SON DAKİKA
SON DEPREMLER

O da 'Eyy Kılıçdaroğlu' Dedi!

0
Güncellendi - 2015-12-28 00:12:43
O da 'Eyy Kılıçdaroğlu' Dedi!
A- A+ PAYLAŞ

AKP Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık, “Şiddeti, terörü, vandallığı meşrulaştırmak niyetidir. Buradan vatandaşı sokağa çıkması için örgütleyen HDP’ye ve kaostan, şiddetten, gerginlikten medet umarak siyaset yapmaya çalışan ana muhalefet CHP'ye, ayrıca bir de yavru muhalefet MHP'ye sesleniyorum. Suriye’de Türkmenler ve Araplar vahşice katledilirken siz neredeydiniz? Hangi sosyal medya ortamında ya da basılı medyada nelerden bahsediyordunuz? Aziz milletimiz sahnelediğiniz bu kirli oyunu görmüyor mu sanıyorsunuz? Perde açık, senaryo önünüzde” dedi. 

AKP İl Halkla İlişkiler Başkanları ve AKİM Sorumluları Toplantısı, AKP Genel Merkezi’nde yapıldı. Toplantının açılışında konuşan AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık, “Bireysel ve toplumsal hayatımızda değişim ilahi bir yasadır ve bunun önüne kimse geçemez. Ancak değişim milletlerin tarihinde iki şekilde tecelli eder; insanlık tarihinin gösterdiği gibi ya devrim şeklinde olur ya da evrim yani tekamül şeklinde olur. AK Parti’nin tarihimizde ülkemizi değişim ve dönüşüme tabi tutarak evrimsel bir değişime taşıdığını biliyoruz. Bu sebep ile 14 Ağustos 2001’de kurulan partimiz, 12 yılda Türkiye’de çok önemli değişimlere imza attı. Gelin konuşmamın henüz başında sizlerle AK Parti öncesine bir göz atalım. Çok eskilere de gitmeyelim. Sadece 2001 yılında ülkemizde yaşanılanları hatırlayalım. Bakalım neler olmuş, evet. 2001 yılında bakanlar birer birer istifa ediyor, dolar durdurulamıyor ve roket gibi fırlıyor, borsa çakılıyor, Başbakan ile Cumhurbaşkanı'nın kavgaları ülkeyi kaosa sürüklüyor. Bu sırada bankalar boşalıyor, hazine hortumlanıyor, milyar dolarlar iç ediliyor. Yüz binlerce işyeri iflas bayrağı çekerek kapanıyor. Bakanlıklardan kurumlara kadar devletin tüm birimleri rüşvet ve yolsuzluk haberleri ile çalkalanıyor. Tüm ihalelerde yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı belgeleniyor. Çocuklar açlıktan ölüyor, anne babalar intihar ediyor. Ve bu durumun karşısındaki çaresiz iktidar IMF kapısında umut arıyordu. Bakınız, bu anlattıklarım eski Türkiye’nin tamamını da anlatmıyor. İnanın hepsini anlatmaya çalışsam Edirne'den Ardahan'a yol olur. Ne günler yeter anlatmaya ne de nefes kalır dile dökmeye. Ama ben şu konuya özellikle dikkat çekeceğim. AK Parti’den 1 yıl önce, yani sadece 2001 yılında şekere 13 kez, çaya 14 kez, ulaşıma 8 kez, yağa 8 kez, ekmeğe 4 kez zam yapılmış. Tüp ise zam rekoru kırmış ve 15 kez zamlanmış. Evet, faiz lobileri doymuyor, memleketimiz içinden çıkılamaz bir hale sürükleniyordu. Peki sonra ne oldu? Millet gerekeni yaptı değerli kardeşlerim. Millet gerekeni yaptı. Bırakın devlet yönetmeyi, halkına bile güvenmeyi unutanları alaşağı etti. Söz benimdir dedi ve kendini kurtardı. Millet kendini iktidara getirdi. Evet, AK Parti bu milletin taa kendisidir” dedi.

“AK PARTİ DAĞILACAK DİYENLER BİR KEZ DAHA SUKUTU HAYALE UĞRADI”

Çalık sözlerine şöyle devam etti:

“AK Parti millettir, millet. Evet partimiz kuruluşundan hemen sonra girdiği 3 Kasım 2002 seçimlerinde 34.5, 2004 yerel seçimlerinde 40.2, 2007 genel seçimlerinde 46.6, 2007 referandumunda 68.95, 2009 yerel seçimlerinde 38.6, 2010 referandumunda 57.8, 2011 genel seçimlerinde 49.8, 2014 yerel seçimlerinde 45.5 oy aldı. Partimiz 2009 seçimleri ile 2014 seçimlerine göre oy oranını 7 puan arttırdı. CHP ve MHP oylarının toplamı AK Parti’nin oylarına yetişemedi. Bu durumun aynısını 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminde de gördük. 16 parti AK Parti'ye karşı birleşti. Sonuç ise değişmedi, milletin partisinin adayı, milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan ezici bir üstünlük ile köşke çıktı. Halkımız 10 Ağustos seçimleri ile tarihinde ilk kez Cumhurbaşkanını kendi hür iradesi ile seçti. Kurucu Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı oldu. Milli iradenin bu teveccühünün ardından ise, 27 Ağustos 2014 tarihli AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde bin 245 delegenin imzası ile aday gösterilen Dışişleri Bakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, geçerli bin 382 oyun tamamını alarak partimizin AK Parti’nin Genel Başkanı, yeni Türkiye’nin Başbakanı seçildi. Ve süreç öyle kolay işledi ki, felaket senaryoları yazanlar, AK Parti dağılacak diyenler bir kez daha sukutu hayale uğradı. Ardından Sayın Genel Başkanımız, hem kabinede, hem merkez yürütmede, hem grup başkanvekilliklerinde, hem de kadın ve gençlik kollarının genel başkanlıklarında değişikliklere giderek, durmak yok yola devam dedi. Herkes bilmelidir ki AK Parti bir dava partisidir. AK Parti bir vefa partisidir. AK Parti milletin ta kendisidir. AK Parti milletin adresidir. Evet, bugün 81 ilimizden il ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları ve 81 il AKİM sorumluları ile bir aradayız. Kadın ve gençlik kolları genel başkanlarımız ile beraberiz.”

“STK’LAR İLE DE EN YOĞUN TEMASI SAĞLAYAN PARTİYİZ”

Çalık, “Milleti temsil eden bizlerin üzerine büyük yük düşmektedir. Çünkü, halkla ilişkiler birimlerimiz halkımızın partimiz ile karşılaştığı ilk noktadır. Halkla doğrudan ve ilk temas olması açısından halkla ilişkilerin fonksiyonu ve işlevselliği büyük bir önem taşımaktadır. Halkın nabzını tutmak, beklentilerinden haberdar olmak ve bu beklentileri karşılamak AK Parti için son derece önemlidir. Hizmet ve yönetim anlayışının odağına insanı yerleştiren partimiz, tek bir vatandaşın dahi talebine ve eleştirisine tüm birimleri ile eğilmektedir. Bizler AK Parti olarak, milletiyle barışık bir devletin, halkıyla iç içe geçmiş bir yönetimin üstesinden gelemeyeceği bir sorun olmadığına inanan bir siyasi hareketiz. Bizler halkla doğru iletişimi, devletin olmazsa olmaz özelliklerinden biri olarak kabul etmiş bir siyasi hareketiz. Bizler, vatandaşla hükümet arasında günlük hayati bağın, güçlü olmasının, devlet-millet kaynaşmasını pekiştireceğini ve demokrasimizin gelişmesine de büyük katkı sağlayacağını görmüş ilk siyasi hareketiz. Ve demokrasimizin en önemli organları STK’lar ile de en yoğun teması sağlayan partiyiz. Bu sebep ile tüm il, ilçe ve belde teşkilatlarımızın halkla ilişkiler birimleri de halkın beklentilerini iyi okumalı, halktan gelen her bir talebi dikkate almalı ve gerektiğinde talep gelmeden ihtiyaçları ve beklentileri muhakkak fark etmelidir. Biliyorum. 2014 yılında yoğun bir seçim dönemi yaşadık. Tüm parti birimlerimiz yılmadan, yorulmadan ve büyük bir azimle çalışmalarını sürdürdü. Yapılan çalışmalarımızın karşılığı olarak ise ülke genelinde yüzde 50'lileri aşan oy oranları ile diğer siyasi partilerin hayallerinin ötesine geçmeyi başardık. Bu başarıların devamını da sağlamalıyız. Bu sebep ile Genel Başkanımızın ortaya koyduğu hedefleri çok iyi algılamalıyız. Bu hedeflerin gerçekleşmesi için gece-gündüz demeden çalışmalıyız. Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi ‘Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım’ gelir değerli dava kardeşlerim. Halkla ilişkiler başkanlığımızın en önemli ilkesi olarak benim sizlerden öncelikli isteğim, kapınıza gelen vatandaşlarımızı asla boş bir şekilde geri çevirmemenizdir. Onlar için bir şey yapamıyorsak dahi gözlerinin içine bakmalı, yüreğimizi açmalı ve onlarla yürekten konuşmalıyız. Çünkü onların dertlerine ortak olmak, gönüllerini yapmak, bizler için milyonlarca lira yatırımdan daha kıymetlidir” diye konuştu. 

“ESKİ TÜRKİYE’Yİ DİRİLTMEK UMUDUYLA YAPILAN GİRİŞİMLERİN DE ARDI ARKASI KESİLMİYOR”

Milletin oynanmak istenen oyunlara gelmediğini belirten Çalık, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Biz millet için çalışacağız ama millete karşı çalışanları da unutmayacağız. Milletimizin gönlünde yer bulamayanlar, bizim bu başarılarımızı sindiremeyenler bizim dirliğimizi ve birliğimizi bozabilmek için her an fırsat kollamaktadır. Bu fitne üreten merkezlerin sesine kulak vermeden hizmete devam etmeliyiz. Onlara verilecek en büyük cevap: milletimiz için yılmadan çalışmamız olacaktır. Evet hamdolsun. Türkiye, AK Parti iktidarı ile birlikte 12 yıldır zincirlerinden bir bir kurtuluyor. Yarınlarına artık umutla bakıyor. Fakat, üzülerek belirtmek istiyorum ki eski Türkiye’yi diriltmek umuduyla yapılan girişimlerin de ardı arkası kesilmiyor. Bakınız Gezi olayları buna bir örnekti. Gezi olayları eski Türkiye’yi, onun tabularını, çıkar çatışmalarını diriltmek, ulusal ve uluslararası faiz, kaos ve terör lobilerini yeniden uyandırmak için sahneye konulan bir oyundu. Fakat Türkiye bu oyuna gelmedi. Gezi olaylarını düzenleyen o geride kalmışlar, 17 ve 25 Aralık'ta da siyasi darbe operasyonu için düğmeye bastılar. Tabi ki, aziz milletimiz bu oyuna da gelmedi. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, bu milletin kanını emmek için nasıl plan çizerlerse çizsinler fayda etmeyecektir. Milletimiz artık uyanmıştır. Milletimiz ak ile karayı bir birinden ayırmıştır.”

“HDP, CHP VE MHP'YE SESLENİYORUM; SURİYE’DE TÜRKMENLER VE ARAPLAR VAHŞİCE KATLEDİLİRKEN SİZ NEREDEYDİNİZ?”

Son yaşanan Kobani olaylarına ilişkin açıklamalarda bulunan ve çözüm süreci ile ilgili bilgiler veren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çalık, “Şimdi ise, Kobani bahanesi ile yeni bir takım girişimlerin sergilendiğini görüyoruz. Unutmayınız, Kobani olaylarında sadece bir örgüt ya da bir siyasi görüş yok. Şöyle bir durup baktığınızda, eski Türkiye’nin bütün aktörlerinin üzeri açık ya da kapalı bu oyuna destek verdiği görülüyor. Derin millet ise bunu ibretle izliyor. Arkadaşlar biliniz ki, son günlerde yaşadığımız şiddet olaylarının sebebi asla Kobani değildir. Olaylar, bu topraklarda 30 yıldır, akan kanın yeniden akması girişimidir. Bu Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘siyasi hayatıma da mal olsa çözeceğim’ dediği, Sayın Başbakanımızın da ilk günden itibaren hükümet programına alarak, ‘Çözüm süreci asla konjoktürel bir süreç değildir. Çözüm süreci bizim projemizdir’ dediği çözüm sürecini yıkmak girişimidir. Geçtiğimiz 30 yılda kaybettiğimiz 36 binden fazla insanımızın yanında, partimiz tarafından yapılan bir hesaplamaya göre 1.2 trilyon dolar bize ekonomik bedeli olduğunu unutmayalım. Anlayacağınız ulusal ve uluslararası ak babalar bizden tekrar kurbanlar istiyor. Bu eski Türkiye’nin tekrar uyandırılması niyetidir. Bu, şiddeti, terörü, vandallığı meşrulaştırmak niyetidir. Buradan vatandaşı sokağa çıkması için örgütleyen HDP’ye ve kaostan, şiddetten, gerginlikten medet umarak siyaset yapmaya çalışan ana muhalefet CHP'ye, ayrıca bir de yavru muhalefet MHP'ye sesleniyorum. Suriye’de Türkmenler ve Araplar vahşice katledilirken siz neredeydiniz? Hangi sosyal medya ortamında ya da basılı medyada nelerden bahsediyordunuz? Aziz milletimiz sahnelediğiniz bu kirli oyunu görmüyor mu sanıyorsunuz? Perde açık, senaryo önünüzde. Bu oyun yeni Türkiye’nin itibarını zedeleme çabasıdır. Ve arkadaşlar ben inanıyorum, bu oyunları milletimizden aldığımız güvenle, Allah’ın izniyle tek tek bozacağız. Zaman alabilir, zor olabilir. Ama unutmayın her zorluğun arkasında bir kolaylık vardır. Her zaman ümitle, azim ve sabırla çalıştık, bundan sonra da böyle çalışmaya devam edeceğiz. Aslında bu bizim yaşam tarzımız, bu bizim inanma biçimimizdir. Yılmak yok, durmak da yok. Daha önce olduğu gibi Türkiye yine bu oyuna da gelmeyecektir ve iradesini 2015 seçimlerinde sandıkta bir kez daha ortaya koyacaktır. Biz 14 Ağustos 2001'de yola çıkarken, ülkemiz ve milletimiz için bir hayal kurduk. İşte bugün o büyük hayali gerçeğe dönüştürüyoruz. Osmanlı'nın yolculuğu, Edebali'nin rüyasında tecelli etmiştir. Biz bu rüyaların bu hayallerin peşine düştük. Gelişmiş ülkelerde ne varsa Türkiye'de o imkânlarla buluşuyor. 81 vilayet modern okul, hastane, konut, hızlı tren hatlarıyla buluşuyor. Bölünmüş yolları görüyorsunuz. Türkiye artık, büyük hedefleri, büyük idealleri, uzun strateji planları olan bir devlet. Türkiye artık 5 yıllık kısa planları olan bir ülke değil. 2023 diyoruz, 2053 diyoruz, 2071 diyoruz. Önümüzde büyük bir plan ve bu plan için devasa bir yol haritamız var. Eski Türkiye'yi toprağa gömdük, artık yeni Türkiye var, yeni Türkiye. Yeni Türkiye, durmadan büyümeyi hedefliyor. Partimiz 12 yıldır bu hedefe ulaşmak için, azmini her seferinde ortaya koyarak emin adımlarla ilerliyor. İnşallah, Türkiye daha da büyüyecek halkımızın refah seviyesi daha da yükselecek. Yeni Türkiye idealine ulaşmak için, 2015 seçimlerinden Anayasayı değiştirecek milletvekili çoğunluğuna ulaşarak çıkmamız gerekmektedir. Bunun için de hiç olmadığı kadar çalışmamız gerektiği açıktır. Seçimlerde istediğimiz sonuçlara ulaşmak için hepimize büyük görevler düşmektedir. Partimizin Milletle, yönetimi birleştiren halkla ilişkiler başkanlığının görevi ise daha da ağırlaşmaktadır. Teşkilat olarak, canla başla çalışacağız. Kapı kapı dolaşmaya devam edeceğiz. Eşimize, dostumuza, komşularımıza ulaşacağız, Yeni Türkiye’nin refah demek olduğunu anlatacağız. Yeni Türkiye’nin kendi iç sorunlarını çözeceğini, uluslararası platformlarda daha çok söz sahibi olacağını, komşularına yardımlarını ve desteğini daha da arttıracağını anlatacağız. Bıkmadan, usanmadan, yorulmadan anlatacağız” şeklinde konuştu.

“BÜTÜN STK’LAR İLE GÖRÜŞECEĞİZ”

81 ili gezerek tüm STK’lar ile görüşmeler yapılacağını belirten Çalık, “Unutmayınız, ileri demokrasinin vazgeçilmez yapı taşlarından biri de Sivil Toplum örgütleridir. Sivil toplum örgütleri halkın iradesi ve sesidir. Biz bu zamana kadar milletimizin kalbine dokunduk, vatandaşımızın düşüncelerini yüksek sesle dile getirdik. Vazifemize bu şekilde devam etmemizin yolu, sivil toplum örgütleriyle bağımızı daha da güçlendirmekten geçmektedir. Ben buradan sivil toplum kuruluşlarına da sesleniyorum. Onlara da büyük görevler düşüyor. Çözüm sürecini kana bulamak isteyenlerin karşısında bir duvar olmaları gerekiyor. Susmamaları ve eski Türkiye sevdalılarına bir cevap vermeleri gerekiyor. Ve biz yeni Türkiye’de konuşan STK istiyoruz. AK Parti Genel Merkez Halk İlişkiler Başkanlığı olarak 81 ili gezeceğiz. Ve STK’larla buluşacağız. Onları dinleyeceğiz. Bütün STK’lar ile görüşeceğiz. Onlarla beraber, insan odaklı, sivil algıyı güçlendiren, katılımcı demokrasiyi esas alan stratejik iletişim planları yapacağız. Yeni Türkiye’yi, inşallah, halkımızın tüm katmanları ile hareket ederek inşa edeceğiz. Halkımızla aramızdaki köprüyü güçlendireceğiz. Halkımızla ayrılmaz bir bütün olacağız” dedi.

“EY KILIÇDAROĞLU, SİZ KOMŞUNUZ AÇKEN TOK YATAMAYAN BU TOPLUMUN ÜYESİ DEĞİL MİSİNİZ?”

Çalık sözlerini şöyle tamamladı:

“Biliyorsunuz bütün dünya insanlık namına zor bir sınav veriyor. Binlerce anne ve bebek katledilirken, hemen yanı başımızda böylesine bir insanlık dramı yaşanırken, dünya buna sessiz kalıyor, öteliyor, görmezden geliyor. Genel Başkanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun söylediği gibi, ‘Milletler zor zamanda aldıkları kararla tarihe geçer.’ Biz Türkiye olarak, yanı başımızdaki komşumuz, teröre kurban giderken, binlerce masum anne, çocuk, bebek katledilirken, sessiz kalmadık. Sınır kapılarımızı açtık. 1,5 milyonu geçen Suriyeli kardeşimizi misafir ediyoruz. Bir bakıma bütün dünyaya insanlık dersi veriyoruz. Dünyanın kör ve sağırlığına rağmen bunu yapıyoruz. Biz mazluma yardım ederek, bu milletin temel dini ve inanç kodlarını oluştururken Ana muhalefet partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, nasipsizce bu milletin temel inanç kodlarının hilafına konuşuyor. ‘Suriyelileri almak vatana ihanettir’ diyor. Rahmetli Necip Fazıl’ın da dediği gibi, ‘Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan.’ Ey Kılıçdaroğlu, siz komşunuz açken tok yatamayan bu toplumun üyesi değil misiniz? Soruyorum siz hangi vicdansız toplumun fertlerisiniz. Kiminle berabersiniz? Kimin emir kulusunuz? Siz neye hizmet edersiniz? Evet. Onlar görmüyor. Suriyeli kardeşlerimiz için hazırlanan kamplarda, bütün temel ihtiyaçları karşılanıyor. Onlar bu şanlı millet sayesinde insani şartlarda hayatlarını sürdürebiliyorlar. Kamplardaki eğitim tesisleri sayesinde, yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda bırakılan çocuklar eğitimlerine devam edebiliyorlar. Ama bu muhalefet, insan sevgisinden ne anlar. Biz onlara inat kardeşlerimize sahip çıkacağız. Mazlumun yanında olacağız. Garibin dert ortağı olacağız. Nerde bir kimsesiz varsa biz herkesten önce orada olacağız.”

Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız