SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Süreyya Soyman'ın Ardından

A- A+ PAYLAŞ

SÜREYYA SOYMAN’IN ARDINDAN

 

Yrd.Doç.Dr. Göknur Göğebakan Akçadağ Yazdı

 

 8 yıllık mücadele ve boşa geçirmediğin koca bir hayatınla, bıraktığın izlerle gittin Süreyya(abla). Tüm Malatyalıların sevdiği, saydığı, değer verdiği üreten, konuşan, anlatan, öğreten, gören, bilen, fark eden ve bunları hem özel hayatında hem de sosyal hayatta yansıtan bir kişiliktin. Seni kaybetmenin üstüne bir yazı yazmayı hiç istemesem de bu benim ve seni seven insanların vedası olsun istedim. Yaşama değer katan ve yaşadığı yere değer katan insanlar vardır az sayıda olan, sen onlardan birisiydin. Vaktini boş işlerle harcamadın, bana nasıl şiir yazmaya başladığını, birikmelerini ve günün birinde kitap haline gelişlerini anlattın, konuştuk, paylaştık yapmak istediklerini. Hastalığın sana engel olmaya çalışsa da pes etmedin ve bunu ayakta kalmanın aracı olarak gördün, doğru bir hedefti ve hep şunu derdin:”kanserle mücadele ve hayata bağlılık, kendini bırakmamak gerek ve aynı hastalığı yaşayan insanlara da bu şuuru aşılamak istiyorum”. İstanbul’da ve burada bu konuda çalışmaların olduğunu biliyorduk.

 

1985 yılında Üniversiteyi bitirip döndüğümde beni “Malatya Yardım Sevenler Derneği”ne götüren ve katılmamı sağlayan da sendin ve 20 yıl oldu hep birlikte çalıştık güzel şeyler yaptık, hastalığın son yıllarda seni Dernekten ve bizlerden zorunlu olarak uzaklaştırsa bile her zaman kalbimiz seninleydi. Derneğe katkın, şiir kitabını verişin, sayısız hatıralar…Güler yüzünle, sevgi dolu yüreğinle bir gün bile kimseyi kırmadan geçen bir hayat. TV programların, gazete yazıların, 3 şiir kitabın, Yardımsevenler derneği ve diğer derneklerdeki çalışmaların ve dahasını yapmak istiyordun… “kamer, esna-yı zaafında müşari bil-benan olmuş” yani, ay hilal halinde bile işte orada! diye parmakla gösterilir. Sen hep öyle gösterildin Süreyya abla!, Hasta halinle bile ne ailene ne çevrendekilere bir gün kapris yapmadan, hala bir şeyler yapma-üretme isteğinle, hilal halinle bile ışıldadın.

 

“Şairin vakti dar

Olsa olsa bir çiğ tanesinin ömrü kadar

Kusuruna bakılmaz acelesi var

Işıyan güne yetişecek nefesindeki satırlar”

yazsa da bir şairin dilinde, ışıyan yeni güne  yetişemedi nefesindeki satırlar fakat bıraktığın güzellikler bilinmeye devam edecek. Malatyalılara ve seni tanıyan insanlara hatırlattıkların hep güzel şeyler olacak.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız