SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Sen Önce Kendi Hesabını Ver"

0
Güncellendi - 2015-12-27 20:51:26
A- A+ PAYLAŞ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın 'bu ülkede yolsuzluk var, sonuna kadar gideceğim' demesi gerektiğini fakat tam tersini yaptığını söyledi. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, bugün Türkiye Cumhuriyeti tarihinde de yeni bir gün olduğunu belirterek, "Seçimle bir iktidar gelir, halkın oyuyla gelir. Uyumlu devletin yönetimi için özel çaba harcar. 'Başbakanlık Yasası', Başbakan Bakanlar Kurulu'nun başkanı, bakanların ve Başbakanlık Teşkilatı'nın en üst amiridir' der. Ahlak kavramı başbakanın görevleri arasına girmiş bulunmaktadır. Kendisi topluma örnek olacak, ahlaktan ve doğruluktan yana topluma örnek olacak. Geliyoruz bugünlere, 17 Aralık'ı artık hepimiz ezberledik. 2 önemli olay oldu, birici olay genç bir çocuk Salih Yiğit Tekin TBMM'nin önünde 'açım diye' kendisini yaktı ve 10 gün sonra yaşamını yitirdi. Gencecik birisi, tek çare olarak TBMM'yi görüyor. İkinci olayı artık bütün dünya biliyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu. Hepimiz ve bütün dünya biliyor. Bilmek istemeyen biri var, utanmıyor da zaten. Farklı bir insan. İnsanlar utanırlar ama bunda öyle bir kavramın olmadığını görüyoruz. Adı yolsuzluğa bulaşan 4 Bakan operasyon sonrasında bütün programları iptal edip Ankara'da kaldılar. Bütün programlarını iptal ettiler, neden çünkü müdahale etmeleri gerekiyordu. Başbakan ile birlikte otobüsün üstüne çıktılar. Biz beraberiz mesajı verdiler" şeklinde konuştu.

"Biri Başbakanı çok açık bir şekilde suçladı" diyen Kılıçdaroğlu, "İlk kez Cumhuriyet tarihinde bir Bakan istifa ederken yolsuzlukların asıl kaynağının Başbakan olduğunu ifade ediyor. Başbakan bir açıklama yaptı, 'Oğlum Bilal üzerinden bana ulaşmaya çalışıyorlar'. Bugün o tablo çok daha net önümüzde duruyor. Savcıları değiştirdiler, polisleri değiştirdiler, emniyet müdürlerini de değiştirdiler ve Başbakan Aksaray'a özel uçağını gönderdi, Ankara'ya getirtti" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Rıza Sarraf diye bir isim çıktı. 4 bakanı teslim alan bir Rıza Sarraf. Yolsuzluk bu ülkede olabilir ama idareciler yolsuzluğun üzerine kararlılıkla giderler. Biz, şunu bekledik. Başbakan çıkacak 'bu ülkede yolsuzluk var sonuna kadar gideceğim' diyecekti. O zaman biz, 'Helal olsun' diyecektik. Ama tam tersini yaptı. Aksaray Valisi'ni getirdi, hemen Emniyet Müdürü yaptı. Emniyet'e talimat verdi, yargı kararlarını uygulamayacaksınız' dedi. TBMM'nin Başkanı Anayasa'nın 138. maddesi çökmüştür' dedi. Bunlarla yetindiler mi, 'Hayır'. Adalet Bakanlığı Müsteşarı savcıya doğrudan telefon açıyor. 'Hemen gidecek, savcıyı görevden alacaksın'. 4 Bakanı fezlekeleri geldi,Adalet Bakanının da fezlekesi geldi. Günlerce bekledi. Adalet Bakanını fezlekesi TBMM'ye geldi. Meclis Başkanı fezlekeyi iade etti adalet Bakanlığı' da iade etti." 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün internete düşen ses kayıtlarının bütün gerçeği ortaya koyduğunu söyledi. 

TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 17 Aralık ardından yaşanan süreci anlattı. Yasal yollarla elde edilmiş delillerin yasalarla yok edilmek istendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bunun için bir yargı paketi getirdiler, HSYK’da değişiklik yapıyorlar, internet yasağı düzenlemeleri getiriyorlar, MİT Yasası getiriyorlar. Bunların hiç birisi Bakanlar Kurulu’nda görüşülmüş değil. Başbakan’ın ‘tuzluk’ diye tanımladığı kendi milletvekillerinin kanun teklifleri. Neden yasa teklifi olarak gelmiyor da kanun teklifi olarak veriliyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu kapatmak için yapılıyor bunlar” diye konuştu.

“Dün internete düşen ses kayıtları bütün gerçeği ortaya koyuyor” diyen Kılıçdaroğlu, grup toplantı salonunda Başbakan Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtlarını dinletti. Ses kayıtlarının dinletilmesi esnasında salonda bulunan partililer konuşmaları yuhaladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtlarını teyit ettiklerini söyleyerek, “Birkaç kanaldan, hem yargıdan, hem diğer alanlardan onları doğrulattık, teyit ettik. Resmi de var, gayri resmi de var. Analiz eden insanlarla da görüştük” dedi. 

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmesinin ses kayıtlarını dinlettikten sonra, “Hayatımın en üzüntülü gününü yaşıyorum. Allah kimsenin başına böyle bir şey vermesin, Allah kimseyi yolundan şaşırtmasın” ifadelerini kullandı. Milletin vicdanına seslendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Çocuğunuz işsizse, geçinemiyorsanız kendinize sorun. Bu yolsuzluğun üzeri kapatılamaz. Dünyada ilk kez bir hükümet devleti soymaya kalkıyor. Operasyonun yapıldığı sabah 08.02’de Başbakan oğlunu arıyor. ‘Oğlum senin elinde ne var ne yok, sen bunları çıkart tamam mı’ diyor. ‘Bende ne olabilir ki baba, senin paran var kasada’ diyor” diyerek Başbakan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen diyaloğun kayıtlarını okudu.

Partililerin sloganları arasında Başbakan Erdoğan’a yönelik eleştirilerini sürdüren Kılıçdaroğlu, “Bunları söyleyen herhangi bir kişi değil, Başbakanlık koltuğuna oturan birisi. Beni rahatsız eden de bu. Bir ülkenin Başbakanı kendi ülkesini soyuyor. Ben Erdoğan’a üzülmüyorum, üzüldüğüm onların çocukları. Yazık değil mi o çocuklara kendi hırsızlığına ortak ediyorsun, nasıl babasın sen?” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen konuşmayı birkaç yerden doğrulattıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Ağrı dağı ne kadar gerçekse, Erciyes dağı ne kadar gerçekse bu tutanaklar doğrudur. Hayatı yalan söylemekle geçen bir Başbakan’dan bir şey beklenmez. Benim üzüldüğüm ona hala inan yurttaşlarım. Bu kadar yalan daha arkası gelecek bunların, nasıl milletin önüne çıkıyorsun, yüzlerine bakıyorsun. 2 ayrı kaynaktan edindiğimiz bilgiye göre Erdoğan’ın İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabı var” açıklamasında bulunarak Başbakan Erdoğan’ın grup toplantısında yaptığı konuşmanın metnini okudu.

Başbakan Erdoğan’ın İsviçre bankalarında hesabı olduğu yönünde iddiaların ardından dava açmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “İsviçre bankalarında hesabı var’ diye Sayın Baykal hakkında da böyle bir iddiada bulunulmuştu. O namuslu her siyasetçinin yaptığı gibi başvurusunu yaptı ‘İsviçre bankalarında benim hesabım var mı yok mu araştırılsın’ dedi. Resmi yazıyı aldık, İsviçre bankalarında hiç hesabı yok. Erdoğan dava açmadı, başvuru yapmadı. Sen önce kendi hesabını ver. Artık Recep Tayyip Erdoğan’a Başbakan diyemeyiz. Yönetmenlerin, senaristlerin aklına bile gelmemiştir. Böyle bir hırsızlık kimsenin aklına bile gelmez. ‘Kriptolu telefonu da dinlemişler’ diyor yani itiraf ediyor. Erdoğan’a bir çağrı yapıyorum, TİB kayıtlarını yayınlayın. Kripto ile ilgili tüm bilgiler TİB’de var” şeklinde konuştu.

Medyaya da eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, “Medya patronlarına söylüyorum, korkmayın, sizin topluma karşı yükümlülüğünüz var. Benim sesimi kesebilirsiniz, CHP’nin sesini kesebilirsiniz, ama sokaktaki yurttaş sizi affetmez. Sizi havuz medyası ile aynı kefeye koyar. Dünya görecek siz görmeyeceksiniz bunu, göstermek zorundasınız, Göstermezseniz başyalan kadar sizin de sorumluluğunuz var demektir. Hükümetin meşruiyeti yoktur. Sayın Cemil Çiçek’e de söylüyorum, senin Başbakanın hırsızlık yapıyor biz bunları açıklamayacak mıyız? Doğrudan müdahale eden bir adam var medyaya. Benim sana tavsiyem, ya yurtdışına kaç ya Başbakanlığı bırak. Göreceksiniz, devleti soyan Başbakan koltuğunda oturamaz. O koltuktan gitmesi lazım” açıklamasında bulundu.

Grup toplantısı sonrasında gazetecilerin ses kayıtlarını birkaç kanaldan doğrulattıkları sözü üzerine sordukları sorularına cevap veren Kılıçdaroğlu, ”Birkaç kanaldan, hem yargıdan, hem diğer alanlardan onları doğrulattık, teyit ettik. Resmi de var, gayri resmi de var. Analiz eden insanlarla da görüştük” dedi. Kılıçdaroğlu, yargıya müracaat edip etmeyecekleri yönündeki soruları, “Onu düşünüyoruz. Önce bir Erdoğan’ı bir görmemiz lazım” şeklinde cevapladı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız