SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Rektörler Tarif Edecek Durumda Değil'

A- A+ PAYLAŞ

AKP Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı, türbana karşı çıkan rektörlere tepki göstererek, "Rektörler bu millete nasıl inanacağını tarif edecek konumda değillerdir. Bu ancak komünist rejimlerde olur" dedi. AKP Malatya Milletvekili Öznur Çalık ise, "Yüksek öğretimdeki kız öğrencilerimizin eğitim özgürlüğünü hiç kimse ama hiç kimse kısıtlayamayacak" ifadesinde bulundu. Bu arada Atatürkçü Düşünce Derneği Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir, Cumhuriyet rejimi ve onun değerlerinin hedef alındığını söyledi, bu konudaki gelişmelere tepki gösterdi.

MİLLETVEKİLLERİ..
Milletvekili Mücahit Fındıklı, Siyaset Akademisi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmasında türban tartışmalarını değerlendirerek, rektörlere yüklendi. Fındıklı, "Söylediğimiz şey şudur, 'Gerçekten hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir'. Bu memlekette millet ne diyorsa o olacaktır. 10 tane rektörün söylediği şey, bu milleti temsil etmiyor. Üniversitelerin başındaki insanlar, bu millete hizmet etmek zorundadır. Dolayısıyla onlar da bu milletin sesine kulak vermek, bu milletin çocuklarına, bu milletin istediği gibi davranmak zorundadırlar. Yoksa kendilerini seçkin grup ilan edip, bu millete şekil vermek, bir heykel tıraş gibi nasıl düşüneceğini, nasıl inanacağını tarif edecek ve onlara şekil verecek konumda değillerdir. Eğer kendilerine böyle rol biçenler varsa, bunun adı ancak faşizm olur, bunu uygulamaları ancak komünist rejimlerde olur. Oysa Türkiye demokratik, laik, sosyal ve bir hukuk devletidir" diye konuştu.

Milletvekili ve AKP Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) Üyesi Öznur Çalık ise yaptığı konuşmasında, türban tartışmalarına değindi. Çalık, "Yüksek öğretimdeki kız öğrencilerimizin eğitim özgürlüğünü hiç kimse ama hiç kimse kısıtlayamayacak. Bunu da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Allahın izniyle siyasi partilerin ortak imzasıyla hep birlikte bu milletin gücüyle çıkartacağız. Egemenlik, bir kez daha kayıtsız şartsız milletindir diyeceğiz. Bunu da tüm Türkiye'ye tüm dünyaya
göstereceğiz" ifadelerini kaydetti.

ADD'DEN TEPKİ..
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir ise yaptığı açıklamada, Cumhuriyet rejimi ve onun değerlerinin hedef alındığını söyledi.

Tunçdemir'in bu konudaki açıklaması şöyle:

"Ülkemizde Cumhuriyet Rejimini ve onun değerlerini hedef alarak, laik devlet düzeni yerine teokratik bir devlet yapısı oluşturmak istekleri artık açıkça ifade edilir olmuştur.

İşsizlik almış başını gitmiştir. Tarım bitmiş, sanayi durmuş, esnaf batmıştır. Vatan toprakları ve en kârlıları başta olmak üzere devlet ve millet malı işletmeler, yabancıya peşkeş çekilmiştir. Yedisinden yetmişine halkımızın “bir avuç mutlu azınlık dışındaki” kesimi, açlıkla, yoksullukla boğuşmaktadır. Ödenememiş vergi ve stopajla, katlanmış zam, birikmiş fatura, kredi kartı batağı ve faiz borçlarıyla boğuşmaktadır; bir lokma ekmeğe muhtaç ve yabancıya karşı dirençsiz vaziyete düşürülmüştür.

Devletimizin yoksulluk, işsizlik, terör ve ağır borç yükü, gerçek demokrasiye ulaşım gibi dev sorunları çözüm beklerken, gerçek bir özgürlük sorunuymuş gibi “üniversitelerde türban yasağı”nın kaldırılması girişimi laiklik karşıtı istekleri daha da önü alınamaz hale sokacaktır. Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve AİHM’ nin bu konudaki kararları hiçe sayılarak, siyasal bir simgenin ANAYASA’ da yapılacak değişiklikle dayatılmaya çalışılması endişe ile izlenmektedir. Atatürk ilke ve devrimlerini korumaya yönelik Atatürkçü Düşünceden yana olan davranış ve tutumu mecliste üyesi olan, olmayan tüm siyasal partilerin milletvekilleri tarafından da sergilenmesini bekliyoruz. Yurttaşlarımızın inançlarını siyasal rant aracı olarak kullanma niyetlerini artık terk edilmelidir.

Siyasal bir simge olan türbanı, üniversitelerden başlayarak tüm kamu alanları ile öğretim kurumlarında yaygınlaştırmaya çalışmak, anayasanın değiştirilmesi önerilemez hükümlerine aykırı davranmak büyük bir gaflettir. Türbanın üniversitelerde serbest bırakılması kaçınılmaz bir şekilde orta öğretim kurumlarında hatta ilköğretim okullarında ve sonrasında kamusal alanlarda da aynı dayatmaları gündeme getirecektir. Doğrudan doğruya laikliği ve dolayısı ile Cumhuriyet rejimini hedef alan bu girişim toplumda ayrışmalara yol açarak çok tehlikeli gelişmelere neden olabilecektir

Eğitim ve bilim kurumlarında yalnızca bilimsel yöntemin ilkelerini egemen kılmak, , inançların, dogmaların gölgesinde bilim yapılamayacağını temel alan bir eğitim düzeni gerçekleştirmek, en doğru çözüm yoludur. Öyle ise giyim-kuşam da içinde olmak üzere, bilimsel düşünüş biçimini ve demokratik kamu düzenini engelleyici her türlü davranışı ayrım gözetmeksizin eğitim ve bilim kurumlarını kamusal alanların dışında tutmak kesin bir zorunluluktur. . Ayrıca türbana izin verildiğinde, çarşaf giymek, peçe takmak, sarık sarmak, şalvar giymek, değişik mezhep, tarikatlar ve inançların renk, biçim, takı vb. simgelerini kullanmak … isteyenlere izin vermemek için hiçbir geçerli gerekçe kalmayacağı açıktır.

Çocuklar ve gençlerin, okul yıllarında aynı ulusun geleceğe birlikte hazırlanan üyeleri olma bilinci içinde yetişmeleri ulusal barış, özgürlük ve bağımsızlığın zorunlu gereği olduğu açıktır. Öğrencilik yıllarında birbirlerine sürekli olarak ortak paydaları yerine farklılıklarını sergileyerek ve bu yüzden de aralarında iletişim kurmadan yetişen çocuklar ve gençlerin, yetişkinlik yıllarında toplumsal yaşamda işbirliği ve dayanışma gerçekleştiremeyecekleri de açıktır..

Aynı sakıncalar tüm kamusal alanlar için de geçerlidir. İnanç ve ideolojisini giyimiyle, rozetiyle, vb. sergileyen bir güvenlik görevlisine, bir yargıç, savcı ya da avukata, bir sağlık görevlisine, bir eğitim-öğretim görevlisine, o inanç ya da ideolojiye katılmayan yurttaşların güven duymasına olanak bulunmayacağı, bu durumda kamu hizmeti alanlarının da dayanışma değil, çekişme yerine döneceği açıktır.

Hiçbir ülke kendi kuruluş felsefesi ile çelişen kuşaklar yetiştiremez. Bu nedenle, Anayasamızda belirlenen esaslar çerçevesinde, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı çağdaş kuşakları yetiştirme görevini üniversitelere vermiştir. Buna aykırı her tür davranış geleceğimizi tehlikeye atacak, ülkeyi belirsizliklere ve karanlığa sürükleyecektir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Abdurrahman YALÇINKAYA da 17 Ocak 2008 günü yaptığı açıklamada bu konunun Anayasa değişikliği ile gerçekleşmesi halinde toplumda bir ayrışmanın olacağını ve muhtemel çatışmalara zemin hazırlayacağını belirtmiştir. Danıştay Başkanı ve bazı üniversite rektörleri yaptıkları açıklamalarda benzer endişeleri ifade etmişlerdir.

Toplumda yükselen sese yanıt verilmesi sağduyu gereğidir."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız