SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Plastikler Metabolizmayı Bozuyor!

A- A+ PAYLAŞ

Plastik, naylon, polyester ve PVC'nin üretilmesinde kullanılan ve dünyada 3 milyon ton üretilen 'Bisfenol A'nın, şişmanlığa yol açan metabolik bozuklukların nedeni olabileceği bildirildi.

Günümüzde özellikle plastik, naylon, polyester ve PVC gibi maddelerin üretilmesinde etkin rol oynayan ve dünyada 3 milyon ton civarında üretilen ''Bisfenol A''nın, insanda şişmanlığa yol açan metabolik bozuklukların nedeni olabileceği bildirildi.

Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Klinik Şefi Prof. Dr. Necat Yılmaz, yaptığı açıklamada, Bisfenol A'nın zararsız gibi görünen kadınlık hormonuna çok benzer (ksenöstrojen) sentetik bir yapıya sahip olduğunu, bu kimyasalın özellikle plastik sanayisinde yer aldığını, ayrıca diş protezi ve kaplamasında, biberonda, berrak plastik mutfak gereçlerinde kullanıldığına dikkati çekti.

Plastik sanayisinde bu maddenin yıllık 6 milyar pound gibi bir dünya çapında üretim değerine sahip olduğunu, yeni doğmuş bir bebeğe kadar, insan yapımı kimyasalların bulaşmadığı tek bir canlının kalmadığını ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, ''İnsan vücudunda 300'den fazla kimyasal madde tespit edilmiştir. İşin kötü tarafı en büyük üretim hacmine sahip kimyasalların yüzde 90'a yakın kısmının güvenilirliği, hala kesin olarak bilinmemektedir'' dedi.

Son yıllarda yapılan araştırmaların Bisfenol A gibi kimyasalların insan ve hayvanlarda hormon sistemine ciddi zararlar verdiğinin bilindiğini, hormonların bozulmasının yalnızca üremeyi değil, vücut gelişimini ve davranışları da etkilediğini anlatan Prof. Dr. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Örneğin erkeklerde, testosteron hormonunun beyine etki etmesini engeller, ayrıca kadınlık hormonu olan östrojenik etkilere de sahiptirler. Araştırmacılar, Amerikan çevre koruma ajansının, US Environmental Protection Agency, önerdiği günlük dozların altında bile Bisfenol A nın beyinde östrojen hormonunun etkilerini bozduğunu göstermişlerdir. Bu konudaki çalışmalar Yale Üniversitesi araştırmacıları tarafından saygın tıp dergileri Endocrinology ve PNAS da yayınlanmıştır.

Bisfenol A bu özelliklerinden dolayı en yaygın ve en çok araştırılan hormon dengesini bozan kimyasal olma unvanını da kazanmıştır. Üreme sistemindeki bu olumsuz etkilerinin yanısıra Bifenol A aynı zamanda metabolizmayı da bozucu etkilere sahiptir. Bu konuda ABD Cincinnati Üniversitesi araştırmacıları 2009 yılı mayıs ayında Mol Cell Endocrinol dergisinde yayınladıkları çalışmada Bisfenol A'nın insanda şişmanlığa yol açan metabolik bozuklukların nedeni olabileceğini gösterdiler. Yağ dokusundan faydalı bir hormon olan Adinopektin salgısını azaltıp aksine, zararlı iltihabi olaylara yol açan intelökin-6 ve TNF alfa adlı zararlı moleküllerin kandaki düzeyini artırdığını gösterdiler. Kısacası Bisfenol A çağımızın salgını olan Metabolik Sendromun nedeni olabileceğini iddia ettiler. Bu konudaki başka kanıtlarda yine aynı üniversiteden geldi. Bisfenol A'nın meme ve prostat kanserinin tedavisini engellediğini bu yıl yayınlanan çalışmalarda gösterdiler.''

KANSER TÜRLERİNDE ARTIŞ VAR

Son yıllarda hormonlarla ilgili kanser türlerinin dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla ve önemli ölçüde artış gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Yılmaz, ''Tüm dünyada göğüs kanseri oranı yüzde 50 oranında artarken, prostat ve testis kanserleri neredeyse iki katına çıkmıştır. Bisfenol A gibi sentetik maddeler besin zinciri, yumurtalar, plasenta ve emzirme yoluyla nesilden nesile geçer. Bu durum, hem insanlarda, hem de hayvanlarda, gelecek nesiller için bilinmeyen tehlikeler yaratır'' şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Yılmaz, şunları kaydetti:

''Hem bizler hem de gelecek nesiller için büyük tehditler oluşturan kimyasal maddelerle temasınızı en aza indirebilir, kendi sağlığınızın, ailenizin sağlığının ve hepimizin yaşamının bağlı olduğu doğal çevrenin korunmasına katkıda bulunabilirsiniz. Bunun için doğaya dönmemiz gereklidir. Eşyalarımız arasında mümkün olduğunca sentetik ürün bulundurmaktan kaçınmamız gereklidir. Gelişmiş toplumlara göre daha avantajlıyız ülkemizin bize verdiği doğal nimetlerden temiz ve güzel olanlarını kullanalım. İnsanlarımızın bu konuda daha bilinçli hareket etmelerini sağlamalıyız. Örneğin sentetik eşyalar yerine doğal yün, ahşap ve taş ürünleri tercih etmeliyiz.''

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız