SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Rektörlük Seçimleri, Muhtemel Adaylar

A- A+ PAYLAŞ


Niyazi Doğan

dogannd@gmail.com


 

Bu yazıda adı geçenler : Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Prof. Dr. Sezai Yılmaz, Prof. Dr. Ramazan Özdemir, Prof. Dr. Cemil Çelik, Prof. Dr. Cafer Özkul, Prof. Dr. Mustafa Paç, Prof. Dr. Ayşe Paç, Prof. Dr. Mustafa Erkal, Doç. Dr. Abdullah Korkmaz, Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Altan Öymen.

 

Malatya bu yıl içinde iki önemli seçime sahne olacak.  Hatta yerel yönetim seçimleri konusundaki spekülasyonlar doğru çıkarsa, seçim sayısı üç olacak. İkisi  kesin : İnönü Üniversitesi Rektörlüğü seçimi, Malatya TSO grup, meclis ve yönetim seçimleri. Biri ise muhtemel : Yerel yönetim, yani belediye başkanlığı seçimleri.

 

TSO ve yerel yönetim seçimlerine yönelik değerlendirme ve gözlemleri bir başka yazıya erteleyip İnönü Üniversitesi Rektörlüğü seçimleri’ne ilişkin mevcut durum ve muhtemel gelişmelere yönelik gözlemleri okuyucularımızla paylaşmakta fayda olduğunu düşünüyorum.

 

Rektörlük seçimi Haziran 2008’de yapılacak. Yani, üniversiteyi  sekiz yıldan bu yana  kendi kuralları, kısmen demir yumruk ve kendi siyasi görüş ortakları ile yöneten Prof. Fatih Hilmioğlu’nun dönemi artık kapanıyor. Fatih Hilmioğlu 22 Temmuz seçimlerinde milletvekili adayı olmak istediği CHP’de bile ‘’Persona non grata’’ ilan edilebilecek kadar  ideolojik uçlarda bulunmayı bir yönetim enstrümanı olarak kullandı sekiz yıl süresince. Başbakan Erdoğan’dan kadro talebinde bulunurken, eş zamanlı olarak onu her fırsatta aşağılamayı ihmal etmedi. Milli irade, TBMM’nin yasama yetkisi gibi demokratik kavramlarla hiç barışık olmadı. Gerilimden beslendi ve bir bilim kurumunun başında olmasına karşın bilimin-bilimselliğin-bilimsel özgürlüğün derinliklerine inmek yerine, Türkiye tarzı politikanın sığ sularında kendine prim edinmenin mücadelesini verdi. İnönü Üniversitesi’ni siyasal iktidara karşı muhalefet cephesine dönüştürdü. Üniversitenin siyasetten bağımsız bilimsel üretim ve bilim adamı yetiştirme çabaları da bu nedenlerle gölgede kaldı ve yara aldı.

 

Hilmioğlu’nun, bir bilim üssünün yöneticisi olmaktan çok politik aktör olma hevesi,  İnönü Ünversitesi ile bu üniversitenin kurulması için 1970’lerde yaşamsal bir mücadele veren Malatya’nın ilişkisini minimum düzeye indirdi. Üniversite Malatya’dan, Malatya üniversitesinden koptu. Üniversite, fiziksel olarak Malatya’da olmasına karşın düşünsel ve organik bağlamda ciddi bir kopuş ve kırılmalar yaşadı. Üniversite, üniversal anlayışın tam tersine ‘’İtaatkar kişi - sadık ruh’’ anlayışı ile  içe dönük / dışarıyı tehlike gören, korku politikalarını kutsayan, toplumu kategorize eden bir yol haritası ile gündemde kaldı hep.

 

Kuşkusuz Prof. Hilmioğlu’nun hakkını teslim etmemiz gereken başarılı çalışmaları da vardı. Bunların başında üniversitenin fiziksel anlamda ciddi bir gelişme içinde olması, modern bir yerleşke kimliğine kavuşması gelir. Bu konuda ona teşekkür etmek görevimiz. Ama, şu da unutulmamalı ki, bu fiziksel gelişmenin temelinde Prof. Hilmioğlu’nun gayretli çalışmaları olduğu kadar, Turgut Özal Tıp Merkezi’nin ve üniversitenin parasal kaynak ve ödeneklerdeki artış da önemli bir rol oynamıştır.

 

Fatih Hilmioğlu yönetiminin Malatya’ya / İnönü Üniversitesi’ne kazandırdıkları ve kaybettirdikleri üzerine ciddi bir çalışma yapılması, kazandırdıkları ile kaybettirdikleri arasında objektif kıyaslamalar yapılması ihtiyacı ortadadır.

 

Hilmioğlu’nun kendine özgü yönetim anlayışının Malatya’nın sosyal / siyasi / ekonomik / ticari  ve insani yapısına nasıl ve hangi ölçüde etki etki ettiğinin ortaya çıkarılması,  orta ve uzun vadeli sonuçlarının neler olduğunun ortaya konulması, şehir-üniversite, toplum-üniversite, siyaset-üniversite ve özellikle ticaret-üniversite ilişkilerinim nasıl bir yapı oluşturduğuna ve sosyo-ekonomik yapıyı nasıl dönüştürdüğüne yönelik bilimsel temelli bir çalışma inanıyorum ki sekiz yıllık geçmişi daha iyi anlamamızı sağlayacak, Hilmioğlu yönetiminin kodları hakkında fikir verecektir.

 

Her neyse…

 

Biz şimdi geleceğe bakalım isterseniz. İnönü Üniversitesi bugün artık rektörlük seçimi atmosferine girmiş durumda. Altan Öymen bir yazısında, ‘’Eskiler seçim dönemleri için  'Seçim sath-ı maili' deyimini kullanıyorlardı haklı olarak.  Siyasetçiler için güç iş olduğu ima edilerek... 'Sath-ı mail', meyilli, yani eğik -dolayısıyla kaygan- bir zemin demek’’ diyor. Rektörlük seçimi bütünüyle siyasi bir seçim olmasa  bile mevcut durumda İnönü Üniversitesi seçim sath-ı mailine girdi dersek kastını aşan bir laf etmiş olmayız sanırım.

 

Kulis çalışmaları sessiz ve derinden yürüyor şimdilerde.  

 

Şu anda rektörlüğe aday olması beklenen, üniversite ve kamuoyunun gündemindeki iki önemli isim Prof. Dr. Sezai  Yılmaz ve  Prof. Dr. Ramazan Özdemir. Prof. Yılmaz karaciğer nakli konusundaki çalışmaları ile öne çıkarken, Prof. Özdemir kardiyoloji alanındaki bilimsel çalışmaları ve kalp operasyonları ile yakından tanınan bir isim. Prof. Yılmaz, Arguvanlı, Prof. Özdemir ise Pütürgeli. Yani rektörlük seçiminin muhtemel iki güçlü ismi de Malatyalı, her ikisi de yıllardır Malatya’da hizmet veriyor.

 

Prof. Dr. Sezai Yılmaz ve Prof. Dr. Ramazan Özdemir adaylıklarını resmen ilan etmiş değiller. Zaten seçimler için uzun bir zaman da var. Ancak, beklentiler ve kimi işaretler bu iki ismin de aday olacağı yönünde.

 

Prof. Dr. Sezai Yılmaz

 

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı da olan Prof. Dr. Sezai Yılmaz’ın, mevcut rektör Prof. Hilmioğlu tarafından desteklendiği, Hilmioğlu ve grubunun adayı olarak seçimlere gireceği yönünde izlenim ediniliyor. Her ne kadar Hilmioğlu’nun seçime kısa bir süre  kala yeni bir isim öne süreceği yönünde iddialar olsa da güncel  bilgi, izlenim, gözlem ve duyumlarımız Prof. Hilmioğlu’nun üniversiteyi kendisinden sonra Prof. Sezai Yılmaz’a emanet etmeyi arzu ettiği şeklinde. 

 

Prof. Yılmaz ,  Prof. Hilmioğlu’nun güvendiği ve çalıştığı ekibin önemli isimlerinin başında geliyor. İnsanlarla ilişkilerinde başarılı. Malatyaspor yönetimlerinde yeraldı. Malatyalılık kimliği oldukça güçlü.. Karaciğer nakilleri ile gündemde kalan bir bilim adamı.

 

Prof. Dr. Ramazan Özdemir

 

Rektörlük seçimlerinde aday olacağı beklenen diğer güçlü isim ise Prof. Dr. Ramazan Özdemir. Özdemir, İnönü Üniversitesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi. Kardiyoloji alanındaki bilimsel çalışmaları ve Turgut Özal Tıp Merkezi’ndeki başarılı kalp operasyonları ile tanınıyor.

 

Prof. Özdemir,  merkezde yer alan ve uçlara savrulmayan geniş toplumsal kitlelerin ölçülü muhafazakarlığı ile demokrat kimliği birleştiren bir dünya görüşüne sahip. Prof. Sezai Yılmaz gibi İnönü Üniversitesi’nin iç dinamiklerini ve güç dengelerinin kendi içindeki ilişkilerini iyi biliyor. Yoğun çalışma trafiği içinde hastaları ve insanlarla ilişkileri başarılı.

 

Prof. Özdemir, Üniversitenin geniş bir  yelpazede yer alan diğer öğretim üyeleri ile sıcak ilişkiler içinde. Malatyatyaspor’da  Hikmet Tanrıverdi yönetimlerinin vazgeçilmez isimleri arasında yer aldı. Malatya kamuoyunda pozitif bir imaja sahip. Hilmioğlu döneminde epeyce zayıflayan Malatya – Üniversite ilişkilerini restore etme ve üniversite-şehir bütünleşmesini sağlama şansını yaratabilecek potansiyele sahip olduğu ifade edilen bir isim. Zaman zaman Rektör Hilmioğlu ile ters düştüğü için, kardiyoloji alanındaki çalışmaları kamuoyu ile karaciğer nakilleri kadar yoğun paylaşılmadı. Prof. Özdemir  merkezi İstanbul’da bulunan Türk Girişimsel Kardiyoloji Derneği’nde de görevli..

 

Prof. Yılmaz ve Prof. Özdemir’in en önemli ortak ve güçlü yanları ise, Malatya’yı ve üniversitenin, Turgut Özal Tıp Merkezi’nin Malatya ve bölge için ifade ettiği anlamı çok iyi bilmeleri ve bu anlayışla oluşan vizyonel  bakış açısına sahip olmaları.

 

Peki, bu iki isim dışında aday olması beklenen başka isim yok mu ?

 

Var elbette.

 

Prof. Dr. Cemil Çelik

 

Örneğin, Tübitak Başkan Danışmanı ve Tübitak Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkan Vekili Prof. Dr. Cemil Çelik. Prof. Dr. Çelik  Hekimhanlı. Ama uzun yıllardır Malatya’dan uzak kalmış. Akademik yaşamına Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden mezun olarak başlayan Prof. Çelik, 13 Şubat’ta Malatya Belediyesi’nin düzenlediği ve şeref konuğu olarak yine Hekimhanlı bir bilim adamı olan Fransa Rouen Üniversitesi Rektörü Prof. Cafer Özkul’un katılacağı konferansın ikinci konuşmacısı olarak gelecek Malatya’ya. Prof. Çelik’in Malatya’ya asıl geliş amacının ise,  rektörlük seçimleri konusunda bir dizi görüşme yapmak ve nabız yoklamak olduğu ileri sürülüyor.

 

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın Tübitak’taki görevi sırasında mesai arkadaşı olan Prof. Dr. Cemil Çelik’in AKP’nin adayı olarak lanse edilmeye çalışıldığı belirtiliyor. Prof. Çelik’in muhtemel adaylığına getirilebilecek en önemli eleştiri ise, aday olması halinde dışarıdan getirilmiş / ithal bir aday imajına sahip olacağı ve kendisine destek vereceği ileri sürülen siyasilerin talepleri konusunda dik duruş sergileyemeyeceği endişesi. Uzun yıllar Malatya’dan uzak kalmış, tepeden inme bir ismin empoze edilmesi ihtimalinin üniversitenin akademik kadroları tarafından da eleştiriye muhatap olacağı ifade ediliyor.

 

1996-2000 yılları arasında Samsun Aydınlar Ocağı Başkanlığı da yapan Prof. Çelik’in çevresinde milliyetçi-muhafazakar yönü ile tanındığı belirtiliyor. Prof. Çelik’in  de içinde yer aldığı Aydınlar Ocağı’nın Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal, AKP Hükümeti’nin başta AB üyeliği olmak üzere birçok alandaki politikalarını sert bir dille eleştirmekle tanınıyor  Prof. Mustafa Erkal, son yazısının bir bölümünde AKP’yi şu sözlerle eleştiriyor ‘’Türkiye adeta bir yerlere pazarlanmaya çalışılmaktadır. Türkiye’de yapılan değişik bir ırkçılık türüdür ve Türk kimliğini yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının reddini hedef almıştır. Bunu reddedenlerin dışarının taşeronu olarak aramızda bulunmalarına ve vatandaş olma imkânlarını kullanmalarına da gerek yoktur’’ Malatya Aydınlar Ocağı Başkanlığı’nı halen, 1997-2005 tarihleri arasında da İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanlığı’nı yürüten Doç. Dr. Abdullah Korkmaz yapıyor.

 

Prof. Dr. Mustafa Paç

 

Dışardan aday olabileceği ifade edilen bir başka isim ise daha önce Malatya’da görev yapan şimdilerde ise Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık İşletmesi’nde Başhekim olarak görev yapan Prof. Dr. Mustafa Paç.  Ancak Prof. Mustafa Paç’ın eşi Prof. Dr. Ayşe Paç’ın bu konudaki olumsuz tutumu nedeniyle aday olma konusunu şimdilik rafa kaldırdığı yönünde duyumlar gündeme geliyor.

 

Prof. Hilmioğlu dönemini kapatacak ve yeni / farklı bir dönemin kapılarını açacak olan İnönü Üniversitesi rektörlük seçimi çeşitli siyaset gruplarının, cemaatlerin, AKP’nin, sivil toplum örgütlerinin, Malatya ve dışındaki çeşitli güç merkezlerinin, rejim konusunda hassas kurumların, üniversitenin, üniversitedeki akademik ve idari kadronun, yerel ve ulusal medyanın gündemini uzun süre meşgul edecek. Bütün bunlar arasındaki güç çatışması / güç birliği ya da güç uzlaşması bakalım nasıl sonuç verecek…

 

Yaşayıp göreceğiz.

 

---

Esenlik Limited Şirketi Müdürü Osman Bey Farkında mısınız?

 Sahi Osman Bey,  yazdıklarımı yalanlamak isterken düştüğünüz durumun farkında mısınız ?

 ‘’Malatya 2007’yi Nasıl Yaşadı’’ başlıklı yazımın sizinle ilgili bölümündeki bilgi ve iddiaları yalanlama telaş ve paniği içinde kaleme aldığınız yazıda beni doğruladığınızı ve yazdıklarımı teyit ettiğinizin farkında mısınız?

 Kaleminizde çıkanların mantık kuralları ile izah edilebilir bir  temeli, iler tutar bir yanı olmadığının farkında mısınız ?

 Hem ‘’İftira amaçlı yorum’’ gibi Türkçe’nin anlam bilgisi ve mantıksal çerçevesine aykırı ucube bir deyim icat ederek size iftira ettiğimi ileri sürüyor, hem de yazımdaki ‘’ bilmem kaçıncı kez istifa etti’’  şeklindeki bilgiyi yalanlamaya kalkışırken ‘’ ‘’Sayın Belediye Başkanına geçmiş dönemlerde 3 kez teknik konularla ilgili istifa talebim olduğu doğrudur’’ cümlesi ile beni net bir biçimde doğrulayan bir açıklama yapıyor ve  yazıma konu olan davranışınızı bizzat kendiniz itiraf ediyorsunuz.  

 Bu ne yaman çelişki ?  İftira nerede, iftira eden kim? 

 Ortada bir iftira mı var yoksa kapı gibi bir itiraf mı var ?

 Ayrıca, yorum marifeti ile iftira edildiği nerede görülmüştür ?

 Madem iftira attığımı ileri sürüyorsunuz neden avukatınıza talimat verip yargıdan gereğinin yapılmasını talep etmiyorsunuz? İftiranın yasalarımızda mutlaka cezai bir karşılığı vardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız mahkemelerine başvurun ve yargıdan adaleti tesis etmesini talep edin.

 ‘’Üç kez istifa talebim oldu’’ diyorsunuz. Yıllarca devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış, 54. Cumhuriyet Hükümeti Başbakanı Sayın Necmettin Erbakan’ın himmeti ile kısa süre de olsa SHÇEK Genel Müdürlüğü görevinde bulunmuş bir bürokrat olarak şunu çok iyi bilmeliydiniz ki, ‘’istifa talebi’’ olmaz. ‘’İstifa talebim oldu’’ cümlesi de ucube / anlamsız / yanlış bir cümle . Çünkü bu cümlede istifa etmek için izin istediğinizi ifade etmiş oluyorsunuz ki, bunun da mantıksal bir temeli ve ciddiyeti yoktur.

 Sizin gibi umur gördüğünü varsaymak zorunda olduğumuz birinin istifa için, istifanın sunulacağı makamdan izin istenmeyeceğini çok iyi bilmesi gerekmiyor mu? İstifa, tek taraflı bir irade beyanıdır. İstifa edilir ve gidilir. Hiç kimse de istifa edeni zincirle makam koltuğuna bağlama, Japon harikası ile koltuğuna yapıştırma yetkisine sahip değildir. Ayrıca ‘’Bulunmaz Bursa kumaşı sendromu’’ yaşanmasını gerektirecek bir durum da yok.

Üstelik siz mevcut pozisyonda devlet memuru statüsüne de sahip değilsiniz. 657’ye tabi devlet memuru gibi birtakım prosedürlerle de uğraşmak gerekmiyor. ‘’Gördüğüm lüzum üzerine’’ şeklinde başlayan iki satırlık bir dilekçe yeter, artar bile…Demem o ki, bu işler aşure çorbası dağıtırken ‘’Hüseyni duruş’’ nutukları atmakla, ‘’Hüseyin Cemal Akın’’ isminden hareketle‘’Hüseyni duruş’’ ilişkisi kurmakla olmuyor. Gerçekçi ve samimi olmak gerekiyor.  Malatya’da perakende sektörünün en önemli aktörü olan bir BİT’in (Belediye İktisadi Teşebbüsü)  tepe yöneticisi 3 defa istifa ettiğini ama hala koltuğunda oturduğunu söylemekle övünç duyamaz. Övünç duyarsa da bu artık başka bir şeydir.

Sayın Yaşar Köksal ile görüşme konusuna gelince…Bu konuda neden bu kadar panik yaptınız anlamadım ve çok şaşırdım doğrusu. Sayın Köksal, bu şehrin tanınan, bilinen ve bu şehre yatırımları olan bir işadamıdır. Sayın Münir Erkal dönemindeki görevi nedeni ile yerel yönetim deneyimi olan, üstelik müdürlüğünü yaptığınız Esenlik Limited Şirketi ile de kiracı-kiralayan ilişkisi içinde olduğunuz bir işadamı.  Tüm bu nedenlerle Sayın Köksal ile isterseniz hergün görüşebilir, hergün fikir teatisinde bulunabilirsiniz. Bundan daha doğal olan şey ne olabilir ki ? 

Ve önemli birkaç not : 1- Bu yazı imzasız, müstear isim ya da başkasının ismi ile değil, kendi imzamla yayınlanıyor. Muhatabınızı ve adresi şaşırmayın lütfen. 2- Ben bir gazeteciyim. Haber kaynaklarım en yakındakiler değil en uzaktakilerdir, sayısızdır ve güvenilirdir. 3- Malatya ve Ankara’daki iki eviniz nedeniyle maddi-manevi sıkıntı yaşadığınızı yazmışsınız. Varlığınızı Malatya’nın varlığına armağan ettiğiniz için şükranlarımızı sunarız. 4- Yerel seçimlere birkaç ay kala, ‘’kahramanlık ve değeri bilinmemişlik’’ propagandası ve imajı ile bu kez teknik olmayan nedenlerle istifa etmeniz şaşırtıcı olmayacaktır.  5- Lise öğrenimi yıllarından bu yana yazdığım sayısız yazı ve haber ile yaptığım çok sayıdaki TV programından rahatsız olan, bu yazı ve programlardan dolayı çıkarı zedelenen, siyasi karizmasının çizildiğini düşünen ve bu nedenle beni tehdit eden çok kişi ya da grup oldu. Ancak hiçbir yazımdan ve programlarımdaki hiçbir konuşmadan dolayı asla yalanlanmadım. Çünkü, bugüne kadar yaptığım en önemli şey, gerçekleri öldürmeye kalkışanların yüzüne gerçekleri çarpmak oldu. Karşılaştırın ama karıştırmayın. 6- Bu sitede yaklaşık 20-30 gün aralıkla yazıyorum. Bu nedenle bağımsız bir yazı ile cevap vermek yerine, cevabımı yukarıdaki asıl yazımın devamında kullanmak için bugüne kadar erteledim. 7- Şimdilik bu kadar.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız