SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''Sanat Firarla Başlar''

A- A+ PAYLAŞ

Doğan Haber Ajansı Adana Bölge Müdürü, hemşehrimiz, yazarlarımızdan Orhan Apaydın, Malatyahaber.com'da Bülent KORKMAZ imzasıyla yayınlanan "Sarı kurdelem sarı.." yazısından bir bölümü, Hürriyet Gazetesi'nin Çukurova ekinde, Sinan Tanyıldız'ın köşesinde yeralan "Malatya'da Anılar.. Sanat Firarla Başlar.." başlıklı yazısına konu etti.

Orhan Apaydın'ın yazısı şöyle:

MALATYA'DA ANILAR
----------------------------------

Sanat firarla başlar...

Fahri Kayahan (Malatyalı Fahri), çok azımızın tanıdığı bir isim...

Çaldığı enstrüman ne cümbüş, ne tambur... Sesi hem kadife, hem billur.

Yaşam öyküsü roman olur.

Bugüne kadar gelen 'Sarı Kurdelem' şarkısı ile, 'Ezo Gelin' hoyratını seslendirmesi ile tanınır daha çok.
Malatyalılar ise, yediden yetmişe tanır onu.

Geçtiğimiz günlerde O'nun adına bir anma gecesi düzenlenmiş Malatya'da.

www.malatyahaber.com'da yazan Bülent Korkmaz da, bir güzel kaleme almış bu gecenin izlenimlerini.

Hayli uzun bir yazı; İsteyen tümünü bu sitede okuyabilir.
Bir bölümü var ki, sizlerle paylaşmak istedim.

O gecenin düzenleyicisi olan Malatya Kültür ve Sanat Derneği Başkan Yaşar Karaaslan'dan söz ederken, sanatçı kişiliğinin 'kanıtlı olduğunu' kanıtlamak istercesine, bu anıya uzunca yer vermiş.

Yazının bu bölümü, Korkmaz'ın kullandığı yerel dille aynen şöyle:

"Yıl 1979.. Yaşar Beg, Erzurum’da askerken Türk sinemasının büyük şahsiyetlerinden Ayhan Işık vefat eder. Ayhan Işık hayranı olan Yaşar Beg, cenaze törenine katılmak üzere birliğinden özgür iradesiyle (maalesef askeri kanunlar bunu ‘firar’ olarak tanımlıyor) ayrılmış, İstanbul’a gidip cenaze törenine katılmış, merhumun ruhuna El Fatiha okumuş. Tam Topkapı’da Dadaş Seyahat otobüsüne binip birliğine dönecekken, Kumkapı taraflarında bir grup Malatyalı hemşerinin ısrarlı konukseverliğiyle Fahri Kayahan’ın kesinlikle türkü söylemediği bir ortama (içkili yer) duhul eylemiş. Birliğine avdeti epeyce gecikmiş. Bir gece bulunduğu ortamda bir hengâme çıkmış, AS-İZ abiler yetişmiş, Yaşar Ağam eller kelepçeli yallah Erzurum’a. Komutanı bizimkini sorgulamış, kendisinin de hayranı olduğu Ayhan Işık’ın cenaze merasimi gerekçesini öğrenince, “İyi de oğlum, cenazeyi gömdükten sonra niye geciktin bu kadar?" demiş. Yaşar Begin cevabı, “Çok üzüldüydüm, çok dertlendiydim, kumandanım.." olmuş. Komutan yumuşamış, bizimki 25 gün kadar disiplin hapsinde kalmış. Dava açılmış hakkında ama, askerliğini yakmamışlar. Yaşar Beg, askerliğini bitirmiş, birkaç yıl sonra, 1980’li yılların ortalarında “Ayhan Işık Cenaze Merasimine Katılma Gerekçeli Firar"ın cezası gelmiş.. Tam 100 gün hapis.. Yaşar Ağam, bunun 48 gününü şimdi Öğretmenevi olan eski Malatya Cezaevi’nde, 52 gününü de Hekimhan Cezaevi’nde yatarak ödemiş.. Aile efradı dışındaki bir ziyaretçisi de, her gelişinde “4 paket Birinci sigarası parası (125 kuruşx4= 5 TL) bırakırdı" dediği Hadi Çekirdek amcamızmış.. Hülasa, bugünün Malatya Kültür ve Sanat Derneği Başkanı da olan Yaşar Beg’in, sanat- sanatçıseverliği ‘ceza-infaz’ sisteminde bile tescil edilmiş..

Şimdi, bu adamı memleketin sanatıyla doğrudan ilgili bir derneğin başına getirmeyip, kimi getireceksin?"

Bülent Korkmaz, sanatseverliğin kanıtını 20'li yaşlardaki "firarı' ile ortaya koyan dernek başkanı ile ilgili bu anlatıma yer verdiği yazısında, başka bazı yerel adlar ve olayları da keyif veren bir biçimde anlatmış.
Gecenin düzenlendiği, şimdiki adı Battalgazi olan beldenin eskiden 'Aşşağı şeher', olarak bilindiğini, az ilerisinde 'Korucuk' diye bilinen 'Gorucuh' diye seslendirilen bölgede yatırlar olduğundan söz ettikten sonra, ancak Malatyalılar'ın anlayacağı bir deyimi hatırlatıyor:

"Yatırların sinir hastalığına, kısırlığa iyi geldiğine inanılıyor. Bunların arasında gerçekten densizliğe iyi geleni var mı, bilmiyorum; ama şöyle bir laftan haberliyim: Köklü deliye Gorucuh nede?"
Yani, "Müzmin deliye, Korucuk ne yapsın?..."

FOTOĞRAF: Malatya Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Yaşar Karaaslan..

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız