SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'O Açıdan Çok Mutluyum..'

A- A+ PAYLAŞ

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumları’nda bakmakta oldukları çocukların yüzde 85’inin anne ve babasının var olduğunu, bunların yüzde 60’ının yoksulluk nedeniyle çocuklarını kuruma bıraktıklarını belirterek, “ Öncelikle çocuklarımızın kendi aileleri ve 1.derece yakınlarının yanında bakılması. Biz bunun için aileye madde destek veriyoruz. Bunun olmaması durumunda çocuk mutlaka çocukların bir ailesi olsun diye koruyucu aile kampanyasına ağırlık verdik” dedi.

Malatyalı İşadamları Derneği (MİAD)’ın öncülüğüyle Malatya’da yaptırılan Sevgi Evleri’nin açılış törenine katılmak üzere Cuma akşamı Malatya’ya gelen Devlet Bakanı Nimet Çubukçu Özka Tesisleri’nde düzenlediği basın toplantısında kurum çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Bakan Çubukçu, “ Bu örnek olarak gösterilecek çalışmanın tüm ülkemizde diğer hayırseverlere de örnek olmasını temenni ediyoruz. Bugün sosyal desteğe ihtiyaç duyan, toplumun en dezavantajlı kesimleri olarak tanımladığımız, kimsesizler, özürlüler, yaşlılar gibi, kadınlar gibi son derece dezavantajlı gruplara hizmet veren bakanlığız. Dolayısıyla o kurumda çok hızlı değişim ve dönüşümün, yeniden yapılandırmanın çok büyük oranda başarılmış olduğunu görüyoruz. Bizim kurum çatısı altında kalan çocukların yüzde 85'inin anne ve babası vardı. Anne- babanın çocukları kurama bırakma nedeninde yüzde 60'ı yoksulluk nedeniyleydi. Öncelikle biz çocuklarımızın kendi ailelerinin yanında büyümesini istedik ve aileye dönüş projesini başlattık. Bugün 5 bin çocuk kendi ailesinin yanında büyüyor. Malatya'da da eve dönüş aileye dönüş projesi kapsamında 56 çocuk kendi ailesi yanında. Önemli olan, öncelikle çocuklarımızın kendi aileleri ve 1. derece yakınlarının yanında bakılması. Biz bunun için aileye madde destek veriyoruz. Bunun olmaması durumunda mutlaka çocukların bir ailesi olsun diye koruyucu aile kampanyasına ağırlık verdik ve binin üzerinde çocuk koruyucu ailenin yanında. Malatya'da da bugün 15 koruyucu aile var. Arzu edilen o ki tüm dünyada, çocuklar kurum bakımı altındaki çocuk sayısı gerçekten çok az. Bir çocuğun kurum bakım altına alınması ile bir aileyle buluşması arasında yaklaşık 3 aylık süre geçiyor. Oysaki biz çocuklarımızı sıfır yaşından alıp 18 yaşına kadar büyütmeyi düşünüyoruz.” dedi.

Bakan Çubukçu konuşmasında şunları belirtti:

“ Şöyle hadiseler de var.Yanlış anlaşılmaları düzeltmek için söyleyeyim, fırsat olduğu için. Mesele bir kız çocuğu 16 yaşında pavyonda yakalanıyor, kötü koşullarda veya fuhuşta yakalanıyor. Bu çocuk alınıyor ilk getirildiği yer biziz. İvedi koruma kararı aylıyoruz ve bize geliyor. Eskiden ailenin bu çocuğu annesi babası bulunulurdu. Bir korumaya ihtiyacı olduğu düşünülmüyordu.Bu çocukları getirdiğimiz ve baktığımız özel merkezlerimiz var İstanbul'da. Neredeyse Cumhuriyetle yaşıt olan, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bu kurumun verdiği bu genel hizmetler toplum tarafından bilinmezken, biz toplumun hiç bilmediği bir hizmeti veriyoruz. Bilmiyorlar böyle bir hizmet verdiğimizi. Dolayısıyla 'yurttan kaçan kız fuhuştan yakalandı'. Hayır o fuhuştan yakalandı bize geldi. Arada büyük bir fark var. Bunların bilinmesi lazım. Bu düzeyde hizmet verdiğimiz, hizmet alan kız çocuğu sayımız son derece yüksek.Yani bunlar aileleri ve toplum tarafından istismar edilen çocuklar, kurum tarafından değil. Tam tersine devlet ilk kez çocuklarına sahip çıkıyor. Her çocuğa. Ailesinde şiddet gören çocuğu, hırsızlıkta kullanılan çocuğu, dilendirilen çocuğu, madde bağımlısı çocuğu bütün hepsine.”

Çubukçu konuşmasının sonunda da şunları belirtti:

“ Malatya'da yaşanan üzücü hadiseden sonra geldiğimizde bu acılar bize bir ders olur ve fırsata dönüşür demiştim. O sözlerim 'fırsata bak' şeklinde olumsuz eleştirilmişti. Ama bugün gerçekten güzel bir ortamda birlikteyiz. Demek ki her olumsuzluktan sonra ahlayıp vahlamamamız gerekiyor. Her zaman, her olumsuzluk bizim için bazen yapmamız gerekenler konusunda daha çarpıcı bir etki yaratabiliyor. Dolayısıyla bugün geldiğimiz nokta yaşadığımız acıları unutturacak düzeyde güzellikler oldu.O açıdan da çok mutluyum.”

Yurtlarda kalan çocukların geçen yıl ÖSS'yi kazanmada yüzde 50'ye yakın başarı kazandığını, aynı başarıyı bu yıl da beklediklerini söyleyen bakan Çubukçu, "Sadece üniversitede değil, sporda da başarılar elde ediyorlar. Herkesin desteği ile daha da ileriye gideceklerine inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Çubukçu, bir basın mensubunun, "Malatya'daki üzücü olay olmasaydı Malatyalı İşadamları Derneği (MİAD) Sevgi Evleri'ni yapar mıydı?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"MİAD'ın böyle bir teşebbüste bulunmasının Malatya'daki üzüntülü olayla ilintili olduğunu biliyorum. İnsanlar sorunlarla bağlantı kurarlar. Hadise meydana geldiğinde 4 aylık bakandım ve o anlamda bizim gerçekleştirdiğimiz ve temel attığımız projeler içerisinde Sevgi Evleri vardı. Birçok ilde bakanlık olarak biz yapıyoruz. 270 milyon YTL olan bakanlık bütçesi 1,5 milyar YTL'ye ulaştı. Asıl sorun bu tür kurumların toplumdan çok kapalı olmasından kaynaklanıyor. Şeffaf olunursa hadiseler yaşanmaz. Malatya'nın kendi dinamiklerini harekete geçirmesi bu olaydan sonra gerçekleşti. Nerede şiddet ve istismar varsa, lütfen ihbar edin. Bu evlerde de olabilir."

Bakan Çubukçu, basın toplantısının ardından Malatya Valiliği ile Malatya Belediye Başkanlığı’nı da ziyaret etti.Bakan Çubukçu Malatya Belediyesini ziyaretinde, Belediye Mehter Takımı tarafından karşılandı. Bakan Çubukçu mehter takımı mensuplarıyla birlikte fotoğraf çektirdi.

HABER-FOTO: Selahattin GÖKATALAY

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız