SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Semra Hanım Ezber Bozdu

A- A+ PAYLAŞ

Turgut Özal ölümünün 17. yıl dönümünde başta Malatya olmak üzere Türkiye’de çeşitli etkinliklerle anılırken öldüğü gün yaşanan olaylara dair eşi Semra Özal’dan eber bozan ilginç açıklamalar geldi.

 

Cine 5 Televizyonu’nda Selahattin Sadıkoğlu tarafından hazırlanan Kırmızı Hat programına gazeteci Mehmet Barlas, Turgut Özal’ın son Özel Kalem Müdürü Engin Güner ve torunu Turgut ile birlikte katılan Semra Özal, Mehmet Barlas’ın ‘Bize Özal’ın öldüğü o günü bir kez daha ve tüm ayrıntıları ile anlatır mısınız?’ sorusunu yanıtlarken bugüne kadar bilinenin aksine Turgut Özal’ın koşu bandında spor yaparken değil, kahvaltı salonuna giderken ve kendisinin yanında aniden düşerek yaşamını yitirdiğini söyledi.

 

Semra Özal Turgut Özal’ın vefat ettiği 17 Nisan 1993 gününü şöyle anlattı:

 

“Birgün önce Türk Cumhuriyetleri’ne yaptığımız geziden dönmüştük. Çok yorulmuştu. Akşama kadar dinlendi. Kendine geldi. O gün Bulgar Sefareti (Büyükelçiliği) himayesinde bir ressamın sergisi varmış. Turgut da davet edilmişti. Bir heyet geldi ve Turgut’a bu davete mutlaka iştirak etmesi için ısrarda bulundu. Gitmek istemiyordu ama ısrara dayanamadı ve gitti. Gece eve geldikten sonra yemek yiyip yemeyeceğini sordum. ‘Yemeyeceğim’ dedi. ‘Peki bir şey yedin mi?’ diye sordum. ‘Hayır yemedim. Sadece bir limonata içtim resepsiyonda’ dedi. ‘Ama sen limonata içmezsin, hatta nefret edersin, nasıl içtin limonatayı?’ diye sordum. ‘Evet, haklısın ben alkol almam diye bana özel bir limonata hazırlamışlardı. Ben de kırmak istemediğim için içmek zorunda kaldım’ dedi. Bu konuşmamızdan hemen sonra yatak odasına geçerek uyudu. Sabahleyin ben 7-8 gibi kalktım, kahvaltıyı hazırladım. Turgut 9 civarında kalktı. Duş aldı. Hafif kıyafetler giydi. Kahvaltı için yemek salonuna yürümeye başladık beraber. Yürürken gözü koşu bandına takıldı. ‘Biraz spor yapsam mı acaba?’ diye sordu. Sonra ‘Neyse vazgeçtim, duş aldım şimdi yine terlemeyeyim’ dedi ve yürümeye devam ettik. Yatak odası ile yemek salonu arasında bir boşluk vardı. Bu boşlukta yürürken ben bir adım öndeydim, Turgut neredeyse benim ensemde ama arkadan yürüyordu. Aniden bir gürültü duydum. Arkama döndüm, Turgut yerde yatıyordu. Ağzının kenarından dışarıya köpük yayılmıştı. Herşey bir anda oldu bitti. Yani Turgut orada ve ayakta öldü. Yere düştüğünde artık ölmüştü”

 

Semra Özal hiç bir zaman Turgut Özal’ın koşu bandında spor yaparken öldüğüne dair bir açıklama yapmamasına ve en yakındaki tek tanık olmasına karşın bugüne kadar kamuoyuna böyle bir dezenformasyon pompalandığına dikkat çekerek, “Turgut’un öldüğü o ana dair bu çarpıtmanın kimler tarafından ve ne için yapıldığına dair bir şey diyemem. Ama bir amaca hizmet ettiği belli oluyor’ şeklinde konuşarak Özal’ın ölümünün incelenmesi için bugüne kadar yaptıkları çağrıların sonuçsuz kaldığını belirtti.

 

Semra Özal, Turgut Özal’ın Türk Cumhuriyetleri’nden dönüşünden hemen sonra Bulgar Sefareti’nin resepsiyonuna gitmesi için ısrarda bulunanların Dışişleri Bakanlığı mensubu olduğunu söyledi. Program sunucusu Selahattin Sadıkoğlu’nun ‘Peki kim bunlar, halen yaşıyorlar mı?’ şeklindeki sorusuna Semra Özal,’İsimlerini veremem. Ama yaşıyorlar’ şeklinde cevap verdi.

 

Haydar Aliyev’in Adamı: Bu Bir Tertip

 

Semra Özal, Turgut Özal’ın ölümünden 5 yıl sonra dönemin Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in adamı olarak kendini takdim eden bir şahsın kendisinin evde olmadığı bir sırada eve

adamı olduğunu, Turgut Özal’ın ölümünün bir tertip sonucu gerçekleştiğini, tertibin hazırlanma nedeninin ise Özal’ın Aliyev’den önceki Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey’i çok sevmesi ve çok koruması olduğunu anlatıyordu. Notta ayrıca kendisiyle görüşmek istersem adını verdiği otelde ziyaret edebileceğimi belirtiyordu. Ertesi gün korumamı gönderdim. Ama adam otelde yoktu. Pasaportunu aldık. Her tarafta soruşturduk, hatta sınır kapılarında soruşturuldu, ama bulunamadı. Adam bir anda kayıplara karıştı’’şeklinde konuştu.

 

Otopsi Yapılmadan Gömüldü

 

Turgut Özal’ın ölümünün son derece kuşkulu olmasına karşın otopsi yapılmadan toprağa verildiğini vurgulayan Semra Özal, “Bir gün hastaneden Ahmet’i aramış bir laborant. ‘Babanızın kanını almıştık. Gelin onu size teslim edeyim’ demiş. Ahmet ertesi gün hastaneye gitti ama ‘Kanın içinde olduğu şişe düştü, kırıldı’ demişler. Üstelik o laborant da o hastanede bulunamadı” dedi. Oğlu Ahmet Özal’ın Turgut Özal’ın ölümü olayının araştırılması için Malatya Milletvekili iken bir araştırma önergesi verdiğini söyleyen Semra Özal “Ancak o günden bu yana hiç birşey yapılmadı” ifadesini kullandı.

 

Suikast ve Ölümde Bulgaristan Kuşkusu

 

Gazeteci Mehmet Barlas ise, başbakanlığı döneminde 1987 yılında Turgut Özal’a ANAP Kongresi’de düzenlenen suikastin perde arkasına dair yapılan araştırmalarda işin ucunun sigara-silah mafyasına dayandığına yönelik güçlü işaretler olduğuna dikkat çekerek, “Şimdi şuna dikkat etmek lazım: Turgut Özal Bulgar Sefareti’nde kendisine ikram edilen bir içecekten sonra aniden ölüyor. 1987’deki suikast de sigara-silah mafyasına çıkıyor. Sigara-silah kaçakçılığı da Bulgaristan üzerinden yapılıyor. Yani kesişen birşeyler var burada” diye konuştu.

 

Program sunucusu Selahattin Sadıkoğlu ise, “Bugün artık eski dosyalar raftan indiriliyor. Kuşukulu olaylar, ölümler savcılar tarafından yeniden sorgulanıyor. Turgut Özal’ın ölümü de yeniden ele alınmalıdır. Halkın kafasındaki kuşkular giderilmelidir” dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız