SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'O Destek Kayısıya da Verilmeli'

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:56:42
'O Destek Kayısıya da Verilmeli'
A- A+ PAYLAŞ

Doğanşehir Ziraat Odası Başkanı Abdurrahman Doğan, fındık üreticisine verilen ‘alan bazlı desteğin’ kayısı üreticisine de verilmesi gerektiğini söyledi. ‘İyi Tarım Uygulamalarına’ verilen devlet desteğinden üreticinin memnun olduğunu belirten Doğan, “Ancak, fındık üreticisine verilen alan bazlı desteğin mutlaka kayısı üreticisine de verilmesi gerekiyor” dedi.

Doğanşehir Ziraat Odası Başkanlığınca organize edilen “Çiftçi Bilgilendirme Toplantısı” belediye düğün salonunda yapıldı. Toplantıya Doğanşehir Kaymakamı Memiş İnan, Doğanşehir Belediye Başkanı Vahap Küçük, Malatya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertan Mumcu, Gıda Tarım  ve Hayvancılık İlçe Müdürü Şerif Çetintaş, İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma, Ziraat Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof Dr.Alper Durak, Prof. Dr. Ergün Doğan, Prof Dr. Murat Sipahioğlu,  Doç. Dr. Hüseyin Karlıdağ, Belediye Meclis üyeleri, teknik personel ve çok sayıda meyve üreticisi katıldı.  

Açılış konuşmasını yapan Doğanşehir Ziraat Odası Başkanı Abdurrahman Doğan, Oda çalışmaları hakkında bilgi verdikten sonra, Doğanşehir’de başta elmacılık olmak üzere meyveciliğin geliştirilmesi için çaba harcadıklarını söyledi. İlçede ‘İyi Tarım Uygulamaları’nın yaygınlaştığını, devletin ‘İyi Tarım Uygulamaları’ konusunda üreticiye verdiği destekten memnun olduklarını ifade eden Başkan Doğan, “Fındık üreticisine verilen alan bazlı desteğin mutlaka kayısı üreticisine de verilmesi gerekiyor” dedi.

Üreticilerin meyve ağaçlarında sonbahar ilaçlamasını ihmal etmemelerini de isteyen Başkan Doğan, toplantı için Doğanşehir’e gelen Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencilere teşekkür etti.

Malatya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertan Mumcu, Büyükşehir Belediyesinin hızla kurumsallaştığını belirtip “Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Kırsal Hizmetler ve Muhtarlıklar Daire Başkanlığı” kurulması konusunda çalışma yaptıklarını, meyveciliğin ve özellikle kayısının Malatya için son derece önemli bir meyve olduğunu” söyledi.

Prof. Dr. Asma: Neyi satıyorsak onu üretmeliyiz

Toplantıya konuşmacı olarak katılan İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma, Türkiye’de meyveciliğin geliştirilmesi için ‘Ne üretirsem onu satarım anlayışından vazgeçip, neyi satıyorsam onu üretmeliyim’ anlayışının yerleştirilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin meyvecilik potansiyelinin yeterince değerlendirilmediğini kaydeden Prof. Dr. Asma “Meyvecilik sektörü dünyada yükseliş trendi göstermektedir. Sektör, gelecekte bugünden çok daha fazla öneme sahip olacaktır. Ülkemiz meyvecilik bakımından çok önemli potansiyele sahip, ancak bu potansiyeli iyi değerlendirdiğimizi söyleyemeyiz. Meyvecilikte işçilik giderlerinin azaltılması için mekanizasyonun kullanılması son derece önem taşıyor. Ülkemiz meyveciliğinin gelişmesini istiyorsak “Ne üretirsem onu satarım anlayışından vazgeçip neyi satıyorsam onu üretmeliyim” anlayışını yerleştirmek zorundayız.  Ziraat Fakültesi olarak her yıl 2 veya 3 ilçeyi öğrenci ve öğretim üyesi arkadaşlarımızla ziyaret ediyoruz. Bu toplantılar sayesinde ilçelerin tarım potansiyellerini ve sorunlarını yerinde görme imkanı buluyoruz” diye konuştu.

Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Alper Durak, toprağın canlı bir organizma olduğunu, toprağın horizon adı verilen farklı katmanlardan oluştuğunu belirterek “Meyve ağaçlarında makro ve mikro elementler ve bunların noksanlığında ortaya çıkan sorunların iyi bilinmesi gerekiyor, doğru bir gübreleme için toprak ve yaprak numunelerinin usulüne uygun alınıp analiz ettirilmeli, gelişi güzel yapılan gübreler ekonomik kayıp olduğu kadar toprağın kirlenmesine de yol açabilir. Çiftlik gübrelerinin toprağa karıştırılması çok önemli, gübre miktarı kadar, gübreleme zamanı ve uygulama şekline üreticilerimizin dikkat etmesi gerekiyor” dedi.

Toplantıdaki konuşmasında, meyve ağaçlarında kalite ve ürün kaybına yol açabilecek faktörlerden bahseden Prof. Dr. Murat Sipahioğlu, bunların başında fungal, bakteriyel ve virüs hastalıkların geldiğini söyleyerek,  doğru bir mücadele için öncelikli olarak hastalık ve zararlıların iyi tanınması, doğru ilaçlarla doğru zamanda ilaçlama yapmanın kaliteli bir üretim için gerekli olduğunu aktardı.

Doç.Dr. Hüseyin Karlıdağ, meyve ağaçlarında budamanın önemine değinerek, şunları söyledi:

“Bilinçli yapılan budamanın meyve ağaçlarının ağacın ömrünü uzattığı gibi, erken meyveye yatma, yüksek verim ve kaliteli üretim için budama son derece önem taşımaktadır, ağaçta yeteri kadar ışık almayan bazı yapraklar üretmek yerine tüketici olmaktadır, ışığın ağacın iç kısımlarında etkili olması için, budamanın üretici tarafından düzenli olarak yapılması gerekmektedir.” 

Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Ergün Doğan ise meyve bahçelerinde sulamanın önemine değindi. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin tarımsal sulama üzerinde olumsuz etki yaratacağının öngörüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Doğan, “Küresel ısınma ve iklim değişikliği hepimizin farkında olduğu bir olay. Araştırıcılar, gelecekte küresel ısınmanın daha da artacağını öngörüyor. Ülkemiz su kaynakları bakımından çok zengin bir ülke değil. Tarımda suyu özenle, tekniğine uygun kullanmak zorundayız: Mutlaka basınçlı sulamaya geçmeliyiz. Devletimiz tarımsal sulamada basınçlı sulama tekniklerini desteklemekte, bu konuda faizsiz kredi vermektedir, son yıllarda basınçlı sulama sistemine geçişte ülkemizde çok önemli ilerlemeler sağlanmıştır” ifadelerini kullandı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız