SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Rektör Terledi, Gerildi!..

A- A+ PAYLAŞ

Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, 2009 yılını değerlendirdiği basın toplantısında gazetecilerin soruları yanıtlarken zaman zaman sinirlendi ve hakarete varan cümleleriyle dikkat çekti. Sinevizyon sunumu ile icraatlarını anlatan rektör Prof. Dr. Çelik, gazetecilerin soruları karşısında ter döktü. Bir soruya “Valiye, Ordu komutanına bu soruyu soruyor musunuz? Rektörlük de öyle bir görevdir” diye tepki gösteren Prof. Dr. Çelik, "bir çelişkiyle ilgili" başka soruyu da “Gazeteci bir arkadaş ile sohbet anında söylenmiş sözleri haberleştirmek ne kadar doğru?” şeklinde yanıtladı.

İCRAATLARINI ANLATTI
İnönü Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, göreve geldiği 2008 Ağustos tarihinden bugüne kadar geçen 17 aylık çalışmasını düzenlediği bir basın toplantısı ile anlattı. İnönü Üniversitesi Senato Toplantı salonunda gerçekleşen ve çok sayıda basın mensubunun katıldığı toplantıya rektör yardımcıları Prof. Dr. Süheyla Önal ve Prof. Dr. İsmail Özdemir’de katıldı. Sinevizyon sunumu ile icraatlarını anlatan rektör Prof. Dr. Çelik, gazetecilerin soruları karşısında ter döktü.

Rektör Prof.Dr. Çelik, "Bizden önceki dönemde alt yapı bakımından, fiziki mekan bakımından çok önemli çalışmalara, işlere imza atılmış. Sezarın hakkını da sezara teslim etmek lazım.. Bizden önce görev yapan herkese, bu anlamda teşekkür ediyorum" diye de konuştu.

YENİ AÇILAN FAKÜLTELER
Rektör Çelik, üniversitede 10 fakülte, 3 yüksekokul, 1 konservatuar, 9 meslek yüksekokulu, 4 enstitü ve 14 araştırma merkezi olduğunu söyledi.

2008-2010 yılları arasında açılan fakültelerle ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Çelik, “2008-2010 yılları arasında Diş Hekimliği Fakültesi açılmış, Hukuk Fakültesi kurulmuştur. İlahiyat Fakültesine öğrenci alınmış, Devlet Konservatuarına öğrenci alınacaktır. İletişim Fakültesinin kurulma işlemleri tamamlanmış, Bakanlar Kurulunun onayına sunulmuştur. Değişik akademik birimlerin bünyesinde toplam 24 bölüm/program açılmıştır. Yeni açılan bölümler ve programlar ise şöyle: Bilgisayar Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği, Maden Mühendisliği (İ.Ö), Kimya Mühendisliği (İ.Ö), Maliye Bölümü, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği, Rehberlik ve Psikolojik, Danışmanlık (İ.Ö), Türk Dili ve Edebiyat Bölümü (İ.Ö), Müzikoloji Ana Sanat Dalı (İ.Ö), Müzik Teknolojisi Anabilim Dalı (İ.Ö), Mekatronik Programı, Bilgisayar Programcılığı (İ.Ö), Tasarım ve Basım Yayımcılık Programı (İ.Ö), Evde Hasta Bakım Programı, Darende İlahiyat Fakültesi (i.Ö), Uluslararası ilişkiler, Beden Eğit. ve Spor Öğretmenliği Bölümü ( Örgün ve İkinci Öğretim), Özel Eğitimde Beden eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü, Antrenörlük Eğitimi Bölümü ( Örgün ve İkinci Öğretim), Özel Güvenlik ve Koruma Programı ( Örgün ve İkinci Öğretim)” dedi.

UZAKTAN EĞİTİM
İNUZEM (Uzaktan Eğitim) Merkezi’nin açılarak, 2009- 2010 Akademik yılı içerisinde eğitime başladığını ve üniversiteye yaklaşık üç bin öğrenci kazandırıldığını vurgulayan Rektör Cemil Çelik, akademik personele ilişkin şu bilgileri verdi:

“2008 yılında profesör sayısı 76 iken 2009 yılında bu sayı 115’e çıkarıldı. 2008 yılında doçent sayısı 101 iken 2009 yılında 134, yardımcı doçent sayısı 222’den 261’e çıkarıldı. Böylece 2008 yılında 399 olan akademik personel sayısı 2009 yılında 510 oldu. Tıp Fakültesi akademik personel dağılışı ise 2008 yılına göre 2009 yılında şu şekilde değişti:

2008 yılında profesör sayısı 35 iken 2009 yılında 55’e, doçent sayısı 86’dan 71’e, yardımcı doçent sayısı 47’den 73’e ulaştı. Böylece Tıp Fakültesi akademik personel sayısı 2008 yılında 168 iken 2009 yılında 199’a ulaştı. Toplam öğrenci sayımız 2008 yılında 17 bin 804 iken 2009 yılında bu sayıyı 23 bin 863’e çıkardık. Bir önceki yıla göre, bu yıl öğretim üyesi ve öğrenci sayılarımız yaklaşık yüzde 25 oranında arttı. Desteklenen proje tutarları ise şöyle:

Devlet Planlama Teşkilatı tarafından desteklenen 2.767.500,00 TL, BAP tarafından desteklenen 2.783.191,00 TL, TÜBİTAK ise 708.606,67 TL. Böylece desteklenen proje toplam tutarı 6.259.297,67 TL oldu. Malatya’nın en büyük eksikliği olan Teknokent kuruldu. Böylece üniversite ile sanayiciler arasında bir bağ kurulmuş oldu.”

“ÜNİVERSİTEMİZ BİLİM MERKEZİ OLDU”
“TÜBİTAK’ın desteklediği ve 8 ilin katıldığı ‘Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Bölge Yarışmaları’ organizasyonu ilk olarak üniversitemizde yapılmıştır. Türkiye’de bir ilk olan bu ve diğer organizasyonlar ile üniversitemiz adeta bilimin merkezi oldu” diyen Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik konuşmasına şöyle devam etti:
“TÜBİTAK’ın desteklediği ve Doğu Anadolu Bölgesini kapsayan 12 ilden 42 öğrencinin katıldığı ‘Yaz Bilim Kampı’ organizasyonuna üniversitemiz ev sahipliği yaptı. 2010 Yarıyıl Tatilinde yine üniversitemiz öncülüğünde ‘Kış Bilim Kampı’ düzenlenecek.

Fen ve Anadolu Lisesi öğrencilerinden derece almış üstün yeteneklerin başvurduğu bilim kampı, bilim insanı alt yapısının oluşmasında önemli bir rol üstlendi. 2008-2009 yılı fiziki gelişmeler ise şöyle:

Bilgi işlem alt yapı çalışmaları: Üniversitemizin Network (Ağ) alt yapısı 5+2 yıllık büyüme oranı ve ihtiyaçları göz önünde tutularak yeniden planlanmıştır. 65 noktada 14.289 metre fiber optik kablo çekimi ve 940 adet fiber optik kablo sonlandırma işlemi yapılmıştır. Üniversitemiz kütüphanesinde veri tabanı sayısı yüzde 30 artmıştır. 2008 yılında veri tabanı 20 iken, 2009 yılında bu sayı 26 olmuştur. Kütüphanemizde basılı kitap sayısında da yüzde 26 oranında artış olmuş, 2008 yılında basılı kitap sayısı 104 bin iken 2009 yılında bu sayısı 131 bine çıkarılmıştır.

Görme engelli okuyucularımız için özel bir oda hazırlanarak, ekran okuma programı ile internet imkanından faydalanmaları sağlanmıştır. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'nin körler kütüphanesi'ndeki 2000 adet sesli kitap bilgisayara yüklenmiştir.

İnönü Üniversitesi’nde kurulan ve yenilenen bilgisayar laboratuarları ise BAP destekli alınan bilgisayar sayısı 440, İdari ve Mali İşler bütçesi tarafından alınan bilgisayar sayısı 217, Hibe destekli kazanılan bilgisayar sayısı (TTNET tarafından) 52, bu dönem içerisinde üniversitemize kazandırılan toplam bilgisayar sayısı 709’dur. Üniversitemiz lojmanlarında merkezi ısıtma sistemi’nden kaynaklanan sıkıntıların giderilmesine yönelik bireysel ısı sistemi projesi hayata geçirildi.

Yapımı tamamlanan binalar ise şöyle:
Diş Hekimliği Fakültesi, Konservatuar, Tıp Fakültesi Amfisi, Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu, akaryakıt / petrol analiz laboratuarı, Tacan Kampusu, Sürgü Meslek Yüksekokulu öğrenci yurdu, engelli çocuklar merkezi (Ayrıca üstün yetenekliler merkezi ve sürekli eğitim merkezi’de açılmıştır), lojmanlar, yapımı tamamlanan binalarımızla birlikte bu dönem içerisinde üniversitemize toplam 46.474 m2 kapalı alan kazandırıldı. Bir yıl içerisinde üniversitemizdeki kapalı alan oranı yüzde 11,5 arttırılmıştır.

Yol - otopark yapımı: Diş Hekimliği Fakültesi oto parkı, Tıp Fakültesi oto parkı, konservatuar oto parkı, spor meslek yüksekokulu oto parkı.

Yapımı devam eden binalarımız: Sağlık yüksekokulu inşaat alanı, kapalı havuz inşaat alanı, öğrenci yurdu inşaatı (Yurt-Kur tarafından yapılan ve 5 bloktan oluşan 1100 kişi kapasiteli öğrenci yurdunun yapımına başlanmıştır), merkezi amfi bloğu (1 Adet 400 kişilik, 2 Adet 200 kişilik derslik, kütüphane, internet salonu ve kafeteryadan oluşan 4.000 m2 kapalı alanı olan 2 katlı modern Amfi Bloğu inşaatı 2010 yılı içerisinde tamamlanarak hizmete girecektir).

Projelerimiz:
‘Bir öğrenci yüz ağaç’ projesi ile başlayan ve ağaç seferberliğine dönüşen yeşil kuşak projesi başlattık. Üniversitemiz kampusunun ağaçlandırılması projesi kapsamında 2.050 dekar alan ağaçlandırılmış ve kampusumuzda ağaçlandırılacak boş alan kalmamıştır. Çam sedir fidanı 174 bin, meşe palamudu 308 bin, badem çekirdeği 62 bin 500 olmak üzere toplam 544 bin 500 adet fidan dikimi yapılmıştır. Yapılan işin maliyeti 935 bin TL’dir.

İnönü Üniversitesi Su Sporları Merkezi, hasta yakınları oteli projesi (4 katlı ve 108 yataklı olarak projelendirilen otel, engellilerin de kullanabileceği 4 özel oda ile hizmet verecektir), yapımını Malatya Girişim Grubu’nun üstlendiği İlahiyat Fakültesi binası 2010 yılı içerisinde tamamlanacaktır.

Kampus İlköğretim Okulu 2010 eğitim-öğretim yılında açılacaktır. TOKİ üniversite personeli için 117.000 metrekarelik alana 350 konut yapacak. Kampusumuzda yeşillendirilmiş ve ağaçlandırılmış alanların sulanması konusunda yeraltı kaynaklarına daha fazla ihtiyaç duyulmayacaktır. Projenin hayata geçirilmesi ile 30 Köy 100 bin dönüm ekili arazinin kuraklık tehlikesinden kurtulması, üniversite kampusu dahil Beydağı eteklerinin yeşillendirilmesi ve sulanması sağlanmış olacak. Stadyum yapımı için üniversite tarafından alan tahsis edilmiştir.

Yakın gelecekte yapacaklarımız: Hukuk Fakültesine 2010-2011 eğitim-öğretim yılında öğrenci almak, Batı Dilleri ve Edebiyatı Bölümüne, Felsefe Bölümüne, Eğitim Bilimleri Enstitüsüne öğrenci almak, SYO Bünyesinde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü açmak, Yabancı Diller Yüksekokulunu eğitime açmak, Engelli Çocuklar Merkezine öğrenci almak, Diş Hekimliği Fakültesi öğrencilerimizi üniversitemize almak, Sağlık Bilimleri ve Spor Bilimlerinin Fakültelerinin açılması, Uzaktan Eğitim ve İletişim Fakültelerini kurmak, yabancı uyruklu öğrenci kabulünü sağlamak.

Diğer hedeflerimiz:
Organ Nakilleri Merkezi ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi Kurmak. Turgut Özal Tıp Merkezi’nde yapılan hizmetler ise şu şekilde:

Hastanemizin kalite çalışmaları tamamlanmış, akreditasyon ve TSE-İSO EN 9001:2008 standardizasyonu ile Türkiye üniversite hastaneleri arasında yeni revizyona uyum sağlayan iki hastaneden biri olmuştur. TÖTM’ de 2008 yılında 891 olan yatak sayısı 2009 yılında 934’e çıkartılmıştır. Nöroloji inme birimi, kemik iliği nakil merkezi (Kemik İliği Nakli Ünitesi bütünüyle tamamlanmış olup, hasta kabulüne başlamıştır) açılmıştır. Hematoloji Servisi müstakil hale getirilerek 25 yatağı ile hizmete başladı. Çocuk cerrahi servisi, çocuk hastalıkları servisinden ayrılarak müstakil hale getirildi. Dahiliye yoğun bakım ünitesi, nöroloji yoğun bakım ünitesinden ayrılarak kapasitesi arttırılmış ve her iki yoğun bakım ünitesi müstakil hale getirildi. Yoğun bakım ünitelerine hemşire ve personel desteği sağlandı.

Acil Radyoloji Laboratuarında ihtiyaç duyulan BT cihazı alındı. Yanık Tedavi Merkezimiz açılış aşamasında yeni doğan prematüre servisinin toplamda 60 yatak olarak büyütülmesi planlanarak gerekli alt yapı çalışmaları tamamlandı.”

“TÜRKİYE POLİS DEVLETİ OLMAYACAK”
Rektör Cemil Çelik, 2009 yılı değerlendirmesinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

İnönü Üniversitesi’nde artık huzur ve güvenin olduğunu savunan Rektör Çelik’e, son günlerde gerek üniversite içinde gerekse Battalgazi Erkek Öğrenci Yurdu’nda çıkan olaylarla ilgili soru sorulunca, olaylarda yaralanan 2 öğrenciye geçmiş olsun dileklerini ilettiğini söyledi. Çelik, “Üniversitenin içerisinde herhangi bir şey olmadı. Dışarıda şehirde iki çocuğumuzun bıçaklanmasıyla ilgili bir hadise oldu. O çocukları yanıma aldım geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Her dönemde bizim öğrenciliğimizden şimdiye kadar belki gelecekte de bu işleri provoke etmek isteyen farklı niyetli insanlar olacaktır. İnönü Üniversitesi Türkiye’nin en huzurlu üniversitelerinden biridir. Birkaç kendini bilmez ve farklı işler yapmak isteyen insanların olduğunu biliyorum. Bunları emniyetimizde, belirli güçlerimiz de takip etmektedir. Bizler de takip ediyoruz. Kimseye de pabuç bırakmayız. O işleri yapanlar hakkında da soruşturma devam etmektedir” diye cevapladı.

“DAĞA ÇIKMASINA MI HİZMET EDECEĞİZ?”
Üniversite içerisinde son zamanlarda artış gösteren eylemlerle ilgili soruya ise Çelik şu şekilde cevap verdi:

“Hayır bir eylem yok. Ne eylemi var? İnönü Üniversitesi demokrat bir üniversitedir. İnsanlar birbirine hakaret etmediği müddetçe, birbiriyle kavga etmediği müddetçe medeni sınırlar içerisinde düşüncelerini dillendirecektir. Üniversitenin yönetiminden izin almak kaydıyla. Bunu unutmayın üniversiteler her türlü düşüncelerin hür ve bağımsız olarak konuşulduğu her türlü soruların düşüncelerin hür ve bağımsız olarak cevaplandığı yerlerdir. Bu üniversitede 24 bin öğrencimiz var. Bu işlerle ilgilenen öğrenci sayısı 100’ün altındadır. Güvenlik güçleri ve üniversite olarak bizler bunları birebir tanıyoruz. Şimdi bunlar bir takım konularda hoşgörülü davranmadığınız zaman olayları daha büyük boyutlara taşımaktadır. Bizim tarzımız anarşizme, terörizme şuna buna yol vermek değildir. Bizim tarzımız sevecen, babacan tavırlarla anarşizmi, terörizmi ortadan kaldırmadır. Genç ve hormonlarının en dorukta bulunduğu çocukları polisle, jandarma ile karşı karşıya getirmeyip, birisine bir cop attırdığınız zaman ölünceye kadar devlete düşman olacaktır. Bizim tarzımız öğrenci ile güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeden kendi güvenlik güçlerimizle sevecen-babacan ve onlara değer veren bir tarzı takip etmektir. Elbette ki hukuksuz, kanunsuz, devletin temel değerlerini kaile almayan insanlara ve onların gösterilerine izin vermemiz mümkün değildir. Bunun dışında samimi olarak demokratça, hür olarak insanlar bir araya gelip öğrenci topluluğu bir şeyler ifade etmek istiyorsa, bizden de izin alıyorlarsa, bunun arkasında da bir provakatif amaç ve arkasında başka bir güçler yoksa izin veriyoruz. Ancak biz polis devleti de değiliz. Unutmayın. Üniversite de artık Türkiye Cumhuriyeti de polis devleti olmadan çıkma durumundadır. Şöyle veya böyle değişmek durumundayız. Anamızın vurduğu adla, eski yöntemlerle Türkiye’nin birliğini ve bütünlüğünü korumak mümkün değildir. Yeni yöntemler bulacağız. İnsanlara zulmedip, buradaki on tane öğrencimizi dağa çıkarılmasına mı hizmet edeceğiz, onların devlete karşı mücadelesinin demokratik yollardan yaparak, kendi kontrolümüzde Türkiye Cumhuriyeti’nin saygın vatandaşları olmasını sağlamak için mi uğraşacağız. Bizim kimseyle kavga etmek gibi bir görevimiz yok. Eğer kanunsuz iş yapmak isteyen varsa güvenlik güçleriyle karşılaşırlar."

“ADAM OLAN ANLARDI”
Bir gazetecinin AKP’li belediye başkanlarına üniversitenin sosyal tesislerini açmasına ilişkin sorusunu yanıtlayan Rektör Cemil Çelik, “O zaman da ben bu konuya dair açıklama yapmıştım. Adam olan verdiğimiz cevabı anlardı” dedi. Bu cevabının ardından bir anda toplantı odasında buz gibi bir hava esince Rektör Çelik, sözlerini geri almak zorunda kaldı. Çelik, “Adam olan anlardı’ ifademi geri alıyorum. Bununla şunu kastettim: Benim açıklamamda neden belediye başkanlarına orayı açtığımın yanıtı vardı. Ama bundan sonra üniversitenin sosyal tesisi hiçbir siyasi partinin siyasi amacı için kullandırılmayacak” dedi.

REKTÖRDEN GAZETECİLİK DERSİ!
Rektör Cemil Çelik, zaman zaman basını eleştirdi, nelerin nasıl haber olup olmayacağı konusunda da fikirlerini açıkladı.

Bir basın mensubunun 30 Aralıkta TSE Elazığ temsilciliği tarafından verilen hizmet kalite belgesi töreninde yaptığı konuşmadan 20 gün gibi kısa bir süre sonra Tıp merkezi başhekiminin ‘ Maddi ve kadro eksikliğinden hizmet kalitesinde düşüş yaşandığı ifadelerini kullanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu “Başhekimimiz böyle bir ifade kullanmadığını söylüyor. Bir gazeteci arkadaşımızla sohbet esnasında iktidarların özel hastanelere gösterdiği hassasiyeti devlet hastanelerine göstermiyor yönlü bir konuşma geçmiş aralarında. Ama sohbet ortamında konuşulan sözlerin haberleştirilmesi ne kadar doğru” diye yanıtladı.

Aynı gazetecinin “Medikal malzeme eksikliğinden hastaların birçoğu çevre illere gönderiliyor. Herkes şikayetçi, bunu bir gazeteciye mal etmek doğru mu?” yönlü sorusunu ise "Kadromuzda eksiklikler var. Özellikle bazı branşlarda” diye yanıtladı.

“Üst düzey yöneticiler görevden ayrılıyorlar. Atamalarda liyakate önem veriyor musunuz?” sorusunu “Siz bu soruyu Valiye, ordu komutanına soruyor musunuz. Rektörlük de onlar gibidir. Rektör beraber çalışacağı insanları seçer veya görevden alır. Bu onların takdirindedir” diyerek yanıtladı.

"AKILLI REKTÖR İKTİDARLA KAVGA ETMEZ!"
Öte yandan Rektör'ün sunumunun ardından bir basın mensubunun 'Sezar'ın hakkını Sezar'a teslim ettiğinizi söylediniz, ama sunumunuzda sanki birçok alt yapı hizmeti sizin döneminizde yapılmış gibi gösterdiniz. Bir önceki rektör siyasi iktidarla aynı düşünmüyor diye 8 yıl boyunca Malatya'nın cezalandırılması doğru mu?" diye sorması üzerine "Elbette doğru. Rektörler siyasal iktidarla aynı düşünmek zorunda değil. Ancak akıllı bir rektör, siyasi iktidarla kavga etmeyip hizmet almasını da bilmelidir" yanıtını verdi.

O İFADELERİ YALANLAMADI
Soruların birbiri ardını sıralanmasıyla epey zorlanan Rektör Cemil Çelik, bir gazetecinin Eğitim Fakültesinde öğretim elemanları ile yaptığı bir toplantıda “Ben bir bilim insanı ve bilimden yana tavır alan birisiyim, bu da demokratlığı gerektiriyor, eğer ben demokrat davranmaya çalışmasam bu üniversitede kan gövdeyi götürür. Alt yapım buna müsait olmasına rağmen ben demokrat davranmaya çalışıyorum” şeklindeki ifadeleri söyleyip söylemediğini sorunca “Bilmiyorum, söylemiş olabilirim. Ama bakın böyle bir ifade kullanmışsam bile bunun ne anlama geldiğini doğru yorumlamak gerekiyor” diye yanıtladı.

“ESKİLERİN KİMLERLE NE KONUŞTUĞU KAYITLARDA VAR”
Rektör Çelik, basın mensuplarının üniversiteden rahatlıkla haber alamadığı, göreve başladığından bu yana basına soğuk olduğu, basınla sık bir araya gelmediği yönündeki eleştirileri yanıtlarken çarpıcı cümleler kullandı.

Çelik, siyasetçiler gibi her gün basında boy göstermesinin yanlış olacağını söyleyerek “Biz gelişme yolunda üçüncü dünyalıktan bir türlü kurtulamamış bir ülkeyiz. Ben geçtiğimiz aylarda Almanya’da Avrupa Birliği rektörler toplantısına katıldım. Orada kesinlikle böyle bir şey yok. Bunu yanlış buluyorum. Bizim üniversitemizin sitesinde üniversite ile ilgili gelişmeler yayınlanıyor. Herkes takip edebilir. Eski dönemde böyle bir alışkanlık olmuş. Sık sık basında boy gösterilmiş. Sanırım böyle bir alışkanlık yaratılmış. İşte burada kimlerle ne zaman görüştüklerinin kayıtları var” şeklinde ifadeler kullanılınca gazetecilerin “Sayın Rektör, siz eski yönetimin kimlerle görüştüğünü mü inceliyorsunuz?’ diye sorması üzerine “Hayır onu söylemek istemiyorum. Eskiden kimlere nasıl beyanat verilmiş, görevleri sırasında kimlerle görüşülmüş hepsi kayıt altında. Benim ziyaretçilerim de misafirlerimle görüşmelerim de kayıt altında. İsteyen de inceleyebilir. Hatta sizlere de verebilirim” diye toparladı.

“BEN GÖREVDE OLMASAYDIM BU ÜNİVERSİTENİN HALİ NE OLURDU?”
Çelik, üniversiteden ayrılan öğretim görevlileri ve kadrolaşma iddialarını içeren bir soruya ise “Böyle bir şey yok. Bakın buradan ayrılan, her yerde benim aleyhimde konuşan birini bile iyi bir cerrah olduğu için üniversiteye tekrardan davet ettim. Kendisine bu üniversitenin kapısının açık olduğunu söyledim. Siyasi görüşü ne olursa olsun, ben kişilerin ehliyetli ve liyakatlı olmasına bakarım. Bugün yanımdaki rektör yardımcılarım hepsi farklı farklı görüşlerdendir. Kimse burada bunu asla tartışmıyor. Üniversitelerin ideolojisi olmaz. Bakın şunu net olarak söylüyorum ki, eğer ben şu anda Rektör değil de başka bir görevde olsaydım burada nelerin olacağını tahmin ediyor musunuz? Benim bu kente diyet borcum var ve bunun için buradayım” diye yanıtladı.

Prof.Dr.Çelik, bir soru üzerine Ergenekon soruşturması nedeniyle aylardan beri tutuklu bulunan ve rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavisi süren İnönü Üniversitesi'nin eski rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ile ilgili olarak savcılıktan eski yönetime ilişkin olarak dosya ve belge istenmediğini söyledi. Rektör Çelik, sadece Hilmioğlu'nun avukatı tarafından üniversitede yapılan bir konuşma içeriğinin istendiğini, o talebi de 2 gün içinde karşıladıklarını söyledi.

“HASTA AZALDI GELİR AZALMADI”
Turgut Özal Tıp Merkezi’nin çıtasını daha da yükselteceklerini söyleyen ve “Gerek devlet gerek özel olsun hiçbir sağlık kuruluşunda Turgut Özal Tıp Merkez’indeki gibi tıbbı alet ve cihaz bulunmaz. Ben iddia ediyorum, hiçbir personel ve hekim de bizim hekimlerimizden daha donanımlı değil” diye konuşan Rektör Çelik ardından da özel hastanelerin rekabet şartlarını hızlandırdığını, kamu hastanesi gibi çalışıp özel sektör mantığı ile hareket edeceklerini bildirdi. Çelik, TÖTM’nin hasta sayısının geçen yıla göre azaldığını ancak gelirlerinde bir azalma olmadığını belirtti.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız