SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Sürece Katkı Sağlamalıyız"

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:13:08
A- A+ PAYLAŞ

Malatya Baro Başkanı Eyüp Kutlubay, hükümetin barış sürecine destek vererek, “Yeterince bedel ödenmiş, ocaklar sönmüş, analar ağlamış, bağırlar yanmıştır. Adına ister barış, ister çözüm diyelim bu süreç bir umuttur, bir ışıktır” dedi. 

Avukatlar Günü nedeniyle Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi. Törende Baro Başkanı Eyüp Kutlubay, yönetim kurulu üyeleri ve avukatlar Atatürk Anıtı’na çelenk koydu.

Avukatlar Günü nedeniyle açıklama yapan Baro Başkanı Kutlubay, “Danıştay 8. Dairesi’nin başörtülü avukatlar hakkında verdiği “yürütmenin durdurulması kararı” bizlerde, yargının insanı ve insan haklarını önceleyen bir anlayışa doğru çevrildiği noktasında umut ışığı olmuştur. Kutsadığı çarpık devletçi anlayışla, otoriter yapısıyla, sağ elle verdiğini sol elle alan kısır özgürlük anlayışıyla bu anayasa artık miadını doldurmuştur ve tarih önümüze, ilk kez sivil bir anayasa yapma fırsatını koymuştur. Bu fırsatı, kısır ideolojik ve siyasi çekişmelere heba etme lüksüne sahip değiliz. Gelecek kuşaklarımıza, gençlerimiz ve çocuklarımıza, karşı sorumluyuz, tarihe karşı sorumluyuz. Bu yüzden daha özgür, daha çağdaş ve demokratik bir Türkiye için el ele vermeli, yüreklerimizi ortaya koymalı bu sürece katkı sağlamalıyız" dedi.

Farklılıkların zenginlikler olduğu bilinciyle her tür ideolojiden arındırılmış, değişmez maddeleriyle geleceğe ipotek koymayan, özgürlükçü, çoğulcu ve demokratik bir anayasayı toplumdan esirgemeye hiç kimsenin hakkı olmadığını söyleyen Kutlubay, "Ülkemiz sadece özgür ve demokratik bir anayasaya değil barış ve huzura da susamış ve bunu fazlasıyla hak etmiştir. Yeterince bedel ödenmiş, ocaklar sönmüş, analar ağlamış, bağırlar yanmıştır. Adına ister barış, ister çözüm diyelim bu süreç bir umuttur, bir ışıktır” ifadelerini kaydetti.

Kutlubay, "Sayıları 100’ü geçen hukuk fakültelerinden yılda 8 binin üzerinde hukukçu mezun olmakta, bunların tamamına yakını da herhangi bir sınav veya elemeye tabi tutulmadan avukat olmaktadır. Bu durum hem niteliksel hem de niceliksel olarak mesleğimize zarar vermektedir. Avukatlar, gerek yargı mercileri ve gerekse diğer idari kurum ve kuruluşlarda bulunan bilgi, belge ve dosyalara erişmede ve bunları incelemede pek çok zorluk ve engellemelerle karşılaşmaktadırlar. Bu durum Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlığın Amacı” başlıklı 2. maddesinin 3. fıkrası hükmüne çok açık biçimde aykırıdır. O nedenle en başta yargı organlarından olan beklentimiz, kanun hükmüne uygun uygulama yapmaları, avukatların yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil ettiklerini ve kamu hizmeti yaptıklarını göz önüne almaları ve dolayısıyla avukatlık mesleğinin ifasını kolaylaştırmalarıdır. CMK kapsamında zorunlu müdafilik yapan avukatların aldıkları ücretler, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin çok altındadır. Dahası bu hizmetlerin ücretleri çok gecikmeli olarak ödenmektedir. Yol gideri olarak ödenen miktar, mutat vasıta olarak kabul edilen otobüs, dolmuş ücreti düzeyindedir" dedi.

Kamu avukatları ile aynı veya benzer işleri yapan diğer kamu görevlileri arasında, gerek özlük hakları ve statüleri, gerekse mali haklar yönünden çok büyük farklar bulunduğunu ifade eden Kutlubay, "Dileğimiz bu mağduriyetin bir an önce giderilmesidir. Kamu avukatlığı kurumu ile ilgili olarak önemsediğimiz bir diğer husus, avukatlık mesleğinin en önemli özelliğinin bağımsızlık olduğu göz önüne alınarak, kamu avukatlığı kurumunun, mesleğin bu özelliğine uygun olarak bağımsız ve özerk bir yapıya kavuşturulması için gerekli yasal düzenlemenin yapılmasıdır" diye konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız