SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Onu Çok Arayacağım, Çok.."

0
Güncellendi - 2015-12-27 22:11:50
A- A+ PAYLAŞ

AKP Malatya Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Ömer Faruk Öz, kayısı üreticisine bu yıl mutlaka destek verilmesi gerektiğini ifade ederek, “Bizim öyle ya da böyle mutlaka ve mutlaka çiftçimize yardımda bulunmamız gerekiyor” dedi.

Milletvekili Öz, geçtiğimiz günlerde Malatya’nın yerel kanallarından Vuslat TV’de katıldığı Gündem Özel Programında Ökkeş Cerit’in sorularını yanıtladı. 

Milletvekili Öz, kayısı konusunda Malatya kamuoyunun beklentilerine cevap verilmesi gerektiğine işaret ederek, kayısı çiftçisinin mutlaka bu yıl desteklenmesinin şart olduğunu ifade etti.  Öz, Vagon Onarım Fabrikası konusunda ise yeni bir proje üzerinde çalışıldığını ve bu projenin ise TCDD’nin Lojistik Köy Projesi olduğunu kaydetti. 

“DAHA DA KATI KURALLARA BAĞLAMAMIZ GEREKİYOR”

Soma faciası ile ilgili olarak konuşan Malatya Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Ömer Faruk Öz, “Tabi bu bundan sonraki dönem için çıkarılan, ama burada hayatını kaybeden 301 kardeşimizle ilgili de onları geri getirmek mümkün değil. Dolayısıyla onların geride bırakmış olduğu ailelerinin acılarını bir nebze rahatlık getirmek ve bundan sonraki yaşamlarını kolaylaştırmak için birçok tedbirler alınıyor. 301 kardeşimizin ailesi için konutlarından, maaşların bağlanmasından, aileden birilerinin işe istihdam edilmesinden birçok alanda sosyal ve mali haklar getirilecek. Bununla ilgili sayın başbakanımızın talimatıyla şuanda çalışma devam ediyor. Yine madende çalışan işçilerle ilgilide yeni düzenlemeler yapılıyor. Bunlardan birisi emeklilik yaşı 55’den 50’ye çekiliyor, yıpranma primleri arttırılıyor, primleri uzatılıyor, haftada çalışma saatleri düşürülüyor. Bir ay, bir ay çift maaş almaları gündeme getiriliyor. Madende çalışan işçilerin taşeron değil, yani kamuysa kamu, özel sektörse bizatihi kendi kadrosunda istihdam edilmek üzere kurallar getiriliyor. Önümüzdeki günlerde TBMM’ye gelecek ve ben inanıyorum ki bu yasallaşacak. Bunlar bundan sonraki kazaların önüne geçmek, orada çalışan işçilerimizin sağlığının geleceği açısından tedbirler almaya yöneliktir. Ama 301 kardeşimizin acısını yüreklerimizde hissetmeye devam edeceğiz. Bu musibetten herkesin, gerek kamu görevlilerinin, gerekse siyasi olarak bizlerin, gerekse de işletme sahiplerinin hiçbir şeyin insan yaşamı ve insan sağlığından daha önemli olmadığını bilerek tedbirler almamız gerektiğine inanıyorum”

“MEVLÜT ABİ DEYİNCE BEN DURUYORUM”

Mevlüt Aslanoğlu’nun vefatı ile ilgili olarak anılarını ve son görüşmelerini de anlatan Milletvekili Ömer Faruk Öz,  “Mevlüt abi deyince ben duruyorum. Hakikaten öyle. Mevlüt abi çok farklı bir insandı. Çok hümanist bir insandı. İnsan sevgisiyle, Malatya sevgisiyle, ülke sevgisiyle yanan bir insandı. Hani derler ya, insan öldükten sonra kıymeti anlaşılır diye. Ben sağlığında da Mevlüt Abinin kıymetini bilen insanlardan birisiydim. Rahmetli, onsuz Meclis hakikaten bana şey geliyor, O rahmetli olduğundan bugüne muhalefetin o sıralarının önünden geçemedim. Çünkü o sıraların önünden geçerken mutlaka laf atardı, çağırırdı, ben giderdim. Mevlüt abiyi yaşamak lazım, anlatmak çok zor onu söyleyeyim. Biz yaklaşık 7 yıldır Meclis’te milletvekilliğini beraber yaptık, 4 yılı Malatya’da olmak üzere. Plan Bütçe Komisyonunda 2 yıl kadar beraber çalıştık, 2007-2009 yıllarında. Burada bana derdi ki, ‘Ömer Faruk gel, bak ben şu konuyla ilgili bakana yükleneceğim’, hangi bakan olursa, ‘Sen biraz dışarı çık, ben yükleneyim, sen gel ve olayı bitirelim.’ Onlarca Malatya ile ilgili projeyi o bağırır, çağırır, ben dışarıdayım. Gelirim, derim ki ‘Sayın bakanım bakın muhalefette bu konunun üzerine çok fazla geliyor, bunu halletmemiz lazım.’ Gecenin saat 2’sinde beni evde aramıştır. ‘Nerdesin Ömer Faruk’ diye sorardı.  ‘Abi evdeyim’ deyince, ‘Hemen gel, Plan Bütçede seni bekliyoruz.’ En az 5-6 defa bu olay yaşanmıştır. Gidiyorum ki Malatya ile ilgili bir proje noktasında bakanla görüşmüş. ‘Senin iktidar milletvekili olarak bunu sahiplenen gerekiyor’ diyordu. Gidiyordum sayın bakana, ‘Sayın bakanım Mevlüt abi ne diyorsa doğrudur, Malatya içindir. Kendi nefsi için, şahsı için bir şey istemez’ diyorum. Bununla ilgili Malatya’da hakikaten boşluğu hissedilecek, yani O’nun yerini doldurmak çok zor. Hakikaten çok farklıydı. İdeolojik yaklaşımlardan uzak, hizmet endeksli bir siyaset güdüyordu. Vefatına çok üzüldüm. "dedi.

MEVLÜT ASLANOĞLU İLE SON ANI…

Milletvekili Öz, Aslanoğlu ile ilgili son anılarını ise şu şekilde anlattı, “Son anımı söyleyeyim; Vefatından önceki Cumartesi günü, rahmetli beni aradı. ‘Ömer Faruk neredesin’ dedi. ‘Abi Ankara’dayım’ dedim. İstanbul’daki Malatyalı hemşerilerimiz İstanbul’da bir spor kulübü, Malatyaspor gibi bir kulüp kurmak istiyormuş. Bir araya gelmişler. ‘Sen olmadan olmaz bu iş. Senin mutlaka buraya gelmen gerekiyor’ dedi. ‘Abi gelirim’ dedim. ‘Yoksa biz gelelim’ dedi. ‘Abi ne emrediyorsan yapalım’ dedim. ‘Tamam’ dedi, kapattık. Pazartesi günü beni tekrar aradı. Bir kamu görevlisi hemşerimizden Malatyalılarla ilgili bir şey talep etmiş. O kamu görevlisi de çok sıcak davranmamış gönderdiği kişiye, bende aramıştım onu. ‘Ara ona kız’ dedi. ‘Bak ben çok sinirlendim’ dedi. ‘Tamam Mevlüt abi ararım’ dedim. Bak çok enteresan Pazartesi günü söylüyor. Salı günü ben Meclis Başkanımız Cemil Çiçek beyin yanından çıkıyorum, orada karşılaştık. ‘Ömer Faruk aradın mı ‘ dedi. Salı günü bu olay oluyor, Cuma sabahı da rahmetli oldu. ‘Mevlüt abi aramadım ya’ dedim. ‘Ömer Faruk ölümü öpesin, ara’ dedi. ‘Estağfurullah Mevlüt abi ne biçim şey yapıyorsun, tamam arayacağım’ dedim. Pütürge eski belediye başkanı da baktım benim odada oturuyor, Necdet Ayaydın. Onun yanında aradım, dedim ‘Bak, biz aradık bize karşı o şeyi yaptın, önemli değil. Ama Mevlüt abi farklı bir insan. Muhalefet milletvekili, sanki ona tavır konmuş gibi anlaşılır. Mevlüt abi farklı bir insan, yanlış anlaşılmış, lütfen ara Mevlüt abiyi, gönlünü al’ dedim. O da Malatyalı bir bürokratımız ismini vermeyeceğim. Salı günü bu olay oldu. Perşembe günü Malatya’ya geldim. Gece yarısı bir haber Mevlüt Abiyi kaybetmişiz. Hemen İstanbul’a geçtim, ertesi gün defnettik. Mevlüt abiyle çok anılarımız var. Çok farklı bir hukukum vardı. Benim için o bir abiydi, gerçekten bir abiydi. Ülkemiz için, Malatya için önemli bir insandı ve uzlaşı insanıydı. AK Parti Grubuyla, CHP Grubuyla, MHP Grubuyla, BDP Grubuyla bir şey konuşulacaksa, Mevlüt abi burada kendisine bir vazife çıkarırdı, hakikaten giderdi herkes ile ayrı ayrı konuşurdu ve bu konuyu çözerdi. Boşluğu doldurulmaz.”

KEMAL UNAKITAN’A GİDEN KAYISININ ÜZERİNDEKİ NOT 

Maliye eski Bakanı Kemal Unakıtan, Aslanoğlu ve kendisi arasında geçen bir anıyı ise milletvekili Öz şu şekilde aktardı; “ Rahmetliyle ilgili bir anımı anlatayım: 2007 yılında yine Plan ve Bütçe Komisyonu’ndayız. O zaman maliye Bakanımız Kemal Unakıtan bey. Kemal Unakıtan bey, orada oturuyor komisyonda. Mevlüt abi bir karta bir not yazmış, götürdü Kemal beye verdi. Kemal bey ile hukukları var, biliyorum. Maliye Bakanımız Kemal Unakıtan bey dedi ki, ‘Mevlüt, bundan sonra Ömer Faruk’a vereceksin, Ömer Faruk uygun görürse bana getireceksin’ dedi. Espri mahiyetinde söyledi. Oda ‘Tamam’ dedi. Getirdi kağıdı bana, ben yazdığına bakmadım.  Altına  ‘uygundur’ dedim.  Götürüp kağıdı bakana verdi. Tabi şaka mahiyetinde. Bir hafta geçmedi Maliye Bakanımız  Kemal Unakıtan bey beni arıyor, ‘Ömer Faruk ne oldu biliyor musun’ dedi. ‘Ne oldu abi’ dedim.  Dedi ki, ‘Mevlüt bey bana bir kayısı göndermiş, üzerine yazmış, Ömer Faruk beyin bilgisi dahilinde gönderiyorum diye.’ Mevlüt abi böyle bir insandı. Başta ailesi olmak üzere bütün Malatyalıların, bütün ülkenin başı sağ olsun. Hani siyasi partide olursak olalım, bu ülkenin o tip uzlaşmacı, hizmet endeksli siyaset yapan insanlara ihtiyacı var. Çok net söylüyorum. Türkiye’de demokrasi varsa, her partide mutlaka insanlar olacak. Tek partili bir yönetim olmaz ki. Partilerde olan insanlarında ideolojik yaklaşımlardan veya bireysel yaklaşımlardan ziyade hizmet endeksli, bu ülkenin, bu milletin menfaatleri noktasında politika yapması ne oluyor biliyormusunuz, işimizi kolaylaştırıyor. O yüzden Mevlüt abi gibi her partide her siyasi görüşte insanlara ihtiyaç olduğuna inanıyorum. Mekanı cennet olsun. Ben onu çok arayacağım, çok.”

“SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ SESİ DAHA FARKLI ÇIKMALI”

Malatya’da son günlerin tartışma gündemi olan THY’nin Malatya-Ankara seferini iptal etmesi ile ilgili olarak görüşlerini aktaran Milletvekili Ömer Faruk Öz, “Malatya büyükşehir oldu, Malatya’nın kalkınması, gelişmesi noktasında en önemli materyallerden biriside ulaşım. Dolayısıyla böylesi bir ortamda her giderayak buradaki uçak seferlerini arttırmak gerekirken,  ne hikmetse THY’nin böyle bir yaklaşımı oldu. Bu yaklaşımla ilgili gerek THY Yönetim Kurulu Başkanı, gerek THY Genel Müdürü nezdinde girişimlerim oldu. Diğer milletvekillerimizin de girişimleri mutlaka oldu. Bu durumu takip edeceğiz. Biz bu ülke için çok önemli hizmetler yaptık. Mesela biz sadece havaalanında 20 milyon TL’ye pisti yeniledik. Bir o kadar havaalanı terminalini  yeniledik. Belki onun 3-4 misli havaalanı yolunu yaptırdık. Burada istifade eden yolcu sayımız onlarca kat arttı. Bu kadar güzel hizmetler yaptık havaalanına. Hava yollarını halkın yolu haline getirdik. Ama bu milletin bir alışkanlığı var. Bu alışkanlıktan geriye doğru götüremezsin. Sen kapatırsın, 10-15 gün uçak olmaz, sayı otomatikmen düşer, ya gidip karayolu kullanılır yada gidip başka illerin havaalanları kullanılır. Sonra zaten ‘Talep yok’ denilir. Doğru bir yaklaşım değil. Belli konularda biz hükümet olarak, bu ülke için hakikaten her alanda çok güzel hizmetler yaptık. Eksik ve yetersiz kaldığımız noktalarda sivil toplum kuruluşlarının sesi daha farklı çıkmalı. Ne gibi, Mevlüt Aslanoğlu ile Meclis’te yaşadığım gibi. Mevlüt Aslanoğlu çok farklı bir yol izliyordu, bizde gidiyorduk;  ‘Bakın muhalefet bunun üzerine çok kötü gidiyor, bu işi muhakkak yapmamız gerekiyor.’ Bunu sadece muhalefet milletvekilleri ile değil, sivil toplum örgütleri de yapıcı bir şekilde, gerektiğinde takdir, teşekkür, tebrik, gerektiğinde de muhalefet yaparak kamuoyunu oluşturması gerekiyor. Bu noktada sadece gelen hizmetleri engellemek değil, gelemeyecek hizmetlerin gelmesi için yapıcı muhalefete de ihtiyaç var. Bu yapıcı muhalefeti sadece ve sadece bir muhalefet milletvekiline bırakmakta doğru değil. Sivil toplum örgütleri de yeri geldiğinde iktidara karşı muhalefet yapmasını bilmelidir. Ama muhalefet yapmış olmak için değil, hizmetlerin gelmesi noktasında sivil toplum örgütlerine bu konuda daha etkin olmalarını talep ediyoruz. Biz Malatya’yı daha çok kalkındırmak, daha çok yatırımcı getirmek isterken, kazanmış olduğumuz haklardan geriye doğru gitmek doğru bir yaklaşım değil” şeklinde konuştu.

“TERÖR ÖRGÜTÜ DEDİĞİN SİLAH YOK, EYLEM YOK”

Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Ömer Faruk Öz,  Zekeriye Şengöz’ün Malatya Cezaevi’nden tahiye olması ve 28 Şubat dönemine ilişkin olarak ise şu şekilde konuştu; “Biz Türkiye’de darbeci zihniyetin özelliklede 28 Şubat dönemindeki zihniyetin zulmünü en çok yaşayan şehirlerin başında Malatya gelmektedir. Bu noktada en çok bedel ödeyen Zekeriya Şengöz- Zeki Baba ve Fahri Memur kardeşimiz bu işin zulmünü bire bir yaşadılar. Denetimli serbestlik hakkından yararlanarak tahliye oldu. Benim tahliye olduğu gün haberim oldu. O yüzden orada bulunmadım. Kendisinin bu ülke için zerre miktar bir kötülük beslemediği, bu ülke insanını bir birine düşürmediği, bu ülkede terörü, şiddeti kesinlikle ve kesinlikle teşvik etmediği ve kendiside yapmadığı halde uyduruk bahanelerle, uyduruk delillerle çok farklı bir kategoriye tabi tutularak cezaevinde yatmasına vesile olanları Allah’a havale ediyorum.  Kesinlikle buna vesile olanlarda bunun hesabını vermelidir. Kimsenin sağlığı, hürriyeti, özgürlüğü, çoluk çocuğu bu şekilde mağdur edilmemeliydi. Bir terör örgütü lideri konumuna getirmişler, terör örgütü dediğin silah yok, eylem yok, halkın huzurunu kaçıracak bir şey yok, sadece ve sadece bireysel hak ve özgürlükler noktasında irade ortaya koymuş.Ama bu iradenin karşılığı olarak da yıllarca cezaevinde kaldı. Biz kendisine büyük geçmiş olsun diyoruz. Ben inanıyorumki, Rabbim onun ecrini verecektir. Kendisinin salih bir insan olduğu, bir dava adamı olduğu noktasında, bende kendisini 1980’li yıllarda tanırım, Ondan sonra sık görüşmemiz olmadı, ama Lise yıllarında Battalgazi Lisesinde okurken de Zeki Baba’yı ziyaret ettiğimiz, sohbetlerinde bulunduğumuz, Zeki abi dediğimiz bir abimizdi. Kendisine ve ailesine geçmiş olsun diyoruz.  Diliyorumki ülkemiz bundan sonra bu tür zulümlerle karşı karşıya kalmaz. 

VAGON ONARIMA LOJİSTİK KÖY, MALATYA-ELAZIĞ’A RAYBÜS

TCDD’nin başlattığı Lojistik Köy için Vagon Onarım Fabrikası’nın uygun olduğunu ve bu konuda yaptıkları teklif üzerine bir çalışma başlatıldığını anlatan Milletvekili Öz, Vagon Onarım ve TCDD’nin Malatya’daki projelerine ilişkin açıklamaları ise şu şekilde;

“Bizim bir Vagon Onarım Fabrikamız var. Bizden önceki siyasilerinde oraya bir fonksiyon verme gayretleri olmuş. Bizim dönemimizde de buraya bir fonksiyon verme noktasında, gerek devlet tarafından işletilmesi, gerek özel sektör yatırımcılarına verilmesi gibi bir çok konu gündeme gelmiştir. Ama ne yazık ki orayla ilgili bir gelişme olmamıştır. En son Devlet Demiryollarımızın, Ulaştırma Bakanlığımızın bünyesinde belli yerlerde lojistik köyler, yani tabiri caiz ise aktarma istasyonları gibi birkaç ilde uygulamalar noktasında talimatlar çıkmıştı. Biz böyle bir uygulamada ‘Niye Malatya olmasın’ diye girişimde bulunduk. Bu konuda kendilerine teşekkür ediyorum Demiryol-İş Sendikası Şube Başkanı Nurettin Öndeş ve ekibi bu konuda bize dosyalarla geldiler. Yer olarak da Vagon Onarım Fabrikası’nın uygun olacağı konusunda kendi aramızda karar vardık. En son geçtiğimiz günlerde bölge milletvekilleri ile bir araya geldik.  Nurettin bey bu işin sekretaryasını bana yaptırdı, bölge milletvekillerimiz bir araya geldik ve bu konuda bizim güzergah yani TCDD 5. Bölgeye bağlı Van’a kadar olan illeri kapsayan illerin milletvekilleri ile bir araya geldik. Demiryolları konusunda yaşadığımız sıkıntıları konuştuk ve daha sonra da Ulaştırma Bakanımız ile görüşme konusunda karar alındı. Ulaştırma Bakanımız Lütfi Elvan beyden randevu alındı ve kendisiyle uzun uzun görüştük. Bizim Malatya olarak talebimiz şu oldu; bir Malatya Lojistik Köy olmalı. Lojistik Köy içinde Vagon Onarım Fabrikası’nın bu iş için uygun olduğunu söyledik. Bu konuda da Lütfi Elvan bakanımız gerekli talimatı verdi. Şuanda TCDD yetkilileri bu konu üzerinde çalışıyorlar. İki özellikle Baskilli vatandaşlarımızın, Malatyalı vatandaşlarımız da, Baskil asıllı olup da Malatya’da evi, Baskil’de bahçesi olan, akrabaları olan, gidip gelen hemşerilerimiz için Raybüs uygulamasını talep ettik.  TCDD’nin Raybüs uygulaması, yolcu yoğunluğunun fazla olduğu yerlerde aynı otobüs seferi gibi tren seferi uygulamasıdır. Bu noktada Malatya-Baskil, gerekirse Elazığ’a kadar bu güzergah üzerinde çalışacak bir Raybüs konulabilir mi diye, onunda talimatı verildi. Bununla ilgili olarak da çalışılıyor. Hızlı tren  noktasında da buranın proje ihalesinin hızlı bir şekilde yapılmasını, Sivas’ın Çetinkaya, Malatya, Elazığ, Diyarbakır istikametinde projenin biran önce tamamlanması noktasında da talimatlar verildi. İnşallah bunları da takip etmiş olacağız.”

“18 UYGULAMASINI YAPAMADIK, BU NE HİKMETSE…”

Kuzey çevreyolu için önemli bir aşamaya gelindiğin ive ihale sürecine girildiğini anlatan Öz, yapım çalışmalarına bu yıl başlanılacağını ifade ederek, “Kuzey Çevreyolu 54 kilometrelik bir güzergah. Bu alanın bir kısmı toplulaştırma kapsamında kalıyor, bir kısmı belediyelerin imar alanında kalıyor, bir kısmı da kamulaştırılması gereken bir alandı. Bu noktada kamulaştırma ve toplulaştırma ile ilgili bir ihale yapıldı. Bu ihalenin sonucu halen tamamlanmadı. Uzun bir süre geçti, Bir kısmı Pütürge yol ayrımında başlamak üzere belli bir miktarı bitirildi ve Karayollarını tam teslimi yapılmadı. Diğer taraftan ise 18 uygulamasını yapamadık, bu ne hikmetse, bunu zamanında bitiremedik. Kamulaştırmadan dolayı tıkanıp kaldık. En son Ulaştırma Bakanımız bu konuda talimatını verdi,  işin tümü bir bütün olarak ihaleye çıkartılıyor. Problemsiz olan yerlerde çalışmalar başlayacak. Şuanda bir aksilik görünmüyor. İnşallah ihalesi yapıldıktan sonra öncelikli olarak toplulaştırılması bitmiş olan yerlerde başlamak üzere yapımına biran önce başlanılacak” dedi.

“ÇİFTÇİYE ÖYLE YA DA, BÖYLE PARA VERİLMELİ”

Çiftçi için kayısının dondan zarar görmesi nedeniyle mutlaka para aktarılması ve destek verilmesi gerektiğini belirten Milletvekili Öz şu şekilde konuştu: 

“Sadece 60 bin civarında kayısı işletmecimizin mağduriyeti değil, kayısıda olan bir felaket tüm Malatya ekonomisini direk ilgilendiriyor. Mağduriyet büyük. Bu konu tüm milletvekili arkadaşlarımız tarafsıdan sayın başbakanımıza, bakanlara defaten iletildi. Afyon’da yapılan toplantıda 20 milletvekili söz aldı, bunlardan birisi de bendim. Benim sorum şuydu, ‘ciddi bir don meydana geldi. Malatya’da da yüzde 90-95 civarında ürünlerimizde kayıp söz konusu. Çiftçimiz gelecek müjdeli haberi bekliyor’ diye orada sayın başbakanımız ve bakanlarımıza arz ettik. Bakanlarımıza çiftçilerin aynı bir destek beklediğini az ettik. Şu bir gerçek ki daha önceki don felaketinde hükümetimiz 94 milyon TL tutarında bir destek verdi. Akabinde bu tür sıkıntıların bir daha yaşanmaması için sigorta kapsamı genişletildi ve TAKSİM aracılığı ile bu sigortanın yapılması kararlaştırıldı. Çıkan poliçenin üçte ikisini devlet karşılıyor. Bu noktada sıkıntılar var. TARSİM’in yapmış olduğu poliçeler noktasında teminatlar noktasında, primler noktasında çok farklı sıkıntılar yaşandı. Sonuçta çiftçi bir sigorta yaptırdığı yıl, bir don felaketi yaşanmadı, ikinci yıl sigorta yaptırmadı. Bazıları diyorki, ‘Devlet yine hazineden destek verirse, o zaman tarım sigortalarını kaldırmak gerekiyor’. Niye? Her sene devlet karşıladığına göre sigortaya ne gerek var ki? Böyle söyleyenlerde var. Ben şunu söylüyorum, son bir kez bile olsa çiftçimize yardım etmek zorundayız. Çiftçimizin bir sonraki yıl için sigorta yaptırması için paraya ihtiyacı var. Parası olmayınca nasıl sigorta yaptıracak. İkincisi kayısıda şuanda bir hastalık söz konusu. Bu hastalıkla ilaçla mücadele etmek için ne gerekiyor, ilaç parası gerekiyor. Çiftçinin bu noktada sıkıntısı var. Üç kayısı ağaçlarının sulanması gerekiyor. Bizdeki kayısı bahçelerinin büyük çoğunluğu ne yazık ki enerji ile sulanıyor. Cazibeli su ile ne yazık ki çok az kayısı bahçesi sulanabiliyor. Dolayısıyla enerji içinde para gerekiyor. Bizim öyle yada böyle mutlaka ve mutlaka çiftçimize yardımda bulunmamız gerekiyor. Bunu takip edeceğiz. Hiç olmazsa şunu yapabiliriz. Çiftçilerimizin önümüzdeki yıl sigorta poliçe bedellerinin bir defaya mahsus hazine tarafından ödenmesini sağlamaya çalışacağız. Nakdi yardım olmazsa bile enerji ve ilaç ile birlikte sigorta poliçe konusunda yardım yapılmalı. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor.  Türkiye’de sadece kayısı yok. Türkiye genelinde bir çok meyve dondan zarar gördü. Tarımda bu yıl ciddi bir sıkıntı yaşandı. Malatya kayısısı farklı. Bir defaya mahsus olmak üzere mutlaka destek sağlanmalı. Kayısıda uluslar arası pazarı kaybetmemiz lazım. Kayısının önümüzdeki yıl meyve verebilmesi için ilaçlanması lazım, sulanması lazım. Önümüzdeki Haziran ve Temmuz ayında sayın başbakanımız mutlaka Malatya’ya gelecek ve bu sıkıntıyı tekrar sivil toplum kuruluşlarımız ile birlikte başbakanımıza aktaracağız.”

“GENEL BAŞKANI CUMHURBAŞKANI ADAYI OLAMAYAN PARTİ ÖLÜ DOĞMUŞTUR”

Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili olarak değerlendirme  yaparak, bu konuda muhalefet partilerine eleştiriler yönelten Milletvekili Öz, “Türkiye’de bir muhalefet sıkıntısı var, çok net söylüyorum. Muhalefet bir ülkenin her konuda, her alanda mutlaka ve mutlaka politikalarını olması gerekiyor. Muhalefetin doğrularını ortaya koyması lazım. Ne yazık ki, Türkiye’de iktidara hazır bir muhalefet yoktur. İktidara alternatif bir muhalefet yoktur. Bu belki bizi de rehavete düşürüyor, çok net söylüyorum. İktidarın en büyük çıkmazı, iktidara hazır olmayan bir muhalefet var, bir muhalefet anlayışı var. Şimdi Cumhurbaşkanı seçiminin 4 yıl önceden olacağı belli. Müracaat tarihine 1 ay kalmış, halen muhalefet bir aday çıkartamıyor. Her siyasi parti genel başkanının kendisini Cumhurbaşkanlığına aday olarak görmesi lazım. Bir siyasi partinin genel başkanını kendisini Cumhurbaşkanlığına layık görememesi veya kazanamama endişesi taşıması o partinin ölü doğduğunu gösterir. Muhalefet bir şeyler yapmaya çalışıyor ama taşıma su ile değirmen dönmez. Önemli olan bu milletin gönlünde yer edinebilmektir.  Muhalefet sayın başbakanımıza hakaret etmekten öte ortaya bir şey koyamıyor. Milli iradeye sahip çıkma noktasında her türlü riski göze alan sayın başbakanımızın Cumhurbaşkanı olması bizim gönlümüzdedir. Muhalefet AK Parti içerisinden birilerini Cumhurbaşkanı aday göstermenin arayışı içerisine girmiş. Bu Türkiye’deki muhalefetin düştüğü noktayı gösteriyor. İlk defa halk direk Cumhurbaşkanını seçecek Halkın iradesi direk yansıyacak. AK Parti olarak biz seçime hazırız ve aday noktasında bir sıkıntımız yoktur. Karşımıza aday bulamıyorlar. Açık ve net söylüyorum, öyle AK Parti liderinin karşısında, AK Parti adayının karşısında varlık gösterecek birisi olsa bir siyasi partinin başına geçer genel başkan olur ve oy toplar.  Halktan birisi Cumhurbaşkanı olmasın diye özellikle uluslararası güçlerin maşası olan belli yapılar var. Çok net söylüyorum. Bu yapılar bu ülkenin ekonomisin allak, pullak etmek, bu ülkede siyasi istikrarı bozmak, bu ülkede kardeşi kardeşe düşürmek, bu ülkede farklı şeyler ortaya çıkartmak için gayret sarf ediyorlar. Sebep ne? Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasını engellemek için yapıyorlar.  Seçimden 1 gün önce bir mesaj attım. Bu mesaj çok sevilmiş olacak ki, yüzlerce kişi kendiside aynı mesajı atmış. Mesajda özet olarak, ‘Bizdeki muhalefet hükümeti düşürmek uğruna ülkeyi düşürmeyi bile kast edebilirler.’ Şuanda bizdeki muhalefet ve belli örgütler, bu örgütlerin büyük çoğunluğunu da ne yazık ki yılardan beri bizim içimizde kalmış, bizim desteklediğimiz, büyüttüğümüz, güçlendirdiğimiz örgütler bu ülkede AK Partiyi ve Recep Tayyip Erdoğan’ı yok etmek gayesi ile bu ülkeyi kaybetmeye doğru, bu ülkede kargaşa çıkartmaya doğru, bu ülkenin dünyadaki itibarini zedeleme noktasında ne yazık ki çok kirli ilişkiler içerisindeler. Biz milli olanın yanında duralım” şeklinde konuştu.

“YENİ MALATYASPOR  KONUSUNDA İSTİŞARE EDEN OLMADI”

Malatya Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Ömer Faruk Öz, Yeni Malatyaspor konusundaki düşüncelerini ise şu şekilde aktardı: 

“Yeni Malatyaspor konusunda yorum yok. Bu noktada 2007, 2008, 2009 yıllarında hep sahip çıktık. Özellikle Mevlüt Aslanoğlu ile birlikte Mecliste kanun çıkarttık. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda dediler ki, ‘Bu Malatyaspor Kanunu’. Ne yazık ki şartlar iyi gitmedi ve akabinde de böyle devam ediyor. Büyükşehir olan bir ilin bir spor kulübünün mutlaka birinci ligde olması gerekiyor. Sağlıklı bir şekilde bir yönetim oluşursa bu yönetim için bizim siyasiler olarak ne yapmamız gerekiyorsa, elimizden geldiği kadar gayret gösteririz. Bu ite ehliyetli, liyakatli, geçmişte bu işte başarısı olan arkadaşlarımızın olmasında fayda var. Yanlış anlaşılmasın, bir Mehmet Emin Katipoğlu vardı. Hakikaten bu işte kendisini ispat etmiş bir arkadaşımız. Başka arkadaşlarda olabilir. O arkadaşımız başarısını bu konuda başarısını ispatlamış bir arkadaşımızdı. Bu işte çokta para harcandı. Giresunspor, bizden çok daha az para harcadığını açıkladı. O nedenle bu kulüple ilgili olarak çokta fazla bir şey söylemek istemiyorum. Çok farklı yerlere gidebiliyor. Şunu arzu ediyorum, büyükşehir olan Malatya’mızın mutlaka ve mutlaka iyi ve başarılı bir takımının olması ve Malatya’yı iyi bir şekilde temsil etmesini arzuluyoruz. Geçtiğimiz dönemlerde 2000’li yıllarda İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un yönetiminde de bulunduk.  Ama bu süreçte bizimle pek istişare eden olmadı, Yeni Malatyaspor ile ilgili.”

HABER: Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız