SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Prof.Dr. Kırzıoğlu ve Yalvaç..

A- A+ PAYLAŞ

Tercüman Yazarı Sırrı Yüksel Cebeci, geçtiğimiz hafta vefat eden tarihçi Prof.Dr. Fahrettin Kırzıoğlu'nu anlattığı yazısında, Kırzıoğlu'nun Araştırmacı-Yazar Celal Yalvaç'a 40 yıl önce gönderdiği mektubu da konu etti..

Sırrı Yüksel Cebeci'nin, Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi'nde "Prof. Kırzıoğlu'na Saygı" başlığıyla yazdığı yazı şöyle:

...

"BİR yıldız daha sessiz sedasız kayıp gitti dünyamızdan.

Prof. Dr. Fahrettin Kırzıoğlu, bütün ömrünü Türkoloji ve Türk tarihi araştırmalarına adamış, namuslu bir bilim adamıydı.

1917 yılında Kars'ta doğmuş, 1946 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarih bölümünden mezun olmuş, 1967'de doktor, 1975'te doçent, 1982'de profesör unvanını almıştı.

Henüz üniversite öğrencisiyken Çınaraltı, Bozkurt, Türk Yurdu, Tanrıdağ, Türk Amacı, Halkbilgisi Haberleri, Tarihten Sesler ve Yücel dergilerinde araştırmalarını yayınlıyordu.

Ne değerli bir bilim adamı olduğu, dost ve arkadaş çevresini şu şahsiyetlerin oluşturmasından belliydi:
Zeki Velidî Togan, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Şerafettin Erel, Mirza Bala, Orhan Şaik Gökyay, Osman Turan, İsmail Hami Danişmend, Arif Nihat Asya, Nihal Atsız, Faruk Sümer, Rıfkı Salim Burçak, M. Halit Bayrı, Necmettin Esin, Faruk Kaleli, İbrahim Kafesoğlu, Bekir Kütükoğlu, M. Altay Köymen, Hikmet Dizdaroğlu, Nejat Diyarbekirli, İhsan Hınçer, Cemal Oğuz Öcal.

Doğu Anadolu'nun tarihini âdeta tek başına yazan bu değerli bilim adamı, gözünü bile kaybedecek kadar Türkoloji ve Türk tarihi araştırmalarına kendini vermiş, Kürtler'in kökü ve Türklüğü, Kars ve çevresinde Ermeni mezalimi konularında belgesel araştırmalar yapmıştı.

Dilaçar'ı hiç sevmezdi

DİYARBAKIR Ziya Gökalp Lisesi Tarih Öğretmeni olduğu sırada, 17 Eylül 1953 tarihinde Türk Dil Kurumu üyeliğine kabul edilmişti. Bu kurumda Ermeni asıllı başyazman Agop Dilaçar'la anlaşmazlığa düşmüş; Dilaçar'ın şikâyetine yol açacak derecede sert tartışmaları olmuştu.

1964 yılında, Kars'ın Selçuklular tarafından fethedilişinin 900. yılı kutlamaları çerçevesinde üstad Necip Fazıl tarafından Kanlı Sarık adlı tiyatro eseri yazıldı. Sahnelenmesi için Kars Belediyesi tarafından desteklenen bu eserin konusu ve malzemesi, yazara Kırzıoğlu tarafından verilmişti.

Dil, tarih, edebiyat, folklor, etnografya ve etnoloji dallarında çalışanlar, hep ona başvururlardı. Türkolojinin en ince çizgilerinde gezinir, kimsenin cesaret edip ele alamadığı birçok konu, onun çabasıyla aydınlanırdı.

Eşsiz bölge tarihçisi

GENEL tarih konuları yanında bölge tarihçiliğine de ayrı bir önem veren Kırzıoğlu, bu alanda âdata çığır açmıştı. Başta kendi memleketi Kars ve çevresi olmak üzere, Artvin, Ahıska, Erzurum, Rize, Trabzon, Bayburt, Gümüşhane, Ağrı, Van, Bitlis, Siirt, Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Malatya ve Adıyaman illerimizle ilgili çalışmalar yapmıştı. 30 Kasım 1965 tarihinde Malatya'dan bir mektup yazan Celâl Yalvaç, Kars Tarihi'nin kendisi için iyi örnek olduğunu belirtmiş ve okuyamadığı kitabelerin fotoğraflarını Hoca'ya göndererek yardım istemişti. Bu mektuba 2 Aralıkta cevap yazan Kırzıoğlu, şöyle diyordu:

- Mektubunuz, bir Anadolu bölge tarihçisiyle beni tanıştırdığı için, dün akşamdan beri çok mutluyum. Malûm, bizde şehir ve iller tarihi incelenip yazılamadan, geniş bir yurt ve millet tarihi yazılamaz. Bu bakımdan Doğu Anadolumuz'dan Urfa, Diyarbakır, Siirt, Harput, Erzincan, Erzurum, Kars ili tarihlerinden sonra Malatya tarihinin de sizin kaleminizden çıkmış olarak Millî kütüphanemize mal edilmesi, büyük bir saadet ve kazanç olacaktır.
Seksen sekiz yıllık ömrünün yetmiş yılını bilime hizmet ederek geçiren aziz hocamıza Tanrı'dan rahmet diliyoruz."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız