SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Pınar Sağ Yargılandı

0
Güncellendi - 2015-12-27 13:48:43
Pınar Sağ Yargılandı
A- A+ PAYLAŞ
 
Türk Halk Müziği sanatçısı Pınar Aydınlar (Sağ) ile  Grup Munzur üyeleri Özlem Gerçek ve Erkan Duman hakkında, 2010 yılında Tunceli’deki Munzur Festivali’nde söyledikleri türküler ve yaptıkları konuşmalar nedeniyle, “TKP/ML terör örgütü propagandası yapmak” suçundan açılan davaya başlandı.  1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davada ifade veren tutuksuz sanık Pınar Aydınlar (Sağ) suçlamaları kabul etmediğini belirterek beraatini istedi.
 
CMK.250.Maddesiyle Yetkili Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan duruşmaya 3 tutuksuz sanıktan sadece Pınar Aydınlar (Sağ) ile avukatlar katıldı.
 
Üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmeyen Pınar Aydınlar (Sağ) savunmasında şunları  söyledi:
 
 “Öncelikle ben bir halk sanatçısıyım ve bu kapsamda halk türküleri söylemekteyim. Bu türküleri katıldığım etkinliklerde ve kasetlerimde söylüyorum. Olayda benim bir terör örgütünün propagandasını yaptığım iddia edilmiştir. Ben burada propaganda kastım yoktur. Söz konusu parçalar Kültür Bakanlığından izinli olup festivalde yine gerekli yerlerden alınan izin üzerine yapılmıştır. Bu parçalar daha önce birçok kez okunmuştur. Ben iddianamede belirtilen ağıtları ve ezgileri söz konusu festival sırasında okudum. Ancak bu ezgi ve ağıtları yazan ben değilim. 30-40 yıl öncesine aittir ve ben de bir halk sanatçısı olarak ve bölgenin de özelliğini nazara alarak talep edilen ezgileri okudum. Bunun suç olmadığını düşünüyorum, zira bu sözler ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmelidir. Benzer olaylarda örnek verilecek olursa başka bir sanatçı olan İsmail Türüt de başka bir olayla ilgili yazdığı şiir sebebiyle ve bunu okuması sebebiyle hakkında dava açıldı ve fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilerek ceza verilmedi, burada da aynı durum olduğunu düşünüyorum. Ayrıca söz konusu festivale katılım çok fazla olmuş olup atılan sloganlardan ben sorumlu değilim. Topluluğa da herhangi bir şekilde etki etmedim. Ben İstanbul’da bulunan Munzur Çevre ve Köy Dernekleri Disiplin Kurulu başkanıyım. Pek çok çevre eyleminde de yer alıyorum. Olayda, Mercan Vadisi’nden kastettiğim ise o bölgeye yapılan barajlar sebebiyle doğanın tahrip olmasına dikkat çekmek içindir. Başka bir amacım yoktur, suçlamaları kabul etmiyorum, beraatime karar verilmesini talep ederim”
 
Pınar Aydınlar (Sağ)’ın avukatlarından Av. Zeynel Öztürk; müvekkilin savunmalarına katıldığını belirterek, “Öncelikle iddianame de birçok eksildik bulunmaktadır. İddianame polis fezlekesinin iddianameye uyarlanması şeklinde yazılmıştır. Ayrıca yine iddianame de konser alanındaki insanların attığı sloganlardan müvekkilim sorumlu tutulmuş olup bu durum hukuka aykırıdır. Kaldı ki aynı sloganlar birçok etkinlikte örneğin 1 Mayıs etkinliğinde atılan sloganlar olup bu durumda etkinliğe katılan herkesin sorumlu olması gerekir. Yine müvekkilimin beyanında belirttiği gibi kendisi çevre faaliyetleriyle ilgilenmekte olup çevresel faaliyet kapsamında söylediği sözler örgütle irtibatlandırılmaya çalışılmıştır. Bu sebeplerle iddianame yetersiz olup, iddianamedeki eksikliklerin giderilmesiyle ilgili taleplerimiz vardır. İddianamede Kırmızıgül şarkısı suç unsuru olarak gösterilmesine rağmen içeriği yazılmamıştır. Bu eksikliğin giderilmesi gerekir ayrıca yine iddianamede hangi eylemin suç olduğu açık olarak belirtilmemiştir. Müvekkilimin beraatine karar verilmesini talep ediyoruz” şeklinde savunma yaptı.
 
Av.Ümit Sisligün ise savunmasında,  “İddianamedeki hukuki nitelendirme kısmında belirtilen içtihatlar bu olayla ilgili olmayıp olayla da örtüşmemektedir. Aslında olayla örtüşen içtihatlar Yargıtay’ın son dönemde verdiği bir kısım milletvekillerinin ‘Sayın Öcalan’, ‘Gerilla’ gibi beyanlarının suç oluşturmadığı ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmesi gerektiği yönündedir. Mahkemenizce bu içtihatların nazara alınmasını talep ediyoruz. Ayrıca bir de tevzii tahkikat talebimiz vardır. İddianamede müvekkillerimin etkinlik alanındaki gençleri örgüte sempati kazanmaya yönlendirdiği şeklinde olup, konser etkinliğinin düzenlendiği 2010 yılından bugüne bu sebeple örgüte katıldığının kolluktan araştırılmasını talep ediyoruz. Müvekkillerim üzerlerine atılı suçun unsurları oluşmamıştır. Olayda okunan ağıt ve ezgiler her yerde okunan parçalar olup, Kültür Bakanlığından onaylı kasetlerde de okunmaktadır. Bu sebeple müvekkillerimin beraatine karar verilmesini talep ediyorum. Ayrıca müvekkillerden Ercan Duman ve Özlem Gerçek konser etkinliği sebebiyle yurtdışında olup, sonraki duruşmaya geleceklerdir” dedi.
 
Av.Uğur Yeşiltepe’de savunmasında “Ben söz konusu festivalin düzenlendiği Dersim ilinde de görev yapmam sebebiyle ve Dersimli olmam sebebiyle durumu daha iyi biliyorum. Atıldığı iddia edilen sloganlar ve müvekkillerimin üzerlerine atılı olan ezgi ve ağıtların suç oluşturmadığını düşünüyoruz. Zira mahkemeler için de öncelikli uygulama sırasında bulunan AIHM kararları ve sözleşme hükümlerine göre çok daha ağır nitelikteki sloganlar bile fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirildiğine göre bu olayın hayli hayli fikir özgürlüğü kapsamında kalması gerekmektedir. açıkladığım sebeplerle müvekkillerin derhal beraatine karar verilmesini talep ediyorum” dedi.
 
Cumhuriyet Savcısı Şeref Gürkan ise Kırmızıgül isimli türkü ile ilgili sözlerin açılımının yapılması için ek rapor alınmasını ve buna göre iddianameye eklenmesi hususunun bu aşamadan sonra değerlendirilmesini, diğer sanıkların ifadelerinin alınması için yazılan talimatın beklenmesine Söz konusu suça konu olaydan sonra ne kadar kişinin terör örgütüne katıldığı yönünde talebinin dosyaya bir faydası bulunmadığından reddine karar verilmesi talep etti.
 
Mahkeme heyeti duruşma sonunda, Sanıklar Özlem Gerçek ve Ercan Duman'ın sorgu ve savunmasının alınması için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine  yazılan talimatın dönüşünün beklenilmesine, sanıklar müdafilerine dosya içerisindeki olay yeri görüntülerini içerir CD nin bir suretinin talepleri halinde verilmesine, iddianamede belirtilen Kırmızıgül isimli şarkının çözümü yapılmamış  olduğundan  bu hususta  gerekli çözümün yapılması için bilirkişinden ek rapor alınmasına, sanık avukatlarının tevsii tahkikat  taleplerinin yargılamaya yararı olmayacağından reddine karar vererek duruşmayı 19 Temmuz 2012 tarihine erteledi.
Bu arada duruşma sonrasında  basın mensuplarına açıklamada bulunan sanatcı Pınar Aydınlar (Sağ), "Bizler bu ülkenin, bu coğrafyanın kendi kültürünü, türkülerini, 40 yıllık ağıtlarını dile getirdik. Bir yandan kalkıp katilleri öven, suçu ve suçluyu öven, Hrant Dink’in katilleri için İsmail Türüt’ün söylediği türkülere beraat verilirken, bizlerin böyle yargılanması, bu anlamda bir çelişkiyi doğurduğunu ifade ettik.  Türkülerimizin arkasında olduğumuzu söyledik. Biz bu türküleri bundan sonraki süreçte bir kez daha, bin kez daha dile getireceğiz. Çünkü bizler, bu ülkede bütün halkların kardeşçe yaşayacağı bir ülke istiyoruz. Kültürüne sahip gençler yetişmesini istiyoruz. Türküler, özgürlüktür, eşitliktir. Ben dilerim ki, türkülerin eşit olduğu, özgür olduğu bir coğrafya hepimiz için olsun. Bizler ülkemizde her zaman türkülerimizden yana saf tutup, Pir Sultan Abdal geleneğinden gelen bir can olarak direnişi her zaman kendimize ilke edindik. Her zaman bir sanatçının ezilenden yana saf tutmasına inandım. Bunun için kim ezilmişlik hissettiyse, mazlumsa, kimin hakkı yenmişse benim görevimdir orada olabilmek. 12 Eylül’ün yargılandığı bir süreçte türkülerimizin yargılanıyor olması kabul edilebilir bir gerçek değil. Ben hepinize özgür, eşit ve kırmızı güllerle dolu bir coğrafya diliyorum” dedi.
 
Adliye önünde bulunan bir grup Pınar  Aydınlar (Sağ)'a  'Kırmızı Gül' verildi.
 
Avukat Zeynel Öztürk ise basın mensuplarının sorusu üzerine “Pınar hanım terör örgütü propagandası yapmakla suçlanıyor. Bunlarla ilgili olarak ise işte türküler, Kırmızı Gül, Kızıldere, Ali Haydar’ın türküleri gösteriliyor. Ama burada türkülerden öte bir dönem yargılanmak isteniyor. Türkiye’de böyle bir süreç başladı. Dün tiyatrocular, yarın sanatçılar, daha sonra bir başkaları. Kültür Bakanlığı’nın bandrol verdiği, CD’lerde, albümlerde yayınlanan türkülerin suç unsuru sayılması gerçekten çok ilginç. Festivalin 11.’incisi düzenleniyor. Sanıyorum Pınar bu suçu 11.’nci festivalde de işleyecek. Bu coğrafyada söylendiği için türküler suç. Burada bu coğrafya yargılanıyor. Aynı sloganlarda İstanbul’da yapılan 1 Mayıs törenlerinde de atıldı”  dedi.
 
Bu arada duruşmayı izleyen sanatçı Tolga Sağ ise  basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “ Sanatçı olmaktan öte bir Türkiye Vatandaşı olarak dirençli durmak lazım. İnsanın daha fazla türkü söyleyesi geliyor. Piyasa şartlarından dolayı, fazla albüm yapmıyoruz, ama daha fazla albüm yapıp, türkülerimizi dijital ortamda, gençlerimizi bilinçlendirmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
Pınar  Aydınlar (Sağ), Adliyeden ayrılırken kendisine verilen kırmızı gülleri, gazetecilere ve kendisine destek vermeye gelenlere verdi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız