SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Sermayeye Peşkeş Çekiliyor"

0
Güncellendi - 2015-12-28 00:36:13
A- A+ PAYLAŞ

KESK’e bağlı Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) üyeleri, demiryollarının özelleştirilmesini protesto etti. 

‘Demiryolu Ulaşımının Serbestleştirilmesi’ hakkındaki yasa tasarısının meclisten geçmesi ve Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesini protesto eden Birleşik Taşımacılık Sendikası üyeleri, Malatya Garı’nda tren rayları üzerinde yürüdü. 

Sloganlar eşliğinde Gar binası önüne gelen sendika üyeleri adına açıklama yapan BTS Genel Merkez Mali Sekreteri Erdal Uysal, demiryollarının özelleştirilmesini protesto etmek için 17 Kasım’dan itibaren Van, Muş, Batman, Diyarbakır, Elazığ’da yürüyüş başlattıklarını belirterek bugün de Malatya’da devam eden yürüyüşün 24 Kasım’da Ankara garda yapılacak büyük mitingle son bulacağını söyledi. 

“158 yıllık işleyiş bir kenara atılıyor”

‘Demiryolu Ulaşımının Serbestleştirilmesi’ hakkındaki yasa tasarısının ulaşım hizmetlerinin ticarileştirilmesi, ucuz ve güvencesiz işgücü kullanımının önünü açmayı planladığını kaydeden Uysal “Siyasi iktidardan güç alan TCDD yönetimi ayrımcı yaklaşımlarının yanında kazanılmış haklarımızı birer birer elimizden alınması yönünde uygulamalara imza atmaktadır. 

1995'li yılların ardından başlayan ve demiryollarının yeniden yapılanması adı altında atılan adımlarla bugün gelinen noktada demiryollarının 158 yıllık kurumsal işleyişi bir kenara atılmış, TCDD yönetimi tarafından liyakat, kariyer, hizmet, başarı vb. gibi ölçüler bir kenara bırakılarak taraflı davranılmakta, özellikle siyasi kadrolaşmayla birlikte, bilgi, birikim ve deneyim isteyen kadrolara siyasi yandaşlık üzerinden ehil olmayan atamalar yapılmaktadır.

 Personelin emekliliğe sevk edilmesi amacıyla yapılan düzenlemeler ile yakın zamanda yüzlerce personel emekli olurken 1995’li yıllardan bugüne kadar çalışan sayısı % 35 oranında azaltılmıştır. Çalışan sayısındaki bu azalma sonucunda demiryolu hizmetlerinin üretilmesinde taşeronlaşma hızla yaygınlaşmış, esnek ve kuralsız bir çalışma hayatı önümüze konmuştur.

Bu süreç içerisinde demiryollarında işletmecilik güvenliği hiç olmadığı kadar güvenilirliğini kaybedip ölümlü büyük kazalar yaşanırken, madenlerde, inşaat sektöründe, tersanelerde, sanayi sitelerinde, fabrikalarda yaşanan iş kazaları, kaza olmaktan çıkmış kitlesel iş cinayetlerine dönüşmüştür” dedi.

“Kazanılmış haklarımızı elimizden alınıyor”

Demiryollarının bu noktaya gelmesinin nedeni olarak TCDD yönetiminin uyguladığı yanlış ve taraflı politikalar olduğunu savunan BTS Genel Merkez Mali Sekreteri Erdal Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü: “TCDD'nin tasfiyesini ve çalışanların kazanılmış haklarını yok etmeyi amaçlayan Demiryolu Kanunu’nun yasalaşması sonrası TCDD yöneticileri ile yaptığımız görüşme ve toplantılarda, personelin geleceğine dair kaygılarımızı belirtip çalışanların isteği dışında herhangi bir işlem yapılıp yapılmayacağı ile ilgili sorularımıza bu konuda çalışma yapılmadığı ve kimseye bir şey olmayacağı ifade edilirken, TCDD yönetiminin bu söylemlerinin aksine, aldığı kararlarla kimi işyerleri kapatılmış, kimileri birleştirilmiş, personelin bir kısmı kendi istekleri dışında tayin edilmiştir. Son olarak; optimizasyon adı altında 519 personelin yeri kendi istekleri dışında değiştirilirken, kimi işyerleri birleştirilmiş ve kapatılmıştır. Siyasi iktidardan güç alan TCDD yönetimi ayrımcı yaklaşımlarının yanında kazanılmış haklarımızı birer birer elimizden alınması yönünde uygulamalara imza atmaktadır. 

Demiryollarının bu noktaya gelmesinin nedeni olan TCDD yönetiminin uyguladığı yanlış ve taraflı politikalar bizleri mağdur etmekte, haksızlık yaşamaktayız. Ve eğer bizler dur demezsek bu uygulamalar devam edecektir.” 

“Ülkenin kâr eden kurumları 12 yılda sermayeye peşkeş çekildi”

“Geçtiğimiz 12 yıl içinde ülkenin kar eden ne kadar iktisadi kuruluşu varsa, sermayeye peşkeş çekilmiştir” diyen Uysal, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: “12 yılda temel kamusal hizmetler büyük oranda ticarileştirmiş, paralı ve niteliksiz hale getirilmiştir. AKP geçmiş yıllarda olduğu gibi, 2015 bütçesinin yükünü de yine halkın sırtına yıkmayı hedeflemektedir.

Ve AKP hükümetinin dış politikaları sonucu bugün Suriye’ye yönelik askeri müdahale çığırtkanlığı eşliğinde Ortadoğu’da sürdürülen politikalar bir yanda halkları birbirine düşman edip, sarılması zor yaralar açarken, içerde ve dışarıda uygulanan güvenlikçi politikalar  sonucu savunma harcamaları 2014 yılında olduğu gibi, 2015 yılında da bütçede ciddi bir yer taşıyacağı ve yine bu yükün biz emekçilerin sırtına yükleneceği ortadadır.

Gelinen süreç önümüzdeki dönemin pek çok açıdan daha da sıkıntılı olacağı, demiryolcular içinse ayrıca çalışma koşullarıyla ilgili pek çok sorun yaşanacağı, kazanılmış haklarının zarar göreceği bir süreç olacaktır. 

Bu nedenle bizler tüm bu gerçekler ışığında, içinde bulunduğumuz olumsuz koşullarla ilgili olarak kamuoyu oluşturmak, toplumu bilgilendirmek ve tepkimizi göstermek amacıyla “Demiryollarının Özelleştirilme Uygulamalarına Karşı Yürüyoruz” adı altında bu yürüyüş kararını almış olup, demiryollarında 5 koldan başlayan yürüyüşün bir kolu olarak bugün de Malatya da  yürüyüşümüze devam ediyoruz.

Yürüyüşümüz 17 Kasım 2014 Van’da başladı. Tatvan’ da devam etti. 18 Kasım 2014 tarihinde Muş, Batman yürüyüşümüz yapıldı. 19 Kasım 2014 Diyarbakır, Elazığ yürüyüşümüz yapıldı. Bu gün 20 Kasım 2014 Malatya da yürüyüş kolumuz yoluna devam ediyor. 21 Kasım 2014 Sivas’tayız. 22 Kasım 2014 Kayseri’deyiz. 24 Kasım 2014 tüm yürüyüş kollarının büyük buluşması ve miting Ankara garda olacaktır.”

HABER-FOTO: Güler HAZAR, Yeni Malatya- malatyahaber

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız