SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Sadece Kayısıyla Anılmayacak'

A- A+ PAYLAŞ

RÖPORTAJ: medyatava.com- Sayım ÇINAR


Malatya Uluslararası Film Festivali bu akşam düzenlenecek ödül töreniyle kapanıyor. İlk yılı olmasına rağmen başarılı organizasyonuyla dikkatleri çeken ve basında geniş yer bulan festivalin yönetmeni Ali Çalışır, Sayım Çınar’a doğuşundan bugün festivalin hikayesini anlattı…

 

Malatya Uluslararası Film Festivali’nin doğuş hikâyesinden bahseder misiniz? Bu festivali Malatyalılar nasıl karşılıyor, devamı gelecek mi?

Bugün ülke ve dünya gündemini izleyen herkes, bir kentin kimliğini vurgulayan unsurlar arasında ilk sıralarda ‘kültür sanat etkinliklerinin’ yer aldığını görebilir… Kültürel değerlerine sahip çıkan bir kent olarak Malatya; geleceği yakalamak adına böyle bir organizasyon gerçekleştirme kararı aldı. Kültür ve sanatın gelişim gösteremediği ve gençlere kucak açıp dünyada ki gelişmeleri yakalayamadığı bir yerde toplumsal, ekonomik olarak da gelişimin olamayacağı bilinciyle hareket eden Malatya Valiliği ve Kayısı Araştırma Geliştirme ve Tanıtma Vakfı tarafından bu organizasyonun yapılması kararı alındı. Bizler de, İstanbul Organizasyon olarak Malatya Valiliği adına organizasyonu gerçekleştiriyoruz.

Tüm bunların yanında, bizlerin heyecanını ve sevincini artıran bir neden, Malatya gibi insanlığın gelişim yolculuğunda, en başından bu yana önemli duraklarından biri olagelmiş olan ve bugün büyüme yolunda hızlı adımlar atan bu kentte çok önemli bir ilke imza atma onuruna sahip oluşumuz. Tarihin eski çağlarından bugüne taşınan birikimiyle Malatya, bu festivalle birlikte sinemanın yeni buluşma noktalarından biri olarak da anılmaya başlanacak. Bu, insanları dünyadan ve ülkemizden sinemacılarla, en yeni filmlerle, iz bırakan yapımlarla buluşturmak için bir yıl boyunca festivali en iyi şekilde gerçekleştirmek adına çalışan bizler büyük önem taşıyor. 

Tüm Malatya ve Malatyalılar bu festivale sahip çıktılar, çıkıyorlar. Festivali düzenleme kararı zaten Malatya’dan gelen bir istekti. Aldığımız tüm eleştiriler, halktan gelen ilgi olumlu şekilde. Festivalin gelenekselleşmesi için yola çıkıldı ve bizler de Malatyalılar da gelecek yıllarda daha çok konuk ve daha çok filmle yine Malatya’da olacağız.

 

Malatya Film festivalini diğer festivallerden daha çok neler ayırıyor?

Malatya Uluslararası Film Festivali’nin kuşkusuz en dikkat çekici ve benzer oluşumlardan ayırt edici özelliklerinden biri de yarışmaları. Festival, yarışmalarıyla ‘mizah filmlerine’ yoğunlaşıyor. Malatya Uluslararası Film Festivali, ‘mizah’ ve alt türlerinde çekilmiş filmlerin yarışacağı bir sinema etkinliği olarak şekillendi. Böylece, bu yıldan başlayarak, ülkemizden ve dünyadan mizah ve alt türlerinde çekilmiş filmler Malatya’da buluşacak ve ödüllendirilecek. Sinema açısından bakıldığında, mizah türüne yer verilmesi açısından var olan boşluk da doldurulmuş oluyor. Mizahın aslında ne denli ciddi bir iş olduğunu hepimiz biliyoruz aslında...

 

 

Malatya sinema izleyicisini nasıl buluyorsunuz? Biletlerin ucuz olması salonları yeteri kadar doldurabiliyor mu?

Başta da belirttiğim gibi, Malatyalılar bu festivale sahip çıkıyorlar. Sinemaların doluluk oranları ilk yılında, çok genç bir film festivali olmasına rağmen, oldukça hatta gayet iyi bir durumdadır. Biletlerin şu ana kadar ki en düşük sinema bileti fiyatı olması mutlaka sinemaların dolu olmasında büyük bir etken. Festivalin amacı da zaten seyirciyi sinema ile buluşturmak olunca, bu amacı bu anlamada gerçekleştirmiş görünüyoruz.

 

Önümüzdeki yıl ulusal film yarışması da olacak mı?

Şu an da Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması var zaten ve bir tane Türk filmi, “Çakallarla Dans” bu yarışmada yer alıyor. Önümüzdeki yıl, umuyoruz ki “mizah” türünde çekilen filmlerin sayısı artacaktır, tabii yarışma şartlarını da göz ardı etmememiz gerek.

 

10 yıl önce kaybettiğimiz, kendisi de bir Malatyalı olan Türk sinemasının güldüren yüzü ve efsanevi komedi oyuncusu Kemal Sunal’ın restorasyonu yapılmış filmleri yeniden beyazperdede sevenleriyle buluştu. Sizce Kemal Sunal nasıl bir oyuncuydu?

Benim için ve tüm Türkiye için kaybettiğimiz çok büyük bir değerdir Kemal Sunal. Kendisi Türk sinemasının efsanevi oyuncusudur. Onun adını anmadan bir Türk Sinemasından söz edilemez. Siz söyleyin, filmleri kuşaklar boyunca izlenen ve izlendiğinde hala aynı etkileri yaratan kaç oyuncu sayabiliriz? O bir gerçek bir sanatçı, gerçek bir oyuncuydu.

 

Son yıllarda Türk sinemasında çok büyük bir değişim var; aldığımız ödüller de bunu kanıtlıyor. Son dönemdeki yönetmenlerimizden kimleri başarılı buluyorsunuz?

Evet, bu gelişim hepimiz için sevindirici, gurur verici bir durum. Bunda bizi tüm dünyada temsil eden yönetmenlerimizin de büyük bir katkısı var. Herkes gibi bende Zeki Demirkubuz, Selim Demirdelen, Fatih Akın, Semih Kaplanoğlu’nu sayabilirim. Sonra Derviş Zaim, Ümit Ünal ve Tayfun Pirselimoğlu... Bir de tabi ki Ferzan Özpetek var… Daha sayamadığım pek çok başarılı yönetmen var, yeni kuşağın sinemaya, kısa filme ilgisi çok yoğun. Bu da Türk sinemasının geleceği için sevindirici bir durum.

 

Özel televizyonları ve sinema kanallarını düşününce, 80’lerle günümüzü kıyaslarsak sinemada nasıl bir değişim oldu?

Özel kanalların çoğalmasıyla birlikte halk sinema salonlarına ilgisini kaybetti. 80 dönemi sineması için çok şey söylenebilir, yaşanan toplumsal değişimin bir aynasıydı o dönem. Türk simasının başarılı örnekleri bu dönemde verildi yine, salon kadını yerine işçi kadın, köylü kadın karakterleri yer almaya başladı. “Kurbağalar”, “Selvi Boylum Al Yazmalım”, “Sürü” gibi sinemamız adına birçok başarılı yapım bu dönemin eserleri. Sinema insanlığın, toplumsal değişimlerin, gelişimlerin yansıması… Geçmişten günümüze sinema, bizlerin izlediği değişimle birlikte değişti, gelişti. Şu an da sinema da ki, son dönemde ki bu üretimdeki artışı da gelişen teknolojiyle birlikte film üretiminin ucuzlaması, kolaylaşması olarak söyleyebiliriz. Ama yine sinema için, sinema salonları için de farklı rakipler, mücadele vermesi gereken başka sorunlar var. Korsan bunlardan biri…

 

Malatya’da sinema izleyicisinin bolluğunu görüyoruz. Malatya sadece kayısıyla anılmayacak değil mi?

Elbette, biz bu şekilde başladık, amacımız bu yöndeydi. Bunun büyük bir kısmını da başardığımıza inanıyorum. Malatya bundan böyle sadece kayısıyla anılmayacak… Bunu yine hep birlikte Malatyalılarla birlikte başardığımıza inanıyorum.

 

Kendine özgü sinema diliyle; Cannes, Venedik ve Berlin gibi pek çok festivalde ödül alan başarılı yönetmen Otar Iosseliani, son filmi Chantrapas/İşe Yaramaz ile festivale konuk oldu. Otar Iosseliani hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Sinemayı sanat için, kendi düşüncelerini, anlatmak için yapan bir yönetmen. Sektör için değil, sinema için sinema yapan biri. Düşünceleri ile de, sineması ile de kendine has bir yönetmen. Onun gibi bir sanatçıyı Festivalin ilk yılında ağırlıyor olmak ise, bizler için ayrıca gurur verici, onur vericiydi. Sinemada ‘mizah’ konuşurken, onun çarpıcı ve farklı mizah diliyle çektiği filmleri, bilgisi ve sinemaya bakışıyla Otar Iosseliani’yi Festivalde ağırlamaktan ve “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” takdim etmekten çok mutlu olduk.

 

Festivale fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut da katıldı. 46 Dergisi için çektiği çarpıcı işlerinden oluşan sergisiyle festivalde yer aldı. Mehmet Turgut’un sergisine nasıl bir ilgi var?

Sergi halka açık ve ücretsiz olarak Malatya Park AVM’ de Malatyalılarla buluştu. Sergiyi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım açtılar. Halkın sergiye ulaştırılması açısından en uygun yer olduğunu düşünüyorum. Pek çok farklı insan, çocuklar, büyükler, yolu oraya düşenler hepsi büyük bir ilgiyle fotoğrafları inceliyordu. Sadece sergiyi gezmek için gelenler de yine yoğun diyebiliriz. Bu etkinlik oldukça ilgi görüyor.

 

Önümüzdeki yıl Malatya Uluslararası Film Festivali tekrarlanacak mı? Yeni hedefleriniz nelerdir?

Evet, önümüzde ki yıl yine Malatya’da sinema konuşulacak, Malatya sinema ile anılacak. Daha çok sayıda konuk, daha çok film Malatya’ya gelecek, daha zengin bir programla, çok sayıda insan Malatya’da sinema ile buluşacak. Festival gelenekselleşecek ve dünyada Malatya denilince artık sinemada akla gelecek.

 

Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivalini de düzenliyorsunuz. Bir yılda iki festival sizce zor olmayacak mı?

İpek Yolu’nda kazandığımız deneyimler, Malatya’da çok daha kısa bir zamanda ve daha hızlı şekilde hareket etmemizi, programı önceden oluşturmamızı sağladı. 5. Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivalini 29 Nisan-8 Mayıs 2011 tarihlerinde gerçekleştireceğiz. Sonuçta birbirinden bağımsız festivaller yapmıyoruz, film festivali gerçekleştiriyoruz. Organizasyonu kendi içimizde de planlı ve programlı bir şekilde yürütüyoruz. Sonuç olarak her hangi bir zorluk olacağına inanmıyorum. İyi ve deneyimli bir ekiple, iki festivali de layıkıyla yürütebileceğimize inanıyorum.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız