SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Sabah Yazarı Yavuz Donat'ın Malatya İzlenimleri..!

A- A+ PAYLAŞ

Sabah Gazetesi yazarı Yavuz Donat, bugünkü köşesini(25 Haziran.08) tamamen Malatya'ya ayırmış... Donat, Milli Takımımızın yıldızlarından Hamit Altıntop'un Kozluca'daki köyünden, Malatyalı Fahri'ye, '91 bin dev öğrenci' kampanyasına kadar bakın neler yazmış...?

Malatya-Akçadağ'ın Kozluca köyünden Hamit Altıntop
Bugün maç var.
Türkiye ayakta.
Malatya "2 kez" ayakta.
Malatya'nın Akçadağ ilçesinin Kozluca köyü "3 kez ayakta."
Kozluca "Hamit ve Halil Altıntop" ikizlerin köyü.
Milli Takım'da Hamit Altıntop koşuyor. Kozluca köylüleri de bir "camiye" koşuyorlar, "Milli Takım'a dua ediyorlar."
Bir "TV başına" koşuyorlar, "maç seyrediyorlar."

"Dün" günah diye TV seyretmeyen dedeler, nineler "bugün" sanki birer futbol yorumcusu.
Elinden tut, ekrana çıkar, spor programında konuşsun.
Malatyalı'nın biri "yazacak mısınız" dedi.
"Evet" yanıtını verdik.
"Öyleyse" diye devam etti:
Mehmet Topal da Malatyalı... Hemşehrimiz... Onu da yazın... Malatya, onlarla gurur duyuyor.

***

"Gözden Uzak Olan, Gönülden de Uzak Oluyor.
Ağzıyla kuş tutsa, uzaktan zor duyuluyor."

Eğitim konusunda "yaptıkları bilinse" Malatya Valisi H. İbrahim Daşöz'ün heykeli dikilir. Ankara'ya çağrılır, kendisine "üstün hizmet madalyası" verilir.

Daşöz, Malatya'ya vali olunca, Milli Eğitim Müdürü'ne sormuş:
- Malatya'da kaç öğrenci var?
- 91 bin.
- Öyleyse bir proje başlatıyorum... Adı "91 bin dev öğrenci" projesi.

91 bin öğrenci "aralarında para toplamışlar."
"Tiyatro grubu" kurmuşlar, bilet satmışlar.
"Konser vermişler", dinleyicileri ücretle içeri almışlar. Ve "ellerine geçenle" okul yaptırmışlar:
"91.000 Dev Öğrenci İlköğretim Okulu."

Öğrenciler "bunu" yaparlar da, öğretmenler boş dururlar mı?
Bir okul da onlardan.
Polisler "sınırlı olan maaşlarından katkıda bulunmuşlar", ortaya bir okul çıkmış:
"Polis Amca İlköğretim Okulu."
Sağlık personelinin yaptırdığı okulun adı ise: "Beyaz Birlik İlköğretim okulu."

Malatya'daki "zengin" de okul yaptırıyor.
Ankara'ya, İstanbul'a yerleşmiş "zengin Malatyalı da."
Sivil toplum örgütleri de.
Gittik gördük "okul yapma seferberliğinde" vali bey "ustabaşı", bütün Malatya da "işçi."

***

Eli Öpülecek Kadın: Şefika Nine...

Şefika nine "87 yaşında." Kendi deyimiyle "gayrı ayağının teki çukurda."
Ninemiz Malatya'nın Konak kasabasında. Yediği "bir dilim ekmek." İçtiği "bir bardak su."

Şefika nineye babasından "bir avuç toprak" kalmış.
Nine bu yaşta "ne edecek toprağı?" Kim ekecek, kim dikecek? Kayısıyı kim toplayıp, kim pazara götürecek?

Nine "satacağım" demiş.
Satmış. 2 bin 200 YTL'ye.
Parayı bir "keseye" koymuş.
Keseyi "iç çamaşırına" iğnelemiş.
Ve Vali H. İbrahim Daşöz'ün kapısına dayanmış:
- Kurban olam vali beg çağam (çocuğum), duymuşam ki çoğalara (çocuklara) okul yapiymişsin... Aha benim param bu kadar... Okulda benim de harcım bulunsun.

Balık "yüzlerce yumurta" bırakır. "Sesi" çıkmaz. Tavuk "bir yumurta" yumurtlar, yeri göğü inletir.
Bazen "hayır işinde de" öyle değil mi?
Üç kuruş hayır işi yapan "kimileri" reklam peşinde koşuyor.
"Servetini bağışlayan" Şefika nine ise "ne çekiyonuz, ne yaptım ki" diye resim çekilmesine bile karşı çıkıyor.

***

"Malatyalı Fahri"

Siyasetçi var, seçim bölgesinden "kopmuyor." Siyasetçi var, seçim bölgesine "bayramdan bayrama" uğruyor.
Parti var "vatandaşla içiçe." Parti var, tavrı "vatandaş benim neyime."
Malatya'nın göbeğinde "sebze hali" var.
"Toptancı hali" değil. Halkın günlük alışverişini yaptığı "perakendeci" hali. Oraya gittik.
Esnafla konuşurken söz "siyasetten" açıldı.
"Erken seçim olur mu olmaz mı?"
"Olursa, oylar nereye?" "Falanca partinin" durumu nedir? "Filanca partinin" ne? Malatyalı'nın biri "size bir türkü söyleyeyim de dinleyin" dedi:
Meşhurdur... Fahri Kayahan'ın türküsü.
"Malatyalı Fahri" TV'nin falan olmadığı dönemin önemli sanatçısı.
"Başına bir iş gelmiş", yıllarca hapis yatmış. Sonra çıkmış "pek çok beste yapmış." Malatya'da "Fahri Kayahan Bulvarı" bile var.
"Nazlı yare fiske ile taş attım,
Geri döndü bana delisin dedi,
Bir buse istedim al yanağından,
Çevirdi yüzünü (nah) alırsın dedi."
"Parantez içindekini" biz ekledik. Türküyü okuyan Malatyalı, oy vermeyeceği partilerden bahsederken eliyle "nah işareti" yaptı da.

***

"Mişmiş Pazarı"

Burası "kayısı pazarı." Malatya'da, halk arasında "mişmiş pazarı" diye bilinir. Ya da "şire pazarı." "Kuruyemişçiler pazarı" diyen de vardır.

Esnafın bir kısmı kendini "eczacı" ya da "doktor" diye tanıtır... Tabii "espri olarak." Zira onlara göre "kayısı bir ilaçtır."
"Her derdin devasıdır."
Tabelasında "Doktor Mişmiş" yazılı dükkân bile var. Mişmiş, kayısının "Malatyaca'sı."

"Meraller Kuruyemiş" in önünde oturduk.
- Ey çarşı esnafı... Anlatın bakalım.
Her kafadan bir ses çıkmaya başladı:
- 6 aydır işler durgun.
- Kapatma davası durgunluğu ikiye katladı.
- Önümüzü göremiyoruz.
- Biz oyu veriyoruz ama Ankara'da başka şeyler dönüyor... Faturayı da bize ödetiyorlar.
- Malatyaspor yerlerde sürünüyor, kim sahip çıkacak?
Önünde oturduğumuz dükkânın sahibi İlyas Meral'e döndük:
- Sen ne diyorsun?
- Abi dededen toruna, kendimi bildim bileli, ağız alışkanlığı "piyasa iyi değil" deriz... Ama geçinip gideriz... Bugüne de şükür... Fakat şöyle bir şey var... Masraf çok, elektrik pahalı, işçilik yüksek... Yani esnaf biraz daraldı.

***

"Okul Kardeşliği"

Malatya'da dersliği, laboratuvarı, spor salonu, bahçe duvarı "düzgün olan okul" da var. Kenar semtte ya da bir beldede, köyde "durumu iyi olmayan" okul da.
Vali H. İbrahim Daşöz "himayeye muhtaç" 300 okul belirlemiş. Ve başlamış bunlara "kardeş okul" aramaya.

Almanya'dan "4 kardeş" bulunmuş. Adana'daki Malatyalılar "varız" demişler. Bursa'dakiler de. Şanlıurfa'dan Mersin'e, İstanbul'dan İzmir'e kadar pek çok yerden "kardeş okullar" kuyruğa girmiş.
Üniversite çıkmış "bir okulu kardeş edinmiş." Hâkimler savcılar "bir başka okulu."
Ticaret Odası "diğer okulu."
Almanya-Köln'den bir "heyet" gelmiş.
"Kardeş okullarını" görmeye. Köln'ün kardeş okulu "Hekimhan'ın Kocaözü Beldesi İlköğretim Okulu."
Heyettekiler sormuş:
- Ne istiyorsunuz?
Kız öğrenciler haykırmışlar:
- Basketbol sahası.

"300 zengin kardeş", Malatya'nın kıyıda kenarda kalmış "300 fakir kardeşe" öyle bir sahip çıkmış ki...
Görenin gözleri yaşarır.

***
Reçetesiz ilacımız Dalbastı kirazımız
Malatya'nın Yeşilyurt ilçesinde "caminin önündeki meydanda" yürürken...
"Esnaftan biri" bağırdı:
- Dur, gitme!.. Onbaşıoğlu'nun kirazını yemeden nereye?
Hemen bir "tepsi" aldı.
Bir avuç vişne, iki avuç kiraz üç avuç kayısı:
- Buyur ye!.. Burası Yeşilyurt, kirazı ye bütün dertleri unut.

Adı Mehmet Özdemir.
"Onbaşıoğlu" derseniz, kim olsa size onu gösterir. "Muhtarın oğlu" diye sorsanız da olur.
"Bölgede" en iyi kiraz Yeşilyurt'ta yetişiyor.
"Onbaşıoğlu" da, ilçenin öğretmeni de, taksi şoförü de, imamı da "aynı şeyi" söylüyor:
- Bizden bir iyi kiraz çıkar, bir de meşhur adam... Profesör... Sanayici... Sanatçı.
Ve başlıyorlar saymaya:
* Şahinler Holding var ya... Buralı.
* Ahmet Çalık var ya... Buralı.
* GAP Tekstil... Kölünk... Karagöz... Büyük tekstilciler... Buralı.
* Prof. Mesut Parlak'ı tanır mısınız?... Buralı.
* TV'de program yapar, Kenan Işık... Buralı.

- Ey Yeşilyurtlular... Siyaset için ne diyorsunuz?
- Bey biz ne desek boş.
- Neden?
- Bizim lafımızın da, verdiğimiz oyun da bir hükmü yok ki... Biz ne dersek diyelim, sonunda Ankara'dakilerin borusu ötüyor... Onun için beyim, siyaset konuşmayı bırakın, kirazımızı yemeye bakın.
- Sağ olun... Dokunur.
- Hayır dokunmaz... Bakın, afişte ne yazıyor?
- Ne yazıyor?
- Reçetesiz ilacımız, Dalbastı kirazımız.

***
Birkaç kendini bilmez
Daha önce "Süper Lig'de oynayan" Elazığspor, kötü günler yaşıyor. Bu sezon "Bank Asya 1'inci Lig'den de" düştü. Elazığspor "2B'ye" düşünce...
Komşu il Malatya'da "birkaç kendini bilmez" bir tabut almışlar.
Üstüne "Elazığspor bayrağını" koymuşlar.
Ve "cenaze namazına" durmuşlar.
"İmam rolündeki kendini bilmez" diğer kendini bilmezlere sormuş:
- Merhumu nasıl bilirdiniz?
Malatya Valisi H. İbrahim Daşöz "olayı" duymuş:
"Bu densizleri bulun, getirin" demiş.
Bulmuşlar, getirmişler:
- Nedir bu terbiyesizlik?
- Ama vali bey, geçen sezon Malatya Süper Lig'den düşünce, Elazığlılar da, iki il arasında sınır olan Kömürhan Köprüsü'ne gelip, şenlik yapmışlardı.
- Elazığ ile Malatya kardeş şehir. Bir daha böyle şey olmayacak, anladınız mı?
- Özür dileriz efendim.
"Bir zamanlar" Elazığ ile Malatya arasında "kırıcılığa kadar uzanan" bir rekabet, bir didişme vardı.
Malatya Valisi H. İbrahim Daşöz ile Elazığ Valisi Muammer Muşmal "iki kenti kaynaştırdılar, kardeş yaptılar, eski gerginliği aştılar, iki kentin insanlarını kucaklaştırdılar" ama...
Yine de "birkaç kendini bilmez" çıkıyor işte.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız