SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Rektör Çelik İddialı Konuştu..

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:23:54
Rektör Çelik İddialı Konuştu..
A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, görevde bulunuşunun 7. Yılı ile ilgili olarak yaptığı değerlendirme de, üniversiteler arasında Türkiye’de uygulamaları ile yeni modeller oluşturan ve model olan bir üniversite durumuna geldiklerini söyleyerek, topluma karşı sosyal sorumluluk projelerine ağırlık verilen bir dönem yaşatıldığını söyledi.

Yeni Malatya Muhabiri’ne 7 yıllık görev süresi ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, şu şekilde konuştu; 

"SAĞLIK TURİZMİNDE İLK SIRADAYIZ 

Elektrik kesildiğinde hiç olmazsa hastanenin ameliyathanelerine, polikliniklerine ve yoğun bakımlarına yetecek enerji üretiyoruz. Bu, maalesef üzülerek ifade ediyorum, Türkiye’deki Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı’nın girişimci ve yenilikçilik kriterleri arasına girmiyor. Yani bunun bilim, yenilikçilik ve girişimcilik kitabındaki yeri nedir? Bunu üzülerek ifade ediyorum. Türkiye’nin değil, dünyanın tek bir organa spesifik karaciğer nakil hastanesi yapıyoruz. Dünyanın ikinci karaciğer nakil merkezi oluyoruz, hastalarımızı yüzde 10’u yurt dışından geliyor ve Türkiye’de sağlık turizminde dışarıdan hasta kabul eden sadece üniversite değil, kamu hastaneleri içerisinde de birinci sırada bulunuyorsunuz, bunun yenilikçilikte ve girişimcilikte maalesef bir karşılığı yok. 

7 YILLIK ÇALIŞMA 33 YILA BEDEL 

Biz bu üniversiteyi 7 yılda hem fiziki olarak hem akademik olarak 2 katının üzerine çıkardık. Bunu açık yüreklilik ve samimiyetle söylüyorum. 33 yılda yapılan fiziki yapılanmadan daha fazlasını biz 7 yılda gerçekleştirdik. O zaman 17 bin öğrencisi bulunan üniversitenin bu sene 41 bin öğrenci oldu. 400 olan öğretim üyesi sayımız 800 oldu. İlçelerin adını taşıyan bütün meslek yüksekokulları merkezde, ana kampüsteydi, işadamları ile diyalog kurarak ilçelerde meslek yüksekokulu yaptırdık. Meslek yüksekokullarımızı adına taşıdığı ilçelere taşıdık. 

TÜRKİYE’DE İLK KEZ BİZ YAPTIK 

Türkiye’de belki ilk kez bunu yaptık, meslek yüksekokullarını temalarına, alanlarına göre ayırdık. Yani tekstille ilgili programların olduğu programlar Yakınca’da, turizmle ilgili programlar Kale’de. Hekimhan ve çevresi, Türkiye’nin demir başta olmak üzere en büyük maden yataklarının olduğu yer. Maden, sondajcılık, iş yönetimi ve iş güvenliği gibi programlarımız Hekimhan’da. Battalgazi Meslek Yüksekokulumuzda, orada arazi çok müsait olduğu için tarım ile ilgili, seracılık, tohum yetiştiriciliği, meyvecilik, bahçe bitkileri gibi programlar var. Bu, Türkiye’de bir üniversitenin meslek yüksekokulları ile ilgili yaptığı çok önemli model bir çalışmadır. Meslek yüksekokulları ve diğer yatırımlarımız için Malatyalı işadamlarımız Üniversitemize yaklaşık 50 milyon TL tutarında bir destek verdi. 

YABANCILARA EĞİTİM VERECEK DURUMDAYIZ…

Düşünebiliyor musunuz, hastanenin 700 yatak kapasitesini bin 400’lere çıkardık. Şehirde 600 yataklı bir hastane yapılıyor. İnönü Üniversitesi 7 yılda Malatya Devlet Hastanesi’nden 150 yatak daha büyük bir hastane oluşturuyor. Başka önemli bir şey; özellikle üniversite hastaneleri 3. basamak hizmet veren hastanelerdir. Yani sağlık ocağında, devlet hastanesinde, özel hastanelerde çözülemeyen, daha yüksek problemi olan hastaların geldiği yerlerdir. Burada neye ihtiyaç var? Yoğun bakım ünitelerine ihtiyaç var. Geldiğimde buradaki yoğun bakım yatak sayısı 112 idi. Şu anda 300 yoğun bakım yatak kapasitemiz var. Hastanemizi 300 yoğun bakım yatağı olan bir hale getirdik. Dolayısıyla Ankara ve İstanbul’a hasta sirkülasyonunu önledik ve artık mahallinde, bölgede hastaların problemlerini çözer hale geldik. İkincisi, tabii ki her şey normal gitse, biz Kuzey Irak’ta dâhil olmak üzere, buraya uçak servisleri koyarak onların hastalarını getirmiş oluyoruz. Libya’dan hastalar geliyor, Ortadoğu’dan geliyor, Suriye’den Azerbaycan’dan hastalarımız geliyor. Bununla da yetinmiyoruz, birçok komşu ve kardeş ülkenin belli alanlardaki, sağlık alanındaki hekimlik hizmetlerinin kalitesini arttırmak için onlara eğitim veriyoruz. Arkadaşlarımız da oraya gidiyor. Sanıyorum bugüne kadar 20’nin üzerinde Afgan doktoru 6’şar ay eğittik. Amaç ne? Orada bulunan ihtiyaç sahibi bir insanın elinden tutmak, mazlum bir insanın sağlık problemini halletmektir amacımız. 

SOSYAL SORUMLULUĞU ÖNCELEDİK…

Üniversite ile şehrin bütünleşmesi bağlamında yaptığımız işlerin büyük önem taşıdığını düşünüyorum. Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz, ne Amerika’yız, ne İngiltere’yiz, ne Almanya’yız. Üniversitelerin bulunmuş olduğu yerde model olmak gibi, model işler yapmak gibi bir sorumluluğu var. Bu noktada da biz sosyal sorumluluk projelerini önceledik. Nedir sosyal sorumluluk projesi? Rahmetli Özal, Turgut Özal Tıp Merkezi’ni yapmış ama 700 yataklı bir hastane idi, geldiğimde 140 doktor vardı. Bizim görevimiz Ankara’ya, İstanbul’a buradan hasta gitmesinin önüne geçmek. Çünkü bir hasta gidiyor, onun yanında refakatçisi gidiyor, perişan oluyor. Parası oluyor mu olmuyor mu? Onun için yaptığımız ilk iş, hastaneyi koğuş sisteminden 1 kişilik, 2 kişilik oda sistemine geçirmek oldu. Bunun için hayır sahiplerinden, gönüllülerden destek aldık. Bununla kalmadık, ‘bu insanlar buraya geliyorlar, ama bunların kalacakları yeri yok’ düşüncesiyle hareket ederek, Malatyalı İşadamları Derneği (MİAD), Malatya Belediyesi ve üniversite işbirliğiyle 200 yatak kapasitesine kadar çıkan Hasta Yakınları Oteli’ni yaptık. Hasta Yakınları Oteli’nde konaklayanların şu anda yüzde 30’u ücret ödemeden kalıyor, yüzde 20’si günlük 10 TL veya 20 TL veriyor, 3 bin TL üzerinde geliri olanlar da 30 TL ücret veriyor ve burası 3 yıldızlı otel düzeyinde.  Bu önemli bir sosyal sorumluluk projesidir. Bununla kalmadık ve orada bir Hayır Mağazası açtık. İhtiyaç sahibi hasta yakınları geldiğinde nüfus cüzdanlarını göstererek istedikleri giyim malzemesini alıyorlar. Sabah herkese ücretsiz olarak kahvaltı çıkıyor. Öğlen vaktinde ise; Üniversite AVM’de Üniversite Yemek Evi açtık, orada yemek yiyebiliyorlar. Üniversitede 7 bin 500 kişiye yemek çıkartılıyor, bu yemek bize 4 TL’ye mal oluyor, orada hasta yakınlarına biz 6 TL’ye servis yapıyoruz. Hastanenin karşısına bir alışveriş merkezi yaptık. Çünkü hastanenin içindeki kantin ve kafeteryalar enfeksiyon kaynağıdır, hamam böcekleri hastaneyi basıyordu. Şimdi önemli bir market zinciri Malatya’daki 3. şubesini oraya açtı. Marketinden kafeteryasına, berberinden çiçeksine varıncaya kadar ne ihtiyaç varsa burada açıldı. Bunlar Türkiye’de yeni modeller. Yani sosyal bir devletin yapması gerektiği şeyleri üniversitemiz üstlendi. Orada parası olmayana da ücretsiz yemek imkânı sağlıyoruz. “Askıda yemek Projesi” var, hayır sahipleri parasını İnönü Üniversitesi Vakfı’na veriyor. Diyelim ki, ay sonunda 150 kişinin ücretsiz yemek yediği tespit edildi, bunu hastanemizdeki sosyal çalışmacılar tespit ediyor, biz oraya para takviye ediyoruz. Hasta Yakınları Oteli’nde konaklayanların yüzde 30’u ücretsiz kalıyor. İstanbul’daki hayırsever işadamlarımızı arayarak, onlardan aldığımız destekle orayı takviye ediyoruz. Şimdi bu bir sosyal sorumluluk projesidir.

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAĞI OLUŞTURDUK 

Üniversite olarak asıl en büyük sosyal sorumluluk projemiz; enerjide dışa bağımlı olan bir ülkede, bu kadar da Allah’ın bahşettiği güneşi olan bir ülkede, Almanya gibi bir ülke enerjisinin yüzde 25’ini alternatif enerji kaynaklarından sağlarken, ‘biz bunu niye yapmayalım’ diye, Ziraat Bankası’ndan kredi alarak, devlet yatırımı değil, 5.3 MW kapasitesindeki güneş enerjisi santralini hizmete aldık. Bu santral, Turgut Özal Tıp Merkezimizin 3’te 1 enerji ihtiyacını karşılıyor ve maliyeti sıfırdır. Aylık 300-400 bin TL tutarında enerji elde ediyoruz. Güneş Enerjisi Santralimiz kendisini 5.5 yılda amorti edecek. Yani biz bunu bedavaya yapmış olduk. Bu da bir sosyal sorumluluk projesidir. Dışarıya yılda 80-85 milyar dolar enerjiye para veren bir ülkede bir üniversite kendi imkânları ile alternatif enerji kaynağını oluşturdu. 

BÖLGENİN DİŞ TEDAVİ İHTİYACINI GİDERDİK 

Sağlıkta şu anda sadece karaciğer naklinde değil, birçok branşta bölgemize ve bölge ülkelerine hizmet veriyoruz. Karaciğer Nakil Hastanemiz yakında bitiyor ve orayı hizmete alacağız. Karaciğer Nakil Hastanemiz ile 2 yıl içerisinde dünyanın en çok karaciğer nakli yapılan merkezi haline geleceğiz. Avrupa’da değil, zaten Avrupa’da en çok karaciğer nakli yapan merkeziz.  Sağlıkta diğer bir önemli projemiz de, bu bölgenin insanları diş tedavisi görmek için başka illere gidiyordu. İlk yaptığımız şey, Diş Hekimliği Fakültesini açmak. Şimdi Diş Hekimliği Fakültemiz bu sene 5. yılını tamamladı, 6. yılına girdi.  Her şey online. Yani dosya yok, film yok. 

ORGAN NAKLİNDE BURASI BİR MERKEZ 

Bölgemizde Yanık Merkezi yoktu. Şu anda Türkiye’nin sayılı Yanık Merkezlerinden birisiyiz. Sadece karaciğer nakli değil, böbrek nakli, kemik iliği nakli, kornea nakli gibi birçok nakillerde de merkez olduk. Artık bundan sonra üniversiteler her konuda öne çıkmayacaklar, ama markaları olacaktır. Diyelim ki; biz organ naklinde markaysak, Fırat Üniversitesi ortopedide marka olacak,  Erzurum Üniversitesi başka bir alanda marka olacak. Asıl önemlisi de ülkenin yükseköğretiminin devletin bilim politikasında bunun bir yeri olacak. Asıl eksiğimiz bu. 

ÜNİVERSİTE SENATOSU İLÇELERLE BÜTÜNLEŞİYOR 

Teknopark binamızı yaptık. Şu anda Teknopark’ta 30 şirket çalışmasına devam ediyor. Teknoparklar dünyada çok para kazanan, yenilikçiliğin ve girişimciliğin odak noktaları. 

Yine; şehrin folklorundan tutun da birçok sosyal problemlerine varıncaya kadar üniversite olarak sorumluluk üstlendik. Mesela Arguvan, türkü dünyasında önemli bir merkezdir. Arguvan Türküleri başta olmak üzere, üniversitemizin kendi enstrümanları, öğretim üyeleri ve öğrencileri ile kendi ses kayıt stüdyolarımızda Malatya Türküleri albümlerini çıkardık. Malatya’da ilk kez Alevi-Bektaşi dedelerinin elindeki yazılı, ancak kimsenin ne olduğunu bilmediği beratları gün yüzüne çıkarmak için çalışma başlattık. Üniversite Senato Toplantıları üniversitemizin ana kampüsünde yapılıyordu, şimdi her ay bir ilçede yapıyoruz. İlçelerimizin tarihi yerlerini ziyaret ediyoruz, ilçe yöneticilerimizle bir araya geliyoruz.  Ben Malatyalıyım. Malatya folkloru kaybolmuştu. Malatya’daki folklor araştırmacılarını da dâhil ederek, köylere giderek figürleri toplayarak Malatya folklorunu yeniden gün yüzüne çıkardık. 

Biz 2 tane daha önemli proje yaptık. Bunlardan bir tanesi Engelli Çocuklar Merkezi, ikincisi Üstün Yetenekli Çocuklar Merkezi ve Çocuk Üniversitesi. Şu anda 90 öğrencimiz Üstün Yetenekli Çocuklar Merkezi ve Çocuk Üniversitesi’ne devam ediyor. Çocuk Üniversitemiz her yıl köylerdeki başarılı çocukları getirerek 15 gün kamp yaptırıyor. 

KARAKAYA’YA OTEL YAPTIK, YELKEN KULÜBÜ KURACAĞIZ 

7 yıl içerisinde üniversitemiz 360 yataklı 3 tane otele sahip oldu. Birincisi Hasta Yakınları Oteli, ikincisi kampus içerisindeki Kampüs Otel ve daha da önemlisi Kale ilçesinde Karakaya Baraj Gölü kenarında Kalegöl Otel. Bu otel; 55 odalı, 110 yataklı, engelli odası da olan, açık havuzu, kapalı havuzu, Malatya’nın en büyük hamamı olan, fitness merkezi olan bir otel. Kalegöl Otelimizde şimdi bir proje aldık ve Su Sporları Merkezi yapıyoruz. Karakaya Baraj Gölü kıyısında ilk kez Yelken ve Kürek Kulübü kuracağız. Orada tenis kortumuz, basketbol, voleybol ve tartan özelliğe sahip yürüyüş parkuru alanlarımız da var. Bu yılın sonunda hepsi bitecek.  Otelimizde 100’er kişilik 2 tane konferans salonumuz var. 300 kişilik bir konferans salonu daha yapacağız. Burası tamamıyla halka açık. 

KİRA GELİRİ ARTTI, İHTİYAÇLARI KARŞILADIK 

Diğer başarılı çalışmalarımızdan birisi de, üniversiteler kantin, kafeterya gibi alanları işleten kurumlar değildir. Mevzuat rektörlere çok geniş yetki veriyor. Ama biz, ihaleleri kameraların önünde ve kayıt altında yaptık. Bu bize ne getirdi biliyor musunuz? 2008 yılının sonunda 610 bin TL kira geliri olan üniversitenin 5 milyon TL’ye yaklaşan kira geliri oldu. İşte bu paralarla biz; üniversitenin ihtiyaçlarını karşıladık. 

PEMBE YOL, BİLGELER YOLU OLDU 

Üniversitemizin içinde bir Pembe Yol vardı. Dedim ki, ‘Bu yol epey pembe kaldı, bu yol, Bilgeler Yolu olsun.’ Onun için geçtiğimiz yaz, Azerbaycan’dan, Gürcistan’dan, Moskova’dan Heykeltıraşlar getirdik, bizim tarihimizin başlangıcı olan Orhun Yazıtlarından başlayarak Hoca Ahmet Yesevî, Dede Korkut, Nasrettin Hoca, Mevlâna, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre, Âşık Veysel’e kadar bu şahsiyetlerle ilgili heykeller yaptık.  Bu şahsiyetlerin özlü sözlerini de koyduk. 4 yıl o yoldan gidip gelen çocuk en azından bizim öz kültürümüzle ilgili bir şeyler öğrenecek. 

ÖRNEK PROJE: ÖĞRENCİ MERKEZİ 

Üniversitede bir başka önemli projemiz de Öğrenci Merkezi yaptık. Modern bir üniversiteye yakışan bir proje oldu Öğrenci Merkezi. Ön lisans, lisans, yüksek lisans, doktora öğrencilerinin işlemlerinin yapıldığı ve bütün enstitülerin olduğu bir merkez; öğrenciler geldiğinde o merkezde bütün işlerini halledecek. Öğrenci Kulüplerinin de olduğu modern bir bina yaptık. En güzel yaptığımız projelerimizden bir tanesi odur. Üniversitemiz içerisinde bir hayırsevere Gözlemevi yaptırdık. İlköğretim ve ortaöğretim öğrencileri gelip gözlem yapıyorlar. 

HOCALARIN ELİ TOPRAĞA DEĞDİ…

Üniversitemizde yine bir başka sosyal sorumluluk projemiz de hobi bahçeleri kurduk. Şimdi bunun faydası ne? Burada 80 tane hobi bahçesi var. Burada İlahiyat Fakültesi hocası ile Tıp Fakültesi hocası komşu oluyor. Bahçelerde çalışırken birbirlerinden alet ve edevat istiyorlar. Birbirleri ile bahçede sebze yetiştirirken dayanışma ve diyalog içinde oluyorlar. Çocuklar sebzelerin nasıl yetiştiğini görüyor.  Hobi Bahçemiz yazlığa döndü. Aileler hem bahçelerine bakıyorlar hem de boş zamanlarını burada değerlendiriyorlar. Bu proje üniversite hocalarının birbiriyle kaynaşmasını sağlayan bir projedir. 

İNÖNÜ’DE SON 7 YILDA BAZI GELİŞMELER….

-Öğretim Üyesi sayısı 400’lerden 800’lere yükseldi. Öğrenci sayısı 17 binden 41 bine çıktı. 

-2008’den önce 7 olan fakülte sayısı 2008’den sonra 13’e yükseltildi.

-2008’den önce 1 olan Yüksekokul sayısı 2008’den sonra 5’e yükseltildi.

-2008’den önce 9 olan Meslek Yüksekokulu sayısı 2008’den sonra 11’e çıkartıldı.

-2008’den önce 11 olan Araştırma ve uygulama Merkezi sayısı 25’e yükseltildi. 

-İnönü Üniversitesi Uzaktan Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi, 2009 yılında kuruldu. 2009 yılında Sağlık Eğitimi Lisans Tamamlama (3+1) programı ile eğitim faaliyetine başladı. 2010 yılında Sağlık Eğitimi Lisans Tamamlama (3+1) ve İlahiyat Lisans Tamamlama (2+2) programları ile devam etti. 2011 yılında ise beş tane program ile öğretim faaliyetine devam ediyor. 

- Türkiye’nin en büyük yakıt akredite laboratuarına sahip oldu.  Türkiye’deki analizlerin şu anda yüzde 85’i burada yapılıyor.

-8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın anısını yaşatmak ve onu gelecek nesillere daha iyi anlatabilmek adına Turgut Özal Tıp Merkezi’nde “Turgut Özal Müzesi” açıldı. 

- 2010 yılından itibaren yabancı öğrenci kabulüne başlandı ve yaklaşık 60 ülkeden öğrenci başvurusu alınıyor. Üniversitede yaklaşık bin yabancı uyruklu öğrenci eğitim görüyor ve üniversitede 20 yabancı öğretim üyesi görev yapıyor.

- Tıp Fakültesinde 'Tıp Eğitimi Projesi' uygulamasına geçildi. Tıp Fakültesi, bu projesiyle diğer tıp fakülteleri tarafından ilgiyle ve merakla izlenen bir eğitim modeli geliştirdi. 

-Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu bünyesinde Türkiye'de ilk defa özel eğitim, engelli eğitiminde hizmet edecek öğretmen ve egzersiz terapisi uygulamalarına yönelik elemanları yetiştirmek üzere 4 yıllık bir bölüm açıldı.

-Üniversite personeli ve ildeki kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personel için üniversite yerleşkesine yakın bir alanda TOKİ işbirliği ile 150 dairelik konut projesi yapıldı. 

- Üniversite uluslararası akademik ve mesleki tanınırlığı sağlayan "Diploma Eki Etiketi" almaya hak kazandı.

-Türkiye’de ilk olma özelliğine sahip "Kataliz Araştırma ve Uygulama Merkezi (İNÜ-KATAUM)" kuruldu.

- Yetenekli çocukların yetiştirilmesi için Üstün Yetenekliler Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin alt birimi olarak İnönü Çocuk Üniversitesi kuruldu.

- At, Atçılık ve Atlı Sporlar Uygulama ve Araştırma Merkezi kuruldu. Atçılık, Binicilik Rehabilitasyon Tesisi faaliyete geçti. 

- Kampüs içerisinde yaklaşık 45 hektar alan üzerinde içerisinde farklı tür ve çeşitte bitkilerin yer aldığı canlı bitki müzesi Arboretum Parkı ve Gölet yapıldı."

- 1975 yılında kurulan üniversitenin başlangıçtan bugüne kadarki 40 yıllık kurumsal tarihini ve kimliğini yansıtan belge, fotoğraf ve objelerin sergilendiği Kurumsal Müze kuruldu. Üniversite bünyesinde İnönü Müzesi, Turgut Özal Müzesi, Kurumsal Müze, buna Hekimhan MYO’daki Maden Müzesi de eklenince bugün itibarıyla İnönü Üniversitesinin toplam 4 müzesi var.

-Yıllarca kampüs içerisinde yer alan artezyen kuyularının suyundan istifade eden ve Malatya’nın içme suyunu kullanamayan 40 yaşındaki İnönü Üniversitesi, bu dönem içerisinde sağlıklı içme suyu şebekesine kavuşturuldu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız