SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Partiyi Eski Alışkanlıklardan Kurtaracağız"

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:07:56
A- A+ PAYLAŞ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yüzde 10 seçim barajının demokratik olmadığını belirterek, darbeden en çok zarar gören parti olduklarını ifade etti. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sheraton Otel'de düzenlenen 'TÜRMOB 21. Olağan Genel Kurulu' toplantısına katıldı. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, son 11 yılda 7 kez mali affın çıktığını hatırlatarak, "Demokrasisi gelişmiş olsun veya gelişmemiş olsun bana bir tek örnek gösteremezsiniz, 10 yılda 7 kez mali af çıkaran başka bir ülke yoktur" dedi. 

Türkiye'nin vergisini zamanında ödeyenlerin ödüllendirildiği bir ülke olmak durumunda olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin vergi ödemeyenlerin ödüllendirildiği bir ülke haline geldiğini söyledi. Vergi denetiminin siyasallaştığını savunan Kılıçdaroğlu, "En büyük tepkiyi sizlerin göstermesi gerekiyordu. Kusura bakmayın, yeterli tepkiyi siz göstermediniz" diye konuştu. 

Son 10 yılda hükümetin harcadığı paraya ilişkin değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, "133 milyar dolar iç borç, 238 milyar dolar dış borç, 46 milyar dolar özelleştirme yapıldı ve 1 trilyon 200 milyar dolar vergi toplandı. Toplam para 1 trilyon 617 milyar dolar. Bu paranın karşılığında bu ülkede ne yapıldı? Bu paralar nereye gitti, bu Sayıştay raporları neden Meclis'e getirilmiyor" ifadelerini kullandı.

2012 yılında bütçe ödeneğinin 15 milyon lira olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, Sayıştay'dan 4 denetim elemanı görevlendirildiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ödeneğinin 7 milyar 300 milyon lira olduğunu ve yine Sayıştay'ın 4 denetim elemanını görevlendirdiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde 102 denetim elemanının görev yaptığını söyleyerek, "Devletin hangi alanında denetim elemanı varsa tamamını göndermişler, böyle denetim anlayışı olmaz" dedi. 

Kılıçdaroğlu, anayasa çalışmalarına ilişkin olarak da, "Diyorlar ki şu kadar maddede uzlaştık. Darbe hukukunu da temizlemek zorundayız. 12 Eylül darbecilerinin getirdiği yasaların arkasına saklanan siyasal iktidar demokrasiyi getiremez" diye konuştu. 

Kılıçdaroğlu, yüzde 10 seçim barajının demokratik olmadığını belirterek, darbeden en çok zarar gören parti olduklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Darbecilerin getirdiği yasaları savunuyorlar ama onlar darbeci değiller. Her ortamda demokrasiyi savunacağız. Demokrasi bize altın tepsi içinde sunulan bir şey değil. Aynı mücadeleyi yürütüp demokrasiyi çağdaş hale getireceğiz" şeklinde konuştu. 

PARTİ TOPLANTISINDA

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Çankaya’da Sandıklar Filizleniyor” programındaki konuşması sırasında slogan atan partiliye tepki göstererek, “Sen CHP’li değilsin kusura bakma. Genel Başkan konuşurken konuşuyorsan CHP’li değilsin. CHP’liler önce dinlemesini bilin. CHP’liler önce kararlı duruş sergiler. CHP’liler asla kişisel çıkar peşinde koşmazlar” dedi.

Partisinin Ahmet Taner Kışlalı Salonu’nda gerçekleştirilen “Çankaya’da Sandıklar Filizleniyor” programında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partililere seslenerek, “Hangi pozisyonda olursanız olun her biriniz bu görkemli çınarın dallarısınız” dedi. CHP’nin görkemli bir geçmişinin ve tarihinin bulunduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, “Bütün dünyanın öğrenmek istediği görkemli tarihe sahip CHP var. Biz CHP’liyiz” dedi.

Son üç yıl içerisinde en büyük değişimi yaşayan partinin CHP olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, değişimin adının CHP olduğunu söyledi. Dönüşümün adresinin de CHP olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, çağdaş uygarlığa ulaşmak isteyenlerin adresinin CHP olduğunu kaydetti. 

Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında bir partili slogan attı. Bunun üzerine sinirlenen Kılıçdaroğlu, sert sözlerle partiliye tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Sen CHP’li değilsin kusura bakma. Genel Başkan konuşurken koşuyorsan CHP’li değilsin” dedi. Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“CHP’liler önce dinlemesini bilin. CHP’liler önce kararlı duruş sergiler. CHP’liler asla kişisel çıkar peşinde koşmazlar. CHP’liler önce ülkeyi düşünürler. CHP’liler çocuklarını düşünürler. Kişisel çıkar peşinde koşan hiç kimse CHP’li değildir. Onların bu partide asla yeri yoktur. Her CHP’li bir genel başkandır. Ben böyle bilirim. Bu partide kurumlar vardır. Bu partide kültür vardır. Bu partinin 90 yıllık geçmişi vardır. Bu partinin İnönü’sü vardır. Deniz Baykal’ı vardır, Bülent Ecevit’i, Erdal İnönü’sü vardır. Bu parti dünün partisi değildir. Önce bileceğiz. En büyük değişimi yaşayan partidir. Değişimin adresi biziz. Görkemli tarihimizi bilmek zorundayız. Şunu bileceğiz önce; önce tüzüğümüzü değiştirdik. Yüzde 33 cinsiyet kotası getirdik. Hangi partide var? Sadece bu partide var. Çünkü CHP’liyim demek, kadın erkek eşitliğine inanıyorum demektir. Yüzde 10 gençlik kotası getirdik. Gençliğine güvenmeyen bir parti olamaz. Gençlik geleceğimizdir, onlara siyasetin kapılarını açmalıyız. Her yer benim olsun, her koltuk benim olsun, her yerde ben olayım, o zaman gençlere nasıl kapı açacağız. Kadınlara ne zaman kapı açacağız. Her CHP’li özveriyi bilen partilidir. Öz veriden nasibini almamış hiçbir kişi CHP’li olamaz. Onlar başka yere gidebilirler.”

YENİ MODEL

Sandık çevresinde herkesin çalışması halinde bu ülkeye en büyük katkının yapılmış olacağının altını çizen Kılıçdaroğlu, “Partinin internet sitesine girip, haritadan çıktı alıp, kimlerin nerede oturduğunu gösteren bir çıktı alacaksınız. Bir önceki seçimde oyların dağılımını gösteren bir çıktı alacaksınız. Bütün bilgileri alacaksınız. Diyeceksiniz şu bölgenin sandık sorumluları şurada. 750 hane burada en fazla sen bunlardan sorumlusun. Hemen bir fotoğraf çekip Genel Merkeze göndereceğiz ve size kart çıkartacağız. Siz seçimden seçime değil, günün 24 saati, yılın 365 günü bu sandık çevresinden sorumlusunuz. Partinin en büyük yükünü siz taşıyorsunuz. Ülkeye, partiye faydam mı olsun, demokrasi mi gelsin, çalışmak mı istiyorsun işte sana çalışmak. 1 buçuk, 2 yıldır üzerinde çalışıyoruz. Sizden isteğim gelen hiçbir yurttaşı kimliği, rengi ne olursa olsun, CHP’nin çatısı altında çalışmak mı istiyor, demokrasiyi mi korumak istiyor, güvence mi arıyor, Türkiye’de adres artık CHP’dir” ifadesini kullandı.

Adayları artık eski yöntemle belirlemediklerine değinen Kılıçdaroğlu, “Partide 5 kişilik komisyonumuz var. Bütün dosyalar oraya geliyor. Oturuluyor konuşuluyor, il, ilçe başkanı davet ediliyor. Her bir seçim çevresi için ayrı ayrı değerlendirme yapılıyor. Burdur geldi ön seçim yapmamız lazım. Koyduk sandığı yaptık. Eczacı bir kardeşimiz seçildi. Aday adaylarının tümü onun etrafında kenetlendi. İşte onlar CHP’li. Bolu ön seçim yapalım dedi. Komisyon karar verdi. Genç bir kadın seçildi. Emin olun Bolu’da belediye başkanlığını alacak. Bir kadın belediye başkanımız olacak. Eski alışkanlıklardan ve hastalıklardan bu partiyi kurtaracağız” diye konuştu.

CHP’nin muhalefet yapamadığını söyleyenler olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, kendilerinin yaptığı muhalefeti hiç kimsenin yapmadığını ifade ederek şöyle konuştu:

“Bir; köstebek denen bir bakan var. Deniz Feneri davasında önceden arama yapılacağını bilen bir bakan var. Önlem alın diye haber veren bir bakan var. Bu bakanı ortaya kim çıkardı, maskesini kim indirdi? CHP. İki; Uludere”de 34 yurttaşımız katledildi. Talimatı Başbakan verdi, çünkü sınır ötesi operasyon yetkisi, talimat onda. Biz gittik, kendi çocuklarımıza sahip çıktık. Onların yanında durduk. 8 saatlik yolu teptim Van’dan Uludere’ye gittim. Erdoğan, hala oraya gitmiş değil, gidemez de. Üç; cezaevleri adı üstünde ıslah evleridir. Pozantı ve Şakran cezaevlerinde küçücük çocuklara tecavüz ediyorlardı. Olayı ortaya çıkaran CHP. Halkın gündemine getiren CHP. O çocukları kurtaran CHP. Ne diyorlar CHP iyi muhalefet yapamıyorlar.”

Tutuklu gazetecileri Türkiye’nin en büyük ayıbı olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, “Tutuklu öğrenciler de Türkiye’nin ayıbıdır. Baskıcı bir yönetim o çocukları hapse atıyor. 2 bin 776 öğrenci şuanda hapiste. Bu ayıbı da dillendiren CHP. CHP muhalefet yapmıyorlar diyenler bu ayıbı bir kez dillerine aldılar mı?” şeklinde konuştu.

Seslerini kesip uslu çocuk olurlarsa güzel parti olacaklarını söyleyenler olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bunu asla kabullenmeyeceğiz. Silivri toplama kampı, 1940 Hitler’in Almanya’sındaki kampın benzeri 2010’ların Türkiye’sinde Silivri’de oldu. Fezleke düzenlendi hakkımızda. O yargıçların çocukları hiçbir zaman, ‘Benim babam Silivri’de hakimdi’ diyemeyecek. Bunu seslendiren CHP” dedi.

Besicilerin, çiftçilerin sorunlarını da CHP’nin dile getirdiğini kaydeden Kılıçdaoroğlu, “Arap Baharı için uluslararası konferans düzenledik. Arap Baharı’nı bize anlatın dedik. Cumhuriyet tarihinde bir ilki yapıp Tandoğan’da grup toplantısı yaptık. Halkın desteğini almak için yaptık. Faili meçhuller de demokrasi ayıbı değil mi? Cinayetleri aydınlatalım, bununla ilgili parlamentoda komisyon kuralım diyen en az 10 kez araştırma önergesi verdik. AK Parti tarafından reddedildi” diye konuştu.

‘4+4+4 sistemi’ ile yeni bir eğitim sistemi geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, sistemle ilgili eleştirilerde bulundu. Mısır’a, Irak’a, Suriye’ye heyet gönderdiklerini de hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Biz yurtta barış dünyada barış diyen bir ideolojiden yanayız” ifadesini kullandı.

Reyhanlı saldırısı ile ilgili olarak ise Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“53 vatandaşımız şehit edildi. Parçalar toplanmadan biz oradaydık. Ben buraya CHP olarak değil, acılarınızı paylaşmaya geldim dedim. 53 vatandaş şehit oluyor, Başbakan Amerika’ya kaçıyor. Sonra nasıl gitti? TOMA’larla, helikopterlerle. Kaddafi’nin linç edilmesini duydum, kınadım. Bir siyaset adamının linç edilmesi doğru değildir dedim. O Kaddafi ki Kıbrıs çıkarmasında bütün kapılarını açtı. Uçak benzini verdi. Ama onlar arkasından hançerlediler. Ben bunu söylüyorum. Onlar CHP muhalefet edemiyor diyorlar. Van depreminin olduğu gece bütün yardımı yaptık.”

Kalemini kiraya verenlerin sesini çıkaramayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Deniz Feneri olayında kul hakkı yenildi. Bu ülkede fakirin parası yeniliyor. Bu konuyla ilgili yazı yazıldı mı?” diye sordu. Aydınlık günlerin ülkemizin olması temennisinde bulunan Kılıçdaroğlu, son olarak, “Herkesin aşı işi olsun. Huzurlu bir ülkede yaşayalım. Geleceğe güvenle bakalım” dedi. 

SORULARI YANITLADI

CHP Genel Bakanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘59 maddede uzlaşalım' çağrısına ilişkin sorusuna Kılıçdaroğlu, "Zaten 59 madde 4 partinin üzerinde anlaştığı maddedir. Dolayısıyla 59 maddede mutabakat sağlanmışsa, parlamentoda grubu olan partiler 59 madde, 60 madde üzerinde veya 65 madde üzerinde anlaşırlarsa getirirler biz de kabul ederiz. Burada sorun AK Parti'nin samimi olmaması. Başkanlık sistemini geriye çek daha fazla maddede uzlaşırız dedik kendilerine defalarca. ‘Hayır biz çekmeyiz' diyorlar. Masadan kaçmak için fırsat kolluyorlar" cevabını verdi.

Başka bir gazetecinin dar bölge sisteminde CHP'nin oylarının düştüğü iddialarına ilişkin sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin sorunu nedir, demokrasi açığını yaratan temel sorun nedir? Milli iradenin parlamentoya yansımamasıdır. Eğer bir siyasi parti yüzde 1 oy alıyorsa, bir milletvekilini parlamentoya getirebilmelidir. Yüzde 10 seçim barajını kim getirdi? Askerler getirdi. Yüzde 10 barajını kim savunuyor? Apoleti olmayan Başbakan savunuyor" diye konuştu.

'Demokratikleşme Paketi'ne ilişkin değerlendirmede de bulunan Kılıçdaroğlu, "Bu sadece bizim sorunumuz değil. Toplumun tepki göstermesi lazım. Bu bir Demokratikleşme Paketi değil, 30 Eylül paketidir. Bunu ciddiye alıp, demokrasiyle yan yana getirmek doğru olmaz" dedi.

Bir gazetecinin, 'Mustafa Sarıgül'ün başkanlığını yaptığı Türkiye Değişim Hareketi (TDH) yaptığı toplantı sonucu oy birliğiyle 'Mustafa Sarıgül'ün CHP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olması' konusunda tam destek verdi. Neler söyleyeceksiniz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Biz CHP'yiz, başka bir siyasal partinin gösterdiği aday konusunda yorum yapmamız doğru olmaz" 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız