SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Silah Demokrasinin Yolu Değil"

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:20:50
A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin genel başkanlarının ismini ağzına almayacağını ve bunlara bakan ve milletvekili arkadaşlarının cevap verdiğini söyledi. 

Başbakan Erdoğan 2 günlük Van gezisi kapsamında Özalp ilçesinde gerçekleştirilen toplu açılış törenine katıldı. Cumhuriyet Caddesi miting alanında konuşan Başbakan Erdoğan, Van’da yapılan açılışlara değindi. Bugün de Özalp ve Erciş’te toplu açılışlar yapacaklarını belirten Başbakan Erdoğan, çok anlamlı bir gün yaşadığını söyledi.

“ÖZALP’İN AYRI BİR YERİ VAR”

12 Eylül 1980 öncesi Özalp’e gerçekleştirdiği ziyareti hatırlatan Erdoğan, Özalp’in kendi açısından ayrı bir yeri olduğunu belirterek, “12 Eylül 1980 öncesinde siyasi bir partinin İstanbul gençlik kolları başkanıydım ve Van’a görevlendirildim. Dediler ki Van’ın Özalp ilçesine gidebilirsin. Ben de buralara gelerek geceyi burada geçirmem gerekiyordu. Çaybağı köyüne gittim ve burada bir evde geçirdim. Yani Anadolu’da kerpiç ev denilir, burası da malum ot ve çamurdan yapılan o evlerden birinde ama tezek yakılan bir evde misafir oldum. Yer yataklarında yattım ama gönülden ikramlarla o geceyi orada geçirdim. Benim dünyamda çok anlamlı bir geceydi. Fakat sohbetimizi yaptığımız, o çalışma 78-79 yılındaydı. Ben bir gençtim ve buradaydım. Bu muhabbetimizi yaptık. Şimdi Van’da bu açılışları yaptık. Özalp’te de bugün bu açılışları yapıyoruz. Açılışlar bizim görevimiz, vazifemiz. Biz Özalp’e esasen muhabbet için geldik, hasret gidermek için geldik, sizin gönül sohbetinize mazhar olabilmek için geldik. Ülkenin en doğusundaki bu ilçemizin halini hatırını sormak, dertleşmek istişare etmek için ayağınıza geldik. Çarşamba günü buradan binlerce kilometre uzaklıkta Kosova’daydım. Orada bir Türk firması tarafından yapılan havalimanı tesislerini açtık. Hem de Kosovalı kardeşlerimiz Türk ve Arnavut kardeşlerimizle muhabbet ettik. Ayağımızın tozuyla Van’a geldik siz değerli kardeşlerimizle muhabbet ettik. Şimdi de İran sınırındaki siz değerli kardeşlerimizle birlikte hasret gidermenin heyecanı içerisindeyiz” dedi.

“UZAK KAVRAMINI TANIMIYORUZ”

Hükümet olarak uzak kavramını tanımadıklarını, ücra kavramına da lügatinde yer vermediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Nerede nefes alıp veren bir insanımız varsa gönlümüz orada. Nerede bir vatandaşımız, kardeşimiz, dostumuz varsa bizim gönül muhabbetimiz orada. Biz Ankara’ya kendisini mahkum eden, Ankara’nın dışına kulağını tıkayan bir hükümet olmadık, olmayacağız. Kendimiz gidemediğimiz yere bakan, milletvekili arkadaşlarımız gitti. Fırsat bulamadığımız, ziyaret edemediğimiz yerlere hizmetlerimiz yatırımlarımız gitti. En batıda Meriç’e, Gökçeada’ya, Bozcaada’ya, Çeşme’ye ne hizmet götürdüysek en doğuda, Doğubayazıt’a, Şemdinli’ye, Saraya, Özalp’e de o hizmeti götürdük. Kuzeyi nasıl kucakladıksa, güneyi öyle kucakladık. Batıya hangi nazarla, gözle baktıksa doğuya da aynı nazarla baktık.”

“2 YILDA 5 MİLYARLIK YATIRIM”

Van depreminden sonra Van’a 2 yılda 5 milyar TL’lik yatırım yapıldığını yineleyen Erdoğan, “Dün Van’da bir tek açılış töreniyle 1 milyar 411 milyon liralık yatırımı hizmete aldık. Oradan üniversitemize geçtik ve 21 milyonluk yatırımın açılışını yaptık. Burada 15 milyonluk yatırımın ardından Erciş’e geçip 72 milyonluk yatırımın açılışını yapacağız. Toplamda 1,5 milyarlık yatırımı gerçekleştiriyoruz. 2 yıl içerisinde Van depreminden bu yana 5 milyar TL’lik yatırım yapıldı. Cumhuriyet tarihinden bu yana böyle yatırım yapılmadı. Çünkü biz bu milletin efendisi değil, bu milletin hizmetkarıyız. Onun için bizim kitabımızda, lügatimize ayrımcılık yok. Biz biriz, beraberiz, Hep birlikte Türkiye’yiz. Bizim durumumuzu bu” dedi.

“KURU İDEOLOJİ PEŞİNDE KOŞMUYORUZ”

Gerilim siyaseti istemediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Biz kuru ideolojilerin peşinde koşmuyoruz. Gerilim siyaseti istemiyoruz. Davamız hizmet, fikrimiz hizmet, ideolojimiz hizmettir ve biz bu ülkede Türk’üyle, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Gürcü’sü, Abaza’sı, Boşnak’ı, Roman’ıyla ne kadar etnik unsur varsa hep birlikte yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz. Farkımız bu. Onun için biz bir etnik unsurun partisi değiliz, bir bölgenin partisi değiliz, tüm Türkiye’nin, tüm milletimizin partisi ve 76 milyonun hizmetkarı bir hükümetiz. 780 bir bin kilometrekaresindeki vatandaşın yüzünü güldürmek bizim davamızdır” dedi.

“KALKINMAYLA HUZUR PARALELDİR”

Huzurun olmadığı yerde kalkınmanın ve ilerlemenin olamayacağını söyleyen Erdoğan şunları kaydetti: “Kalkınmayla huzur birbiriyle paraleldir. Huzurun olmadığı yerde kalkınma olmaz, ilerleme olmaz, terakkiyle tekabül olmaz. Kalkınmanın olmadığı yerde huzur olmaz, refah, muhabbet olmaz. 11 yıl boyunca huzuru pekiştirmenin, kalkınmayı sağlamanın mücadelesini verdik. Hem ekonomik, hem demokrasi dedik. Birini diğerine tercih ve feda etmedik. Ülke ekonomik olarak büyüyecek, ileri demokrasi standardına ulaşacak dedik ve 11 yıl boyunca mücadelesini verdik. Tüm tehditlere tüm tuzaklara rağmen milletimizin desteği ve hayır duasıyla çok güzel hizmetler ürettik. Geçmişin yaralarını tedavi etmenin gayreti içinde olduk. Geçmiş artık geride kaldı. Türkiye 11 yıl boyunca yaptığı reformlarla daha güçlü, çok daha ileri demokratik standartlara sahip bir küresel güç haline gelmiştir. Geçmişin tartışmalarıyla geleceği karartmayız, umutsuzluğa mahkum olmayacağız. Geçmişten ibret alacak, hatalardan sakınacak, geleceği birlikte inşa edeceğiz.”

“SİLAH DEMOKRASİNİN YOLU DEĞİLDİR”

Silah ve molotofkokteylinin demokrasinin yolu olmadığını vurgulayan Erdoğan; “Her ne sorun varsa oturacak, konuşacak, samimiyetle yüreklerimizi birbirimize açacağız. Silah demokrasinin yolu değildir, şiddet demokrasinin yolu değildir, molotofkokteyli demokrasinin yolu değildir. Esnafımızı, vatandaşımızı kepenklerini indirmeye mahkum etmek özgürlük mücadelesi değildir. Ne biliyorsak bunları masada konuşalım. Hepsinden öte 4 yılda bir genel, 5 yılda bir yerel seçimde sandık gelecek, hür irademizle sandıkta kararımızı verelim ve bu karar da herkes saygı duysun” diye konuştu.

“HAYAL GİBİ GÖRÜNENLER GERÇEK OLDU”

Mustafa Muğlalı Kışlası’nın isminin değiştirilmesini hatırlatan Erdoğan; “11 yıl önce hayal gibi görünen nice talepler gerçeğe dönüştü. Artık Muğlalı kışlası diye bir kışla yok. Bu ismi biz kaldırdık. Çünkü talep buydu, doğru bir adım değildi ve u adımı da biz kararlı bir şekilde attık. Bunu yapan iktidar burada. Bugün Türkiye’de 2 kişiden bir tanesi AK Parti diyorsa bunun sebebi işte budur. Özgürlükçü olmak, tüm milleti temsil etmektir. Demokrasiyi müdafaa etmek tüm milleti savunmaktır. Bir etnik milleti savunmak, milleti sevmek anlamına gelmez. Millet kavramının içinde Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Abaza, Roman, Boşnak var. Ama siz bunun önüne bir etnik unsurun ifadesini koyarsanız olmaz. Türkiye Cumhuriyet vatandaşlığı çatısı altında hep birlikte toplanalım. Bir olduk, iri olduk, diri olduk, Türkiye olduk. Olay bu. İnşallah bugünün hayallerini de hedef yapacak, hedeflerimizi Allah’ın izniyle tek tek gerçeğe dönüştüreceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın .Türkiye çözüm süreciyle birlikte çok güzel ivme kazandı, bahar iklimine kavuştu. Bu baharı kışa çevirmek isteyenler var, bahardan rahatsız olanlar var, aydınlıktan rahatsız olanlar, kara kışı, karanlığı özleyenler var. Siz ne diyorsunuz, Özalp ne diyor. Hayır diyor. Huzurdan barıştan kardeşlikten rahatsız olup gençlerimizi ölüm tuzağına çekenler var. Kandan beslenmeyi alışkanlık halinde getiren bu çevrelere fırsat vermeyeceğiz. Düşmanlarımızı değil, dostlarımızı sevindireceğiz. Terörden, silahtan, şiddetten medet uman çevrelere fırsat vermeyeceğiz. Her meselenin çözüm zemini siyasettir. Silah ve şiddet hiçbir meseleyi çözmemiştir ve çözmez. Silah ve şiddet acıdan başka bir şey getirmedi ve getirmez. Öyleyse silahın, şiddettin, araya girmesine izin vermeyeceğiz. Bu bahar ikliminin bozulmasına silahların konuşmasına müsaade etmeyeceğiz. Önce Allah’ın sonra sizlerin sayesinde kavuştuk. Sizin hayır dualarınızla, desteğiniz, muhabbetinizle çok daha güzel günlere hep birlikte erişeceğiz. Bölgede, barışı, kardeşliği hakim kılacak, bölgenin hızla kalkınmasını mümkün hale getireceğiz” dedi.

“VAN’A OLAN SÖZÜMÜZÜ TUTTUK”

Van’da büyükşehir sözü verdiklerini ve bu sözü tuttuklarını belirten Erdoğan şu ifadelere yer verdi: “Van’a bizim bir sözümüz vardı, Van’ı büyükşehir yapacağız dedik ve yaptık. Geçen yıl ilgili kanunu çıkardık ve Van’ın yanında 13 ilimizi daha büyükşehir yaptık. Biz Türkiye’nin, tüm milletimizin hizmetkarıyız ve şimdi Van’ı büyük şehir yaptık. 30 Martta yapılacak seçimde artık Van büyükşehir belediyesi olarak hizmet verecek. Bu hizmeti verirken artık köy yok, mahalle var, belde yok, mahalle var. Bunlar ilçelerin mahallesi olacak. Yani Özalp’in köyleri hepsi Özalp’in birer mahallesi olacak. Özalp ilçe belediyesi buralara hizmet vermek zorunda. ‘Köydür il özel idaresi hizmet versin’ diyemez. İl Özel İdaresi de kalkıyor. Van’da il genel meclisi olmayacak, sadece büyükşehir belediye meclisi olacak. Fakat altyapıyı, buranın su kanalizasyon sorunlarını büyükşehir belediyesi çözecek ve aynı zamanda büyükşehir teşkilatının itfaiyesi olacak. Bir yangın olduğunda itfaiye teşkilatı devreye girecek. İmar planlarını herkes istediği gibi yapamayacak.”

“MUHALEFETİN GENEL BAŞKANLARININ İSMİNİ AĞZIMA ALMAYACAĞIM”

Muhalefetin genel başkanlarının ismini ağzına almayacağını dile getiren Erdoğan, bunlara bakan ve milletvekili arkadaşlarının cevap verdiğini söyledi. Devlet Bahçeli’nin Samsun’daki eleştirilerine de değinen Erdoğan, “Bundan sonra bu muhalefetin genel başkanlarının ismini ağzıma almayacağım. Onlara gerekli cevabı arkadaşlarım veriyor. Ben sadece zihniyet eleştirisi yapacağım. Dün bir tanesi Samsun’dan bana hakaret ediyor. ‘Cami yıkacakmış’ diyor. Öbür taraftan milletin vergileriyle Akdamar Kilisesi’ni yapıyor diyor. Ben bu zata sadece bir ibare kullanırım. Biz bir ifadeyi kullanırken itikati noktadaki bütün değerlerimizi bilerek kullanırız, yaşayarak kullanırız. Camiyi, yıkmak gerekirse ifadesiyle kullanılmıştır ve onu yıkarken daha güzelini hemen yanında yaparız ifadesi konuşmamda vardır. Ve biz şu anda camiyi yapmanın yanında biz bu işi yaşarız. Bunu yaşamayanların bize böyle eleştiri göndermesine benim halkım inanmaz. Bu konuda Erdoğan ve arkadaşları nedir, benim milletim iyi biliyor. Akdamar Kilisesi’ne gelince, bu ülkede Ermeni, Ortodoks vatandaşım var. Bunların hukukunu korumak bizim görevimizdir. Ama bunlar bu işin de cahili. Bugün benim ülkemde Ermeni vatandaşım ticaretle uğraşıp vergi ödüyor. Onun da inancının gereğini yerine getirmesini, ibadet imkanını sağlamak görevimizdir. Bunu hem İslami, hem insani, hem vicdanı, hem de hukuki bir görev olarak yerine getiriyorum. Bunu da vatandaşım böyle bilir. Bu iş cahille cühelayla yapılacak iş değildir. Devlet sorumluğunun farkında olmayanların idrakiyle bu iş olmaz. Ziya Paşa’nın dediği gibi ‘İdraki meali bu küçük akla gerekmez. Zira bu terazi bu sıkleti çekmez.’ Ziya Paşa’nın güzel bir beytidir. Bununla da herhalde yerini bulmuştur. Biz inanarak yolumuza devam edeceğiz. Bu ülkede kim varsa hepsinin iktidarıyız. Müslüman’ın da, Hristiyan’ın da, Musevi’nin de hepsine hizmet etmek bizim görevimizdir. Almanya 5 bini aşkın mescit var. ‘Onlar müsaade ediyor, sen neden müsaade etmiyorsun’ demezler mi? Bunlar dünyadan da bihaber. Fransa’da, Belçika’da, İsveç’te, İsviçre’de yaşayan vatandaşım var. Oraların hükümetleri ibadet için gerekli desteği verirken sen burada vermezsen sormazlar mı. Dünyadan da haberleri yok. Biz bunlar gibi düşünmüyoruz. Ve biz el ele omuz omuza ülkemizde asli unsurlar, azınlıklar fark etmez, hepsinin hukukunu koruyoruz, koruyacağız. Afyon’dan yola çıkarken etnik milliyetçilik yapmayacağız dedik ve yapmadık. Bölgesel milliyetçilik yapmayacağız dedik ve yapmadık. Batıya ne yaptıysak, doğuya da aynısını yapacağız, doğuya ne yaptıysak batıya da aynısı yapacağız. Ayrım olmayacak, dengeyi bir an önce başaracağız dedik, etnik milliyetçilik de yapmayacağız. Türk’e ne veriyorsak Kürt’e de Laz’a da, Çerkez’e de aklınıza ne gelirse aynı derece yakın olacağız ve hizmet edeceğiz. Dinsel milliyetçilik yapmayacağız. Müslüman’ın da, Hristiyan’ın da Musevi’nin de hukukunu koruyacağız. Hatta ateistin de hukukunu koruyacağız dedik, yola böyle çıktık. Bunlar anlamlı şeyler. Demokratikleşme paketine baktığınız zaman, 26 maddelik anayasal değişikliklere bakın hep bunlar var. Yıllarca bu ülkede başörtü zulmü yaşandı. Başörtülü kızlarım, bacılarım okulların kapısından çevrildi. Devlet dairelerine başörtülü sokulmadı. Ama şimdi iş bitirildi. Yavrularımız artık üniversitelere girebiliyor, isteyenler devlet dairelerinde örtünmeye başlandı. Ne oldu, herhangi bir sıkıntı yok. Tam aksine huzur ve mutluluk var. Gözü yaşlı annelerin gözyaşları dindi. Bunu iktidarımız yaptı. Birileri bundan rahatsız oluyor, varsın olsunlar. İdari noktada olan bütün değişiklikleri yaptık. Şimdi yasal olanları yapıp, süratle meclis getireceğiz önümüzdeki haftalarda yasal değişiklikleri yapacağız. Buralarda bazı illerin, isim değişikliğinden tutun, ilçelerin köylerin isim değişikliklerine varıncaya kadar parlamento elinden gelen olumlu yaklaşımı gösterecek” şeklinde konuştu.

“ÖZALP BELEDİYESİNE ELEŞTİRİ”

Konuşmasında BDP’li Özalp Belediyesi’ni de eleştiren Erdoğan şunları kaydetti: “İstanbul’un Fatih ilçesi hangi hizmeti alıyorsa, Özalp ilçesi de o hizmeti hak ediyor ve alacaktır. Ankara’nın Keçiören ilçesi hangi hizmeti alıyorsa Özalp da hak ediyor. Özalp bu çamuru, tozu, çöp yığınlarını hak etmiyor. Belediyecilik bizim işimiz, ben belediye başkanlığından geldim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptım. Göreve geldiğim zaman İstanbul çöp içindeydi, havası kirliydi, suyu yoktu. Herkes gidip adeta su bidonlarıyla su satın alıyordu. Ama bir yıl içerisinde İstanbul’un susuzluğuna son verdik, çöpünü temizledik, dünyanın sayılı temiz şehirlerinden biri olduğun Habitat 2 Toplantısı’nda teyit ve tescil edildi. Van Özalp da neden diğer ilçelerimiz gibi olmasın. Bunun için büyükşehir olayı çok önemli. İmar düzenlemeleri, altyapı ve üst yapılarıyla, toplu konut idareleriyle çok daha farklı bir değişimi yaşatacağız. Van depremiyle Van ve Erciş’te yaklaşık 18 bin konutu bitirdik. Şimdi Özalp bir değişimi hak ediyor. Özalp bu değişim için inanıyorum ki adımlarını atacaktır. En batıdaki ilçe kadar yaşanabilir bir şehir kimliğini hak ediyor. Hizmet siyasetimizi egemen kılacağımıza inanıyorum.”

Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından bakanlar, milletvekilleri ve bürokratlarla birlikte toplu açılışı yaptı. Erdoğan ve beraberindekiler, buradaki törenin ardından AK Parti Özalp İlçe Başkanlığı’nın açılışına geçti.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız