SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Paşa Kızı' Dedi ki..

A- A+ PAYLAŞ

İsmet İnönü'nün kızı ve İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) çarşaf açılımını desteklediğini belirterek, "Biz her zaman bunları evde yaşadık, Pembe Köşk'te yaşadık. Bizim evimiz her zaman herkese açıktı" dedi.

Malatya İnönü Üniversitesi'nin Atatürk Araştırmalar Merkezi ile birlikte ortaklaşa düzenlediği "Vefatının 35. yıldönümünde İsmet İnönü ve Dönemi" konulu panele katılan İnönü'nün kızı Özden Toker, babası ve CHP ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Özden Toker, panelde yaptığı konuşmasında İsmet İnönü'nün ilkokuldayken matematik dersinden sınıfta kaldığını aktararak, "Küçüklerimiz ve büyüklerimiz pek bilmiyorlar. Ama bunu anlatmak benim hoşuma gidiyor. Babamın hayat felsefesine dair çok şey öğrenmiş oluyoruz. Babam, küçükken 1 sene matematikten sınıfta kalıyor. Onu sınıfta bırakan hocasının ismi Ömer Efendi. Babam anılarında Ömer Efendi'yi her zaman rahmet ve şükranla anıyor. Çünkü sınıfta kaldığı zaman çok üzülmüş. Ama 'bu nasıl benim başıma geldi' diye kendi kendine bir araştırmaya başlamış ve nedenini hocasında ve başkasında değil ilk önce kendisinde aramış. İstediği kadar çalışmadığı için sınıfta kaldığına karar vermiş. Bundan sonrası için eskisinden daha çok çalışmak ve o zaman başarılı olacağına inanmış. Babam bu olayın üzerinde çok dururdu. Hatta rivayet edilir ki, büyük ağabeyimin ismini hocası Ömer Efendi'den dolayı Ömer koymuş. Babam, bu çalışmasını hayatındaki en büyük unsur olduğunu söylerdi. Derdi ki, 'benim Allah vergisi bir
yeteneğim yoktu. Ben ne yaptımsa, hep çalışmam sayesinde yaptım'" ifadelerini kullandı.

Özden Toker, Pembe Köşk'te namaz kılınıp oruç tutulduğunu da anlatarak, "Evimizde oruç tutulur, iftar sofraları kurulurdu. 5 vakit namaz kılınırdı. Babamın ve annemin kendi ailelerinden, sizin ailelerinizden gördüğünüz tarzda bir yaşam tarzı vardı. Bundan hiç bir zaman yılmadık" dedi.

Panelin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özden Toker, bir gazetecinin CHP'nin çarşaf açılımıyla ilgili sorusu üzerine, "Babam da bu partinin kurucularından bir çok arkadaşı gibi. Ama politik bir konuya girmek istemiyorum. Bu bizim işimiz değil. Ama politik bir konuya girmek istemiyorum. Bu bizim işimiz değil. Babam, devlet işlerini hiç bir zaman bir politikacı olarak düşünmedi, her zaman bir devlet adamı olarak düşündü. Bütün vatandaşlarımızın ortak emelleri ile beraber dayanışmasıyla yapılacak işlere gönül verdi. Buda onlardan bir tanesi olarak kendi yorumu. Bütün vatandaşlarımızın ortak emelleri ile beraber dayanışmasıyla yapılacak işlere gönül verdi" şeklinde konuştu.

"İsmet İnönü'nün bu konudaki görüşü neydi?" şekildeki soruya ise Özden Toker şu cevabı verdi:

"Biz bu konudaki görüşünü, her zaman evde yaşadık, Pembe Köşk'te yaşadık. Bizim evimiz her zaman herkese açıktı. Fikir olarak, amaç olarak tabi. Atatürk'ün devrimleri olarak bir takım şeyleri, onları insanlarla beraber yaşayarak, onlara bazı şeyleri kabul ettirmeyi, onları anlatmayı amaçlarlardı. Atatürk'ün devrimleri olarak bir takım şeyleri, onları insanlarla beraber yaşayarak, onlara bazı şeyleri kabul ettirmeyi, onları anlatmayı amaçlarlardı. Bilmiyorum sağ olsaydı o ne derdi. Ama ben bunun için bir şey söyleyemem. Fakat her zaman için Atatürk’ün kurduğu partinin yaptığı işleri memleketin yararına olduğuna inanıyorum ve tabi ki bazı değişikliklerle yani çağdaş olma gayreti ile bunların devam ettiğine de inanıyorum."

İnönü Vakfı Başkanı Toker, "CHP babanızın çizgisinden sapıyor mu?" sorusuna da , "Onu düşünmek bana düşmez. Erdal ağabeyim politikaya girmişti. Ama o da bir devlet adamı olarak kalmayı tercih etmişti. O sağ olsaydı ne derdi? Ama ben bunun için bir şey söyleyemem. Fakat her zaman için, Atatürk'ün kurduğu partinin yaptığı işin, memleketin yararına olduğuna inanıyorum. Bazı değişikliklerle, çağdaş olmak gayretiyle bunların devam ettiğine de inanıyorum" şeklinde cevap verdi.

Sözde Ermeni soykırımından özür dilenmesiyle ilgili kampanyalarla ilgili bir soruyu da yanıtlayan Özden Toker, "Bu tartışmalar içinde Erdal ağabeyim derdi ki, 'Biz maalesef böylesi duygusal konularda çok birbirimize giriyoruz. Bunların hiç kimseye hiç bir faydası olmaz. Duygusal konuları bırakıp, daha akılcı konularda çalışıp, daha başarılı olalım' derdi" diye konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız