Adalet ve Kalkınma Partisi Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz, Nevruz Bayramı’nın yaklaşması nedeniyle vatandaşları uyararak, provokatörlere dikkat edilmesi gerektiğini bildirdi. Öz, çözüm süreciyle ilgili de, “Vücudun bir bölümündeki hastalıkların tedavisinde cerrahi ameliyatlar da olabilir. Acı ilaçlar da içilebilir. Önemli olan hastanın şifa bulmasıdır” dedi.
Beraberinde, belediye meclis üyesi Hasan Demez, Adalet ve Kalkınma Partisi il başkan yardımcısı Murat Turgut ve parti yönetim kurulu üyesi Coşkun Çetin ile birlikte Fuzuli Caddesi’nde esnafları ziyaret Malatya milletvekili Ömer Faruk Öz, sorunları dinledi.
Burada açıklama yapan Milletvekili Öz, çözüm süreciyle ilgili, “Ülkemizde bir hastalık var. Kabul edelim ki, vücudun bir bölümündeki hastalıkların tedavisinde cerrahi ameliyatlar da olabilir. Acı ilaçlar da içilebilir. Bunu nasıl değerlendirebilirsek öyle değerlendirelim. Önemli olan hastanın şifa bulmasıdır. Ülkemizde böyle bir hastalık var. Bunu kabul etmek lazım. Vücudunun bir yerindeki rahatsızlık bütün vücudu rahatsız ediyor. Türkiye’nin bir coğrafyasındaki rahatsızlık bütün ülkeyi rahatsız ediyor. Dolayısıyla bu hastalığın tedavi edilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Nevruz Bayramı’nın yaklaşması nedeniyle vatandaşları da uyaran milletvekili Öz, provokatörlere dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, “ Türkiye iyi bir sürece girdi. Bu süreci durdurmak ve terörden nemalanmak isteyenler olacaktır. Bu nedenle yakın bir süreçte aklıselim galip gelecekti" dedi.
Esnaf Turgut Yavuz ise, milletvekillerinin görevlerinin zor olduğunu ifade ederek, “Ülkemize ve milletimize hizmet için Allah muaffak etsin” ifadelerini kullandı.
TBMM'DE KONUŞTU..
Bu arada Öz, Malatya ziyaretinin ardından Ankara'ya döndü.
Öz, Türk Dünyası ve Toplulukları Haftası dolayısıyla TBMM'de bir konuşma yaptı ve şunları söyledi:
"Türk Dünyası ve Toplulukları Haftası dolayısıyla söz almış bulunmaktayım. Bu vesile ile yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Uzun bir tarihin ve büyük bir medeniyetin taşıyıcısı olan devletimiz, omuzlarına yüklenen sorumluluk anlayışı ile farklı coğrafyalarda ortak kültür ve duyguyu paylaştığımız topluluklarla ilişkilerini olabilecek en yoğun şekilde sürdürmeyi amaçlamaktadır.
Bu maksatla TİKA’nın yaptığı çalışmalar ve üstlendiği rol oldukça manidardır. Selanikte Ali Rıza Efendinin evinden Türkmenistan’da Alpaslan’ın kabrine kadar tarihimize ve ecdadımıza sahip çıkılmakta, tespit edilmekte, restorasyon yapılmakta ve hukuki statüleri belirlenmektedir.
Hükümetimiz ecdadın bakiyelerine, Arnavutluk’tan Kerkük’e varıncaya kadar, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden, Avrupa ve Afrika’da yaşayan Türklere ve akraba topluluklara varıncaya kadar her konuda sahip çıkmaktadır. Bunun yanı sıra insani yardımlar ve muhtelif desteklerle Türk olmasalar da Afrika ülkelerine, yakın doğuya, Asya’ya sesimizi duyurmakta, bölge gücü olmanın gereğini yerine getirmektedir.
Yine aynı şekilde yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız ve soydaşlarımızla ilgilenmek üzere Başbakanlık’a bağlı müsteşarlık düzeyinde bir kamu kurumu olarak Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, bulunmaktadır.
Bu başkanlık da hem dünyanın her tarafında bulunan vatandaşlarımızla her türlü bağı kurmakta, kültürel ve sosyal çalışmalar yürütülmekte hem de yurtdışında eğitim gören öğrencilerimize her türlü desteği sağlamaktadır.
Bütün bunları görmek gurur veriyor. Gerek başkanı olduğum Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dostluk Gurubu çalışmalarında, gerek Türkçe Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi çalışmaları sırasında gördüğümüz üzere Türk Dünyasının Türkiye Cumhuriyeti’ne bakışı ve beklentileri oldukça takdir dolu ve yüksektir.
Değerli Milletvekilleri,
Türkiye Cumhuriyeti, 21. Yüzyılda gösterdiği ekonomik performans ile kendisini dünyanın en büyük sayılı ekonomileri arasındaki konumuna taşırken, politik gücü ve uluslararası söz sahipliliği de aynı oranda yükseliş göstermiştir.
Askeri gücü, dünya üzerinde aksamasız lojistik destek olanaklarına sahip sınır ötesi harekat yapabilen 4 ülkeden birisi konumundadır. Günümüzde Balkanların, Orta Doğu’nun ve Kafkasların tartışmasız lideri Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Orta Asya’da geçen asrın sonunda bağımsızlıklarını ilan eden Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan yıllar içinde bağımsız olmanın getirdiği zorlukları ve yeniden yapılanmayı yavaş yavaş tamamlamışlar ve her biri sağlam bir şekilde kendi ayakları üzerinde duran, sıkıntılarını atlatmış ülkeler konumuna gelmişlerdir.
Türk Dünyası, Türkiye’nin liderliğinde büyük güç olmanın arifesindedir. Bunu da hamasi sözlerle değil icraatlarla, dolu çalışmalarla, kalıcı ve sürdürülebilir projelerle yürütmektedir.
Dostluk Grubu olarak ayrıca ilgilendiğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de yanı başımızda bulunan akraba topluluklarımızdan biridir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki işadamları her gittiğimizde Kıbrıs’a yatırım yapmak üzere işadamlarımıza çağrıda bulunmaktadırlar. Bunu da bilvesile kamuoyuna hatırlatmak isterim.
İşinde bulunduğumuz günlerde ayrıca Çanakkale Deniz Zaferinin yıldönümünü kutluyoruz. Çanakkale’de şehit düşen 250 bin askerimizin nerelerden geldiğine ve hangi etnik kimliğe sahip olduğuna bakarsak akraba topluluklarımızı daha iyi anlamış oluruz.
Çanakkale ruhunu, ne uğruna mücadele edildiğini unutmazsak, bazı küçük sorunları da çözeriz. Çanakkale’de omuz omuza savaşan, matarasındaki suyu paylaşan, birbirinin yaralarını saran askerler, Türktü, Araptı, Kürttü, Çerkezdı, Boşnaktı, Türkmendi.
Bugün Ürdün topraklarında yatan şehitlerimiz var, Yemen topraklarında yatan şehitlerimiz var, Cezayir topraklarında yatan şehitlerimiz var. Çanakkalede Filistinli, Iraklı, Suriyeli şehitler var, Erzurum’da, Sarıkamış’da Arnavutluk’dan, Bulgaristan’dan gelen şehitler var.
Hepsi de vatan uğruna, hepsi de bayrak uğruna, ilayı kelimetullah uğruna şehit düştüler.
Hamdolsun ki bugün bütün bu ecdadın hatırasına sahip çıkıyor ve onların evlatları ile kardeş olduğumuzun, akraba olduğumuzun farkına varmış bulunuyoruz. Bu anlayışla bölgesine huzur ve barış getiren bir Türkiye’nin Millet meclisinde bulunuyoruz.
Türk Dünyasının efsane kahramanlarından Battalgazi’nin torunları tüm Malatyalılar adına, kardeşlik ve bayram heyecanı ile nevruz bayramınızı da tebrik eder, yüce heyetinizi yeniden selamlarım."
