SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Tacizlere Kapalı Duracağız"

0
Güncellendi - 2015-12-27 20:28:43
A- A+ PAYLAŞ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türk kimliğine kin duyan vicdansızlar, Türk milletinin kardeşliğinden ürken asiler, Milliyetçi Hareketi ‘nasıl tuzağa çekerim, nasıl kavgaya çekerim’ diyerek fitnede akıllara durgunluk vermişlerdir. Bizi durdurmak için olmadık iftiralara başvurulması sebepsiz değildir” dedi. 

TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli, Esenyurt’ta yaşanan olaylara değinerek, kan baronlarının ölüm saçtığını söyledi. Saldırıyı ‘alçakça’ olarak niteleyen Devlet Bahçeli, “Geçtiğimiz Pazar günü İstanbul Esenyurt İlçe Seçim Koordinasyon Merkezi’nin açılışında yaşananlar hepimizi kedere sevk etmiş, gözyaşlarına boğmuştur. Katiller Esenyurt’da pusu kurmuşlar, vahşet tezgahı açmışlardır. Kan baronları Esenyurt’ta ölüm saçmışlardır. Hiç beklenmedik bir anda seçim çalışmaları esnasında silahlı bir grup partimize ve dava arkadaşlarımıza ateş açmıştır. Hunhar olayda aziz ülküdaşımız, davamızın emektarı, güzel insan Cengiz Yücel Akyıldız bey isabet eden kör kurşunlarla şehit olmuştur. Bu alçak saldırıda 5 dava arkadaşım da yaralanmıştır. 4 Ocak 1968 tarihinde şehadet şerbetinden için ilk şehidimiz merhum Ruhi Kılıçkıran’dan 46 yıl sonra yine bir Ocak günü bu defa da Yusufiyeli Cengiz’imizi şehitlik payesi ile ebediyete uğurladık, biz ondan razıyız, inşallah o da bizden razı olur” diye konuştu.

CENGİZ'İMİZ ŞEHİT OLDU

Bahçeli, “Biz tahrik kampanyalarına, nokta atışı yapan bozguncu ve nifak meraklılarına şans tanımayacağız. Bizim duygularımızı ajite etmeye, olayların merkezine konuşlandırmaya yeltenenlerin heveslerini kursaklarında bırakacağız. Zor olsa da, dayanacağız. Dişimizi sıkarak sabredeceğiz. İçin için ağlayarak tacizlere kapalı duracağız” dedi. 

Bahçeli, Esenyurt’da seçim bürolarına yönelik saldırı ile ilgili şunları söyledi:

“Hüzünlerin yüreklerimizi tesir ve murakabe altına aldığı bir dönemdeyiz. Bire bir muhatap kaldığımız acıları ruhumuzun derinliklerinde yaşıyor, kalbimizin en ücra köşelerinde hissediyoruz. Geçtiğimiz Pazar günü İstanbul Esenyurt İlçe Seçim Koordinasyon Merkezi’mizin açılışı sırasında yaşananlar hepimizi kedere sevk etmiş, gözyaşlarına boğmuştur. Katiller Esenyurt’ta pusu kurmuşlar, vahşet tezgâhı açmışlardır. Kan baronları Esenyurt’ta ölüm saçmışlardır. Hiç beklenmedik bir anda, devam eden seçim çalışmalarının heyecanı esnasında silahlı bir grup partimize ve dava arkadaşlarımıza ateş açmıştır. Hunhar olayda aziz ülküdaşımız, davamızın emektarı, güzel insan Cengiz Yücel Akyıldız Bey isabet eden kör kurşunlarla şehit olmuştur. Bu alçak saldırıda beş dava arkadaşım yaralanmıştır."

4 Ocak 1968 tarihinde şehadet şerbetinden içen ilk şehidimiz merhum Ruhi Kılıçkıran’dan 46 yıl sonra, yine bir Ocak günü bu defa da ‘Yusufiyeli Cengiz’imizi şehitlik payesiyle ebediyete uğurladık. Biz ondan razıyız, Rabbim’den niyazım odur ki, inşallah o da bizden razı olsun. Binlerce dava şehidimizin arasına bir arkadaşımız daha karıştı. Bir hilal uğruna batan güneşlere bir yenisi daha eklendi. Vatan, millet ve bayrak uğruna kara toprağa gül goncası gibi düşen soylu ve asil yiğitlere yeni bir Yusuf yüzlü daha ilave oldu. Belki bir eksildik, ama inanıyorum ki, manevi makamlarıyla Rahmet Peygamberi Efendimize komşu olan mübarek yüzlerin sayısı bir fazlalaşmıştır. Hiç kimse kaybettiğimizi düşünmesin. Hiç kimse yıldığımızı sanmasın. Hiç kimse yolumuzdan döneceğimizi, ülkülerimizden sapacağımızı, hedeflerimizden çark edeceğimizi aklının ucuna getirmesin. Biz şehadetlerden doğduk. Biz karanlık gecelerde Yunus gönlümüzle parladık. Biz kurşunlardan, tuzaklardan, yağlı urganlardan yeşerdik. 1968’den beri ölüm yakamızda, çile peşimizde olsa da, doğru bildiklerimizden, Türk-İslam ülkümüzden, millet ve vatan aşkımızdan ödün vermedik. Allah’ın izniyle vermeye de niyetimiz yoktur."

BİRİLERİ FİTNE ÇIKARMAK İSTİYOR

Bahçeli, konuşmasında "Yusufiyeli Cengizimizi bizden koparıp alan şerefsiz ve namussuz emeller boşuna heveslenmesin, boşuna bayram etmesin. Katiller, adiler, insan canından geçinen iğrenç yaratıklar kendi aralarında sevinç turları atmasın, döktükleri kanların yerde kalacağını zannetmesin.Biz ki, bir ölürsek bin diriliriz. Biz ki, bir gidersek bin geliriz. Şunu açık, net söylemek isterim ki, saflarımızın sağlamlığını, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in tarihi yürüyüşünü kimse bozamayacaktır” dedi.

Türk kimliğine kin duyan vicdansızların, Türk milletinin kardeşliğinden ürken asilerin Milliyetçi-Hareket’i “nasıl tuzağa çekerim, nasıl kavgaya iterim” diyerek fitne çıkarmaya çalıştığını anlatan Bahçeli, konuşmasına Şair Sezai Karakoç’un şu dizeleri ile devam etti:

“Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Halbuki, biz sussak tarih susmayacak. Tarih sussa, hakikat susmayacak. Onlar sanıyorlar ki, bizlerden kurtulsalar mesele kalmayacak. Halbuki, bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar.Vicdan azabından kurtulsalar tarihin azabından kurtulamayacaklar. Tarihin azabından kurtulsalar Allah’ın gazabından kurtulamayacaklar.”

“İÇİŞLERİ BAKANI SAYIN ALA’NIN KONUNUN ÜZERİNE CİDDİYETLE EĞİLECEKLERİNİ SÖYLEMESİ BİZİM AÇIMIZDAN OLUMLU BİR TAVIRDIR”

Bölücü alçakların dağdaki provokasyonlarını şehirlerde de sürdürerek niyetlerinde herhangi bir değişiklik olmadığını ortaya koyduğunu anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye’nin bugünkü karmaşa ve kargaşa ortamından faydalanmaya, kutuplaşmayı genişletmeye azmetmiş kalpsizler cürümleri kadar yer yakacaklarını unutarak kavga ve karışıklık havarisi kesilmişlerdir. Milliyetçi-Ülkücü Hareketi ateşin içine nasıl çekeriz hesabıyla silah kozuna tutunmuşlardır. Kandil’den İstanbul’a güvenle intikal eden, terörist kamplarda özenle yetiştirilen aşağılık yüzler öldürerek, yok ederek, ateş ederek Milliyetçi Hareket’i provoke etme çılgınlığına soyunmuşlardır. Fakat evdeki hesap çarşıya uymayacaktır. Muhakkak ki, katillerin izi sürülmeli, kimlikleri tam olarak teşhir edilmeli ve layık oldukları cezalara çarptırılmalıdır. Şimdilik aralarında yaşı 17 olan birisinin de bulunduğu 4 şüphelinin gözaltına alındığını biliyor ve gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Bunların gerçekten de suçlu olup olmadığı yapılan tahkikat neticesinde vuzuha erecektir. İçişleri Bakanı Sayın Efkan Ala’nın konunun üzerine ciddiyetle eğileceklerini söylemesi bizim açımızdan olumlu bir tavırdır.”

BU NASIL BİR AİLEDİR

MHP lideri Bahçeli, dün Hükümet Sözcüsü Başbakan Yardımcısının yaptığı açıklamaların esasen gözaltına alınanların saldırıyı gerçekleştiren caniler olduğuna atıf yaptığını ifade ederek şunları dedi: “Ne var ki bu hükümet üyesinin Bakanlar Kurulu Toplantısı’ndan sonraki beyanları maksadını aşan değerlendirmelerle doludur. Gözaltına alınan zanlıları tarif ederken; “bir tanesi 97 doğumlu. Bir ailenin fertleri. Belli bir yerlere mensubiyetleri var. Protesto amacıyla ortaya çıkmışlar. Ama silaha sarılmışlar' ifadesini kullanmıştır. Anlaşılan hükümet emniyette sorgusu devam eden kişilerin suçlu olduğu sonucuna varmıştır. Bu nasıl bir ailedir ki, koskoca bir teşkilata, Türk siyasetinin 45 yıllık çınarına pervasızca saldırabilmektedir? Hükümet Sözcüsü, gözaltında bulunan şüphelilerden bahsederken belli bir yerlere mensubiyetleri var demekle neyi kast etmektedir? Bu şahıslar nereye mensuptur?”

“İÇİN İÇİN AĞLAYARAK TACİZLERE KAPALI DURACAĞIZ”

“Şurası kesindir ki, Esenyurt’ta vuku bulan ve hepimizi sarsan cinayet ve yaralamalar son yıllardaki en kritik vakadır” diyen Bahçeli, Türkiye’yi içe dönük bir hesaplaşmaya, sonu olmayan ve herkesi içine çekecek tehlikeli sürece sokmak için malum çevrelerin canla, başla çırpındığını dikkat çekti. Birilerinin Türk milleti birbirine düşsün diye beklediğini anlatan Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: "Umuyorlar ki, etnik ve mezhep temelli mücadele her tarafa yayılsın, her tarafta hâkim olsun. İstiyorlar ki, Milliyetçi Hareket sokağa insin, çatışmanın tarafı haline gelsin. Esenyurt’ta kanlı girdabın provası yapılmıştır. Esenyurt’ta Türkiye düşmanları, Türk ve millet muhalifleri bizim üzerimizden toplumsal hassasiyet ve tepkinin seviyesini ölçmüşlerdir. Rüşvet ve yolsuzluk gündeminin farklı mecralara çekilerek buharlaştırılması güdülen amaçlar arasında yer almıştır. Ama biz tahrik kampanyalarına, nokta atışı yapan bozguncu ve nifak meraklılarına şans tanımayacağız.Bizim duygularımızı ajite etmeye, olayların merkezine konuşlandırmaya yeltenenlerin heveslerini kursaklarında bırakacağız. Zor olsa da, dayanacağız. Dişimizi sıkarak sabredeceğiz.İçin için ağlayarak tacizlere kapalı duracağız. Demokrasinin kural ve ilkelerinden milim ayrılmayacağız. Hukukun sınırlarından taşmayacağız. Bizi şiddet ve dehşet sarmalının bir unsuru yapmak için el ovuşturan şarlatanları muhatap almayacağız. Hesap soracaksak iktidara gelerek bunu yapacağız.”

Bahçeli, Ukrayna’nın bir süredir iç savaşı aratmayacak hadiselere gömüldüğüne dikkat çekerek, “Hükümet Ukrayna’da gelişmelere klasik yanlı tutumuyla değil, itidali tavsiye eden, yatıştırıcı, demokrasiyi öne alan ve sakinleştirici bir tonla yaklaşmalı; muhalefetinden iktidarına kadar uzlaşmayı önermelidir” ifadesini kullandı.

MÜSLÜMANLARIN HALİNE ÜZÜLÜYORUZ

Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Müslümanlara yönelik zulüm ve eziyetlerin kendilerini kahrettiğini söyleyen Bahçeli, “Orta Afrika Cumhuriyeti’ni fiilen kontrolü altında tutan Fransa, bu ülkenin kaynaklarını hem sömürmekte, hem de şiddete çanak tutmaktadır” şeklinde konuştu.

Merkez Bankası'nın değişik enstrümanlarını devreye soksa da dövizin yükselişini durduramadığını belirten Bahçeli, Türkiye ekonomisinin çatırdadığını söyledi: 

Ekonomi Bakanı’nın, dövizi kast ederek; “ekonomi nerede dengeyi kurdu ve nerede tutturdu, orası sağlıklı ve denge yeridir” sözlerinin bir skandal ve cahil cesareti olduğunu anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı: "Oysa ki Türk lirasındaki erime memurumuzu, işçimizi, esnafımızı, çiftçimizi, dar ve orta gelirli kardeşlerimizi yüzde 15 ile yüzde 20 oranları arasında fakirleştirmektedir. Ekonomik kayıplar ciddi boyutlardadır. Makroekonomik yelpaze tehlike sinyallerini artırmıştır. Başbakan Erdoğan, bu günlerin gelip geçici olduğunu ifade etse de, ekonomik deprem her vatandaşımızı çok olumsuz etkilemektedir.” 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız