SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Salon Tarihinde İlk Kez!..

A- A+ PAYLAŞ

Dünyanın en zeki insanı ünvanına sahip Prof.Dr. Naida Camukova, Ermeni Soykırım iddiaları için "Soykırım ne demektir? Bir soyu kırarak yok etmek değil mi? Bir Ermeni varsa, soykırım olmamıştır" dedi. Prof.Dr. Camukova'nın Belediye Konferans Salonu'ndaki konferansı büyük ilgi gördü. TV Malatya'dan naklen yayınlanmasına rağmen, 800 kişilik konferans salonunun tamamen dolduğu, yaklaşık 500 kişinin de ayakta dinlediği konferansında, Prof. Dr. Camukova, "İnsan beyni yapacaklarını, göreceklerini, hayat tarzını 7 yaşına kadar seçer tamamlar ve bitirir.."dedi.

Dağıstan Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Naida Camukova, Malatya Belediyesi'nin davetlisi olarak Malatya'da, "Zeka, ahlak ve eğitim üçgeninde Türkiye" konulu bir konferans verdi. Konferansa Vali Halil İbrahim Daşöz, Belediye Başkanı Cemal Akın, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Demirdağ, Milli Eğitim Müdürü Mehmet Bulut ile birlikte kalabalık bir halk topluluğu izledi.

Çok sayıda vatandaşın salonda yer kalmadığı için dışarıda kurulan ekrandan izlediği konferansın açılışını yapan Belediye Başkanı Akın, Belediye Konferans Salonu'nun 9 yıldan beri ilk kez böylesine bir kalabalıkla dolduğunu söyledi ve "Sayın Camukova’nın ziyareti şehrimize ayrı bir heyecan ve mutluluk katmıştır. Bugün bu salona sığmayan, dışarıda kalan yüzlerce hemşerilerimizin ilgisi göstermiştir ki, biz Camukova’yı kendimizden biri olarak görüyoruz. Kendisi, yabancı ülkelerden gelen bütün teklifleri elinin tersi ile iterek Türkiye’nin bilim ve eğitim alanında daha ileri gitmesi için ülkemizde çalışmayı tercih etmiştir. Ve adım adım Türkiye’yi gezerek Türk halkını ne kadar sevdiğini göstermektedir. Camukova gibi dünya çapında büyük bir beyinden milletimiz istifade edecek, çok şey kazanacaktır." dedi.

Açılış konuşmalarının ardından konferansa başlayan Prof. Dr. Naida Camukova, “Batı kültürü ile doğu kültürü arasındaki farklılıklara değinerek, “Doğu da yaşayan insanlarda duygular ön planda, bilgi arka planda, batı da ise bilgi ön planda, duygular arka plandadır. Bu, izlenimlerimden elde ettiğim bir düşüncedir. Türkiye de biri ötekisini kaybettirmemiş seviyededir. Üzerine işlendiğinde sonsuza kadar gidecek bilgi potansiyeli, sevgiyle beslendiği zaman sonsuza kadar insanlığa hizmet edebilecek kadar güçte olan duygu, bunların ikisini bir araya getirip, dengesini koruyarak onların ikisini güç olarak birleştirmekle Türkiye gerek kendi içindeki dengesini bulur, gerekse de Dünya da denge unsuru olabilecek bir güç olabilir. Dünya dengesizliklere değil, dengeye ihtiyacı olan bir yerdir. Gerek batı da bir güç olup doğu çöktüğü zaman, gerek doğuda bir güç yükselip batı çöktüğü zaman, bunların dünya için yararlı olabileceği hiçbir şekilde düşünülemez.

Her insanın doğduğu andan itibaren hayatta bazı sorumlulukları bazı borçları vardır. İçinde Türkiye’nin de olduğu uygarlıktan bahsediyorum. İnsanların öyle sorumlulukları var ki, belki dengeyi kaybetme günahını başkalarına vermişse, dengeyi bulma ve koruma ödülünü de Türklere, Türkiye’deki insanlara bu uygarlıktaki insanlara vermiştir Cenab-ı Allah, bunun sorumluluğunu taşıyan insanlara, her derdin şifası var denildiği gibi, bu zorunluluğun karşısında da muhakkak ki bir güç vermiştir. O gücü ortaya çıkarmamız için eğitimimizi, zekamızı ve ahlakımızı konuşmamız gerekir” dedi.

Prof. Camukova kendisini hiç kimseden hiçbir farkı olmayan biri olarak gördüğünü belirterek, "Zeka üzerine ahkam kesemem" dedi ve şöyle devam etti:

"Zeka, doğuştan gelen bir potansiyeldir. Bu potansiyel bulunduğu ortamda, bulunduğu seviyedeki sorunları bulup çözmek için yarayan ve sorunları çözdükten sonra bir kademe yukarıya çıkardığı platformda yeni bir sorunları bularak onları gidermek için Allah tarafından verilmiş olan bir potansiyeldir. Zekayı kullanma yöntemleri de verilmiştir. Bunlara tek kelime isim verirsek bu akıldır. Akıl ve zeka sahibi olmak bir vücut sahibiysek ve giyinip çıkabiliyorsak, aniden bir yağmur yağıyorsa ve ıslanmıyorsak yeterli olabilir. Doğuştan gelen zeka, zekayı kullanma yöntemleri olarak verilmiş olan akıl, üzerinde bunların ikisini tek güç olarak yönlendirebilecek kadar seviyede olan bir mantık olduğu zaman bir yerlere götürür toplumu. Bir insan, bir toplum, zeka, akıl ve mantık üçlüsünü bir araya getirip bunlardan güç alarak gerek kendisini, gerek kendi toplumunu, gerekse Dünya’yı faydalı bir gözle sergileyerek sevgisinden ve gücünden bir fayda katabilir. Dolayısıyla zeka akıl ve mantık üçlüsünün içindedir. Zekayı yönlendirmek için, insana aklını kazandırmak için, o aklı yükseltmek için, yükselteceğimiz aklı seviyesini mantığımızla derecelendirmek için doğuştan mevcut olan potansiyelimizi eğitim ile beslememiz gerekir,"

Camukova, 40 üzerinde ülke gezdiğini belirterek "Bu ülkelerde 100 üzerinde milletle muhatap oldum. Muhatap olduğum milletin içinde binlerce fikir, milyonlarca duygu içinde kaldım" diye konuştu.

Prof.Dr. Camukova, şöyle devam etti:

"Eğitim; insanın mekan değiştirerek dünyaya ilk geldiği andan itibaren başlamalı. Bir insanın ahlaki yönden oluşması, onun hayat boyunca yaşam tarzını devam ettirmesi 7 yaşına kadar olgunlaşmasından ibarettir. İnsan beyni yapacaklarını, göreceklerini, hayat tarzını 7 yaşına kadar seçer tamamlar ve bitirir. Eğitim üçe ayrılıyor. 0 – 6 yaş arası ahlak eğitimi, okul dönemi yani üniversiteyi bitirene kadar olan dönem bilgi alma dönemi bu dönem bilim eğitimidir. Çalışmaya başladığı veya büyük hayatına başladığı günden itibaren hayatının sonuna kadar devam edeceği dönem tecrübe eğitimidir. İnsan doğduğu andan öleceği ana kadar bir eğitim içerisindedir. Birincisi ahlak, ikincisi bilim-bilgi, üçüncüsü tecrübe eğitimi, bunların üçü bir arada olduğu zaman insanlık bir güç sahibi olur. Ama birincisi olmadı ikincisini, üçüncüsünü yapalım dediğiniz zaman kökte bir eksiklik olur. İnsanların yaptıklarını, yapacaklarını, başarılarını, suçlarının altında kökü var. Başarılar ve başarısızlıklar altında bir eğitim vardır. Eğitimi doğru verirsek iyi olanların geride kalması mümkün değildir. Eğitimi ahlak eğitimi ile besleyerek doğru verirsek, bizim o insanlara şükran borcunu kendimizden alı koymamız mümkün değildir. Eğitime üsten gördüğümüz gibi bakmamız, ahlakı zaman itibariyle, eğitim içinde ezmemiz ve yok etmemiz anlamına geliyor”

Naida Camukova, “Bu konular konuşulduğu zaman hep Türkiye’yi soruyorlar. Az önce doğu ile batıyı anlattım. Doğuda duygular ön planda, batıda bilgi ön planda dedim. İkisini de bir biriyle besleyerek inancı olan insanların ahlakıyla tamamlayarak bu gücü oluşturduğumuz zaman o insanların kendileri yaşadıkları toplum ve ülkeleri, o ülkelerin bulunduğu dünya’nın başarılı ve kendilerini geri dönüşlerde başarılı olmamaları mümkün değildir. Ben katıldığım toplantılarda şunu söyledim. “Türkiye’nin üstün potansiyelli çocuklarını seçip alıp götürmek değil, bulunduğu yerlerden alıp onların hak ettiği eğitimi vererek, onların verebileceği her şeyi alıp yararlanabilmeli bunun için Türkiye’nin üstün potansiyelli insanları gelişimi ve eğitimi ile ilgili bir araştırma merkezi olmalı, arkasından bunları eğiten okul olmalı ve Türkiye’deki 75 milyon insanın yüzlerce armağan çocuk okulları olmalı”dedi.

Camukova, “Bana IQ'nuz çok yüksek ne icat ettiniz diye soruyorlar. Bende söylüyorum ben insanım Dünyanın en son icadı insandır diye söylüyorum. Siz neyi keşfettiniz diye veya neyi keşfetmeyi düşünüyorsunuz diye sorularda geliyor. Benim keşfetmeye çalıştığım dünya’ya uçak keşfetmek gibi, dünya’ya cep telefonunu keşfetmek gibi, elektriği keşfetmek gibi insanlığın hayatını iyiye yönelik götürebilecek önemli noktaları bulup keşfedebilecek insanları bulup keşfetmek istiyorum” diye konuştu..

Konferansın son bölümünde dinleyicilerden gelen soruları cevaplandıran, Prof. Dr. Naida Camukova, Türkiye gündemini meşgul eden sorunlara da değindi. Camukova, Ermeni soykırımının olmadığını, eğitim müfretatının her sene değişmesinin istikrarlı eğitimin kalitesini düşürdüğünü, söyledi.

Camukova, kendisine yöneltilen sözde Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili bir soruya ise şöyle cevap verdi:

"Yaşayan bir Ermeni var mıdır? Bir tereddüdünüz yok, var. Soykırım ne demektir? Bir soyu kırarak yok etmek değil mi? Bir Ermeni varsa, soykırım olmamıştır. Arkasından hemen bazılarınızın beyninde canlanmış olan bir soruyu ben size soruyorum veya kendime soruyorum. 'O zaman Nazilerin de Yahudilere yaptığı soykırım değilmiş ki, Yahudiler de yaşıyor' diyorsunuz. Savaşlarda olan karşılıklı katliamlar ve izdihamlarla emeli soykırım olarak insanları öldürmek farklı şeylerdir. Nazilerin emeli Yahudileri yok etmekti. Türkiye'de yaşayan hiçbir insanın emelinde Ermenileri yok etmek gibi bir şeyin aklından geçtiğini düşünemiyorum."

Malatya Belediye Başkanı Cemal Akın, konferansın ardından Camukova'ya kayısı hediye etti.

360 ÜZERİNDEN 357, 200 ÜZERİNDEN 199.3 IQ...
Camukova, Bir Kumuk Türk’ü ve dünyanın en akıllı insanı. Geçtğimiz günlerde dünyanın 23 ülkesinden gelen bilim adamlarının katıldığı araştırmayla bu ispatlandı. İstanbul Üniversitesi’nde anlak düzeylerinin ölçülmesi ile ilgili yapılan bir araştırmada Filolog Naida Camukova en yüksek puan olan 360 üzerinden 357 puan alarak,’dünyanın en akıllı insanı’ ünvanını elde etti. Ayrıca, Moskova'da 23 ülkeden bilim adamının katılımıyla düzenlenen toplantıda yapılan ölçümde, Prof. Camukova’nın IQ’sü 140-200 aralığında 199.37 çıkıyor.

Dünyanın en zeki insanı olarak kabul edilen Prof.Dr.Naida Camukova, 1 yaşında konuşmaya başlamış. Camokova, çok fazla kitap okuduğu için 23 yaşında beyin kanaması geçirmiş. Fotografik hafızaya sahip olan Naida Camukova 300 sayfalık bir kitabı iki saate anlayarak okuyor ve bitiriyor. 33 yaşındaki Camukova, 3 binden fazla kitabı hafızasında taşıyor.

Eğitimi boyunca ‘Lenin’ bursuyla ödüllendirildi. 25 yaşındayken tarih ve filoloji alanlarında ‘dünyanın en genç profesörü’ ünvanını aldı. Bu ünvanı en genç alan Profesör Oktay Sinanoğlu, 26 yaşındaydı. 1996 yılında Dağıstan Devlet Üniversitesi’nde Türkoloji bölümünü açtı. 1990 yılından bu yana bu üniversitede görev yapıyor. 25′e yakın kitabı yayınlanan Camukova; Rusça, İngilizce, Fransızca, Türkçe, Almanca, Arapça ve Farsça biliyor. Türk dilini ise Kumukca, Nogayca, Karaçay-Malkarca, Kazakça,Tatarca, Gagavuzca, Azerice lehçelerinde konuşabiliyor.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız