SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Onlar İçin Ne Yaptınız?"

0
Güncellendi - 2015-12-27 20:56:21
A- A+ PAYLAŞ

CHP  Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “AKP’nin  on yedi yıldan bu yana 28 Şubattan beslenip, büyüdüğünü, her ağzını açtığında "28 Şubat" dediğini ancak 28 Şubatın gerçek mağdurlarıyla ilgili bir düzenleme yapmadığını belirterek,AKP Milletvekillerine  “İsmi 28 Şubatla özdeşleşmiş ve on beş yıldan beri tek başına bir hücrede kalan Salih Mirzabeyoğlu'yla ilgili ne yaptınız? Yine "Malatya Davası" diye bilinen ve Malatya'da uzunca yıldan beri cezaevinde yatan Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur'la ilgili ne yaptınız? “ diye sordu.

DOSTMODERN DARBE 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya  Milletvekili Veli Ağbaba, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “ Cezaevinden baktığımızda bugünkü durum 28 Şubattan çok daha feci, çok daha karanlıktır, çok daha büyük mağduriyetler yaşanmaktadır.”  Diyen Ağbaba,  “28 Şubat postmodern darbe ise bugün yaşadıklarımız "dostmodern darbe"dir.Hem 28 Şubat döneminde cezaevinde yatmış hem de bu dönemde cezaevinde yatmış bir kişiye dedim ki: Siz 28 Şubat döneminde de mahkûm oldunuz, yattınız, şimdi de cezaevindesiniz; aradaki farkı söyler misiniz? "Sayın Vekil, sorduğun soruya bak." dedi. "28 Şubatta yaptıklarımızdan dolayı yargılandık, şimdi ise yapmadıklarımızdan dolayı, iftiradan dolayı yargılanıyoruz." dedi.”şeklinde konuştu.

GERÇEK MAĞDURLARDAN BESLENİYOR

CHP’li Vekil Ağbaba, “AKP, on yedi yıldan bu yana 28 Şubattan beslendi ve büyüdü. Her ağzını açtığında "28 Şubat" dedi, "darbe" dedi. Tankların önünde direnemeyenler iktidar oldu. AKP, on iki yıldan beri Hükûmet, 28 Şubatla ilgili sadece ağlıyor ve gerçek mağdurların çekmiş olduğu zulümlerden besleniyor. 28 Şubatın gerçek mağdurlarıyla ilgili bir düzenleme yapmadı şimdiye kadar; örneğin, ismi 28 Şubatla özdeşleşmiş ve on beş yıldan beri tek başına bir hücrede kalan Salih Mirzabeyoğlu'yla ilgili ne yaptınız? Yine "Malatya davası" diye bilinen ve Malatya'da uzunca yıldan beri cezaevinde yatan Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur'la ilgili ne yaptınız? Sadece ve sadece bundan beslendiniz ve büyüdünüz.”dedi.

NASIL OLSA BABALARININ MALI DEĞİL

“Türkiye 17 Aralıktan beri Cumhuriyet tarihinde yaşamadığımız olayları yaşıyor, her gün yeni bir ses kaydı, yeni bir kanıt çıkıyor; ne ararsan var bu kayıtlarda, halkına küfreden iş adamı da var, ihaleyi paylaşanlar da var, hangi medya grubunu kaç liraya alacağını, hangi medya grubunun başına kimi koyacağını tespit eden insanlar da var.” ifadelerini kullanan Veli Ağbaba, şöyle devam etti:“ Öyle ki bu olaylar normal ülkelerde olsa değerli milletvekilleri, yer yerinden oynar. Tarihimizde böyle bir örnek var. Hemen 28 Şubat dönemi sonrasında o dönemki Başbakan Mesut Yılmaz Milliyet gazetesinin satışında aracı olmuştu. Herkes biliyor ki Mesut Yılmaz buradan maddi bir çıkar elde etmemişti ve Yüce Divanda yargılandı ama bugünkü yaşanan olaylara baktığımız zaman çok daha kirli, çok daha kötü bir dönem görüyoruz. Bir havuz oluşturuluyor. Havuzu oluşturan bakan, AKP'nin besleyip büyüttüğü müteahhitler havuza para atıyor, kimisi 100 milyon dolar kimisi 20 milyon dolar kimisi de "İhaleye ortak edin, 150 milyon dolar verelim." diyor, nasıl olsa cebinden çıkan yok, nasıl olsa babalarının paraları değil, nasıl olsa alın teriyle kazanmamışlar, nasıl olsa halkın parası, fakirin fukaranın babası.”

İŞADAMI KİRLİ, SİYASETÇİ KİRLİ

Ağbaba, “Bu kadar kepazelik, bu kadar yolsuzluk var, Başbakandan vazgeçtik, bakandan vazgeçtik, bir tek iş adamının yargılandığını duydunuz mu? Bugün ülkeyi yönetenler açısından utanılacak bir durum var. İş adamı kirli, siyasetçisi kirli, koca koca iş adamlarının ne yazık ki düştükleri durum facia. Türkiye, ayakkabı kutularının sadece ayakkabı kutusu olmadığını, elbise kılıfının sadece elbise kılıfı olmadığını konuştu."dedi. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız