SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Ordu Komutanını Ankara'ya Kaçıracaklardı"

0
Güncellendi - 2018-04-14 04:52:40
A- A+ PAYLAŞ

 15 Temmuz Darbe Girişimi sırasında Malatya'da yaşananlara ilişkin görülen davada dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin emir subayı tutuksuz sanık Sedat Kaya, savunma yaptı. Kaya, davada dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin Ankara’ya kaçırılmak istediğini ileri sürerek, “Birileri ordu komutanını Ankara’ya kaçırmaya çalışırken, ben daha güvenli bir yere götürmek için uğraştım” dedi.

Malatya'daki Kalkışma Davası'nın onuncu duruşmasının beşinci oturumunda esas hakkında savunma yapan tutuksuz sanık Sedat Kaya, hain gecede darbe karşıtı olan emirler doğrultusunda hareket ettiğini savunarak, “15 Temmuz’da emir subayı olarak ordu komutanını korumak maksadıyla tamamı darbe karşıtı olan emirleri doğrultusunda hareket ettim. Ordu Komutanı ve Kurmay Başkanımızın emirleri doğrultusunda hareket ettim” diye savunma yaptı.

Darbe gecesi Huduti'yi evine bıraktıktan sonra Orduevi'nde alkol aldığını daha sonra bir arkadaşının oteline gittiğini ifade eden Kaya, savunmasını şöyle sürdürdü:

“Ordu Komutanımızın karargaha gideceği söylendi. Konutunu aradım görevli ordu komutanının karargaha geçeceğini söyledi. Daha öncede mesai saatleri dışında karargaha gittim. Taksiye binerek ordu komutanını konutuna 22.55’te hareket ettim. İki koruma astsubayını da arayarak mesaiye gelmelerini söyledim. FETÖ’cülerin yaptığı gibi sadece FETÖ’cüleri çağırmadım. Ordu komutanımızın konutunda hiç karşılaşmadığım bir manzarayla karşılaştım, konutun kapısı açık iki araç vardı. Bu beni çok rahatsız etti. Komutanı her zamanki gibi ben getirirdim dedim Bahadır Erdemli ‘çok gizli emirler var, komutana arz edilecek’ dedi. Bir tek ben sivil ve silahsızdım. 23.28’de karargaha geldik. Ben hiçbir tuhaflık ya da kalabalık görmedim. Karargaha kendi çabalarım oldu. Karargaha gelmek istenmediğim ve darbecilerin planlarını bozduğumda ortadadır. Benim karargaha gelmem planlarını bozmuştur.”

Bahadır Erdemli'nin Huduti'nin odasına geldiğini 'Başımıza geçerseniz mutlu oluruz' dediğini ileri süren Kaya, “00.00’da Bahadır Erdemli ordu komutanının odasına geldi ‘başımıza geçerseniz mutlu oluruz’ dedi. Komutan, ‘oğlum ben ordu komutanıyım sizin başınızdayım siz kimden emir alıyorsunuz?’ dedi. Bahadır Erdemli, ‘kararlı olduklarını’ söyledi. Ordu komutanı, ‘işin başında kim varsa ikna etmelerini ve vazgeçmelerini’ söyledi” dedi.

Huduti'ye darbeci unsurları etkisiz hale getirebileceğini ilettiğini söyleyen Kaya, bu talebi üzerin “İlk mermiyi biz atmayacağız. Ateş edilirse hedef gözetmeden ateş edin, darbeci unsurları ikna edelim yoksa çok kan dökülür” dedi. Bu darbeciler teslim oluncaya kadar sürdü' cevabını aldığını söyledi.

Huduti'nin ana as birlikleriyle görüşüp darbe karşıtı emirlerini verdiğini ve gelen sözde sıkıyönetim mesaj emrinin uygulanmayacağına dair şerh düştüğünü öne süren Kaya, savunmasını şöyle sürdürdü:

"Vali beyi aradım ordu komutanıyla görüştürdüm. Benim odam ordu komutanının odasından ayrıdır arada koridor vardır. Ordu komutanının odasına girenlerin ne yapacağını bilmediğim için gecenin büyük bölümünü ordu komutanının odasında geçirdim. Ordu komutanımız odasında telefonla konuştuğu için telefonu ben açtım, ordu komutanımız telefonu hemen kapatıp vali beyle görüştü. Bu kadar kaos ve yoğunluğun olduğu yerde ordu komutan vali beyle benim telefonum üzerinden 00.25’ten başlayarak 45 dakika görüşmüştür. O gece benim cep telefonumdan 270 adet görüşme oldu."

Koridorda İKU ve Ankara söylemlerini duyduktan sonra Huduti'ye, 'Komutanım sizi Ankara'ya kaçıracaklar, daha güvenli bir yere valiliğe, konuta götüreyim' şeklinde teklifte bulunduğunu öne süren Kaya, “’Hiçbir yere gitmiyorum öleceksem de burada ölürüm dedi. Beni öldürmeden size kimse zarar vermez dedim. Birileri ordu komutanını Ankara’ya kaçırmaya çalışırken, ben daha güvenli bir yere götürmek için uğraştım” diye savunma yaptı.

Angun'un aldığı emir sonrası odadan çıkıp Suat Özocak’a 'Nizamiyeye git kontrolü al' şeklinde talimat verdiğini ifade eden Kaya, "Özocak, Bahadır Erdemli’ye adamlarını nizamiyeden çekmesini söyledi. Bahadır Erdemli, kurmay başkanına özel görüşebilir miyiz dedi. Kurmay başkanı da adamlarını çek dedi. Tabancasını kurmay başkanına çekti. Bahadır Erdemli’nin üzerine hamle yaptım, kurmay başkanı tamam sakin olun deyince müdahale edemedim." diye savunmasını tamamladı.

“ORDU KOMUTANINI CANIMIN PAHASINA KORUDUM”

Malatya'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de aralarında yer aldığı 24'ü tutuklu 76 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Yakınca Spor Salonu'nda görülen davanın, onuncu duruşmasının beşinci oturumunda tutuksuz yargılanan Malatya Kara Havacılık Alay Komutanlığında darbe girişimi sırasında kara pilot teğmen olarak görev yapan tutuksuz sanık Mustafa Sinan Soybaş, soruşturma kapsamında kendisi için söylenen 'intihar fedaisi' iddiasının asılsız çıktığını savundu.

Dönemin 2. Ordu Komutanı Huduti'nin koruma astsubayı tutuksuz sanık Hacı Eyyip Özcan da tüm hayatı boyunca terör örgütleriyle çarpıştığını ve tek bir soruşturma geçirmediğini iddia etti.

Darbe girişimi gecesinde görevini yaptığı şeklinde savunma yapan Özcan, "Şüpheli personeli ordu komutanı makamına karşı herhangi bir olumsuz davranışa müsaade etmeyerek polise teslim ettik. Ben silahların karşısında yapılması gerekeni yaptım, ordu komutanını canımın pahasına karşı korudum" şeklinde savunma yaptı.

Onuncu duruşmanın altıncı oturumuna 16 Nisan Pazartesi günü devam edilecek.

Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com

ARŞİV FOTO: Darbe Gecesi 2. Ordu Komutanı Huduti telefon görüşmesi yaparken

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız