AKP Malatya Milletvekili ve TBMM Grup Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Şahin, İçişleri Bakanlığı'nın bütçe görüşmelerinde AKP grubu adına yaptığı konuşmada terörle mücadele konusuna değinerek, "Doğu ve Güneydoğu’dan şu ana kadar ortaya çıkan terör belasının kökenine baktığımız zaman, başlangıcı 70'li yıllara dayanan bir sorun gözüküyor. O yıllarda yine o bölgede yapılan yanlış uygulamalar, Marksist terör örgütünün ekmeğine yağ sürmüştür" dedi.
Bölgede terör örgütünün asimilasyon yapmaya çalıştığını söyleyen Şahin, "Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde insanlarımız 15 yaşındaki kız çocuklarını misafirin karşısına dahi çıkarmaktan imtina ederken, terör örgütü silah zoruyla dağa çıkarttığı çocukların haklarını savunduklarını iddia ediyorlar. Asıl asimilasyon budur. AK Parti iktidarının Doğu ve Güneydoğu bölgelerine yaptığı yatırımların insanlarımıza ulaşmaması, hizmetlerin kesintiye uğraması için okul basan, iş makinalarını yakan, ellerinden gelen bütün melaneti gösteren terör örgütü, bölge insanımızı cahil bırakmak için onları en iyi şekilde kullanmaya çalıştıklarına şahit olmaktayız" diye konuştu.
Milletvekili Şahin konuşmasında, 28 Şubat sürecinde yaşanan işkenceleri de anımsatarak, bu dönemde kendisi dahil içeri alınan arkadaşlarının başörtüsüne özgürlük eylemlerini organize edip bu eylemlere karıştıkları iddiasıyla işkencenin en alasını gördüklerini ifade etti.
Büyükşehir konusundaki teşekkürünü de yineleyen Şahin, muhalefetin büyükşehir konusunda yapıcı eleştirilerini dikkate alacaklarını ifade ederek özetle şunları kaydetti:
"Özellikle, özel idarenin düzenlenmesi noktasında, bundan yaklaşık yedi yıl önce, 2005 yılında yapılan düzenlemeler döneminde de yapılan itirazlar var. Elbette ki muhalefetin bize yol gösterici eleştirileri, yapıcı eleştirileri noktasında dikkate alacağımız birçok konu var. Biraz geçmişi araştırdığım, irdelediğim zaman 2005 Şubatı'nda yapılan 5302 sayılı Özel İdare Yasası'nın ihdası görüşülürken, yine hep üniter devlet demişiz, yine o günün şartlarında üniter devletin sıkıntılı olacağını, bu konuda mutlaka ülkenin bölüneceği noktasında muhalefetteki sözcü arkadaşlarımız kaygılarını dile getirmişler ama, maalesef geçen büyükşehir belediyesiyle alakalı tasarı görüşülürken, yine aşağıda Genel Kurul'da, yine aynı arkadaşlarımızın, şu anda özel idarenin kaldırılmasıyla, üniter devlet yapısının halel göreceği, sıkıntı yaşanacağı konusunda aynı eleştiriyi, bu sefer kalkması noktasında yaptıklarını gördük, ona şahit olduk. Yani, eleştiri yapılırken mutlaka biraz tutarlı bir tarafının olması noktasında, elbette ki insanlarımıza daha nitelikli hizmetlerin sunulması konusunda yapılan, değişik tarihlerde düzenlemeler vardır."
"Malatyamızda Konak beldemiz var. 2 binden nüfusu az olanlarla merkeze beş kilometre yakında olan beldelerin kapatılması noktasında 2008 yılında Danıştay'ın iptalinden sonra, bütün beldeler eski statüsüne kavuşurken, Konak beldemiz maalesef o zaman itiraz etmedikleri için kavuşamamıştı" diyen Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ama bizim şu anda, en fazla muhalefetin ısrarla büyükşehir statüsü noktasında eleştiri yapmış olduğu, beldelere hizmet gitmediği iddialarının canlı örneğini yaşamış olduğumuz Konak beldemiz, -ki buraya en son genel seçimlerde Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı da bizatihi götürülerek- oradaki insanlarımız da sıkıntılarını ifade getirilmişlerdir. Malatya şehir belediyemize bağlandıktan sonra aldıkları hizmetten dolayı, ki bir muhalefet partimizin, ana muhalefetin Genel Başkanı gitmesine rağmen bir süre de orada üç dönem muhtarlık seçimini dahi boykot ettirdiler. Ancak, o süre içerisinde eski adı 'Banazı', yeni adı 'Konak' olan o beldemizde yapmış olduğumuz seçimlerde yüzde 80’den fazla insanımız yine sandık başına gitti ve almış olduğumuz oylar da yine o yüzde 80’in yüzde 80’i AK Parti’ye geldi. Seçmenimizin bu tercihi almış olduğu hizmetlerdeki memnuniyetin bir göstergesi olsa gerek diye düşünüyorum. Buradaki uygulamalarımız halkımızın teveccühüne ulaşmıştır. Şu anda 29’a ulaşan büyükşehirlerle alakalı da herhangi bir sıkıntının olmayacağı kanaatindeyim. Elbette ki yereldeki yöneticilerimizin güçlendirilmesi noktasında iyi bir çalışma olduğunu burada ifade etmek istiyorum."
BDP'LİLERİN DOKUNULMAZLIĞI.
Bu arada AKP Malatya Milletvekili Mustafa Şahin, BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla alakalı olarak Başbakan ErdoğanAKPgrubunun gerekli bakış açısını ortaya koyduğunu söyleyerek, "O konuda bize düşen neyse biz de elimizden geldiğince, kamu vicdanının rahatlaması noktasında gereken adımları atarız. Grup disiplini içerisinde bunu yapmak zorundayız" dedi.
Şahin, BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması tartışmalarını değerlendirdi. İHA muhabirinin sorularını cevaplandıran Mustafa Şahin, BDP'li milletvekillerinin fezlekelerinin gecikmiş bir fezleke olup olmadığını sorusuna, "Gecikme asla söz konusu değil. Bununla alakalı her şeyin mutlaka belli bir süresi ve sebebi vardır" dedi. TBMM çatısı altındaki milletvekillerinin vatandaşın kendinden beklediği çalışması gerektiğini belirten Şahin, "Eğer siz normalde bir vekil gibi değil de, dağdaki teröristin sesini burada seslendirmeye çalışıyorsanız bu da elbette ki hiçbir zaman kamu vicdanının kabul etmeyeceği bir olaydır" diye konuştu.
BDP'li milletvekilleri için, "Pek de milletvekili görevleri ile bağdaşmayacak türden, çalışmalara imza atmaya çalışıyorlar. Onların bölgelerinde terörist gibi davranmaları hiçbir zaman kabul görmez" diyen Şahin, "İnsanları silahlı eyleme davet ediyorlar. Yani hiçbir milletvekilinin bu üslubu kullanmaya hakkının ve haddinin olmadığını biliyoruz. Onun için vekil gibi davranmaları gerekir. Bu konuda bugüne kadar elbetteki yaptıkları belki ufak tefek hatalar vardır. Ama hep insanlarımız tolare etme noktasında sabretmişlerdir. Ancak bu noktada da biraz daha itidali onların göstermesi gerektiği düşüncesindeyim" şeklinde konuştu.
Milletvekillerinin bir takım konularda hassasiyet göstermesi gerektiğini söyleyen Milletvekili Şahin, "Siz silahlı terör örgütünün sözcüsü olacaksanız gider onlarla beraber aynı kefeye girersiniz"dedi. "Şuanda Başbakanımız başta olmak üzere yapmış oldukları açıklamalar zaten bizim bakış açımızı sergilemekte" diyen Şahin, BDP milletevkillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması durumunda bunun hesabının sorulacağı şeklindeki açıklamalar için de, "BDP Grubu düşmesin diye biz burada her şeyi sineye çekecek değiliz. Veya onlar da her şeyde fütursuzca davranacaklarsa, bütün sorumluluk kendilerinindir" dedi.
Şahin, "Meclis çatışı altında ve Meclis dışındaki alanlarda bir vekile yakışmayan bir sıfatı taşımaları veya söylemde bulunmaları tabi ki de hiçbir vekilimizin hakkı ve haddi değildir" diyerek, dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili olarak, "Arkadaşlarımız gerekeni yaparlar. O konuda bize düşen neyse biz de elimizden geldiğince, kamu vicdanının rahatlaması noktasında gereken adımları atarız. Grup disiplini içerisinde bunu yapmak zorundayız" diye konuştu.
