SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Ölüm Orucu Tehdidi!

0
Güncellendi - 2015-12-27 14:04:43
Ölüm Orucu Tehdidi!
A- A+ PAYLAŞ
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın 39. duruşması yapıldı. Duruşmada sanık Varol Bülent Aral tahliyesini isteyerek aksi takdirde ölüm orucuna başlayacağını söylerken, dava 3 Eylül 2012 tarihine ertelendi. 
Özel Yetkili Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 39. duruşmaya, öldürülen Alman Tilman Geske’nin eşi Suzanna, kızı Miriam Tilman, Alman Büyükelçiliği görevlileri, Protestan Cemaati temsilci ve üyeleri, sanık yakınları ve taraf avukatları katıldı. Duruşma için tutuklu Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Salih Gürler Malatya Kapalı Cezaevi'nden, tutuklu sanık Varol Bülent Aral ise Elazığ Cezaevi'nden adliyeye getirildi. Tutuksuz sanık Hüseyin Yekli de duruşmada hazır bulundu. Dava kapsamında tutuksuz yargılanan Kürşat Kocadağ ve Mehmet Gökçe ise duruşmalardan muaf tutuluyor.
 
Duruşmaya Özel Yetkili 3. Ağır Mahkemesi Başkanı Hayretin Kısa izinli olması nedeniyle katılamazken, mahkemeye üye Osman Kandemir başkanlık etti. Mahkeme Başkanı Osman Kandemir, mahkemeye sunulan ek iddianame üzerindeki değerlendirmenin devam etiğini belirterek, iddianame inceleme sürecinin bitmesini beklediklerini kaydetti.
 
Duruşmada söz alan sanık Varol Bülent Aral, “5 yıldır yargılanıyorum. 9 aydır tutukluyum. Tahliye benim yasal hakkım. Aleyhime en ufak bir delil yoktur. Bu durumda tahliyemi istiyorum. Aksi takdirde ölüm orucuna başlayacağım. Ramazan Bayramı’ndan sonra süresiz açlık grevine başlayacağım. Olayda, JİTEM’ci olduğunu söyleyen gaspçılar, hırsızlar aleyhime şahitlik yapıyorlar. Hakkımda iftira suçu işleyenlerle ilgili dava açılmasını istiyorum. Tahliyemi talep ediyorum. Adım MİT ajanlığına çıkmış. Ben MİT’i de, JİTEM’i de tanımıyorum” dedi.
 
Mahkeme heyeti, ek iddianamenin incelenmesi işleminin tamamlanmasının beklenilmesine karar vererek, duruşmayı 3 Eylül 2012 tarihine erteledi. Ek iddianame, olayın “azmettirici” ve “örgüt” yapısıyla ilgili olarak Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı İsmail Aksoy'un hazırlayarak Özel Yetkili Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğu 19 sanıklı soruşturmayı kapsıyor. Ek iddianamede, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil "terör örgütü yöneticiliği” ile suçlanıyorlar.
 
Duruşma sonrasında adliye çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan müdahil avukatlarından Erdal Doğan, duruşmanın 3 Eylül 2012 tarihine ertelenmesinin iddianamenin yasal tebliğ ve sanıklara savunma için zaman tanınması amacıyla verilmiş olabileceğini söyledi. Doğan, “Özel Yetkili Mahkemeler ve TCK’nın 250. maddesindeki değişiklikler gündemde. Ben hukukçu olarak özel yetkili mahkemelerin doğal yargıya katılması düşüncesindeyim. Ama TCK 250. maddede savcılara verilmiş olan yetkinin bu son dönemde düzgün bir şekilde kullanılmış olması, özelikle de bu gibi cinayetlerde mesela dokunulmazlık zırhına kimsenin sokulmadan görevli olsun, görevli olmasın, asker, polis, bürokratların olası ihmal ve olası işlemiş oldukları suçlardan soruşturulması olması Türkiye açısından tarihi bir öneme işaret etti ve önemli oldu. Bundan sonra özel yetkili mahkemeler kalksa dahi, düşünülse dahi, savcıların kovuşturma konusu olan askerlerin, bürokratların veya polislerin özel izne tabi tutularak soruşturmaya sokulmuş olması büyük bir hukuk cinayeti olacaktır. Geçmişteki soruşturulmayan binlerce faili meçhul cinayetlerdeki gibi bir duruma düşmüş oluruz. Yetki meselesi ile ilgili olarak, seçkinli bir suçlular kesimi oluşturulmamalı. Yoksa bu gibi cinayetler siyasi pazarlık konusu yapılacak mesele değildir” dedi. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız