SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Prof.:'Türkiye İşgal Altında.. Maalesef!.'

A- A+ PAYLAŞ

Çanakkale Zaferi'nin yıldönümü ve Şehitler Günü dolayısıyla Malatya'da düzenlenen törende, 2 şehit yakınına ve 1 gaziye madalya verilirken, aynı törende "Türkiye Geçilmez" konulu bir konferans veren İnönü Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Sezgin Kızılçelik, "Bugün Türkiye geçiliyor.. Yüzlerce kanıt gösterebilirim, bugün Türkiye işgal altındadır maalesef.."dedi.

ÖNCE VALİ KONUŞTU..
Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda düzenlenen töreni; Vali Halil İbrahim Daşöz, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, Belediye Başkanı Cemal Akın, 2. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Alaeddin Örsal, 7. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Mehmet Çetin, 2. Ordu Harekat Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Yaşar Bal, 2. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Kurmay Albay Lami Yılmaz, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Demirdağ, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Orhan Erdim, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu, askeri ve mülki erkan, şehit yakınları, gaziler, öğrenciler ve vatandaşlar izlediler.

İlk konuşmayı Vali yaptı ve "Çanakkale Zaferi Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük askeri dehası ile kazanılmış, tarihimizin en şanlı zaferlerinden biridir. Bu zafer Türk ve Dünya tarihine geçen uygulamalı savaş taktikleri, teknoloji ve donanım bakımından çok daha güçlü düşmana karşı bayraklaşan dünyanın en önemli olaylarından biridir.

Şehitlik ise milletimizin inanç ve kültürümüzün en yüce bir değerdir. Şehitlerimiz canlarını vatan uğruna feda ederek milletimizin gönlünde ölümsüzlük mertebesine erişen eşsiz kahramanlardır.

Bugün bize düşen en büyük görev, şehitlerimize ve bu kutsal vatana layık olmaktır. Bunun yolu ise dünü unutmadan çok çalışmak, çocuklarımızı bilgi çağının gereklerine göre yetiştirmek, kendimize güvenerek , ülkemizi , büyük ve ebedi önderimiz Atatürk’ün ilke ve fikirlerine bağlı olarak onun çizdiği aydınlık yolunda sonsuza kadar yüceltmektir."dedi.

Valinin konuşmasından sonra öğrenciler şiir okudu, ardından 2 şehit yakını ile 1 gaziye Devlet Övünç Madalyası verilmesi töreni gerçekleştirildi.

MADALYA TÖRENİ..
Bingöl'de 1998'de şehit edilen Malatyalı Uzman Çavuş Ali Turan'ın madalyası asker elbisesi ile törene annesi Güler Turan'la katılan oğlu Melih Turan'a, 2004'de Hakkari Çukurca'da teröristlerce şehit edilen Jandarma Er Kenan Çetin'in madalyası babası Mustafa Çetin'e, 1994'de Şırnak'ın Eruh ilçesinde teröristlerle girişilen silahlı çatışmada ağır yaralanan Jandarma Komando Er Orhan Şahin'in madalyası da kendisine Vali Halil İbrahim Daşöz ve 2. Ordu Komutanı Orgeneral Iğsız tarafından takıldı.

Şiirlerin okunması ve madalya töreni sırasında törene katılanlardan bazıları gözyaşlarını tutamadılar.

"TÜRKİYE İŞGAL ALTINDA.."
Madalya töreninin ardından İnönü Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Kızılçelik'in "Türkiye Geçilmez" başlığı altında sunduğu konferansa geçildi.

Kızılçelik, bitiminde salonda bulunanlarca uzun uzun alkışlanan konferansında şöyle dedi:

"Çanakkale Zaferi'nin bizim açımızdan en önemli sonucu hiç kuşkusuz ki Mustafa Kemal Paşa’nın ortaya çıkışıdır. Mustafa Kemal Paşa’nın doğduğu yer Çanakkale’dir; Selanik değildir, doğduğu yer Samsun değil, Çanakkale’dir.

Yani Çanakkale Savaşları Mustafa Kemal Paşanın kahramanlaşmasına, efsaneleşmesine büyük bir lider olarak ortaya çıkması bakımından bizim için önemlidir.

Çanakkale’deki ruh başta Ege olmak üzere, anımsayalım bütün Kuvayi Milliye hareketinin başlangıcı Ege Bölgesidir. Çanakkale’nin geçilmez ruhu daha sonra ege bölgesi, daha sonra yurdun her tarafına yayılıyor ve Çanakkale Geçilmez, Türkiye geçilmeze dönüyor.

Çanakkale’de Türklerin yenilmemesi ve emperyalistlere direnmesi ulusal kurtuluş savaşını, Kuvayi Milliye hareketini ateşliyor.

Tam Bağımsız Türkiye’ye giden yolun en önemli savaşı Çanakkale savaşıdır.

Çanakkale Savaşı'yla Türkler Çanakkale’nin de Türkiye’nin de geçilemeyeceğini, hiç bir zaman geçilemeyeceğini en güçte de olsa emperyalistlere bir kez daha öğretiyor.

Sonra ne oluyor? Bugüne bakalım.

Bugün açısından değerlendirelim. Bugün ne durumdayız. Bugün Çanakkale geçiliyor mu, Türkiye geçiliyor mu geçilmiyor mu ?

Evet bugün Çanakkale’de geçiliyor, Türkiye’de geçiliyor maalesef.

Bugün tekrar özellikle 1950 sonrası iktidarsız iktidarların Türkiye’ye gelmesi sonucunda, yapabildikleriyle, Türkiye bugün 1915 koşullarına geri dönmüştür.

Bu bir paranoya değil, bu bir gerçektir. Yüzlerce kanıt gösterebilirim.

Bugün Türkiye işgal altındadır. Bugün Türkiye tam bir sömürge ülkesidir. Bugün Türkiye’nin bütün kaleleri zapt edilmiştir. Yani Çanakkale öncesindeki durum bire bir geçerlidir. Bundan hiç kuşkunuz olmasın.

Şimdi bir kaç olayla somutlaştırıyorum. Bugün iktidarsız iktidarlar tarafından bu hale getirilen Türkiye’nin ekonomisi tamamen emperyalizmin yeni aletleri olan IMF ve Dünya Bankası tarafından yönlendiriliyor. Türkiye’nin iç siyaseti ve hukuku, tamamen sömürgeci oluşum olan AB tarafından belirleniyor. Türkiye’nin dış politikasını , Türkiye’deki iktidarlar belirlemiyor. Türkiye’nin dış politikasını AB ve ABD belirliyor.

Bugün her yönden bağımlı hale getirilmiştir. Türkiye kuşatma altındadır.

Burada artık öyle bir noktaya gelinmiştir ki; Türkiye’nin parçalanmasının yolları açılmıştır.

Bugün federasyonlardan bahsediliyor.

Bugün Türkiye’de eyaletlerden söz ediliyor.

Bugün Türkiye’nin bir ilin belediye başkanı devleti yok sayarak, ABD emperyalizminin Irak’ta başa geçirdiği kukla cumhurbaşkanlarını Türkiye’ye davet ediyor. İşte size ittifak.

Türkiye bugün iktidarsız iktidarlarca AB ve ABD’nin ılımlı İslam kişiliğine büründürülmeye çalışılıyor. Emperyalizmin kara çarşafı Türkiye’ye giydirilmeye çalışılıyor. Bunun üzerinde dikkatle durmamız gerekiyor.

Bugün Mustafa Kemal’in yaptıkları, her şey yıkılıyor. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Bugün tam bağımsız Türkiye’ye sahip çıkan milli güçler, ulusal güçler, ilkel, barbar, gerici, çağdışı olarak nitelendiriliyor. Ulusalcılığın aşağılandığı bir ülkede yaşıyoruz. Bugün ulusalcılar ırkçılıkla, kafatasçılıkla suçlanıyor.

Bugün Türkiye’nin bayrağına sahip çıkanlar, vatanına sahip çıkanlar, vatan topraklarının satılmasına karşı çıkan ulusalcı güçlerle alay ediliyor. Çağın gerisinde kalmış olarak nitelendiriliyor. Türkiye’nin tam bağımsızlığı gitmek üzere.

Şimdi burada ben ulusalcı güçlere sesleniyorum.

Türkiye’de bugün cepheler açılmıştır. Türkiye’de Çanakkale cephesi, şehir adlarını özellikle vurguluyorum. Çanakkale, İstanbul, Trabzon, Antalya, Diyarbakır, Ankara, Kerkük, Brüksel, Washington, New Jersey cepheleri açılmıştır Türkiye’de. Bu cephelerde savaş verilmesi gerekiyor. Bu ülkeyle sahip çıkanların bunun farkında olması gerekir artık.

Bugün Türkiye’de sağ-sol bitmiştir.

Ulusalcılar ve ulusalcı olmayanlar noktasına gelmiştir.

Ama maalesef ulusalcı olmayanlar Türkiye’de başka bir konumdadır, Türkiye’de hakim konumdadır.

ABD, AB’cılar, Mandacılar, numaracı Cumhuriyetçiler, 2. Cumhuriyetçiler, bölücüler, etnikçiler ve onlara çanak tutan, onların görüşlerini sürekli ön planda tutan, adeta mütareke dönemi basını gibi çalışan medya aracılığıyla Türkiye'de parçalanmaya doğru gidiliyor.
Ulusalcı güçlere şöyle sesleniyorum. Ekonomimiz bozuk olabilir. Askeri yönden NATO’ya bağlı olabiliriz. Türkiye’nin dış borçları fazla olabilir. Türkiye her şeye rağmen kuşatma altında olabilir. Bunların hiç biri mazeret değildir. Türkiye bugün Ulusal Kurtuluş Savaşı'dan daha kötü koşullarda değildir iktisaden.

Türkiye ulusal kurtuluş savaşında en zor koşullarda dünyanın en büyük emperyalistlerini bu ülkeden atmıştır. Bundan önemli ders çıkarmanın tam zamanıdır.

Emperyalistlere, işgalcilere, mandacılara, direnmenin tam günüdür, meydan okumanın günüdür, hiç kimseden korkmamanın günüdür.

Bugün ulusalcı güçler, zinde güçler el birliği yaparak emperyalistleri ve mandacıları bu ülken atabiliriz.

Bunun zor tarafı yoktur, güç tarafı yoktur."

DİĞER TOPLANTILAR..
Malatya Belediyesi Yerel Gündem 21 Tarih, Kültür ve Sanat Çalışma Grubu tarafından da Çanakkale Şehitlerini Anma Programı düzenlendi.

Programa katılan Belediye Başkanı Cemal Akın, Çanakkale harbinin sene-i devriyesinde yurdun her yanında çeşitli programlar ile kazanılan zaferin anlatıldığını belirterek, Osmanlı İmparatorluğunun çöküşü ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna sebep olan büyük mücadelelerden birinin Çanakkale Zaferi olduğunu, fakat bu mücadelede sadece vatanı için canını veren şehitlerin değil, bu savaş sonrasında başkomutanlığa yükselen Mustafa Kemal Atatürk ve Sultan Abdülhamid’in tabyalara yerleştirmiş olduğu büyük savaş toplarının katkılarının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Tarih, Kültür ve Sanat Çalışma Grubu Temsilcisi Av. Abdulkadir Artan’da Çanakkale Savaşının aslında bir “hilal ve haç” savaşı olduğunun bilincinde olduklarını belirterek, bu zaferin komutanının Malatyalı olduğunu vurgulayarak, "Battalgazi’lerin, Emir Ömer’lerin torunları olduğumuzu unutmayalım, onlara layık olalım" dedi.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin muzaffer komutanı İstiklal Madalyası kazanmış Malatyalı Cevat Çobanlı Paşa’nın Malatyalılarca bilinmesi ve tanınması gerektiğini vurgulayan Artan, bundan sonraki bütün törenlerde Malatyalı Cevat Paşa’nın hatırlanması gerektiğini belirtti. Artan, "Çanakkale zaferinde “Ben Size Savaşmayı Değil, Ölmeyi Emrediyorum” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ü, tabyalara büyük topları yerleştiren Sultan Abdülhamid’i ve askerlerimizin iman gücünü asla unutmayalım" diye konuştu.

Bu arada, Divan Bilim Kültür Sanat Derneği tarafından düzenlenen Çanakkale Şehitlerini anma gecesine de Belediye Başkanı Cemal Akın, Malatya Emniyet Müdür vekili Fatma Dağdelen, Baro Başkanı Av. Mehmet Görgeç, çeşitli oda ve sivil toplum örgütü başkanları ve çok sayıda davetli katıldı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız