SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Önümüzdeki Dönem Kritik"

0
Güncellendi - 2015-12-28 02:24:20
A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “20.25’te başlayan operasyon kısa zamanda tamamlanmış savcımız ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmış çok yoğun çabalara rağmen maalesef hayatını kaybetmiştir” dedi. 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul adliyesinde İstanbul Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit olduğu rehine eylemiyle ilgili açıklama yaptı. Davutoğlu, “Savcımızı rehin alıp bu rehin alma süreci sonrasında uzunca bir süre onu şahadetine sebep olacak bir terör eyleminde bulundular. Olayı haber alır almaz hemen kriz yönetimi sürecine geçtik. İçişleri, Adalet ve Ulaştırma bakanları, ilgili düzeydeki birimlerimizin yetkilileriyle konuya müdahil olduk. Olayı İstanbul’da tüm emniyet birimlerimiz harekete geçti. Verilen talimat iki boyutluydu bir; savcımızın her ne süratle olursa olsun zarar görmeden her türlü çalışmanın yapılması ikincisi de başka bir olumsuz senaryonun gelişmesi halinde ise hemen olaya müdahil olunması. 6 saate yakın yaklaşık 20,24’e kadar her türlü yöntem denenmiş, dünyanın herhangi bir yerinde söz konusu olan teröre karşı uygulanabilecek hertürlü çaba gösterilmiştir ve bu çabalar karşılık maalesef bulmayıp aksine 20.24’te bir avukatın içeriyle bu meseleyi görüşmek için temas halinde olduğu sırada silah sesleri gelmesi üzerine güvenlik güçlerimiz bu olaya derhal müdahil olmuşlar. 20,25’te başlayan operasyon kısa zamanda tamamlanmış savcımız ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmış çok yoğun çabalara rağmen maalesef hayatını kaybetmiştir. Savcı Kiraz’a Allah’tan rahmet diliyorum eşi kendileri de hakimedir ona ve ailesine taziyelerimiz sunuyorum” dedi.

“Terör bir insanlık suçudur dünyanın neresinde olursa olsun masum insanlara yönelik yapılan bu tür eylemler terör eylemleri en alçakça saldırı olarak nitelenmiş ve toplumlar böylesi günlerde büyük bir dayanışma örneği sergilemişlerdir” diyen Davutoğlu şunları kaydetti:

“Yakın zamanda Fransa’da yine geçtiğimiz hafta Tunus’ta bu olaylar yaşandı. Aslında toplumların sınavdan geçtiği anlar bu anlar. Biz devlet olarak bu saldırıyı sadece değerli savcımıza yönelik olarak bir saldırı olarak değil aynı zamanda Türk yargısına Türk demokrasisine, vatandaşlarımıza dönük bir saldırı olarak görüyoruz. Seçim öncesinde bu tür provokatif terör eylemlerine yönelinebileceği her zaman varit olmuştur. Buna karşı toplumumuzu sükunete birlik ve beraberliği davet ediyorum. Değişik siyasi görüşler, değişik hukuk anlayışları içinde olabiliriz. Bunları medenice tartışırız ama şu an itibariyle kahraman bir savcımızın şehit düşmesine sebep olan terör eylemi karşısında bütün bu farklılıkların unutulup omuz omza verme vaktidir. Türkiye zor zamanlarda omuz omuza vermiş diyarın halkı bu ülke bu tür durumlarda da eminim birlikte omuz omuza olma sınavına da başarıyla verecektir”.

“Tüm vatandaşlarımızı, yargı mensuplarımız ve tüm toplum kesimlerimize medyamıza teröre karşı mücadelede en etkin dayanışmayı gösterme çağırısında bulunuyorum” diyen Davutoğlu, “Bu olay esnasında tüm yöntemleri deneyerek çabalayarak savcımızın kurtarılması için mücadele eden ve sonra da etkin bir müdahale gerçekleştiren emniyet mensuplarına teşekkür ediyorum. Bir yayın yasağı uygulandı. Benzer durumları tüm ülkelerde uygulanan bir uygulamadır. Toplumsal psikolojiyi de korumak ve savcımızın sağ salim kurtarılması içi alınan bir tedbirdi. Bu yasağa uyan medya mensuplarına teşekkür ediyorum. Ancak olayın ilk aşamasında özelikle savcımızın kötü şartlara gösteren resimlerin yayınlanmış olması bizi üzüntüye sevk etmiştir. Bu resimlerin yayınlanması teröre karşı mücadelede dayanışmamızı etkileyen olumsuz bir tavır olmuştur. Umarım bundan sonra da bu tür örneklerden ders alarak teröristlerin eylemlerine neredeyse bazı çevrelerce haklılık çıkarılacak şekilde sosyal medyada yaygınlık bulmasına kesinlik izin vermemek icap etmektedir.

Önümüzdeki dönem kritik bir dönemdir. Türkiye yoğun bir siyasi kampanya yaşayacak. Seçim dönemleri öncesinde bazı provokasyonlara yönelik bu tür saldırılara karşı karşıya kalmamız halinde tüm siyasi partilerin herkesin teröre karşı aynı cephe de olması ahlaki ve siyasi sorumluluk gereğidir” diye konuştu.

"KİMLİKLERİ TESPİT EDİLDİ.."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Saldırganların kimlikleri tespit edildi. Şafak Yayla, Zonguldak 1991 doğumlu, Bahtiyar Doğruyol, Ardahan, 1987 doğumlu, teröristler" dedi. 

Başbakan Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında Çağlayan Adliyesi'nde İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınması ve operasyona ilişkin soruları cevapladı. "Teröristlerin kimlikleri belirlendi mi? Taleplerinin karşılanması düşünüldü mü?" sorusuna Davutoğlu, "Saldırganların kimlikleri tespit edildi, Şafak Yayla, Zonguldak 1991 doğumlu, Bahtiyar Doğruyol, Ardahan, 1987 doğumlu, teröristler" karşılığını verdi.

"YASAL DÜZENLEME GEREKİYORSA YAPACAĞIZ"

Adliye Saraylarının hakimlerin, savcıların, adalet dağıtmak üzere birlikte bulundukları ortak çalışma alanı olduğunu belirten Davutoğlu, "Ama bugün örneğinde görüldüğü gibi bazı terörist unsurlar, kötü niyetli unsurlar bu çalışma alanını bozmak için tanınan bazı ayrıcalıkları istismar etme yönünde gitmektedirler. Bugün olay olur olmaz yaptığımız toplantıda ben de benzer soruları Adalet Bakanımıza, İçişleri Bakanımıza, ilgili birimlerimize sorarak bundan sonra atılması gereken adımlar konusunda gerekli talimatları verdim. Yani avukatlarımızın görevlerini yaparken sahip oldukları ayrıcalıkları koruyarak ama kesinlikle adliye binalarına girerken, x-raylerden geçmeleri, gerektiğinde bu anlamda hepimizin, bütün vatandaşlarımızın, sosyal hayata girdiği büyük alışveriş merkezlerinde bile uygulanan yöntemler var. Bunların da bu aramalarda uygulanması, birlikte de bu konunun ele alınması önem taşıyor. Bunun için ne gerekiyorsa yasal düzenlemeler gerekiyorsa yasal düzenlemeler yapacağız. Adalet dağıtan adalet saraylarında güvenlik mutlak surette temin edilecek... Şu ana kadar adalet saraylarımızda özel güvenlikle sağlanmış, güvenlik şartlarının bundan sonra emniyet birimlerimizce daha etkin bir şekilde denetlenmesi ve belki de doğrudan emniyet birimlerimizce sağlanması konusunda gerekli tedbirler alınacak" ifadelerini kullandı.

"GÜVENLİK BİRİMLERİMİZE İKİ NET TALİMAT VERİLDİ"

"Savcı operasyon başladıktan sonra mı yoksa önce mi vuruldu?" sorusunu da yanıtlayan Davutoğlu, "Olayın olması sonrasında güvenlik birimlerimize iki net talimat verilmiştir. Savcımızın hayatını tehlikeye atmamak için ne tür çabalar, yöntemler uygulanacaksa onlar yapılacak. Bazı iletişim kanalları açık tutulmuştur. Ta ki hem savcımız sağ salim kurtarılabilsin hem de herhangi bir şekilde hiçbir vatandaşımız zarar görmeden bu terör eylemi karşısında atılması gereken adımlar atılabilsin. Ama maalesef bütün bu iletişim kanalları sürerken saat 20.24'te içeriden silah sesi gelmesi üzerine ikinci talimatımız devreye sokulmuştur. Çünkü güvenlik birimlerimize verdiğimiz talimat açık ve nettir. Her türlü görüşme yapılacak, iletişim kanalları açık tutulacak, savcımızın can güvenliği tehlikeye atılmayacak ama herhangi bir şekilde savcımızın can güvenliğine zarar geleceği ihtimali söz konusu olan bir durum söz konusu olursa en etkin şekilde müdahale edilecek" açıklamasında bulundu.

KILIÇDAROĞLU'NUN ATTIĞI TWEETLER

Bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından olaya ilişkin attığı tweetleri hatırlatarak, "Elektrik kesintilerinin saldırıda doğrudan etkisi var mı?" sorusuna ise Davutoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun olay olur olmaz attığı tweetler gerçekten dayanışma ruhuna hiç uygun düşmemiştir. Daha olayın arkada planı bilinmeden, olayın gerçek veçhesiyle ilgili herhangi bir işaret fark edilmemişken Kılıçdaroğlu'nun attığı maalesef tweetler son derece provokatif ortamın doğmasına sebebiyet vermiştir. Düşünün bir yargı mensubu, bir savcımız teröristler tarafından rehin alınıyor, Kılıçdaroğlu hükümeti suçlamak için bu olayı istismar ediyor veya imaen hükümetimizin önce bir elektrik kesintisi uygulayıp daha sonra böyle bir terör eylemine zemine teşkil edecek bir senaryonun parçası olduğunu ima eden bir yaklaşım sergiliyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun dünyadaki değişik örneklerden biraz ders alması lazım. Böyle durumlarda iktidar unutulur, muhalefet olmak unutulur, tek şey hatırlanır: İnsan canı ve o canı kurtarmak için çaba sarf edenlerin gayretlerine destek olmak. Ama maalesef Kılıçdaroğlu ve onu takip eden bazı başka tweetler neredeyse eylemcileri haklı çıkarıp hükümeti suçlayacak, teröristleri de terörist değil sıradan eylemci gibi gösterecek eğilimler içine girdiler. Bazı medya organlarımızın bu tutumu hem bizi üzmüştür hem de bazı uluslararası örneklerde görülen dayanışma bilincini maalesef görmemizi imkansız kılmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun daha önceki açıklamalarını da biliyoruz. Özgürlüklerin Korunması ve İç Güvenlik Reformu gündeme geldiğinde 'gerektiğinde o yüzlerini kapatan eylemcilerle beraber olurum' ifadeleri... Maalesef bugün o yüzlerini kapatan teröristler bir savcımızı şehit ettiler" karşılığını verdi.

ELEKTRİK KESİNTİLERİ

Elektrik kesintilerine yönelik soru üzerine ise Davutoğlu, "Elektrik kesintisinin arkasındaki sebepler, her ne surette olursa olsun ortaya çıkarılacak. Bunun çok teknik bir arızadan kaynaklanmadığı kanaati hakimdir. Yazılım sistemiyle ilgili ve diğer faktörler göz önünde bulundurularak, soruşturma tamamlandığında kamuoyumuza bilgi sunulacak. Şu an itibarıyla Türkiye'nin bütününe elektrik sunulmuştur, elektrik kesintileri tamamıyla durmuştur. Enerji Bakanımız ile de Ankara'ya gelir gelmez görüşeceğiz. Gerekli soruşturmalar, araştırmalar yapılacak. Bir daha böyle bir olayın yaşanmaması için de hangi tedbir gerekiyorsa alınacak" açıklamasında bulundu. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız