SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Öyle Alanlarda Yaparız ki.."

0
Güncellendi - 2015-12-28 00:48:52
A- A+ PAYLAŞ

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, 12 Eylül darbesinin getirdiği yüzde 10 seçim barajını kaldırması gerektiğini söyledi.  Seçimler öncesinde ‘Sivil Anayasa’ diyenlerin önünde önemli bir imtihan olduğunu belirten Feyzioğlu “Bu imtihan, bu dünyadadır ve askerin yaptığı faşist Anayasa’nın sonrasında kanunla konulan yüzde 10 barajıdır. Sivil Anayasa diyenlerin kanunla yüzde 10 barajını kaldırırlarsa sivil Anayasa söylemlerinde samimilerdir. Kaldırmazlarsa askerin kanunla dayattığını koruyorlar demektir” dedi.

Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu toplantısına katılmak üzere Malatya’ya gelen Metin Feyzioğlu, Altın Kayısı Ramada Plaza Otel'de düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtladı.

“Türkiye derin bir kutuplaşma içinde”

Türkiye’nin mezhepsel, siyasi ideoloji açısından derin bir kutuplaşma yaşadığını ve duygusal anlamda koptuğunu kaydeden Feyzioğlu “Bu kutuplaşmayı önlemenin tek yolu ortak bir lisanı kullanmamızdır. Türkiye’nin 79 Barosu olarak Anayasa’nın ilk üç maddesi, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü konusunda tek vücut olduk. Aramızda elbette farklı siyasi görüşlerden olan arkadaşlarımız var. Zaten bunlar bizim zenginliğimiz. Ama bizim ortak paydamız, bizi biz yapan bu ülkenin milleti ile bölünmez bütünlüğüne, hukukun üstünlüğüne olan aşkımız, bir ve beraber bir geleceği, parlak ve aydınlık bir gelecek inşa etme bizim ortak paydamız. Biz Türkiye’yi insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü paydasında buluşturacak bu ortak lisanı konuşuyoruz ve tüm Türkiye’ye de bunu hakim kılmaya kararlıyız” diye konuştu.

“Yüzde 10 seçim barajı devam ederse, milli irade taraftarlığından şüphe var demektir”

Anayasa Mahkemesi’nin yüzde 10’luk seçim barajını kaldırma yetkisinin bulunup bulunmadığı yönündeki tartışmaların sorulması üzerine Feyzioğlu şunları söyledi:  “Bir kere öncelikli olarak yetkinin TBMM’de olduğu kuşkusuz herhalde. Anayasa Mahkemesi’nin yetkisi var mıdır yok mudur, bunu tartışmadan önce ben şunu anlamadım. Siyasi iktidar, faşist 12 Eylül rejiminin getirdiği yüzde 10 barajı kalsın mı diyor? Ben dediğini sanmıyorum. Diyemez. Diyorsa eğer ‘Ben 12 Eylülün devamını istiyorum’ demektir. Ha o zaman da milli irade taraftarlığında bir şüphe var. Ben inanmıyorum. Sandıktan çıkıyoruz ve 12 Eylül’le hesaplaşıyoruz diyen bir iktidarın, 12 Eylül faşist rejiminin yüzde 10 barajını, ki dünyanın hiçbir demokratik rejiminde yoktur böyle bir baraj, dolayısıyla hükümetin bunu muhafaza etmek için polemiğe gireceğini sanmıyorum. Doğru olan şudur:  Bugüne kadar atladık, 12 yıl biz atladık, bizden önce de 20 yıl başkaları unutmuş, çünkü bu baraj geleli 32 yıl olmuş. Dolayısıyla hemen yarın bu barajı kaldırmalarını bekliyoruz.  Yüzde 10 baraj kalkarsa bizim iktidarımız sarsılır diye bir düşünceleri herhalde yoktur. Varsa bilmiyorum tabi.”

“Yargı paketlerinin tartışılmasını istiyoruz”

Feyzioğlu, kamuoyunda Yargı Paketi olarak bilinen paketin yasalaşmasına ilişkin bir başka sorunu üzerine de, “Bizim paketler konusundaki duruşumuz açık.  Biz tartışılmasını istiyoruz bu paketlerin. Ben yaptım oldu diye önümüze birileri bir şeyler getirsin. Anlamıyoruz bunları. Sıkıntılı bunlar. Pakette ne geldi ne değişti, gelen bir madde iki ay sonar değişti mi? Değiştiyse ne kadar kalacak? Böyle bir mantık olmaz” dedi.

“17 ve 25 Aralık’ta koalisyon bozulunca…”

İktidardan iktidara değişmeyen tarafsız, adil yargılama yapabilen, hesap verebilir bir Yargı sistemi istediklerini aktaran Feyzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “2010 yılındaki referandumda bu siyasi iktidar Yargıtay’ın üye sayısını yüzde 50 düşürelim diye kanun tasarısı getirdi.  İstinaf mahkemelerini çalıştıracaklardı o zamanlar, Yargıtay’ın üye sayısını düşüreceklerdi. 2010 referandumu onaylandı, HSYK’nın yenilendi, Yargıtay üyelerini emekli etmek mümkün değil, o yüzden eski üyelerin etkinliğini azaltmak için Yargıtay’ın üye sayısını arttıran yeni bir kanun koydular. Yani yüzde 50 üye sayısını azaltalım diyen hükümet birkaç ay sonra Yargıtay’ın üye sayısını arttıralım diye yeni bin kanun teklifi ile geldi.  Bu yeni seçilen 160 üyenin blok halinde oy kullandığını gördü Türkiye. Hele yargıda blok oylar düşündürücü. Sonra 17 ve 25 Aralıkta koalisyon bozuldu, sonra bir de baktılar ki HSYK ve Yargıtay istedikleri gibi yapılanmamış, e ne yapalım? Yine arttıralım dediler. Ve Yüzde 50 arttıran kanun yeni çıktı. Bizim isyanımız şu. Bu iktidar gider, yarın bir başkası gelir, öbür gün bir başkası gelir ve her gelen iktidara göre yargı şekillendirilirse bunun sonu gelmez. İktidardan iktidara değişmeyen, tarafsız, adil yargılama yapabilen, hesap verebilir bir sistem. Önlerine öneriler sunduk. Ne oldu? Bu ülkenin ne iktidarı ne muhalefeti dönüp bakmadı.  Çünkü yanlış soruyla başlıyorlar. Yargı bana nasıl bağımlı olur sorusuyla başlarsanız doğru yolu bulamazsınız.”

“Sivil Anayasa diyenlerin önünde bir imtihan vardır”

Halkın sivil bir Anayasa talebi olduğunu ve her fırsatta ‘Sivil Anayasa’ diyenlerin önünde bir imtihan olduğunu dile getiren Feyzioğlu, ‘Milletimiz, tanıdığı olanın ayrıcalıklı olmasından artık bıkmıştır. Bu düzenin artık değişmesini istemektedir. Uzun yıllardır ortaya çıkan yanlışın düzeltilmesini istiyor. Biz hukukçuyuz, mesleğimizle varız. Tanıdıklarımızla yokuz. Türkiye’de adalet, iş takipçilerinin elinde değil, bağımsız tarafsız adil yargılama yapan mahkemelerin bilgili donanımlı örgütlü güçlü avukatların elinde olmalıdır. Sivil Anayasa istiyorum diyenlerin önünde bir imtihan vardır. Bu imtihan bu dünyadadır öbür dünyada değildir. Askerin yaptığı faşist Anayasa’nın sonrasında kanunla konulan yüzde 10 barajıdır. Sivil Anayasa diyenlerin kanunla yüzde 10 barajını kaldırırlarsa sivil Anayasa söylemlerinde samimilerdir. Kaldırmazlarsa, askerin kanunla dayattığını koruyorlardır. Ama artık 32 senedir koruyorlar, yeter” ifadelerini kullandı.

“Öyle bir alanda yaparız ki…”

Feyzioğlu, Yeni Yargı Paketi ile Adli Yıl Açılış Törenlerinin kaldırılmasına ilişkin bir soruya da  “E maalesef gazeteden okuyacaklar.  O törenin kaldırılması bizim için önemli değil. Kendileri için sıkıntı. Biz Anıtkabir’de yaparız, oradan stadyuma geçeriz. Şöyle söyleyim; o salonların alamayacağı saylılardan söz ediyorum. O yüzden kapalı alanda yaparız diyemiyorum. Öyle bir alanda yaparız ki on binlerce avukat ve yüzbinlerce vatandaşla birlikte yaparız. Bilsinler ki, yasaklanan her kurum millet tarafından sahipleniliyor. Biz kendimizi millete emanet ettik. Sırtımız sağlamdır” sözleriyle yanıt verdi.

HABER-FOTO: Güler HAZAR, Ferdi DURDU- Yeni Malatya Gazetesi

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız