SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''Şimdi Dövün Dur Sakarya..''

A- A+ PAYLAŞ

Radikal Gazetesi'nde Tanıl Bora, Malatyaspor'a 4-2 yenilerek küme düşen Sakaryaspor'u ve son maçını değerlendirdi.

Bora'nın, bugünkü Radikal'da yer alan "Şimdi dövün dur Sakarya" başlıklı yazısı şöyle:

...

"Şimdi dövün dur Sakarya...

Küme düşme 'meselesi', senelerdir, böyle bir son an sürpriziyle çözülmemişti. Son haftaya dipte girenlerin topluca kazanması alışkanlık olmuştu. Bu 'töre' bozulunca, yenilen Sakarya düşüverdi

TANIL BORA
Geçen hafta da değinmiştik: Geçen sezonlardakinden farklı olarak, tuzukuru takımlar düşücülere bonkör davranmadılar bu sene. Son haftada da böyle oldu. Düşme korkusu içindeki üçlüden Kayseri evinde Ankara Belediyesi'yle golsüz berabere kaldı. Zaten Kayseri'nin kurtuluşunu puanları birer birer biriktiren bu küçük tasarrufçu tutum sağladı: son 10 haftanın yedisinde berabere kaldılar. Düşmecilerden sadece Diyarbakır kazandı; daha önceki 16 maçta ancak dört puan toplayabildiği deplasmanlardaki ilk galibiyetiydi bu. İç saha klasmanında küme düşme konumunda (16.) olan bıkkın Samsunspor'u yenmeleri, olmayacak iş değildi. Geçen haftayı 'düştük' havasında kapatyan Yeşil-Kırmızılılar için piyango gibi oldu bu.

'Bölge' desteği
Diyarbakırlıların, Malatya'nın Sakarya'yı yeneceğine 'güvendiği' de anlaşılıyor. Görünen o ki, sahiden bir tür 'bölge dayanışmasından' istifade ettiler. 'Malatya Haber' gazetesinden öğrendiğimize göre, Malatya İnönü Stadı'nın kapalı tribününde Diyarbakırspor bayrağı açılmış, ara ara Diyarbekir lehine tezahürat yapılıyormuş; Sakaryalı Fatih Ceylan'ın kırmızı kartla cezalandırılan gaddar tekmesi sonrasında (ki aynı işi Denizli deplasmanında da yapmıştı), bu tezahürat büyümüş... Neticede Sakarya, bu final maçını kaldıramadı ve altı hafta sonra maç kazanan Malatya'ya farklı yenilmek, 'Tatangalar'ın düşüşü oldu.
Sakaryaspor'un 9. haftada başlayan müthiş hamlesini, Necip Fazıl'ın ünlü hamâsî şiiri 'Sakarya Marşı'nın 'Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya!' dizesiyle selâmlamıştık. Şimdi, şiirin başka dizelerini anıyoruz mecburen: 'Eyvah eyvah Sakarya, sana mı düştü bu yük?'... 'Şimdi dövün Sakarya, dövünme vakti bu ân'! Fevkalâde kıt bir kadroyla 'medenî' bir futbol oynayan Sakarya'nın düşüşüne, -tıpkı aynı karakterdeki İstanbulspor gibi- üzüldüğümü saklamayacağım. (Personelden; sezonun en işlevsel orta saha emekçilerinden Ragıp'ı ve bu alanda çok yönlülüğünü geliştiren Emre Toraman'ı öne çıkarıyorum.) Peki ne için dövünmeliler? 14. haftada evlerinde verdikleri İstanbulspor maçı için. Ama asıl, yönetim basiretsizliğiyle, Şaban Yıldırım'sız heder ettikleri ilk haftalar için...
Şampiyon Fenerbahçe, tıpkı geçen seneki gibi, 4-2 yenilerek savdı son maçı başından. Bu aynı zamanda Fener'in 1. ligdeki 14. karşılaşmada Konya'ya ilk puan verişiydi! Fenerbahçe, lig tarihinin en fazla yenilgiyle şampiyon olan ikinci takım derecesini de egale etti: 1980-81'de Trabzon yedi yenilgiyle şampiyon olmuştu, 200-01'de yine Fenerbahçe yine altı yenilgiyle. Bu sezon 'Ötekiler'in üç şampiyonluk yarışçısından puan sökme puantajını da getirelim ekrana (+ Beşiktaş'tan alınan puanları ekleyerek): Gaziantepspor 7 (+3), Denizlispor 4 (+3), Konyaspor 4 (+1), Samsunspor 4, Gençlerbirliği 3 (+2), Diyarbakırspor 3 (+1), Ankaragücü 3, BB Ankara 2 (+3), İstanbulspor, Malatyaspor 1 (+1), Kayserispor 1, Rizespor ve Sebatspor 0 (+1), Sakaryaspor 0.
Şampiyonlar Ligi iştirakçiliğini azgın bir galibiyetle tescil ederken futbol medyasınca 'Gönüllerin şampiyonu' olarak taltif edilen Trabzonspor, uzak ara deplasman şampiyonu: Seyahatlerden 38 puan getirdiler; Cimbom 33, Fener 32.

Tekmelikte şapka
Galatasaray'ın süregiden yapısal ve stratejik buhranlarında yeni bir perde açıldı. Hagi'nin gidişi, tribündeki hoşnutsuzluğu yatıştırmanın çıtasını yükseltebilir. Hasan Kabze'nin gol sevinci, haddim olmadan, Erkan Goloğlu'nun yetki alanına girmeye sevk ediyor beni: Futbolcuların tekmeliklerinde şapka vs. levazımat bulundurmaları, tehlikeli suiistimallere yol açmasın diye korkarım-bunun 2B'si, 3. Ligi de var!
Ziya Doğan idaresinde Gençlerbirliği, tıpkı Samet Aybaba'nın sezon ortasında teknik direktörlüğü devraldığı 1999-2000 sezonundaki gibi, son haftalardaki atağıyla beşinciliği yakaladı. Rizespor ise, ikinci devrenin en fazla gerileyen takımı oldu: 14 puanla, ikinci devre klasmanında 16. oldu. 6. başladığı ikinci devreyi, 10. sırada tamamladı.
Son haftada dört stoper kornere gidip gol attı (FB'li Önder, Gençlerli Baki, Trabzonlu Tolga, GS'li Song). Geçen hafta da üç stoper bu zevki tatmıştı. Arsadaki gibi, sanki: Maç kopmuş, oyun nizamı gevşemiş, 'Abi ben ileri çıkıyorum' diyen kopup gidiyor! Bu vesileyle, savunmacıların skora katkılarını da hülâsa edelim: F. Bahçe 10 gol, İstanbul 8, G.Birliği, Denizli 7, BJK 5, Antep 4, Malatya 3, GS, Trabzon, Rize, A. Gücü, Sebat, Ank. Belediye 2, Samsun, D. Bakır, Kayseri, Sakarya 1, Konya hiç!.."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız