SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Özal Bu Toprakların Türkiye'ye Armağanı.."

A- A+ PAYLAŞ

8. Cumhurbaşkanı hemşehrimiz Turgut Özal'ın 12. ölüm yıldönümü dolayısıyla Malatya'da "Özal'ı Anarken" konulu bir toplantı düzenlendi. Toplantının açılışında konuşan Belediye Başkanı Cemal Akın, "Malatya'nın büyük evladı Özal, bu toprakların Türkiye'ye armağanıdır."dedi. Eski bakanlardan Vehbi Dinçerler ile Gazeteci-Yazar Fehmi Koru da, Özal'ı anlattılar.

Belediye Konferans Salonu’nda düzenlenen, “Özal’ı Anarken” başlıklı toplantıyı Vali Osman Derya Kadıoğlu, Belediye Başkanı H. Cemal Akın, Emniyet Müdürü Orhan Savaş, Vali Yardımcısı Mehmet Cilacı, İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kılıç, Polis Okulu Müdürü Recep Özmen, AK Parti İl Başkanı İhsan Koca, ANAP İl Başkanı Soner Gökçe ile belediye başkan yardımcıları, belediye meclis üyeleri, bazı ilçe ve belde belediye başkanları, daire müdürleri, bazı dernek ve vakıf başkanları ile kalabalık bir dinleyici kitlesi izledi.

"BU TOPRAKLARIN TÜRKİYE'YE ARMAĞANI.."
Anma toplantısının açılışında konuşan Belediye Başkanı Akın, Turgut Özal isminin Türkiye için son derece önemli ve anlamlı bir isim olduğunu, ancak bu ismin Malatya için çok daha önemli ve farklı bir anlam taşıdığını belirterek, “ Çünkü Turgut Özal Malatya’nın evladıdır ve bu toprakların Türkiye’ye armağanıdır”dedi.

Turgut Özal’ın ölümünün çok erken bir ayrılık olduğunu kaydeden Belediye Başkanı Akın konuşmasında şunları söyledi: “Her ölüm erken ayrılıktır. Hele, Turgut Özal gibi, varlık amacını halkına adanmışlık olarak belirleyen bir liderin ölümü bizim için çok erken ayrılık ve bir hüzün tablosudur. Turgut Özal’ı anlamak ve anlatmak bugün dünden daha kolay. Çünkü, hayatın pratiği, dünyanın ve Türkiye’nin değişim yönü onun öngörüsünün ne kadar gerçekçi olduğunu ortaya koydu. Turgut Özal, refah üretemeyen ekonomiyi, üretme kabiliyeti olan bir ekonomiye, yönetemeyen demokrasiyi, yönetebilme kabiliyeti olan, demokrasiye dönüştüren bir model ortaya koydu. Türkiye’yi dışa açtı ve gelişen ülkelerle yarışabilecek bir sosyo-ekonomik gelişmenin fitilini ateşledi.”

Turgut Özal’ın ekonomik kalkınmada gösterdiği başarının yanı sıra toplumsal barışın mimarı olduğunu belirten Belediye Başkanı H. Cemal Akın, “Özal, en uzak mesafenin iki kafa arasındaki mesafe olduğu bir dönemin sonrasında, toplumun tüm kesimlerini diyaloga dayalı bir barış kültürü ile kucakladı. Farklı fikirleri Türkiye’nin ortak çıkarları için aynı potada buluşturmayı başardı. Demokrasi kültürünü bir hayat tarzı haline getirdi. Farklı fikirlerin toplumda hayat bulması ve birbirini anlayarak, tanıyarak zenginlik üretmesini sağladı” dedi.

Turgut Özal’ın Malatya sevgisi ile dolu olduğunu da vurgulayan Belediye Başkanı Akın Turgut Özal Tıp Merkezi’nin Özal’ın Malatya’ya en büyük armağanı ve unutulmayacak nitelikte bir hizmeti olduğunu söyledi. Başkan Akın, konuşmasının sonunda Özal’la ölüm yıldönümleri aynı olan Eski Malatya Belediye Başkanı Hamid Fendoğlu ve yakınlarının hunharca katledilmesinden duyduğu üzüntüyü de dile getirerek, “Merumların ruhu şad, mekanları cennet olsun” dedi.

"KAFASINDAKİ TÜRKİYE'Yİ PLANLAMIŞTI.."
Merhum Turgut Özal’ın yakın çalışma arkadaşlarından, ANAP Kurucular Kurulu Üyesi ve Milli Eğitim Eski Bakanı Vehbi Dinçerler aldı ve Özal’a ilişkin düşüncelerini ve Özal’ın kendisine aktardıklarına ilişkin konuştu.

Halen Türkiye- Filistin Ekonomik ve Sosyal İşbirliği Koordinatörlüğü görevini yürüten Vehbi Dinçerler Özal’ın geleceği çok iyi planlayan bir düşünce yapısına sahip olduğunu belirterek, Özal’ın iktidar olmadan çok önce kafasındaki Türkiye’yi önceden çizdiğini söyledi. Anavatan Partisi’nin kurulacağı dönemin sıkıyönetim dönemi olduğunu hatırlatan Vehbi Dinçerler “ Kendisine bu işin olmayacağını söylemiştim. O dönemin şartlarında siyasi bir parti kurmak hemen hemen çok zordu. Para yok. Devletten alınacak bir destek yok. İnsanların kimseye güveni kalmadığı bir dönemdi. Fakat, Özal inanmıştı ve başaracağını biliyordu” dedi.

Merhum Turgut Özal’la kendi arasındaki diyaloglardan örnek veren Vehbi Dinçerler, Özal’ın ‘Bu memleket bana çok şeyler verdi. Bu memlekete hizmet etmeliyim. Öbür dünyaya borçlu gitmek istemiyorum. Bu dünyada milletime ne kadar borcum varsa ödeyeceğim’ dediğini söyledi.

Turgut Özal’ın Türkiye’nin bütün sorunlarını bürokrasi ve özel sektörde çalıştığı dönemlerde çok iyi etüd ettiğini söyleyen Dinçerler, Özal’ın son derece kararlı bir kişilik olduğunu vurguladı. Dinçerler şöyle konuştu :

“ Merhum Özal, kararlılığı ile insanlar üzerinde olumlu izler bırakırdı. Sorunlara çözülemez bakış anlayışıyla bakmazdı. Her sorunun iyi taraflarını tartışmayı severdi. Kararlılığı insanların ufkunu genişletti. Başarısının altında yatan en büyük nedenlerden biri de budur”

Turgut Özal’ın kazanılan ilk seçimden sonra ‘Övünmek, gururlanmak yok. Hemen hizmet yapmaya başlayalım’ dediğini belirten Vehbi Dinçerler, Özal’ın Özal’ın dünyaya bakış açısının çok farklı olduğunu belirterek “ Devlet millet için var. Devlet milletin emrindedir. Bu Özal’ın felsefesiydi. Özal ekonomik anlamda da Türkiye’de devrim niteliğinde işler yaptı. Döviz çemberini kırarak Türkiye’nin ekonomik ve siyasal yapısını değiştirdi” dedi.

Özal’ın en iyi özelliklerinden birisinin de Türkiye’nin geleceğinin nasıl olmasına yönelik çok sağlam öngörülerde bulunması olduğunu belirten Dinçerler, Özal’ın siyasi anlamda izlediği politikanın ikna politikası olduğunu söyledi ve “ Kendi aleyhine konuşan herkesle oturup konuşurdu, tartışırdı. Gittiği istikamette hiçbir kayma yoktu” dedi.

"TURGUT ÖZAL ENSTİTÜSÜ KURULMALI.."
Özal’ın ekonomik reformları yaparken. ‘Milletlerin refah ve mutluluğu için devletin zengin olması gerekir. Devletin zengin olması milletin zengin olması demektir’ görüşünü savunduğunu söyleyen Dinçerler, Turgut Özal’ın Türkiye’nin dış politikada yok olan prestijini geri kazandırdığını savundu. Körfez Savaşında Saddam Hüseyin’in yıkılmasını isteyen tek devlet adamının Özal olduğunu belirten Dinçerler, dönemin ABD Başkanı Bush’un bu konuyu anılarını yazdığı kitapta vurguladığını belirtti. Vehbi Dinçerler, Özal’ın siyasi mirasının sadece yaptıkları olmadığını belirterek, Özal’ın geleceği çok iyi okuyan düşünce ve fikirlerinden yararlanılması ve bu fikirlerin yaşatılması, Özal’ın iyi anlaşılması için Turgut Özal adını taşıyan bir enstitünün kurulması gerektiğini vurguladı. Dinçerler, “En büyük siyasi mirası sadece yaptıkları değil, düşünceleri ve ufkudur. Bu mirası da gelecek nesillere bıraktı. Özal’ı anlamak için onun adını taşıyan bir enstitü kurulması gerekli. Neyi, niçin hangi amaçla yaptığını daha iyi anlarız. Turgut Özal’ın en büyük amacı 2000’li yıllarda Türkiye’yi gelişmiş en iyi 10 ülke arasına koymaktı” dedi.

"MALATYA O'NU UNUTMAMALI.."
Vehbi Dinçerler, Turgut Özal ve Malatya ilişkisi üzerinde de önemle durdu. Turgut Özal’ın Malatya’ya kazandırdıklarını ve kazandırmak istediklerini Malatyalıların asla unutmaması gerektiğini belirten Dinçerler. Malatyalıların Özal’ı daima yaşatması gerektiğini vurguladı.

Seçim döneminde Malatya’yı Özal ile birlikte gezdiklerini hatırlatan Dinçerler “ Malatya halkı gidin bu iş tamam dediler. Özal hemşehrilerinden aldığı bu destekten sonra Malatya’yı çok büyük hizmetler getireceğini hep söyledi. Kafasındaki yani gelecekteki Malatya’nın nasıl olması gerektiğini hep anlattı” dedi.

Turgut Özal’ın Malatya’yı Ortadoğu’nun, Kafkasların hatta Balkanların sağlık merkezi olarak planladığını belirtti. Dinçerler “ Özal memleketini Amerika’nın Houston kenti gibi, Sağlık Kenti yapmayı planlıyordu. Yaptırdığı Tıp merkezi bunun bir kanıtıdır” diye konuştu.

"MUHALİFLERİ BİLE ONU İZLEDİ.."
Vehbi Dinçerler ‘in ardından Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Fehmi Koru konuştu. Fehmi Koru, Turgut Özal’ın yıllar öncesinden kendini ülke yönetimine hazırladığını, bu nedenle iktidara gelirken hazırlıklı olduğunu söyledi. Fehmi Koru, “ Özal, devletin çeşitli kademelerinde çalıştı. Devleti, milleti tanıyor. Özel sektörde Koç ve Sabancı ile tanıştı. Halkın içinden geldi. Dünya Bankası’nda çalıştı. Dış politikayı iyi biliyordu” dedi.

Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın her toplumsal katmanların her kesiminden destek aldığına vurgu yaparak, “Muhalifleri bile onun çizdiği yolun bitirilmesi için destek oldular. Türkiye’nin Dünya politikasını dengeledi. Fikir, düşünce ve hürriyet kavramlarının önemini bütün insanlara yaşattı. Sorunlara yapıcı şekilde bakardı. Millet devlet ikileminde millet menfaatine çalışırdı. Burada ki çalışmasında da şu mesajı verirdi. milleti sev ki devlet yaşasın” dedi.

Özal’ın sahip olduğu özellikler nedeniyle unutulmaz devlet adamı olduğunu kaydeden Koru, Özal’ın Çankaya Köşkü’nü halka açan ilk devlet adamı olduğunu, bu tutumun devletle millet arasındaki kaynaşma açısından büyük öneme sahip olduğunu söyledi.

Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve kültürel alanda dışa açılmasında Turgut Özal’ın reform niteliğinde çalışmaları olduğunu söyleyen Fehmi Koru, “ İş adamlarını ve çalışan gazetecileri ilk Turgut Özal yurt dışı gezilerine götürdü. Bunu yapmasındaki amaç ise gelişmişliği üst düzeyde başlatıp en alt tabakaya kadar indirmekte. Gazeteciler için yurt dışında dil öğrenmeleri içinde büyük kolaylıklar getirdi. Dünya ile Türkiye’yi entegre etti. Vefatından 1 ay önce büyük bir yurt dışı gezisine gitti. Amerika’ya, Balkanlara ve Kafkaslarda kurulan Türk Devletleri’ni ziyaret etti. ” dedi.

Türkiye’nin iletişimi erken keşfeden ülkelerden biri olduğunu belirten Koru, “ Bu avantajı Turgut Özal sayesinde yakaladık. 2000‘li yıllara Türkiye’nin daha hazır bir hale gelmesi için her planı yapmıştı. Tek hedef ve amacı Türk insanına daha iyi hizmet etmekti. Yaşasaydı bu reformları gerçekleştirseydi. Türkiye bulunduğumuz yerlerden daha iyi yerlerde olurdu” şeklinde konuştu.

Yapılan konuşmaların ardından Vehbi Dinçerler ve Fehmi Koru izleyicilerden gelen soruları cevaplandırdılar.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız