SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Parlak'ın Projesi Hayata Geçiyor...

0
Güncellendi - 2015-12-27 12:49:28
Parlak'ın Projesi Hayata Geçiyor...
A- A+ PAYLAŞ

Malatyalı hemşehrimiz Prof. Dr. Mesut Parlak zamanında gündeme gelmiş, proje hayata geçiyor...
 
İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri (CTF) yıkılıp yeniden yapılacak. Daha önce düşünülen proje Çapa ve Cerrahpaşa'nın yıkılıp Olimpiyat Stadı'nın yakınında dev bir sağlık kompleksi içine taşınmasıydı. Ancak nihai projeye göre Çapa ve Cerrahpaşa yerinde kalacak, binalar yıkılacak ve yeni binalar yapılacak. Prof.Dr. Parlak, projeye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katkısının ve desteğinin bulunduğunu söylüyordu.

 
Cumhuriyet Gazetesi'nden Sibel Bahçetepe'nin haberine göre, “dev proje” olarak adlandırılan projenin ön çalışmasının bir İtalyan firması tarafından yapıldığını, yeni hastanelerin nasıl olacağı, ne zaman biteceği konularının da bu yılın sonunda netlik kazanacağı vurgulandı. İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, yaklaşık 1.5 milyar TL’ye mal olacak olan projenin Türkiye’de bugüne dek yapılmış en büyük iki hastane yenileme projesi olacağını, proje için TOKİ ile ön anlaşma sağlandığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu konu ile ilgili gerekli izinleri verdiğini söyledi. Söylet, bin yataklı olması beklenen projenin yapımı sırasında hasta, çalışan ve hekimlerin çevredeki hastanelere dağıtılacağını, yenilemenin de kademeli olarak gerçekleştirileceğini söyledi.
 

Prof. Dr. Mesut Parlak Zamanında Gündeme Geldi

Üniversitenin teknolojik olarak yetersiz kaldığı ve depreme karşı dayanıksız olduğu gerekçeleriyle “yıkılması ve İkitelli’deki Olimpiyat Stadı’nın yanındaki bir arsaya yapılacak yeni binaya taşınması” fikri 6 yıl önce dönemin rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak zamanında gündeme gelmiş, ancak "Akademik Kurul"dan onay çıkmayınca, proje ertelenmişti. Sağlık Bakanlığı da geçen günlerde Olimpiyat Stadı’nın yanında kamu-özel işbirliği ile yapılacak olan “Dev Sağlık Kampusu” için harekete geçti. Bu gelişmeler sürerken İÜ Tıp Fakültesi ve CTF binalarının ne olacağı da merak konusu oldu.
 
Konuyla ilgili soruları yanıtlayan İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, üniversite hastanelerinin aynı yerinde, kademeli olarak yıkılacağı ve yapılacağını belirterek projeyi “dev proje” olarak nitelendirdi. “Bu kadar büyük bir bedel gerektiren iki proje Türkiye’deki bugüne dek yapılmış iki hastane yenilemesi projesi olacak” diyen Prof. Dr. Söylet, her iki hastane binasının da yaklaşık 50 yıldır hizmet verdiğini, yıkılarak yeniden yapılmasının şart olduğunu anlattı.
 
Söz konusu iki hastanenin yılda toplam 2 milyon 300 binin üzerinde kişiye poliklinik hizmeti verdiğini anımsatan Söylet, bu hastanelerin taşınması ya da yerinde yenilenmesi konularında danışmanlık şirketlerine araştırmalar yaptırdıklarını, bilimsel ve akademik olarak çalışmalarda bulunduklarını vurguladı. Prof. Söylet, “Araştırmalarımız sonrasında Türkiye’nin en büyük üniversite hastanesi olan İÜ Tıp Fakültesi Çapa Kampusu ve Cerrahpaşa Kampusu’nun yerinde yenilenmesinin en uygun çözüm olacağı konusunda raporlar elde ettik, çalışmalarımızı bu konuda yoğunlaştırdık” dedi.
 
Çapa ve Cerrahpaşa’nın yalnız hastane değil aynı zamanda çeşitli sağlık bilimi öğrencilerinin eğitim gördüğü, pratik ve uygulama yaptıklarını anımsatan Söylet, bu nedenle her iki üniversitenin aynı yerinde yenilenmesine karar verdiklerini söyledi. Hastanenin yenilenmesi sırasında hastaların Esnaf Hastanesi, Samatya Hastanesi ve çevredeki diğer hastanelere dağıtacaklarını anımsatan Söylet, hastanenin yapımı sırasında gerekli kaynağın da İÜ’nün İstanbul’un değişik yerlerinde geçmişten tahsis olarak alınmış büyük arazilerin satışı ile planlandığını söyledi.
 
‘Modern ve çağdaş bir hastane olacak’
 
Hastanelerin yıkılarak yeniden yapılması aşamasına gelindiğinde en önemli konuları buralarda tedavi gören hastalar, eğitim gören öğrenciler ve akademisyenler konusu oluşturuyor.
 
Prof. Dr. Söylet, yeni hastane binası yapılırken, hastaların ve çalışanların en az mağdur olmasını hedeflediklerini vurgulayarak, Türkiye’nin en çok yatak kapasitesine sahip ve ülkenin hekim kitlesinin büyük kısmını da yetiştirmiş fakültelerinin çalışmalarını aksatmadan kendilerini yenilemek zorunda olduğunun önemine dikkat çekti.
 
Hastanelerin yeniden yapılmasının yaklaşık 1.5 milyar TL’ye mal olacağını dile getiren Prof. Söylet, şu an hizmet veren binaların birbirinden kopuk olduğunu, hastaların bahçelerde perişan olduğunu, otopark gibi çok temel sorunların devam ettiğinin altını çizerek şunları söyledi:
 
“Böylesine büyük bir proje tabii ki Ankara’daki karar vericiler açısından da ciddi bir çalışma yapılmasını gerektirdi. Bu çalışmaları tamamladık. TOKİ ile ön anlaşma imzaladık. Öncesinde avan (ön) proje ya da master plan denilen hazırlık yapılması gerekiyordu. Yeni binayı, eskisi çalışmaya devam ederken nasıl yapacağız, nereden başlayacağız, kaça böleceğiz, önce hangi binaları yapacağız gibi... Yeni yapılanmada modern ve çağdaş bir hastane istiyoruz. Bunun içinde Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bu projemizi avan projeye izin verdi, maddi kaynak sağladı. Avan projenin ihale şartnamesindeki en önemli konu şehir içinde böyle büyük kampusların çalışma düzenlerini çok aksatmadan yıkıp yeniden etaplar halinde yapılmasıydı. Proje için dünyanın birçok ülkesinde farklı merkezleri uzmanlarla gezdik. Ben hayallerimde her şeyi bitirdim. Kafamızda ve hayallerimizde bitirdiğimiz projeyi gerçekte de bitireceğiz. Komşulardan ne kadar çok hasta ve öğrenci talebinin olduğunu düşünürsek sağlık turizminin olduğunu düşünürsek, 5 milyar dolar girdi sağlayacak bir proje bu.”
 

Sibel Bahçetepe-Cumhuriyet Gazetesi

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız