SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Ölürsek de Kendi Nükleerimizde Ölelim!'

0
Güncellendi - 2016-10-20 21:58:18
'Ölürsek de Kendi Nükleerimizde Ölelim!'
A- A+ PAYLAŞ

  • Büyükşehir Meclisi'nde alternatif enerji konuşulurken, ilginç çıkış başkan vekilinden geldi..

Malatya Büyükşehir Belediye Meclis Başkan Vekili Hasan Göğüs, Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelinin değerlendirilmesi için hükümetin önemli çalışmalar yaptığını ancak Türkiye’nin nükleer enerji üretimini de yapması gerektiğini belirterek “Her ne kadar kanser yaptığı, insan ve çevreye zarar verdiği söylense de, ben bir kimyacı olarak öğrencilerime yıllardır şunu söyledim: Şu devletin bu devletin nükleer bombasının altında can vereceğime gelsinler benim evimin yerine yapsınlar. Bir kimyacı olarak söylüyorum. Başkasının radyasyonunda öleceğime kendi radyasyonumda ölmeye hazırım” dedi.

Büyükşehir Belediye Meclisi Ekim ayı çalışmalarının ikinci oturumunda CHP grubu, Türkiye’de ve Malatya’da güneş enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretiminin teşvik edilmesi yönünde görüş bildirdi. CHP Grubu adına konuşan Hurşit Kuşçu, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yapılan Enerji Zirvesini de hatırlatarak, fosil kaynakların içinde yaşadığımız yüzyılda önemini yitireceğini, dünyanın yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldiğini, Türkiye’nin de başta güneş olmak üzere sahip olduğu yenilenebilir enerji potansiyelini değerlendirmediğini söyledi.

Dünyada da birçok ülkenin kirli enerji üretim biçimleri yerine güneş enerjisine yatırım yaptığını hatırlatan Kuşçu, enerjide yüzde 90 oranında dışa bağımlı olan Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı noktasında bir stratejisinin bulunmadığına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Türkiye’nin güneşlenme süresi Avrupa’nın 2 katı”

Türkiye’de güneşlenme süresi yılda ortalama 2640 saat. Almanya’da ise güneşlenme süresi yılda ortalama 1600 saat Türkiye şartlarında güneşlenme süresi; kışın 5 saat, sonbaharda 7 saat ve yazın 11 saattir.

Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelikte Mart ayında önemli değişiklikler yapıldı. Mevzuatta Yapılan değişikliklerle özellikle çatılarda küçük ölçekli Güneş Enerji Santrali kurmanın önü açılıyor. Yenilenebilir enerji kullanımının artırılmasında İller bankası Belediyelere destek veriyor.

Türkiye'de 2016 yılından itibaren çevre ve sokak aydınlatmaları belediyelerin yükümlülüğünde olacak deniyor. Dolayısıyla belediyelere bir yük geliyor ama İller Bankası kurduğu ”Yenilenebilir Enerji Proje Müdürlüğü “ ile Tüm alanlarda iletim, dağıtım, sistemin kurulması ve planlaması, test çalışmaları ve projenin hazırlanması konusunda danışmanlık yapıyorlar. AB fonları bu projeleri destekliyor. Bankalar, yerel yönetimlerin, projelerine kredi desteği veriyor.

Mevzuatın değişmesi ile beraber,

1) Enerji kooperatiflerinin önü açılıyor. Belediyeler bu yenilenebilir enerji kooperatiflerini kurabilir, ortak olabilir ya da onları destekleyebilir.

2) Sitelerde apartmanlarda enerji tüketimini birleştirmek mümkün.

3) 10 kW kurulu güce kadar çatılara Güneş Enerji Santrali kurmak sıfır bürokrasi ile olacak.

2015 yılı Stratejik Plan Programında Belediyemizin Fen İşleri Dairesi Başkanlığınca, enerji tüketimlerinin karşılanması, daha ucuz enerji temini, enerji üretiminden gelir elde edilmesi için enerji üretim faaliyetlerinde bulunmak enerji etüt çalışmasının yapılarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelme amaçlanmaktadır. Ayrıca HES, GES, Rüzgar, BİO enerji santralleri kurmak ve işletmek Stratejik hedef olarak gösterilmiştir.

Bu çalışmalarda Sosyal tesislerde güneş enerjisinden yararlanma ve doğanın korunması, Tarımsal üretim araştırma merkezleri yapıp üzerine güneş enerji panellerinin konulması, akıllı direkleri güneş enerjisi ile çalıştırma, Güneş enerjili taksi durağı, AB fonları ile güneş enerjisi parkı kurma çalışmalarının başlanmasının zamanı gelmiştir.”

"Ben Rusya’nın nükleer enerjisinden kanser olacağıma kendi nükleerimde ölürüm"

Meclise başkanlık eden Hasan Göğüs ise, Kuşçu’nun önemli bir konuya değindiğini kaydederek, bugün Suriye ve Irak başta olmak üzere Ortadoğu’daki savaşların temelinde enerji paylaşımının olduğunu belirtti. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarını değerlendirmesinin yanı sıra nükleer enerji de üretmek zorunda olduğunu vurgulayan Göğüs, “Taa Amerika’dan gelip Irak’ın Musul kentinin işgal edilmesi veya bombalanması, ‘Irak hükümeti istiyor’ denmesi hepsi enerji yüzünden. Enerji konusu dünyanın gündeminde. Bizim nükleer enerji de üretmemiz lazım. Zararlı, kanser yapıyor deniliyor. Bir kimyacı olarak söylüyorum, gelsinler benim evimin yerine yapsınlar. Şu devletin bu devletin nükleerinden öleceğime kendi radyasyonumda, kendi nükleerimde ölmeye hazırım” dedi.

Başkan Vekili Göğüs’ün konuyla ilgili ifadeleri şöyle:

“Değerli arkadaşlar, Hurşit Bey önemli bir konuya değindi. Enerji dünyanın gündeminde ve bugün tüm savaşlar enerji üzerinde dönüyor. Bugün şu anda Suriye ve Iırak’taki iç savaşlar yine enerji yüzünden. Yoksa taa Amerika’dan gelip Irak’ın Musul kentinin işgal edilmesi veya bombalanması, ‘Irak hükümeti istiyor’ bahanesi, hepsi enerji yüzünden.

Bizim Enerji Bakanımızın özel bir sunumunu izlemiştim. Bakanımız, bütün yenilenebilir enerji kaynaklarının önünü açmak için her şeyi yapıyor. Onun için büyük bir yaraya parmak basmış bulunuyor. Hükümetimiz bu konuda gerekeni yapmıştır.

Belediyemiz de şu anda katı atık maddelerinden enerji üretmektedir. Yine aynı şekilde güneş enerjisinde de yararlanmakta ve bu bunun için girişimlerde bulunmaktadır. Ruhsat meselesine gelince, bu konu ilçe belediye başkanlarımızın uhdesinde. İnşallah başkanlarımız da mümkün olduğu ölçüde enerji yatırımlarına uygun yerlerde çalışmalarını yapar.

Ben bir kimyacı olarak şunu söylemek istiyorum. Nükleer enerji de olması gereken enerjidir. Her ne kadar ‘efendim kanser yapıyor, zararı var’ denilse de yıllardır öğrencilerime şunu söyledim: Ben Rusya’nın nükleer enerjisinden kanser olacağıma kendi nükleerimde ölürüm. Hatırlarsanız Rusya’da Çernobil patları ve yıllardır süren etkisi görüldüğü için Rusya’yı örnek verdim, ama şu devletin bu devletin nükleer bombasının altında can vereceğime, gelsinler benim evimin yerine yapsınlar. Bir kimyacı olarak söylüyorum. Başkasının radyasyonunda öleceğime kendi radyasyonumda ölmeye hazırım. Bu edebiyatı da yıllardır öğrencilerime de anlattım. Bunlar hepsi Amerika’nın Almanya’nın şunun bunun istediği şekilde söyledikleri ve bize söyletmek istedikleri hikayelerdir. Kendi ülkelerinde yapıyorlar bomba gibi başımıza yağdırıyorlar ama bize yapmayın diyorlar. Köylerimizi vatandaşlarımızı ayağa kaldırıyorlar.. Yenilebilir enerjiler olması gerekiyor ama nükleer enerjiyi de mutlaka yapmamız lazım.”

malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

2 yorum yapılmış

  • Malatya (7 yıl önce)
    İnsanları enerji üretimine davet ediyorsunuz. Arazimizde güneş enerji santrali kurmak için enerji üretim alanı olarak imar planı değişikliği yaptığımızda ise belediye olarak bir sürü para istiyorsunuz. Böyle mi teşvik ediyorsunuz bu halkı? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!
    0
    0
    Yanıtla
  • Ahmet Sefa (7 yıl önce)
    Hocam bir "Allah Allah" nidaları atmadığın kalmış. Şahsi fikrini, fikri ile birlikte demagoji yapmış Sayın Hocam. Çernobil faciasını örneklemişsiniz , ne güzel... Şekli şemali değişen çocuklar, sakat doğan bebekler, insan ve hayvan ölümleri, bitki ve gıda maddelerine verdiği zararlar ve tüketime dayalı kanser ve milyonlarca insan üzerindeki hastalıklar... Kendi ülkemizde dahil buna. Çok geçmedi Japonya Fukuşima da deprem ve tusunuminin ardından yaşanan olumsuzluklar. 200 bine yakın insan tahliye edildi. Hala yasaklı bölge! Hiroşime ve Nagazaki ye atılan Atom bombasının zararının 300 katı neredeyse... İnsanların vebaline bu kadar pervasız girmemek gerekir değil mi? Özellikle de İnsan kendi ile çelişmemeli!
    0
    0
    Yanıtla