bunu yapmaya devam edeceğiz.

Bu yası ilan ettiler ama kim katıldı biliyor musunuz? CHP’de kepenk indirdi. Nerede Diyarbakır’da.. Mantığa bak. Demokrasi mücadelesi ana muhalefet olarak senle veriliyorsa, beraber verelim. CHP zaten yok olaralarda. Vatandaşın yanında beraber yeralmamız lazım. Çıkıp televizyonlarda sayın Bahçeli’nin söylediği şu. Polisimiz arkasında güçlü irade görmüyor diyor. Sen neredesin? Gavur dağlarının ötesine, geçebildin mi? Sivas’ın batısında kaldın. Biz en ücra köşeye kadar gidiyoruz, askerimizle polisimizle beraberiz. Ama sen neredesin. Belli ki CHP gibi kumsalda dolaşıyorsun.

Herkese bir rol verildi, herkes rolünü oynuyor. BDP de verilen rolü oynuyor. 4 yıl mecliste kaldılar, hangi sorunu hallettiler. Kürt kardeşlerimi şiddete, çamura mahkum etmekten başka ne yaptılar. 4 yıl boyunca Ergenekon’un taşernonluğunu yapmaktan başka ne yaptılar. Biz hiçbir ayrım yapmadık. O belediyelere devletten ne gönderilmesi gerekiyorsa gönderdik. Ergenekon’a su taşımak dışında hiçbir şey yapmadılar.

12 Eylül’deki referandumda milli birlik ve kardeşlik projesini engellemek için her şeyi yaptılar. Malatya’da, Kürt kökenli kardeşlerimize özellikle sesleniyorum. BDP ve terör örgütünün bu kanlı şiddet eylemlerine gelmeyin. Bunların sizi nasıl bir acıya, yokluğa, yoksulluğa mahkum etmek istediklerini görün. Yaşadığınız şehirde biz size hizmet etmek isterken onların şehirlerimizi nasıl şiddete mahkum ettiğini görün. Bu asla hak, demokrasi mücadelesi değildir. Düşüncenin bittiği yerde şiddet, sözün bittiği yerde çatışma, insanlığın bittiği yerde vahşet başlar. Biz Hakkari Yüksekova’da havaalanı yapıyoruz, onlar temel atma törenine gelmek isteyenleri engelliyor. Şırnak, Silopi’de havaalanı yapacağız, temel atma töreninde herkesi engellemek istiyorlar. Bunlar bu. Yol yapıyoruz, müteahhidin iş makinelerini yakıyorlar. Kürt kardeşlerim bu oyuna, tezgaha gelmemelidir. Yoksulluğa mahkum eden bu Ergenekon taşeronlarına gereken cevabı 12 Haziran’da vermelerini bekliyorum.

Göreve geldiğimizde Türkiye’nin hali belli. Artık Malatya’nın bir beklentisi var. Bu da malum bir büyük şehir olma beklentisi. Burada biliyorsunuz bir sınır var. Sınır il nüfusunun 750 bin olması. Burada Malatyamızın bir 10 bin açığı var. Bu 10 bin açığı, Malatya’nın gidermesi lazım. Ne yapacaksınız? Şu anda nüfus artış oranı Malatya’nın binde 5. Bununla olmaz. Binde 10’a çıkarmakla olur. 3 olursa yeter. Buna hazır mıyız? (Kadınlar Evet diye bağırıyor) Ama ses biraz az geliyor. Beyler görüyorsunuz, ona göre şu iki yıl içinde burada bir 10 bin eksiğimizi giderdiğimiz anda mesele bitmiştir. Malatya’nın mülki sınırları büyük şehir sınırı olacak. En ücra köşesine kadar, aynı İstanbul gibi Büyükşehir belediye sınırı olacak. Yani şu andaki sınır değil. Yasal düzenlemeyi böyle yapıyoruz. Zamanlama üzerinde çalışacağız. Mümkün olduğunca zamanlamayı daha dikkatli kullanacağız. Ve Malatya’mızın bu 10 bin nüfus eksiğini gidermesini istiyoruz. Malatya gibi illerin bir çekim alanı olsun. Marka şehir olma yolunda yürüyor, bunu Büyükşehir olarak yürütelim. Şu anda 11 şehrin içine girmeyen yakın iki şehir var. Biri Malatya biri Mardin. Bu iki şehrimiz biraz nüfus artış hızını artırırsa ki bir zamanlar Malatya binde 14 nüfus atrtışını yakalamış. Sonra binde 5’e düşmüş.

Ben şu anda Malatya’nın bu hızı yakalayacağına inanırken, bugün yapacağımız açılışlarla pek çok yatırımı çekeceğine inanıyorum. Beylerderesi’nde artık o virajlardan kurtuldu mu? İktidarımız olarak size kazandırdık mı?Şuracıka bir modern Kültür Merkezi’ni kazandırdık mı? Bunlar Marka şehir olma yolunda atılan en güzel adımlar. Pek çok okulumuzun, spor tesislerinin açılışını yapıyoruz. İnönü Üniversitesi’nin yatırımları var, onların da açılışını gerçekleştiriyoruz.112 Acil komuta merkezini, sağlık merkezlerini hizmete sunuyoruz. Açılışlarını topluca gerçekleştiriyoruz.

Biz göreve geldiğimizde Malatya’nın bölünmüş yolu 36 kilometreydi. Biz 217 kilometre yaptık. 79 senede 36 kilometre, 8 yılda 217 kilometre yol yaptık. Havaalanının terminal binasını büyüttük. Yolcu sayısı 5 kat arttı. 55 vakıf eserinin restorasyon ve onarımını yaparak tarihimize sahip çıktık. Eğitimde Türkiye’de 163 bin derslik yaptık. 10 bin 017 bilgisayar gönderdik Malatya’ya. Kitapları ücretsiz olarak verdik mi? Sosyal güvencesi olmayanlara ilköğretimde erkeğe 30, kızlara 35 lira, orta öğretimde erkeğe 45, kıza 55 lira verdik mi? Erzak her şeyini veriyoruz. Okullarda kara tahtayı kaldırıyoruz. Okullara akıllı tahtayı getiriyoruz. İnternetle dünyaya bağlanacaksınız. Bilgisayar donanımlı akıllı tahta. Size bu elektronik kitabı vereceğim. Ama bunu sizlere ücretsiz vereceğiz. Zengin fakir ayrımı yapmayacağız. Bütün yavrularımızın elinde bu olacak. Adalet bu, eşitlik bu. Bütün müfredat bunun içinde olacak. Hemen tuşa basacaksın, ondan sonra tablo önünde. Hangi dersi burada okuyacaksan oku. Ben ne diyorum biliyor musunuz? Amerikalı Corc’un, Alman Hans’ın Helga’nın elinde bu imkan oluyor da, benim Mehmet’imin, Metin’imin, Ayşe’min, Fatma’mın elinde niye olmasın? 4 senede bütün okullarda bunu monte edeceğiz. Her şey hazır, seçimlerden sonra ihaleyi yapıyoruz ve bunun sahibini belirliyoruz. Sağlıkta ayrım var mı? İstediğine gidiyor musun? Emekli, sigortalı istediği hastaneye gidiyor.

Ancak bay Kemal buraya geldi mi? Geldi. Bir şey sormadınız mı? Ya 90’lı yıllarda SSK genel müdürüydün, anamızı ağlattın demediniz mi? Bizi doktor kuyruğunda, ilaç kuyruğunda az mı beklettiniz. Doktor bizi muayenehanesine çağırıyor paramızı alıyordu. Ayıp olmasın ama kelin ilacı olsa başına sürer. Seni biz gördük, yaptığını gördük. Önce şu ilacı bul da kendi derdine bir derman ol. .

Sağlıkta Malatya’ya 114 trilyon harcama yaptık. Bölge Hastanesi ve Acil Komuta Kontrol inşaatına süratle devam ediyoruz. Hastanelerimize tomografi ve MR hizmeti veriyoruz. Koskoca Malatya’da 9 ambulans vardı, şimdi 32 ambulans oldu. Uzman hekim sayısı 166’ydı. Şimdi 285 oldu. TOKİ olarak Malatya’da bugüne kadar 5 bin 834 konut inşaatı başlattık. 3 bin 340’ını tamamlayıp sahiplerine teslim ettik. KÖYDES projesine123 trilyon gönderdik. Malatya’nın köylerinin yolunu, suyunu yapmaları için. Çiftçi, ziraat bankasından yüzde 59 faizle alıyordu krediyi. Şimdi yüzde 5.

Ey Bahçeli, ey Kılıçdaroğlu bunların neyini inkar ediyorsunuz. Halk bankası yüzde 47 ile kredi veriyordu, esnafa. Biz yüzde 5’le veriyoruz. (Allahına gurban tezahüratları) Sizin Allahınıza gurban. Doğalgazı getirdik mi? Bize yakışan buydu. Şu yapılan yolları, kavşakları, viyadükleri görüyorsunuz. Biraz rahatsızlık veriyoruz biliyorum, ama arkasından huzur, kurtuluş geliyor.

Vakit ilerledi. Sizleri çok beklettim. Hakkınızı helal edin. 26 günümüz kaldı. Gece gündüz kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Duymayanlara duyuracağız, bilmeyenlere anlatacağız. Sandıkları patlatalım. 6-0’a var mıyız? Diliniz dert görmesin. Bizim bir sözümüz, ahdimiz var değil mi? Neydi? Beraber yürüdük biz bu yollarda. Beraber ıslandık, yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda. Bize her şey sizi hatırlatıyor. Bize her şey sizi hatırlatıyor. Bize her şey sizi hatırlatıyor. Gününüz kutlu olsun. 12 Haziran ülkemiz, Malatyamız, tüm milletimiz için hayırlara vesile olsun. Türk demokrasisi, anayasamız, hak ve özgürlükler için inşallah arzulanan yarınlarımızın vesilesi olsun. Allah yar ve yardımcımız olsun. Allahına gurban Malatyalım."

Başbakan konuşmasını saat 19.55'de tamamladı ve daha sonra Kongre ve Kültür Merkezi'ne geçti. Kongre ve Kültür Merkezi'ne geçen Başbakan Erdoğan, 37 tesisin toplu açılışını yaptı. Törende konuşan Başbakan Erdoğan, Malatya'nın büyükşehir olması için nüfusun arttırılması gerektiğini ifade ederek, "Siz nüfusun nasıl arttıracağınızı biliyorsunuz" ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan, açılışta, küçük bir bebeği de sevdi.

Bakan Cemil Çiçek ise, yeni dönemde Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın kurulacağını söyledi. Toplu açılış töreninde Devlet Bakanı Cemil Çiçek, Ulaştırma Bakanı Habip Soluk, Vali Ulvi Saran, Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Malatya milletvekilleri, milletvekili adayları, İstanbul Milletvekili Güldal Akşit hazır bulundu.

HABER: Selahattin GÖKATALAY

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız