SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Onlardan Daha İnançlıyım..'

A- A+ PAYLAŞ

Katıldığı bir televizyon yayınında, "Bu gerginlik bizi bile etkileyecek, belki hiç hakkımız olmadığı halde. Türbanlı bir öğrenciye cumhuriyet ilkelerinin kılık kıyafetlerine aykırı diye hak ettiği notu vermeyeceğiz, vermeyeceğim" dediği iddia edilen İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, sözlerinin çarpıtıldığını açıkladı.

Hafta sonunda geldiği memleketi Malatya'da kendisi ile ilgili tartışmalara ilişkin, TV Malatya Haber Müdürü Rıfat Gökçe'nin sorularını yanıtlayıp açıklamalarda bulunan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, "Ben sayın Fatih Altaylı'nın haber programına gittim. Orada yaklaşık 12 dakikalık süreçte bir konuşma oldu. 12 dakikalık konuşmanın sadece 9 saniyelik bölümünde böyle iğne ile çekilmiş gibi bir şey aldılar. Bu konuşma aynen net. Bir kere şunu herkes bilsin; ben konuştuğumun sonuna kadar arkasındayım. Hiç kimseye de verecek hesabım yoktur. Demokratik hukuk devletinde eğer benim konuştuklarım da bir şey var ise hukuk benim için gereğini yapar. Oradaki konuşma şu, 'Eğer bu gerginliği daha ileri götürürseniz, üniversite hocaları ile öğrencileri arasında istenmeyen tatsızlıklar olur. Hatta bu not vermeye bile yansıyabilir' dedim. O sıra sayın Altaylı 'Sınav notundan da şey olur mu' gibi bir şey etti. Ben de, 'Olabilir' diye cevap verdim. Bizim kimsenin başına ne örteceği gibi bir işle ilgimiz yok" dedi.

Meslek hayatı boyunca başı örtülü hiç bir vatandaşa 'Neden başın örtülü?' diye sormadığını söyleyen Rektör Parlak, "Bu kadar yıl, helali hoş olsun, sağlık konusunda hizmet verdim. Hiçkimseye 'Senin başın kapalı, sen ne arıyorsun burada. Şu kıyafetle geldin' diye sormadım. Böyle bir şey olur mu? Onlar da bizim çocuklarımız. Parlamentodan da çıktı. Hayırlı uğurlu olsun. Peki bunun sonucunda ne olacak? Hiç kimse hukukun üstünde değil. Demokratik hukuk devleti neyi gerektiriyorsa, onu biz yaparız" şeklinde konuştu.

Hiç bir siyasi partinin yandaşı olmadığını ifade eden Rektör Parlak, "Ben hiç bir partinin yandaşı değilim. Şimdi tabi büyük bir kargaşa olacak. Karşı taraf, karşı grup ayrıldı, ayrıştırdılar. Buna gerek yoktu? Bu ülke de, bu coğrafya da dili, dini, etnik rengi ne olursa olsun, hepimizin bir aradaki bu zenginliğini koruyamadık biz" sözlerini kaydetti.

Kendisine inanç konusunda yöneltilen suçlamalara karşılık olarak ise Rektör Parlak, "'O benim inanan' diyenlerden daha inançlı bir adamım. Elimden geldiği kadar da inançlarımı yerine getiriyorum. Ama bu konuda, inanç konusunda yalnızca Allah'a hesap veririm" şeklinde konuştu. Yasaları çıkaran hükümetin asla kötü niyetli olmadığını ve asla bunu kabul etmeyeceğini ifade eden Parlak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Benim dekan olduğum dönemde türban yasağı yoktu. Üniversitelerde de, fakültelerde de açıktı. Herkes geliyordu. Kimin gelip de başına yapıştık, açtık? Bakın bir şey söylüyorum, şu görevim bittikten sonra siyaset yapacağım. Bunu açık ve net söylüyorum. Şu anda bu kararı verdim. Nasıl siyaset yapacağım? Destek vereceğim. Bilgi birikimim ile yardımcı olacağım. Bu iş baldırı çıplaklara kalmayacak. 18 Ocak 2009 saat 17.00'ye kadar, Türkiye'nin en büyük, dünyanın sayılı üniversitelerinden birinin rektörüyüm. Orada siyaset yapmam. Öğretim üyeleri oturdukları koltukları ideolojileri için kullanamaz. Asla kullandırtmam. Buna da izin vermem. Baldırı çıplaklara, istismarcılara, hiç bir bilgi ve birikimi olmayan ne idüğü belirsiz insanların böyle çıkıp da ortalıkta cirit atmasına engel olmak için ben, bana benzer, benim gibi ama belli bir kültür ve belli bir birikimi olan insanların artık bu işlere teknokrat olarak, parlamentoya girerek, başka şekilde de hizmet vermemiz lazım. Aksi takdirde bu ülkede bir takım şeyleri toparlayamazsınız."

Parlak, siyasete gireceği yerin Malatya olmayacağını belirterek, rektörlük görevinin bittiği saatten itibaren siyaset yapacağını ifade etti.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız