SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''O'nu Anlamak İçin Tarihi Sürece Bakın..''

A- A+ PAYLAŞ

Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesinin Belediye Başkanı, emekli Tuğgeneral Ali Rıza Salmanpekoğlu (yan üstteki fotoğrafta soldaki), Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şubesi’nce düzenlenen “Atatürk’ü Anlamak” konulu konferansta, “Atatürk’ü anlamak için tarihi süreci gözden geçirmek ve bugünkü olaylarla karşılaştırmak lazım.”dedi.

Halk Eğitim Merkezi salonunda gerçekleştirilen konferansı; 2.Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon komutanı Tümgeneral Tuncay Çakan, 7.Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Mehmet Çetin, 2.Ordu Harekat Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Yaşar Bal, 2.Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Kurmay Albay Lami Yılmaz, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Fatih Hilmioğlu, İl Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya ile kalabalık bir topluluk dinledi.

Konferansın açış konuşmasını yapan ADD Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir, Atatürk’ün doğumunun 125’inci yıldönümünün kutlandığı bugünlerde yaşanan Danıştay katliam girişimi gibi olayların, Türkiye’nin karanlık bir tünelin içerisine sürüklendirilmek istendiğinin göstergesi olduğunu belirterek, “Türkiye bugün Atatürk’ün bıraktığı Türkiye değildir. Bağımsızlığı tartışılır, ekonomisi dışa bağımlı, bütünlüğüne içten ve dıştan ciddi saldırılan olan, üzerinde Sevr’i her yönüyle hayata geçirmeye çalışılan bir ülke durumundadır. Ekonomik kıymetlerinin el değiştirmesi, ulusal ekonomiyi ve üretimi bitirmektedir. Ekonomiye çözüm dışarıda arandığı için, dışa bağımlılık artmakta, bağımsızlıktan ödün verilmekte, Türk ulusunun refahı ve şerefi korunmamaktadır. Türkiye’nin eli mahkum ve muhtaç görünümü, yeni Sevr’cilerin iştahını kabartmaktadır. Hiçbir şeyi yokken Sevr’i yırtan Türk ulusu, şimdi çok şeyi varken birkaç Sevr’i yırtar. Yeter ki, Mustafa Kemal gibi düşünelim, Atatürk’ü anlayalım. Türkiye’nin yarınları tehlikelerle doludur. Gün safları sıklaştırma, karanlığa geçit vermeme günüdür. Örgütlü güçlerimizi birleştirerek karanlığa karşı durmak, vatan hainlerinin işbirliği ile yarattığı , yaratacağı karanlığı yenmek, her yurttaşın onur ve namus borcudur.”dedi.

Konferansın konuşmacısı Salmanpekoğlu da, Atatürk’ü anlamak için Erzurum Kongresi’nden başlamak üzere tarihi süreci gözden geçirmek ve bugünkü olaylarla karşılaştırmak gerektiğini, Atatürk’ün, Erzurum Kongresi’nin yapıldığı gece Mazhar Müfit’i çağırarak, cumhuriyet ve devrimleri not defterine yazdırdığını, bunun Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı öncesindeki inancını ve ileriye dönük kararlılığını gösterdiğini kaydetti.

Salmanpekoğlu, “Atatürk’ü, törenlerde ellerimizde bayraklarla pasif şekilde anlayamayız. O’nu anlamak için Kuzey Irak’taki olaylara, buraya paralel Türkiye’deki olaylara bakmak lazım. Onun döneminde, dış dünyadan borç alınmadı, bütçede bir yıl hariç hiç açık verilmedi. O 15 yılda bütçe denkti, ya şimdi? Atatürk Cumhuriyet’i biz sahiplenelim ve koruyalım diye kurdu. Bu görevimizi yerine getirebiliyor muyuz?

Atatürk başka bir ülkenin mandaso olmayı veya himayesine girmeyi onursuzluk olarak gördü. Atatürk, Cumhuriyetin sürekliliğinin koşulu olarak adalet kurumlarının korunması ve mekanizmasının sürekliliği, bağımsız ekonominin yaratılması ile mümkün olabileceğini düşünüyordu. Bu nedenle hiç dış borç almadı. Bu anlayış günümüzde geçerli mi. Bütçenin üçte biri borç faizlerine gidiyor. Demokrasi adına laikliği yok etmeye çalışıyorlar. Oysa demokrasi ve laiklik birbirini tamamlayan kavramlardır.

Atatürk, bu çoğrafyanın gerek stratejik, gerek doğal zenginlikleri, gerekse de tarihi değerleri bakımından çok önemli olduğunu sürekli vurgulayan bir liderdi. Eğer onu anlamaz isek, emperyalist devletler, bu coğrafyada bize rahatça yaşama hakkı tanımazlar.” dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız