SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Sabırları Zorluyor"

0
Güncellendi - 2015-12-27 14:24:47
A- A+ PAYLAŞ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Biz bir uçağına bile sahip çıkamayan, hakkını arayamayan ve nelerin yaşandığını belirleyemeyen çadır devleti değiliz ve hiç de olmaya niyetimiz yoktur" dedi. 
 
Bahçeli, partisinin Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 22 Haziran Cuma günü keşif görevi amacıyla Malatya’dan havalanan RF-4E Fantom tipi askeri uçağın düşürülmesinin üzerinden 26 gün geçtiğini hatırlatan Bahçeli, uçağın nasıl düştüğü veya düşürüldüğüyle ilgili kesin ve herkesi teskin edecek bulgu ve tespite henüz ulaşılamamasının da sabırları zorlamaya başladığını belirtti.
 
Türk jetinin Suriye tarafından düşürülmesi konusunda başından beri konunun milli bir mesele olması hasebiyle hükümetin çalışmalarına ve sürecin akışına destek verdiklerini anlatan Bahçeli, "Özellikle savaş çıkması yönünde dilek taşına sırtını yaslayanlara itiraz ettik ve diplomasinin çizdiği yoldan çıkılmaması için önerilerde bulunduk. Ayrıca Suriye tarafından özür dilenmesi ve tazminat ödenmesi için gerekli girişim ve çabaların başlatılmasına vurgu yaptık. Dahası bu mesele etrafında hükümetin zor durumda bırakılarak elinin zayıflatılmasını doğru ve meşru görmedik. Ne var ki gösterdiğimiz hassasiyet, verdiğimiz destek neticesinde arzuladığımız gelişmelerin ortaya çıkmadığını yaşayarak gördük" dedi.
 
"Füze mi, uçaksavar mı bilmecesi devam ederken, 'Suriye tarafından düşürüldüğü' ifadesinden, 'Suriye tarafından düşürüldüğü iddia olunan' noktasına gelinmiştir" diyen Bahçeli, Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan en son açıklamada ise, uçağın Suriye tarafından ileri sürüldüğü gibi bir uçaksavar ateşi ile düşürülme ihtimalinin ortadan kalktığının dile getirildiğini belirtti.
 
"AK PARTİ HÜKÜMETİ BAŞINDAN İYİ İDARE ETTİĞİ KRİZİN ORTASINDA TÖKEZLEDİ"
Senaryoların, komplo teorilerinin, sözde uzman müşahedelerinin meseleyi içinden çıkılmaz bir hale soktuğunu söyleyen Bahçeli, "Pilotlarımıza deniz dibinde ulaşıldıktan sonra yabancı basın kaynaklı haberler, siyasi ve askeri kesimlerden gelen çelişkili beyanlar işin suyunu çıkarmıştır. ABD’nin ve Rusya’nın tüm detayları bildiğini ilan etmesi, sanki saklanan ve öğrenilmesi istenilmeyen bazı şeylerin varlığına delil teşkil etmiştir. AK Parti hükümeti başından iyi idare ettiği krizin ortasında tökezlemiş ve şaşkına dönmüştür" şeklinde konuştu.
 
Bahçeli, işin bir diğer hazin tarafının Doğu Akdeniz’deki bir enkaza ulaşacak teknik güç ve imkana hala sahip olamayışımız olduğunu anlatarak, şunları kaydetti: 
 
"Sözde Türkiye’nin büyüdüğünü, geliştiğini ve güçlendiği iddia eden AKP hükümeti ve Başbakan bu hazin manzara üzerine düşünmeli ve gerekli tedbirleri almalıdır. Denizde kalan son parçaların çıkarılması için ABD’den bir şirketle anlaşılması ve tek başımıza bu sorunun üstesinden gelemeyişimiz bir zaaf ve handikaptır ve Türk milletine yakışmamaktadır. Biz bir uçağına bile sahip çıkamayan, hakkını arayamayan ve nelerin yaşandığını belirleyemeyen çadır devleti değiliz ve hiç de olmaya niyetimiz yoktur. Çok tehlikeli bir sınıra dayanan Suriye’yle ilişkiler konusunda da aklıselimin ve sağduyunun yörüngesinden ayrılmamak, başkalarının kışkırtmalarına gelmemek AKP’nin öncelikli hedefi olmalıdır."
 
Bahçeli ayrıca, Başbakan Erdoğan’ın bugünkü Rusya ziyaretinin konunun aydınlatılması açısından önemli olduğuna dikkat çekti.
 
14 Temmuz'da Diyarbakır’da yaşanan olayların AK Parti'nin çatırdayan ve çökmeye yüz tutmuş politikalarının eseri olduğunu da söyleyen Bahçeli, "Nihayetinde AKP, BDP, PKK ve Zana arasındaki paslaşmalar buna dönüktür. Amaç bebek katili üzerindeki tecridin kaldırılması ve serbest kalmasıdır. Bu uğurda işbölümü yapılmıştır" dedi.
 
"BAŞBAKAN ERDOĞAN BÖLÜCÜ MİLLETVEKİLİ LEYLA ZANA ÜZERİNDEN SİNSİ NİYETLERİNE KILIF ARIYOR"
Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın bölücü milletvekili Leyla Zana üzerinden sinsi niyetlerine kılıf aradığını öne sürerek, "Türk milletinin kritik bir eşikte olduğunu görmekten aciz olan Başbakan’ın, Zana’ya mahalle baskısı var diyerek arka çıkması aslında her şeyi tekrar vuzuha erdirmiştir. Bu bölücü zihniyete sahip ve destek çıkan Başbakan, Zana’nın fikirlerini ve hedeflerini de bir yönüyle onaylamakta ve kabul etmektedir. Yoksa Başbakan’ın Zana merakı anlık ve laf olsun diye belirmiş ve ortaya çıkmış bir husus değildir. Anlaşıldığı kadarıyla 30 Eylül’den itibaren son dönemini yaşayacak olan Başbakan Erdoğan’ın gelecek planlarının arasında İmralı mahkumundan Zana’ya kadar geniş bir bölücü isim safını ve yerini alacaktır" şeklinde konuştu.
 
3. YARGI PAKETİ KAPSAMINDAKİ TAHLİYELER
Yeni yargı düzenlemesi kapsamında KCK tutuklarının salıverilmesi ama milletin vekillerinin hala ve inatla içeride tutulmasının Başbakan Erdoğan’ın bu çerçevedeki kurnaz adımlarının sonucu olarak ele alınması gerektiğini söyleyen Bahçeli, "Bize akıl vermeye çalışan ve tutuklu milletvekillerinin hakkının çiğnenmesine önayak olan Başbakan Erdoğan, zannederim İstanbul Milletvekilimiz Sayın Engin Alan’ın partimize katıldığında serbest ve özgür birisi olduğunu unutmuştur" dedi.
 
Bahçeli, terörist olmadığı yönünde kefaletler ileri sürülenlerin bir çırpıda serbest kaldığını, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne komuta etmiş kişilerin ise terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan hala içeride tutulduğunu ileri sürerek, "Bu yanlış ve siyasallaşan hukukun çırpınışlarıdır. Ve tabii olarak AKP engeline takılan adaletin hüsran verici sonucudur" diye konuştu.
AK Parti iktidarı döneminde yolsuzluk, kayırmacılık, haksızlık ve usulsüzlük çemberinin giderek genişlediğini savunan Bahçeli, "Yandaşların, menfaat ve rant çetelerinin her türlü imkan ve nimetlere alın teri dökmeden ve herhangi bir emek sarfetmeden ulaştıkları inkar edilemeyecek bir gerçek haline gelmiştir. İktidarın verdiği imtiyaz ve siyasi vesikayla ahlaki ve insani değerlerden azade tutulan, hukuk kurallarından muaf hale getirilen kişiler her türlü kuralsızlığı kendilerinde hak görmüşlerdir" dedi.
 
"MİLYONLARCA KARDEŞİMİZİN HAKKINI YEMEK KİMSENİN HADDİ DEĞİLDİR"
Bahçeli, ÖSYM'nin adeta usulsüzlüğün ve haksızlığın ağırlık merkezi olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: 
 
"Yandaşların kurduğu sınav çeteleri, bölücü odakların çevirdikleri dolaplar KPSS rezaletinin adeta kısa hikayesidir. Bize göre sınavlarda kanunsuzluklara ve ahlaksızlıklara müsaade etmeyen bir irade mutlak anlamda hayata geçmeli ve geçirilmelidir. Milyonlarca kardeşimizin hakkını yemek kimsenin haddi değildir. AKP hükümetinin buna seyirci kalması ise daha büyük bir felakettir. Kopyacılar bulunmalı, sınav yolsuzlukları bertaraf edilmeli ve çalışanın hakkı gasp edilmemelidir. Bizim parti olarak ÖSYM’yi yakında takip edip gerekli mücadele, müdahale ve eleştirileri meşru ve hukuki zeminlerde mutlaka yapacağımızı herkes bilmelidir."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız