SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Organ Değil, Doku..'

A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniveritesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları bölümünden Doç.Dr. Tongabay Cumhurcu, halk arasında "göz nakli" diye de bilinen Keratoplasti hakkında bilgi vererek, bu operasyonda organın değil dokunun nakledildiğini bildirdi, vatandaşları organ ve doku bağışında bulunma konusunda duyarlı olmaya çağırdı.

Doç.Dr. Cumhurcu, şu açıklamayı yaptı:

"Keratoplasti (göz nakli), sanıldığı gibi gözün tümden nakili olmayıp, gözümüzün ön bölümünde yer alan ve saat camına benzeyen şeffaf kornea tabakasının, vericiden alıcıya naklini ifade etmektedir. Dolayısı ile nakil edilen organ değil, dokudur.

Gözümüze gelen ışığın kırılması ve görme fonksiyonunun gerçekleşmesi için bu kırılan ışığın retinaya iletilmesinde şeffaf kornea önemli rol oynar. Korneanın çeşitli sebepler ile bu şeffaf ve geçirgen özelliğinin bozulması görme fonksiyonumuzu engelleyeceğinden, bu bozuk korneanın vericiden alınan sağlam bir kornea ile değiştirilmesi gerekmektedir. Kornea şeffaflığını bozan durumlar; kimyasal kornea yanıkları, kornea ülserleri, yaralanmaları ve iltihapları (keratit), korneanın yapısal bozuklukları (kornea distrofileri), katarakt ameliyatı ve benzeri göz içi cerrahiler sonrası korneanın şişmesi (büllöz keratopati) veya keratokonüs gibi kornea şeklini bozan hastalıklarda kornea nakli gerekebilir.

Kornea naklinin en sık amacı bozulan görmenin geri kazanılması olsa da, bazen korneada delinme riski, kapanmayan yara ve iltihaplar ve de kozmetik amaçlı nakiller yapılabilmektedir.

Kornea nakli için gerekli kornea ölen kişilerin gözlerinden sağlanmaktadır. Ancak her ölen kişinin korneası bu amaç için uygun olmamaktadır. Öncelikle ölen kişide herhangi bir göz rahatsızlığı bulunmamalı, göz ameliyatı geçirmemiş olmalı, kornea tabakası tamamen sağlam ve şeffaf olmalıdır. Ayrıca ölen kişide mikrobik, virütik hastalıklar, kanser türü hastalıkların bulunmaması ve uzun süre komada kalmamış olması gerekmektedir.

Özel eğitimli göz bankası elemanları tarafından ölen kişiden alınan kornea, göz bankasında değişik incelemelerden geçirilerek kornea nakli için uygun kalitede olup olmadığı belirlenir. İstenen niteliklere uygun kornealar özel saklama sıvıları içine konularak ameliyatın yapılacağı merkezlere ulaştırılır.

Kornea nakli, hastanın yaşına, genel durumuna ve gözün özelliklerine göre lokal veya genel anestezi ile yapılır. Ameliyat esnasında hastanın problemli kornea tabakası özel aletlerle yuvarlak olarak çıkarılır. Aynı büyüklükte kesilen verici korneası mikroskop altında alıcı göze dikilerek yerleştirilir.

Kornea naklinde, az da olsa her ameliyatta yaşanabilecek kanama, mikrop kapma (enfeksiyon) gibi genel bazı riskler söz konusudur. Bunun dışında, ameliyat sonrası dönemde yüksek astigmatizma ve doku reddi de karşılaşılabilecek problemlerdendir. Doku reddi erken ve geç dönemde görülebilecek bir problem olup, gözde kanlanma, görmenin bulanıklaşması ve nakledilen korneada şeffaflığın kaybı şeklinde karşımıza çıkabilir. Ancak kornea dokusunu reddi diğer organ nakillerindeki ret vakalarından çok daha düşük orandadır ve erken müdahale ile red önlenebilir.

Kornea nakli sonrası görmenin tekrar kazanılmasını şu örnek ile açıklayabiliriz: Bir buzlu cam arkasından dışarı bakarken, buzlu camın çıkarılıp, yerine şeffaf cam terleştirilmesi sonrası görmedeki artışın hem hasta hem doktor için ne kadar yüz güldürücü olacağı açıktır.

Kornea naklinin körlükten kurtulma, görmenin tekrar kazanılması anlamına gelen bir işlem olması nedeniyle, halkımızın konuya bilinçli ve duyarlı yaklaşmasının toplumda gören gözleri ve mutlu yüzleri arttıracağı düşüncesindeyiz.

Unutmayalım ki organ ve doku bağışı, hayat bağışıdır."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız