SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Rabia'mıza Sıkı Sıkı Sahip Çıkacağız"

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:41:39
A- A+ PAYLAŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Yerli ve milli milletvekili’ istiyorum açıklamalarını eleştirenlere cevap vererek, “Bundan rahatsız olanlar oldu. İşte şimdi burada söylüyorum; bölgede ve ülkemizin dört bir yanında yaşayan her vatandaşım gibi Kürt kardeşlerimde, Zaza kardeşlerimde yerlidir, millidir bu ülkenin, bu vatanın öz evladıdır. Tıpkı Türk, Türkmen kardeşlerimiz gibi Arap, Boşnak, Laz, Abaz, Roman kardeşlerim gibi” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen 11. Muhtarlar Toplantısı’na katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada seçilmişlerin, atanmışlara göre önde olduğunu belirterek, “Beni de vatandaş seçti sizi de vatandaş seçti. Onun için seçilmişin, atanmışla farkı var. Bana göre seçilmişler atanmışların önündedir. Bulardan hareketle teröre karşı mücadeleyi bıkmadan, usanmadan beraber vereceğiz. Aksi takdirde bu teröristlere bu ülkeyi biz bırakamayız. Bu mücadeleyi sonuna kadar yılmadan, usanmadan sürdürecek verecek ve beklediğimiz o huzura da inşallah kavuşacağız” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN BİRLİK VE BERABERLİK, KALKINMA HAMLESİNDEN RAHATSIZ OLANLAR TERÖR ÖRGÜTÜNÜ KULLANIYOR”

‘12 yıllık dönemde demokrasiden, alt yapıya kadar her alanda çok önemli kalkınma hamleleri gerçekleştirdik’ diyen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Çözülemez nice meseleyi çözdük. Üstesinden gelinemez denilen nice sorunun üstesinden geldik. Yapılan nice işi, projeyi hayata geçirdik. Terör meselesini milletimizin hayatından tamamen çıkarmak için de demokratik açılım olarak başlattığımız daha sonra milli birlik ve kardeşlik projesi olarak devam ettiğimiz ardından çözüm süreci olarak bunu taçlandıralım diye umudumuzu en yüksek noktaya çıkardığımız bir dönemde maalesef terör örgütü ve onun temsilcisi durumunda olan siyasi yapılanma bu işi hep istismar ettiler. Tüm bu çalışmaları milletin rızasını alarak adım adım yürüttük. Suriye başta olmak üzere bölgemizden yaşanan olaylar ile sürecin siyasi muhatabı gerekli iradeyi ortaya koyamamaları terörü yeniden hortlattı. Tabi biz bu işin arkasında iç ve dış destekleri, varılmak istenen hedefleri bu amaçla oynanan oyunları gayet iyi biliyoruz. Türkiye’nin birlik ve beraberlik, kalkınma hamlesinden rahatsız olanlar terör örgütünü kullanıyor. Terör de tehditler sindirdiği bölge insanının mağduriyeti pahasına üstüne biçilen rolü oynuyor. Ancak ideolojisi gereği uyguladığı tüm vahşete rağmen terör örgütü bölgedeki vatandaşlarımızdan umduğu desteği bulamadı. İnşallah bulamayacak. Terör örgütü bölge insanına da alçakça saldırıyor, dün gördünüz bir zırhlı araca roket zırhlı aracı sıyırıyor bir eve. O evde de 9 yaşında ki bir yavru maalesef şehit oluyor. Aile yaralanıyor. Şimdi bunun bedelini biz bunlara ödetmek durumdayız. Ambulansları, itfaiye araçlarını, okullarını, iş yerlerini, evleri yakan bir örgütün o bölge için bölge halkı için mücadele etmesi mümkün mü? Terör örgütü sadece insanlığın sadece ülkenin değil, aynı zamanda milletimizin tüm fertleri ile birlikte Kürt kardeşlerimizin de düşmanıdır.”

“KÜRT KARDEŞLERİMDE, ZAZA KARDEŞLERİMDE YERLİDİR, MİLLİDİR BU ÜLKENİN, BU VATANIN ÖZ EVLADIDIR”

İstanbul’da yaptığı miting de ‘Yerli ve milli milletvekili istiyorum’ açıklamalarına getirilen eleştirilere cevap veren Erdoğan, “ Yerlilik kimdir? Millilik nedir? gibi tartışmalar başladı. Bundan rahatsız olanlar oldu. İşte şimdi burada söylüyorum; bölgede ve ülkemizin dört bir yanında yaşayan her vatandaşım gibi Kürt kardeşlerimde, Zaza kardeşlerimde yerlidir, millidir bu ülkenin, bu vatanın öz evladıdır. Tıpkı Türk, Türkmen kardeşlerimiz gibi Arap, Boşnak, Laz, Abaz, Roman kardeşlerim gibi. Terör örgütü ile bir defa burada çok büyük farklılıklar var. Çünkü o vatandaşlarım benim bu ülkenin değerleri ile ne yapıyorlar maal oluyorlar. Ama terör örgütü kendilerini nasıl gösterirlerse göstersinler yerli değildir. Bu ülkenin ve milletin bir parçası asla değildir. Hangi adla ve kisveyle olursa olsun ülkemizin kazanımlarına saldıranlar, birliğine bütünlüğüne kast edenler bu vatanda ait değildir. İsterse parlamentonun içinde olsun” şeklinde konuştu.

“TERÖR ÖRGÜTÜNE DOĞRUDAN VE DOLAYLI OLARAK DESTEK VEREN YAYIN ORGANLARININ SAHİPLERİ DE BU TAVIRLARIYLA YERLİ OLMADIKLARINI GÖSTERİYORLAR”

Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:

“Hamburg’da toplantı yapıyorlar. Hamburg’da ki toplantıda Japonya’nın bayrağı asılı ama orada Türk Bayrağı yok. Hani sizin bayrakla sorununuz yoktu. Kimi aldatıyorsunuz? Sizin milletle de sorununuz var, bayrakla da sorununuz var, vatanla da sorununuz var. Kimi aldatıyorsunuz? Bunların hepsinin farkındayız, A’dan Z’ye biliyoruz. Eylemleri ve söylemleri ile terör örgütüne sütrü olanlar canileri gizlemeye aklamaya çalışanlar taşıdıkları kimlik ne olursa olsun yerli de olmazlar milli de olamazlar. Terör örgütüne doğrudan ve dolaylı olarak destek veren yayın organlarının sahipleri de bu tavırlarıyla yerli olmadıklarını gösteriyorlar. Buna karşılık nerede doğmuş olursa olsun, nerede yaşıyor olursa olsun tavrıyla, tutumuyla en önemlisi de kalbiyle bu coğrafyadan, bu milletten kopmuş olanları yerli ve milli olarak göremeyiz. Onlar gönülleri nereye meyil ediyorsa yaptıkları işlerle nereye hizmet ediyorsa işte oraya aittirler. Son vatanımız Anadolu ve Trakya’nın son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin istiklali, istikbali için çalışanlar, kalbini ve imkanlarını bunun için teksif edenler yerlidir, millidir. Küresel sistemi bilmek tanımak anlamak elbette gereklidir önemlidir. Asıl önemli olan bu birikimi kendi ülkeniz, milletiniz için kullanabiliyor olmanızdır. Ne bu coğrafyanın ne de bu milletin imkanlarını küresel sistemin emrine verenler ne de güya milliyetçilik adına ırkçılık yapanlar yerli olamaz, milli kabul edilemez. Türküm diyebilirsin en tabi hakkındır ama Türkçüyüm dersen ayrımcısın. Kürdüm diyebilirsin bu senin en tabi hakkın ama Kürtçüyüm dersen ayrımcılık yapmış olursun. Lazım, Boşnağım diyebilirsin ama Lazcılık yaparsan, Boşnakçılık yaparsan ayrımcı olursun. Bizi yaratan Allah, biz sizi kavimler halinde yarattık diyor. Üstünlük kavimle değil, ırkla değil Allah’a kim daha yakın ise en üst odur. Yerlilik ve millilik köken ötesi, meşrep ötesi siyasi her türlü farlılıklar ötesi bir anlayıştır. Bunu idrak edemeyenler meseleyi günlük siyasetin parametreleri içine hapsederek ihtiyaç duyduğumuz birlik, beraberlik, kardeşlik iklimini zehirliyorlar. Eğer mesele siyasi rekabetse, siyasi mücadeleyse ben bundan asla kaçmadım, kaçmam. Ömrümün 40 yılı bu mücadele ile geçti.”

“YERLİLİĞİN VE MİLLİLİĞİN SOMUT TEZAHÜRLERİ OLARAK KABUL ETTİĞİMİZ RABİA’MIZA SIKI SIKIYA SAHİP ÇIKACAĞIZ”

Memleket meselesi söz konusu olduğu yerde, 78 milyonun hep birlikte diğer tüm farklılıkları bir kenara bırakıp yekvücut olabilmesi gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, “Tek kalp olarak çarpabilmeli, tek yumruk halinde hareket edebilmeliyiz. Aksi takdirde bu ülkeyi dar ederler. Demokrasimizi, ekonomimizi, altyapımızı sürekli daha ileriye taşıma mecburiyetindeyiz. Türkiye Balkanlar’dan Asya’ya kadar uzanan bir coğrafyanın unutmayın ümididir, ışık kaynağıdır, rehberidir. Birliğimizin, beraberliğimizin, geleceğimizin teminatı bu içinde bulunduğunuz vizyondur, birliktir, beraberliktir. Aman bundan taviz vermeyelim. Kendi içimize kapanmak bizi güçlü kılmaz, tersine zayıflatır her türlü tehdide ve tehlikeye açık hale getirir. Yerli ve milli olmak içimize kapanmak değil tam tersine büyük fotoğraf içinde ki yerimizi doğru olarak görmek demektir. Biz büyük düşünmek, büyük hayaller kurmak, büyük projeler üretmek zorundayız. Varlığımızı koruyabilmemizin hedeflerimize ulaşabilmemizin tek yolu budur. Terör örgütü ve yapılan eylemler işte bu vizyondan uzaklaştırma amacı taşıyor. Biz bu tuzağa Allah’ın izniyle düşmeyeceğiz. Asla sorumluluklarımızı ve hedeflerimizi unutmayacağız. Bunun için yerliliğin ve milliliğin somut tezahürleri olarak kabul ettiğimiz Rabia’mıza sıkı sıkıya sahip çıkacağız” diye konuştu. 

"SELAHATTİN EYYUBİ KÜRT DEĞİL MİYDİ?"

Toplantıda Selahaddin Eyyubi’den örnek veren Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Selahaddin Eyyubi Kürt değil miydi? Bu topraklar için vuruşmadı mı? Ama onlar vuruşurken Türk Kürt’ün kucağında, Kürt Türk’ün Arap’ın kucağında bu şekilde şehit oldular. Niçin? Bu vatanlar için. Çanakkale’de şehitliği bir dolaşırsanız, o şehitlikte kabirlerde ki yazıları görürsünüz. Orada hiçbir ayrım yok. Sarıkamış’tan geleni de orada görürsünüz, Bosna’dan geleni de görürsünüz. Ülkemizin Kars’ından, Rize’sinden, Trabzon’undan gelenide görürsünüz. Hepsi orada bu topraklar için o tüm Haçlı ittifakına karşı ne yaptılar mücadele verdiler. Sadece bu vatanı kurtarabilmek için. İşte İstiklal mücadelemiz böyle gerçekleşti. İstikbal mücadelemiz böyle gerçekleşti bundan sonrada İstiklal mücadelemiz, ikbal mücadelemiz böyle devam edecek. Biz hala aynı yerdeyiz, hala hiçbir güvenlik görevlimiz, hiçbir vatandaşımız terör tehdidine maruz kalmasın, yürekler yanmasın, anne ve babalar, eşler, çocuklar gözyaşı dökmesin istiyoruz. Ama ülke ve millete karşı doğrultulan silahlara karşı da sessiz kalamayız, kalmadık. Sabrımız aziyetimizden değil sorunun suhuletle çözümü konusunda ki ümidimizden, beklentimizden kaynaklanıyordu. Bakıyoruz birileri ısrarla çatışmaların başlamasını şahsıma ve hükümete bunu fatura etmeye çalışıyor. Bizim bu konuda ki gayretimizin ve samimiyetimizin şahidi milletimdir. Bilhassa bölge halkıdır.”

“TERÖR ÖRGÜTÜ KENDİNCE KİRLİ PLANLAR YAPMIŞ OLABİLİR AMA TÜRKİYE’DE DÜN Kİ TÜRKİYE DEĞİL”

‘Yaşanan çatışmalarla terör örgütünün eylemleri ile şahsım ve hükümetimiz ile ilişki kuran herkes terör örgütünün amacına hizmet ettiğini bilmelidir’ diyen Erdoğan, “Bu tür yaklaşımların, bu tür ifadelerin ne ülkeye ne millete ne de sorunun çözümüne bir faydası yoktur. Yanlış teşhis yanlış tepkiye, yanlış tepki de vahim sonuçlara yol açar. Madem ki terör örgütü demokrasinin ve hukukun çizgisine gelmek istemiyor öyleyse onun anladığı dilden konuşma imkanımızda kararlılığımızda vardır. Bugün işte bu aşamadayız. Terör örgütü kendince kirli planlar yapmış olabilir ama Türkiye’de dün ki Türkiye değil. Her alanda olduğu gibi savunma sanayinde de önemli mesafe kat ettik. Türkiye kendi vatandaşlarının bir kısmıyla değil terör örgütü, teröristle mücadele ediyor. En başından bu hassasiyeti gösteriyoruz ve göstermeye de devam edeceğiz. Terör örgütünün sınırlarımız dışındaki unsurlarına karşı çok daha etkili darbeler indiriyoruz. Şuana kadar 2 binin üzerinde teröristi içeride ve dışarıda öldürmüş bulunuyoruz. Çünkü oralarda sivil halk olmadığı için hareket alanımızda geniş. Ülke içinde ise sivilleri kendine kalkan yapan, sokak aralarında, mahalle içlerinde eylemlere girişen terör örgütü mensuplarına karşı daha dikkatli yaklaşmak durumundayız. Biz herhangi bir masum vatandaşımızın, güvenlik görevlilerimizden herhangi birinin canını sayısı ne olursa olsun teröristin etkisiz hale getirilmesine değişmeyiz. O askerimizi, polisimizi, vatandaşımızı bir daha geri getiremeyiz ama o teröristleri eninde sonunda bulur cezasını veririz. Bugün ebediyete uğurladığımız Adana’da ki polis kardeşlerime de Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine sabırlar diliyorum. Tüm emniyet camiamızın başı sağ olsun, tabi terör örgütün ona benzer hassasiyetleri yok. Tam tersine çatışmalarda mümkün olduğu kadar sivil kaybı oluşması için çaba gösteriyorlar. Çünkü onların Kürt vatandaşlarımızın, orada yaşanan Görev yapan insanlarımızın canını, malını, namusunu korumak gibi bir derdi asla yok. Hasta almak için gelen ambulansın şoförünü kurşun yağmuruna tutup öldürecek kadar alçaldı bunlar. Bayram günü bir aileyi sırf kendileri gibi düşünmedikleri için evlerine saldıracak kadar gözleri dönmüş durumda. Küçücük yavrularımızı roketatarlarla paramparça edecek kadar insanlıktan çıkmış haldeler. Teröristler sadece kendi amaçları için mümkün olduğu kadar çok kan dökmeye, can yakmaya çalışıyorlar. Dağlara kaçırdıkları o Kürt yavrularımızın anneleri nasıl ağlıyor görüyorsunuz dimi? Bunlar tehditle kaçırıldı. Milletimiz şundan emin olsun terör örgütünün bu silahlı eylemleri ile herhangi bir sonuç alması Allah’ın izniyle kesinlikle mümkün değildir. Teröristler olabildiği kadar çok kan dökerek, eylem yaparak milletimizin moralini bozmayı, en önemlisi kardeş kavgası çıkarmayı hedefliyorlar. Bugüne kadar bu amaçlarına ulaşamadılar inşallah bundan sonra da ulaşamayacaklar. Şehitlerimizin acıları mücadele azmimizi de güçlendiriyorlar” diye konuştu.

Terör örgütüne hizmet edenlere çağrıda bulunan Erdoğan, “Gelin bu oyuna alet olmayın. Medya bu oyuna alet olma. Erdoğan’a düşmanlığınız olabilir ki bu düşmanlığınızı attığınız başlıklarda görüyorum ama bilesiniz ki siz ne kadar düşman olursanız olun Rabbimin takdir ettiği ömrü hiç bir zaman azaltamayacaksınız. Bu mücadele azmimizi de hiçbir zaman yıldıramayacak, durduramayacaksınız. Bu oyunun kazananı asla siz olmayacaksınız. Bugün sizi kullananlar, sizi öne sürenler yarın yüzüne dahi bakmayacaklar. Conrad meselesi anlatmıştım. Conrad’da söylediklerini anlatmıştım. Bunların hepsini inkar ediyor şimdi ne kadar hayırlı oldu. O inkar etti bütün kirli çamaşırları her taraftan piyasaya dökülmeye başladı mı? A’dan Z’ye bu ülkeyi nasıl soyup soğana çevirdiklerine dair her şey piyasaya dökülmeye başladı mı? Sen busun, kimin bu ülkede dürüst kimin dürüst olmadığına zaten bu millet şahittir. Tayyip Erdoğan yalandan en fazla kaçınan insandır. Ama siz bütün hayatınızı yalan üzerine inşa ettiniz. Teröristi ekranlarınıza çıkarmak suretiyle cici kız diye gösteren sizsiniz. Sizin ekranlarınız, onlar için her türlü yolu meşru kılan sizsiniz. Sizin ekranlarınız, sayfalarınız. İftira atmakta zaten üstünüze yok. Tayyip Erdoğan’a oradan mektup göndermene gerek yok, senin o gönderdiğin mektuplarında kıymeti harbiyesi yok. Zira kimin nerede, kimin için çalıştığı bellidir. Vatanı için çalışanlarda bellidir, kendi saltanatı için çalışanlarda bellidir. Gelin hep birlikte 1071 Malazgirt’deki, 1453 İstanbul’da ki, 1915’de Çanakkale’de, 1920 yılında TBMM açılışında ki inançla, azimle, birlik ve beraberlik ruhuyla 2023 hedeflerimize doğru hep birlikte yürümeye devam edelim. Bir olmak, iri olmak, diri olmak varken bölücülüğe, ayrımcılığa, aramıza fitne sokulmasına izin vermem. Türkiye’nin de bu sıkıntıyı geride bırakacağına canı gönülden inanıyorum. Milletimizden bu mücadeleye verdiği desteği güçlendirmesini, sağduyusunu elden bırakmamasını bekliyorum” ifadelerini kullandı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız