SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"O Yol Yapılamaz! Çünkü.."

0
Güncellendi - 2015-12-27 22:45:07
A- A+ PAYLAŞ

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Yardımcısı ve İnönü üniversitesi Öğretim Görevlisi Vehbi Aluçlu, Kuzey Çevre Yolu’ndaki mülkiyet sorunun çözümü için izlenen yöntemlerin doğru olmadığı uyarısında bulundu

 “YASAL DAYANAKTAN VE ÇÖZÜM ÜRETME MANTIĞINDAN YOKSUN”

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Yardımcısı ve İnönü üniversitesi Öğretim Görevlisi Vehbi Aluçlu, 12 Haziran’da yapılan ihale ile ön yeterlilik başvuruları alınan Malatya Kuzey Çevreyolu’ndaki mülkiyet sorunlarının çözülmesi için takip edilen yolun yasal dayanaktan ve çözüm üretme mantığından yoksun olduğunu ve kamulaştırma devreye sokulmadan yapılamayacağını belirterek ‘Şayet Malatya’ya bir çevre yolu kazandırılmak isteniyorsa yapılması gereken iş çevre yolunu Malatya’nın Güney’ine konumlandırmaktır” dedi. 

İnşaat Mühendisi Aluçlu, Malatya Belediye Meclisi tarafından gündeme getirilen Kuzey Çevre Yolu güzergâhında ‘Düşük yoğunluklu imar’ uygulaması önerisinin tarımsal arazinin korunması anlamına gelmediğini, tam tersine, proje kapsamında bağlantı yolları ile birlikte yaklaşık 10 bin dönümlük tarımsal arazinin yapılaşmaya açılmasının öngörüldüğünü söyledi.

Malatya Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Mayıs ayı toplantısında alınan bir kararla Kuzey Çevre Yolu güzergâhında ‘Düşük yoğunluklu imar’ uygulaması yapılması için Bakanlar Kurulu’nda  ‘Kamu yararı’ yönünde bir karar üretilmesi için öneride bulunulması kabul edilmişti.

Kara Yolları Genel Müdürlüğü’nün ihale belgelerinde ‘Malatya Çevre Yolu’ olarak adlandırdığı, kamuoyunda ise Kuzey Çevre Yolu olarak bilinen, bağlantı yolları ile birlikte toplamda 54 km’lik bir uzunluğa sahip olan yol güzergâhında ‘Düşük Yoğunluklu İmar Uygulaması’ ne anlama geliyor? Bu uygulama, Malatya’nın en verimli tarımsal topraklarını nasıl etkileyecek? Toprak Koruma Kurulu’nun karşı çıkmasına rağmen çevre yolunun Malatya’nın Kuzey bölgesinden geçirilmesinin yaratacağı sorunlar nelerdir? En önemli sorun olarak, Kuzey Çevre Yolu’nun geçtiği güzergâhtaki mülkiyet sorunlarının çözülmesi konusunda ilgili kurumların takip ettiği yolun yasal dayanağı ne kadar gerçekçi ya da ne kadar çözüm üretebilir nitelikte?

Tüm bunları Kuzey Çevre Yolu konusunda yaptığı inceleme, araştırma ve açıklamalarla tanınan, bu projenin Malatya’nın tarımsal arazileri için yarattığı tehlike konusunda sürekli uyarılarda bulunan ve alternatif olarak da ‘Güney Çevre Yolu’nu öneren, Malatya İnşaat Mühendisleri Odası Başkan Yardımcısı, İnşaat Mühendisi, İnönü Üniversitesi Öğretim Görevlisi Vehbi Aluçlu ile konuştuk:

-Vehbi Bey, Malatya Belediye Meclisi Mayıs ayı olağan toplantısında Kuzey Çevre Yolu güzergâhının‘Düşük Yoğunluklu Yapılaşmaya Açılması’ ve bunun için de Bakanlar Kurulu’nda ‘Kamu yararı olduğu’ yönünde bir karar çıkarılması için öneride bulunmasını içeren bir karar kabul etti. Malatya Belediye Meclisi’nin bu kararının anlamı nedir, mevzuat açısından doğru ve gerçekçi yol olduğu söylenebilir mi?

- Düşük yoğunluk, yüksek katlı binaların yapılmayacağı, yani arazilerinizin içinde yüksek katlı binaların yerine iki katlı villa tipi evlerin yapılacağı tarzda yapılaşma anlamına gelir. Ama bu tarz yapılaşma, tarımsal arazinin korunacağı anlamına gelmez. Tam tersine tarımsal arazinin imara açılacağı anlamına gelir. Şöyle ki; orada yol geçtiği zaman imar yoğunluğunun düşük olmasına karşın yine imara açılacak bir araziden bahsediyoruz. Yoğunluk ne kadar düşük olursa olsun bugün aldığımız karar doğrultusunda imar yoğunluğu düşük olmasına karşın yarın bu kararın bozulmayacağının garantisini kim verecek? Kanunun değiştirilmeyeceğinin garantisini kim verebilir? Yarın yöneticiler değiştirildiğinde bu karar da değiştirilebilir.

Kamu yararı gözetiliyorsa düşük yoğunluk şu anki çevre yolunun oradan geçmesiyle zaten ileride otomatik olarak bozulacak demektir. Ana aksta bu dediğimiz sıkıntıların haricinde bir de ara akslarımız var. Malatya’yı çevreyoluna bağlayacak ara akslarımız var. Bu ara akslardaki imarın ana akstakinden daha yüksek olacağını düşünüyorum. Oralar da tarımsal arazi. Yani Eski Malatya’ya giden yolun çevreyoluna Malatya’yı bağlayacağını düşünürsek o yolun üzerine yüksek katlı binaların yapılmayacağının garantisini kim verecek bize? Bu imar planlarında yapılan değişiklikler, Malatya Belediyesi’nin bakanlığa temenni mektubu yazmasının Bakanlığın yetkisi ne konuda var ona bakmak lazım.

-Malatya Belediye Meclisi’nin Kuzey çevre Yolu güzergahındaki yapılaşma için Bakanlar Kurulu’na başvurmasının mantığı nedir?

-Malatya Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Bakanlar Kurulu’na bu konuda başvuruda bulunmasının İmar Mevzuatı’nda karşılığı bulunmamaktadır. Bu yüzden neden böyle bir karar alındığını anlamak mümkün değildir. İmar Yasası, bu tür düzenlemelerde bakanlık düzeyindeki müdahaleleri 3 kategoride sınıflandırmaktadır. İmar Yasası’nın 9. Maddesi’nde bu konuda bakanlığın görevi tanımlanmış. Bakanlık hangi hallerde buna karar verebilir? Ona bakalım. 1- Gecekondu Kanunu’nun uygulanması amacıyla, 2- Genel toplumsal hayatı etkileyen afetler dolayısıyla, 3- Toplu konut uygulamasıyla ilgili planların veya plan değişikliklerinin birden fazla belediyenin kapsama alanına giriyorsa. Yani bu 3 durumda imardaki değişikliği bakanlık yapabilir veya bazı konularda yetkisini valiliklere devrederek uygulamayı değiştirebilir. Yani Kuzey Çevre Yolu ile ilgili uygulama bugün ‘Düşük yoğunluk’ adı altında verilse bile, ileride yapılacak gelecek değişikliklerle veya ülkemizin bir gerçeği olan kaçak yapılaşmayla  orada dilinmeler söz konusu olacak, bunun sonucunda araziler bölünmüş olacaktır.

- ‘Düşük Yoğunluklu İmar Uygulaması’ denilerek buradaki büyük ve verimli tarım arazilerinin bir ölçüde korunacağına vurgu mu yapılmak isteniyor?

- ‘Düşük yoğunluklu imar uygulaması’ o güzergâhtaki tarımsal arazilerin korunması bakımından hiçbir anlam ifade etmiyor. Çünkü,Kuzey Çevre Yolu’nun yapılacağı platform altında 5 bin 400 dönüm arazi kalacak. Ara akslarla birlikte belki 10 bin dönüm arazi bu yol platformunun altında kalmış olacak. 10 bin dönüm büyüklüğündeki devasa tarımsal araziyi isteseniz de istemesenize katletmiş olacaksınız. Ardından düşük yoğunluklu imar izni verilmesiyle iki katlı binaların yapılmasıyla onun getirdiği bir yapılaşma olacak. Ve zaten bir miktar daha katletmiş olacaksınız. Fakat burada çok önemli bir konu daha var: Ana akstaki yoğunluk ara aksta da uygulanacak mı?  Bu konu çok önemli. Yani şu anki mevcut Malatya’yı eski Malatya üzerinden Kuzey Çevre Yoluna bağlayacak olan yolun üzerindeki imar durumu çok önemli. Buna benzer 3-4 tane daha yol açılması durumu söz konusu. En az 3-4 yerden çevreyoluna Malatya’nın girişi veya çıkışı verilmek durumunda kalınacak. Bunlara bakmak lazım.

- Kuzey Çevre Yolu’ndaki mülkiyet sorunlarının çözülmesi için takip edilen yöntemlere baktığımızda İmar Yasası’nın ünlü 18. Maddesi’nin devreye sokulduğunu, yani klişe deyimle 18 Uygulaması ile vatandaşın arazisinin elinden alınmaya çalışıldığını görüyoruz. Bir de toplulaştırma uygulaması yapılıyor. 18 uygulaması ve toplulaştırma Kuzey çevre Yolu’nun geçeceği güzergahtaki mülkiyet sorunlarını çözebilir mi, akılcı ve yasal yollar takip edildiğini söylemek mümkün mü?

-Maalesef bu konuda akılcı ve hukuki bir yol, yöntem takip edildiğini söylemek mümkün değildir. Çünkü, bu iş kesinlikle 18 Uygulaması ve toplulaştırma ile yapılamaz. Yapılacak bölümleri vardır ama asıl uygulanması gereken yöntem, devletin orada kamulaştırma yapmasıdır. Bu sorunlar kamulaştırma bedeli ödenerek çözülebilir ancak. Kamulaştırma bedeli ödemeden sadece 18 uygulamasıyla veya toplulaştırma ile bu işi çözmeniz mümkün değil.

Kaldı ki, 18 Uygulaması ile vatandaşın arazisinin, düzenlemeden önceki yüzölçümün % 40’ını elinden aldığınızda bunu keyfi biçimde kullanamazsınız. İmar Yasası, Düzenleme Ortaklık Payı’nın (DOP) nasıl kullanılacağını yasada çok açık biçimde göstermiştir. Bakın yasa bu konuda aynen şöyle diyor: “Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilk ve orta öğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz”. Yasada düzenleme ortaklık payı olarak maksimum yüzde 40’lık bir alanın sahiplerinden alınacağı ifade ediliyor. Peki, bu hizmetleri nasıl vereceksiniz oradaki vatandaşa? Şimdi mevzuata göre Bakanlar Kurulu’nun görev ve yetkileri belli. Şayet bizim bilmediğimiz, yetkililerimizin bildiği bunların haricinde bir konu varsa bu konunun güncel olarak herkese duyurulması gerekiyor. Basına yansıyanlara göre 18 uygulaması ve DOP ile bu iş çözülecek deniliyor. Bunlar yapılarak çevreyolunun aksı belirlenecek. Bilmediğimiz bir konu olabilir.

-Siz Kuzey Çevre Yolu’na sıcak bakmıyorsunuz  orada 10 bin dönümü aşkın tarımsal araziyi yok edeceğini ileri sürüyorsunuz ve altrernatif olarak çevre yolunun Güney’e konumlandırılması gerektiğini savunuyorsunuz? Peki neden Güney?

- Güney alternatifi önerisine gelmeden önce, burada Malatya halkının kafasını karıştıran bir konuda bir açıklama yapmak istiyorum ve halkımızın dikkatini bir konuya çekmek istiyorum. Gündemde ‘Kuzey’de üç yol var. Biri Kuzey Çevre Yolu, diğeri Kuzey Kuşak Yolu. Bunların ikisi çok farklı projeler. İkisi de aynı şey değil. Üçüncüsü sahil yolu. Biz oda olarak ne sahil yoluna, ne kuzey kuşak yoluna karşıyız. Bizim karşı olduğumuz Kuzey Çevreyolu. Zemindeki oturumu, yan istimlaklerle birlikte 100 metreyi bulan 54 km uzunluğunda bir yoldan bahsediyoruz. Tarımsal toprağın heba olacağını düşünüyoruz. Biz bu nedenle ‘alternatifimiz var’ diyoruz ve Güney Çevre Yolu’nu öneriyoruz. Bakın Güney Kuşak Yolu değil. Güney Çevreyolu. Burada ise 27 km’lik bir yoldan bahsediyoruz. Neredeyse Kuzey Çevre Yolu’nun yarısı uzunlukta bir yol. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde sınıf arkadaşım Doç. Dr. Murat Ergün hocamız var. Murat Ergün hocamız Güney Çevre Yolu konusunda gönüllü ve herhangi bir bedel talep etmeksizin  çalışmalar yaptı ve bir öneri raporu hazırladı.Bu rapora göre yolun 27 km.uzunluğunda olacağını, 4 viyadük yapılması gerektiğini, ama viyadüklerin en uzununun 250 metre olacağını, 3 tane de 200 metre civarında viyadük olacağını belirledi. Beylerderesi Viyadüğü 450 metre. Ama yüksekliklerin BeylerderesiViyadükü kadar olmayacağını da ifade etti. Sanıyorum Beylerderisi 70 metreydi.Oradakiler 30-40 metrelik yükseklikte olacaktı. Bir de tünel olacaktı. Tünelin yapım maliyeti bizim yerel yöneticileri korkutmuştu, oysa tunelsiz de  çözüm vardı.Eğer üniversitenin arkasından geçensek Pütürge yol ayrımından kavuşursak çevreyoluna 27 km. Oysa tünelden kurtulmak için bölge trafiğin  oradan bağlantı sağlanırsa 23 km olacaktı. Tünelden de kurtulmuş olacaktık. Yani durum bundan ibaret.

- Son olarak Kuzey Çevre Yolu güzergahı zemininin depremselliği hakkında ne söylenebilir diye soralım…

-Herşeyden önce bu proje ile tarımsal arazinin katledilmesi söz konusu. En önemlisi Güney Çevre Yolu gibi bir alternatifimiz varken bu yolu Malatya’nın tarım arazilerinin yoğunlaştığı Kuzey'e yapmak depremsel açıdan da bir hayli riskli. Olası bir depremde daha büyük hasar alacağını düşünüyoruz, çünkü zemin yapısı sağlam değil. Beydağı yamaçlarında çok sağlam ve kaliteli bir zemin yapısı var.

- Vehbi Bey Malatya kamuoyunu aydınlatacak ve yetkilileri bir kez daha uyaracak nitelikte ve önemde bilgiler aktardınız. Teşekkür ediyoruz vakit ayırdığınız ve bu bilgileri paylaştığınız için.

- Bu uyarılarımızın en azından kayıtlara geçmesi çok önemli. Bu konuda siz de önemli bir işlevi yerine getiriyorsunuz. Bu nedenle ben de size teşekkür ediyorum.

RÖPORTAJ: Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

1 yorum yapılmış

  • Yunus (8 yıl önce)
    Kesinlikle, Vehbi bey çok doğru açıklamış
    0
    0
    Yanıtla