SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Oruç Kalbi Rahatlatır"

0
Güncellendi - 2015-12-27 14:27:54
A- A+ PAYLAŞ
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ramazan Özdemir, orucun vücut için maddi ve manevi bir detoks yöntemi olduğunu belirterek, "Kalp yıl boyunca bir makina gibi çalışıyor. Oruçla 12 ayın bir ayında kalbi yüklenmeden dinlenmeye alıyorsunuz" dedi.
 
Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, orucun bütün vücuda olduğu gibi kalbe de faydaları bulunduğunu söyledi. Orucun, vücut için hem maddi hem de manevi bir detoks yöntemi olduğunu vurgulayan Özdemir, yılda bir ay midenin boş bırakılmasının hem vücuttaki organların dinlenmesini sağladığını hem de ruhen rahatlık verdiğini ifade etti.
 
Oruçla insanların streslerinden de arındıklarını dile getiren Özdemir, şunları kaydetti:
 
"Kalp yıl boyunca bir makina gibi çalışıyor. Oruçla 12 ayın bir ayında kalbi yüklenmeden dinlenmeye alıyorsunuz. Sadece kalbi değil, diğer organları da; karaciğeri, mideyi, bağırsak sistemini, beyni dinlendiriyorsunuz. 'Detoks' derken, maddi ve manevi detokstan bahsediyoruz. Maddi olarak kalbin üzerindeki yüklenmeyi azaltmış oluyorsunuz. Bir taraftan da manevi olarak kalbi rahatlatmış oluyorsunuz. Çünkü tutmuş olduğunuz orucun memnuniyetiyle, ibadeti yerine getirmiş olmanızın memnuniyetle salgılanan endorfin, sizin çok daha mutlu olmanızı sağlıyor. Stresi ortadan kaldırıyor. Sizi daha çok zihnen stresten uzaklaştırdığını görüyorsunuz."
 
-İftarda yemeğe yüklenmeyin uyarısı-
 
Kalp rahatsızlığı bulunan vatandaşların, oruç tutarken dikkat etmeleri gereken hususlar bulunduğunu ifade eden Özdemir, kalp damar hastalığı, kalp yetmezliği ve ileri tansiyonu olan hastaların, yemeğe birden yüklenmeleri halinde kalbe giden kan miktarının büyük bir kısmının mide kaslarına gideceğini belirterek, bu nedenle bu hastaların yemeği yavaş yavaş yemesi gerektiğini söyledi.
 
Özdemir, rahatsızlıkları bulunanlara, iftara çorba, hoşaf gibi daha hafif gıdalarla başlamalarını, yemeklerini 15-20 dakika sonra yemelerini ve yemekte de hafif gıdalar tercih etmelerini önerdi.
 
İftar ile sahur arasındaki zamanın uzun olduğunu dile getiren Özdemir, yenen yemeklerin bu süreye yayılabileceğini belirterek, "Yemeğe birden yüklenmek kalp ve şeker hastaları için sıkıntı olabilir" dedi.
 
Sahurda da ağır ve yağlı yemekler yerine kahvaltı türü yiyecekler tüketilmesini tavsiye eden Özdemir, özellikle yoğurt, ayran, yumurta gibi hem tok tutucu hem de protein ve kalsiyum yönünden zengin besinlerin tercih edilebileceğini belirtti.
 
-Hangi kalp hastaları oruç tutmamalı-
 
Kalp hastalıklarında çok ağır olmayan durumlarda oruç tutulabileceğini ifade eden Özdemir, kalp-damar rahatsızlıkları, ritim bozukluğu olanlar ile balon, stent ya da anjio yapılanların kullandıkları ilaçları iftar ve sahur için olmak üzere ikiye bölerek çok rahat oruç tutabileceklerini söyledi.
 
Özdemir, çok ileri tansiyonları olmayan, tansiyonlarını ilaçla kontrol altında tutan hastaların da oruç tutabileceklerini kaydetti.
 
Kalp kapağından rahatsız olan hastaların, çok ileri derecede rahatsızlığı, eve bağımlı olacak şekilde hastalığı olmadığı sürece oruç tutabileceklerine işaret eden Özdemir, ileri kalp yetmezliği, kalp hastalığı, ileri tansiyon sorunları yaşayan hastalara ise oruç tutmamalarını önerdi.
 
Tip 1 diyabet hastaları ve insülin kullanmak durumunda olanlar hariç, ilaçla şekerlerini kontrol altında tutabilen diyabetlilerin de oruç tutabileceklerini belirten Özdemir, ancak diyabetlilerin kan şekerlerindeki dengesizliğe dikkat etmeleri gerektiğini vurgulayarak, "Bu kişiler de diyabette bir hapla normal günlük aktivitelerini normal zamanda yapabiliyorlarsa oruç tutabilirler. Ancak insülin kullanan hastaların mutlaka doktor kontrolüne girmeleri lazım. Onlar için tehlikeli olabilir" dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız