SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Sonuna Kadar Gidilmeli'

A- A+ PAYLAŞ

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Recai Kutan, "Ergenekon davasının sonuna kadar gidilmelidir" dedi.

Malatya Eski Şire Pazarı'nı ziyaret eden Kutan, kayısı hakkında bilgiler alırken basın mensuplarının sorularını da cevapladı. İlk olarak Ergenekon davasını değerlendiren Kutan, "Biz hep haktan, hukuktan yanayız. Şimdi bir sürü iddialar var. Maalesef bu iddialar fevkalade önemli ve tehlikeli iddialar. Temenni ediyoruz ki, inşallah doğru çıkmaz ama o kadar kesine yakın iddialar atılıyor ki biz SP olarak bu işin üzerine sonuna kadar gidilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle bu son zamanlarda birtakım
iddialar ortaya atıldı. 2002 yılında da buna benzer tespitlerin yapıldığı ancak onların buzdolabına konulduğunu biliyoruz. Temenni ediyoruz ki, artık öyle bir uygulama olmaz. Sonuna kadar gidilir. Hukukun gereği eksiksiz olarak yerine getirilir. Suçlu var ise cezalandırılır. Suçsuz ise bir an evvel kurtulur. Dolayısıyla Ergenekon işinin sonuna kadar gidilmesi temennisi içindeyiz" diye konuştu.

Ergenekon davası içerisinde 28 Şubat sürecine de değinen Kutan, "28 Şubat'ın elbette muhataplarından birisi de benim. 54. Erbakan Hükümeti'nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak hükümetten daha çok hedef alınan Refah Partisi idi. TÜSİAD bir araştırma yapmıştı. O araştırma sonucunda, 'Refah Partisi o kadar süratle Türkiye'de büyüyor ki, önümüzdeki seçimlerde alacakları oy yüzde 40'lar mertebesinde olacak. Sonraki seçimde yüzde 60 olacak ve ondan sonra Refah Partisi'ni hükümetten uzaklaştırmak mümkün olmayacak. Tamamen demokratik usullere göre kalacaklar. O halde mutlaka bu önlenemeyen yükselişi önleyecek tedbirler alınması lazım' denmişti. O dönem biz ısrarla ifade ettik. Tamamen oyun oynanmaktadır 28 Şubatla birlikte. Hukuka uygun olmayan adımlar atılmaktadır. O vakit özellikle çok satan medya grupları buna itibar etmedi. İşte şimdi Ergenekon davasıyla ilgili olarak gerçekler bir bir ortaya dökülmeye başladı. Fadime Şahin'in, Ali Kalkancı'nın özellikle hazırlandığı, bunların böyle bir İslami anlayışla yakından, uzaktan ilgilerinin olmadığı ve tamamen bir senaryoya uygun olarak sırf Refah Partisi'ni ve Erbakan Hükümeti'ni alaşağı etmek için planlandığı bugün ayan beyan ortaya çıktı. O zaman zaten biz ısrarla ifade ettik. '28 Şubat tamamen hukuk dışı bir oluşumdur' dedik. Açık olarak da örnek verdik. O dönemin en güçlü isimlerinden biri Özkasnak, gazetecilere, 'Eğer bizim müdahalemiz olmasaydı parlamento aritmetiği böyle mi olurdu?' dedi. Ben de meclis kürsüsünde; 'Açıktan Anayasa'yı ihlal edilmiş olmanın itirafıdır. Dolayısıyla gereken hukuki işlem yapılmalıdır' dedim. Tabii o günün şartlarında hiç üzerinde bile durulmadı. Ancak Ergenekon davası süreciyle birlikte 28 Şubat da artık aydınlanmaya başladı. Temennimiz, Türkiye'de böyle hukuk dışı yollarla bazı eylemlerin yapılmaması, bazı senaryoların üretilmemesidir" şeklinde konuştu.

Son olarak Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) ihraç olmaması konusuna değinen Kutan, "Bazı zihniyet sahiplerinin beklentisiydi ve yine bekliyorlardı ki YAŞ'tan ihraçlar olsun. İhraç hangi iddiayla olacaktı? Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bölücü faaliyetlerde bulundular diye. Birilerine işlem yapacaksanız, mutlaka hukuk yolunun açık olması lazım. YAŞ kararları yargıya gidemiyor. Ondan sonra da ihraç yapılıyor. Bu kişilerden bazılarını tanıma imkanımız oldu. İhraçtan 5 ay evvel Türk Silahlı Kuvvetleri
tarafından ödül veriliyor, yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür ediliyor, sonra da ihraç ediliyor. Böyle bir ihracın yapılmamasından biz ciddi anlamda memnuniyet duyduk. Türkiye'de adeta paranoya içinde olan kesimler var. Onlar, 'Birazcık İslam kokusu gelen kim varsa, asker olması da şart değil, devlet yönetiminden uzaklaştırılsın' düşüncesindeler" ifadelerini kullandı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız