SON DAKİKA
SON DEPREMLER

ÖSYM Tarihinde Bir İlk..

A- A+ PAYLAŞ

LYS’ye girmeye hak kazanan 1 milyon 233 bin adayın yarısı sınava girmek için başvurmayınca ÖSYM süreyi ilk kez uzattı. Eğitimciler şaşkın: “İlk defa süre uzatımı ve bu kadar düşük başvuru görüyoruz. Sınav zorlaştığı için, öğrencilerin üniversiteye girme inancı kalmadı.” ÖSYM Başkanı Yarımağan ise “KPSS ve DGS başvuruları da gelince başvuru ve banka işlemleri tıkandı. Başvuracakların mağdur olmaması için süreyi uzattık” dedi...

LYS’ye girmeye hak kazanan 1 milyon 233 bin adayın yaklaşık yarısı son güne kadar başvuru yapmayınca, ÖSYM işlemlerin yetişmeyeceği gerekçesiyle başvuru süresini uzattı. ÖSYM’nin açıklamasına göre LYS’ye girecek adaylar 18 Mayıs 2010 Salı günü saat 17:00’a kadar başvuruda bulunabilecek. Sınavın zorlaştırıldığını ve öğrencilerin yeni puanlamayı anlamakta zorlandıklarını belirten eğitimciler, ilk defa bu kadar düşük başvuru yapıldığını ve öğrencilerin üniversiteye girme inancının kalmadığını söyledi.

ÖSYM Başkanı bankalara bağladı

Daha önce süreyi uzatmayacaklarını söyleyen ve önceki gün başvuruların 520 binde kaldığını açıklayan ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan VATAN’a yaptığı açıklamada, dün akşam saatlerine kadar başvuruların 700 bine ulaştığını belirtti. Yarımağan, “Başvuru sayısı düşük değil. KPSS, DGS başvuruları da denk geldiği için banka işlemleri ve başvuruda tıkanmalar oldu. Takvimimiz çok sıkışık uzatma yapmayacaktık. Ancak çocuklar işlemleri yetiştiremez diye çekindiğimiz için süreyi uzattık. Başvuru yapacak en az 200 bin kişi var. Sınava 900 binden fazla adayın gireceğini zannediyoruz. 1 milyon 233 bin hak sahibinin hepsinin başvurmasını beklemiyorduk. Örgün eğitimde yaklaşık 700 bin kontenjanımız var. 250 bin kişi de açıköğretime kayıt olabiliyor. Açıköğretime girmek isteyen ve puanını yeterli görmeyen adaylar sınava girmeyebilir. Bu adaylar neden birinci sınava girdiler onu bilemiyorum. Sınav daha zor değil ama daha çok soru var. En önemli konu tercih. Adaylar kontenjanları eşit derecede tercih etmediği için boş kalan yerler oluyor” dedi..

“Üniversiteler boş kalacak”

Sadık Gültekin (Eğitim Uzmanı) “Üniversiteler boş kalacak, kontenjanlar dolmayacak. Vakıf üniversiteleri de boş tribünlere oynayacak. Bu yıl tercih yapanlar çok şanslı. Neredeyse sınava giren her öğrenci üniversiteye girecek. Başvuruların az olmasının sebebi sınav eskiye göre çok zorlaştı. Daha zor sorular soruluyor. Eski mezunlar bertaraf ediliyor. YÖK liseden mezun olan herkesi üniversiteye sokmak istiyor. Eski mezun adaylar barajı geçse bile LYS’de başarılı olamayacağını gördü. Üniversiteye girme inancı azaldı. Başvuran adayların sadece yarısı iyi tercihle istediği yere girecek.”

“İlk defa bu kadar düşük başvuru”

Faruk Köprülü (ÖZDEBİR Başkanı)

“Dikkat çekici ve rahatsız edici bir durum. Birinci sınavı görüp, ikinci sınav daha zor olacak başaramam kaygısı taşıyan öğrenciler vardı. Çok şaşkınız, açıkçası şok olduk. Sorunun cevabını arıyoruz. 40 yıllık eğitimciyim ilk defa başvurusu süresinin uzatıldığını ve bu kadar az başvuru yapıldığını görüyorum.”

“Yüzde 25’i pes edip havlu attı”

Prof. Dr. Ali Baykal (Boğaziçi Üni. Öğr. Üyesi)

“YGS’de 180 ile 220 arasında puan alan bir çok aday ikinci sınavda şansı olmadığını biliyor. Bir çoğu ilk sınava meraktan girdi. İkinci sınav hem çok zor hem de maliyetli. Her bir sınava giriş 20 TL. Herkes evinin yanında sınava giremiyor. Yol ve konaklama ücretini gören bu zahmete girmeye değmez diyerek başvurmaktan vazgeçmiş. Eski mezunlar denemekten vazgeçmiş olabilir. Sınavın kazananı tepedeki yüzde 20’lik kesim olacak. Bu grup ilk sınavdaki yüzde 25’in içinden çıkar. YGS’de barajı geçenlerin en az yüzde 25’i pes edip, havlu attı. Üniversiteye girişte iki sınava gerek yok. Tek aşamada bu iş rahatlıkla biter.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız